Tgrt Haber
27 Nisan 2015 19:06

Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Yetki gasbı yapan bir yargı merci var'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yetkisiz mahkemeden tahliye kararına ilişkin, 'Burada kendilerine ait olmayan yetkiyi kullanmak suretiyle yetki gasbı yapan bir yargı merci var' dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Yetki gasbı yapan bir yargı merci var'
erdoğan, kuveyt,

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuveyt'e hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. "Paralel Yapı iddialarıyla ilgili hafta sonu bazı tahliye kararları çıktı, daha sonra bu kararları durdurma yönünde karar çıktı. Bugün yeniden tahliye kararlarında ısrar edilmesi yönünde karar var. Aynı zamanda HSYK da olağanüstü toplandı. Tüm bu yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna, Erdoğan, "Öncelikle, yetki kullanımı açısından, şu anda kendilerine ait olmayan bir yetkiyi kullanmak suretiyle, yetki gasbı yapan bir yargı merci var. HSYK'nın başlattığı toplantı, bana göre geç kalmış bir toplantı" yanıtını verdi.

"Bunlar, 23 Nisan tatil gününde bu işi başlattılar ve ardından cumartesi, pazar tatil, aynı şeklide bu tatilde de bunu sürdürdüler ve çok daha ilginci, gece sabaha kadar odasında çalışma yürüten bir hakim ve oda kilitli, kimseye bu odayı açmayacak derecede de bu işi anlaşılmayacak şekilde sürdüren bir veya iki hakim" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu tabii Türkiye'de bu ilişkilerin nerelere geldiğini göstermesi bakımından çok çok tehlikeli, çok çok sıkıntılı bir süreç. Nitekim şu anda gönderilen başmüfettişlerin, rapor olarak hazırladıkları raporu biliyoruz. Öyle zannediyorum ki HSYK da bu raporlar istikametinde kararını verecektir. Dolayısıyla bu karar verilmeden, şu anda, benim burada herhangi bir açıklama yapmam doğru olmaz."

Bazı milletvekillerinin İstanbul'da adalet sarayına gittiğini anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Anayasamızın 138. maddesinde, bir defa yargı esnasında, ister milletvekili olun, ne olursanız olun, yargıyı baskı altına alamazsınız. Bunlar oraya geliyorlar ve adalet sarayına giriyorlar. Adalet sarayına bu milletvekillerinin sokulması yanlış bir olay, onlar yanlış olduğu kadar aynı şekilde avukatların belli saatten sonra, oraya girmek suretiyle onların da orada bir baskı oluşturma gayretleri, onlar da ayrı bir sorun.  

Bunların hukukla falan alakası yok, tamamen hukuk dışı ve  Pensilvanya'dan alınan talimatla, orada yapılmış olan dualarla, vesairelerle bir yönlendirme söz konusu. Temenni ederim ki bugün HSYK'nın alacağı kararla ideal netice yakalanmış olur ve tahliye kararı, bu tahliye kararıyla bir taraftan sosyal medyada bir algı operasyonu sürdürülmesi, bu algı operasyonuyla dikkat edilirse arşiv resimleriyle adeta cezaevinden çıkmışlar, artık dışarıdalar gibi bir şeyi yayımlamak, bunları göstermek... Gerçekten bunlar çok çok çirkin. Nasıl bir örgüt çalışması olduğunu göstermesi bakımından çok çok önemli. Şimdi bu örgütün içerisinde yer alanların hepsinin, a'dan z'ye tabii ki bedelini ödemesi lazım. Bu ülke rastgele bir ülke değil. Bu ülkede artık demokrasi egemen olacak, hukuk, adalet yerini bulacak. Öyle isteyenin istediği gibi adaleti tanzim etme, şekillendirme yetkisi de yoktur, hakkı da yoktur, daha da ileri gitmek istemiyorum, daha farklı şeyler anlatmak istemiyorum."

"Türkiye KKTC'ye 'yavru vatan' olarak bakmaya devam edecektir"

Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı seçilen Mustafa Akıncı'nın, "Yavru vatan, ana vatan değil, iki kardeş ülkeyiz" yönünde açıklaması olduğunun belirtilerek, bunu nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, "yavru vatan" ve "ana vatan" ifadelerinin bir sıcaklığın gereği olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akıncı'nın seçilmiş bir cumhurbaşkanı olduğunu, yazılı mesajını gönderdiğini ve telefonla da tebrik edeceğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Burada 'İki kardeş ülkeyiz' dediğiniz zaman, orada çok farklı tablolar ortaya çıkar. Sayın Cumhurbaşkanının ağzından çıkanı kulağının duyması lazım. Bakın, burada Türkiye, Kuzey Kıbrıs'ı bugüne kadar niye, niçin sahipleniyor? Bunun bir esbabımucibesi var. Bu esbabımucibeyi burada dillendirmemize gerek yok. Dolayısıyla da kardeş olarak çalışmanın bile şüphesiz şartları vardır. Kardeş olarak çalışmanın ötesinde, yavru vatan, ana vatan olarak çalışmanın da bir bedeli vardır. Bu ülke, Kuzey Kıbrıs'ta bir bedel ödemiştir. Hala bu bedeli ödemeye devam etmektedir. Biz şehitler vermişiz, niye? Çünkü yavru vatan böyle bir bedeli ödemeyi gerektiriyor diye bu adımlar atılmıştır. Ondan sonra buranın imarı için, bugünlere gelebilmesi için hala bu süreci devam ettirirken, şu anda bizim yıllık oraya yaptığımız ödeme, son olarak aklımda kalan, 1 milyar dolar civarındadır. Fazlası vardır azı yoktur. Bu rakamlar ciddi noktalarda ve hiçbir zaman burayı görmemezlikten gelmedik."

"Sorun Ermeni yönetimi"

Erdoğan, 1915 olaylarına dair Ermeni iddialarına ilişkin soru üzerine, Türkiye'nin asla soykırım yapmadığını vurguladı.

Türkiye'nin devlet arşivlerini açmaya hazır olduğunu net biçimde söylediklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunu defaatle söylemimize rağmen Avrupa Birliği'nin aklı yeni başına geliyor, diyor ki 'Türkiye arşivlerini açması lazım.' Biz çoktan bunu söyledik. Ama bu tek taraflı olmaz. Varsa Ermenistan'ın o da açsın. Biz zaten bu arşivlerimize dayanarak konuşuyoruz. 1 milyon 400 bin Ermeni'nin öldürüldüğünü söyleyenler hangi belgeye, hangi bilgiye dayanarak bunu söylüyorlar? Neredeymiş bu kadar insan? Bunları ortaya koysunlar. Aynı şekilde Fransa... Fransa neye dayanarak böyle bir şeyi söyleyebiliyor? Şu anda Fransa'da 600 bin Türk var. Bunların içerisinde 200-250 bin Fransa vatandaşı olan Türk var. Onların bu noktadaki yaklaşımını, hiç kale almadan böyle bir adımı atmak bana göre Hollande açısından söylüyorum, yanlış yapmıştır ki kendilerine biz bugünü defaatle de söylememize rağmen bunlar bunu yapmışlardır.

Ama işte oraya gelen 2 tane devlet başkanı olmuştur. Çünkü onlar, Türkiye'ye saldırı için bunu bir plan şeklinde düzenlemişlerdi. Hamd olsun bize de 20 tane devlet başkanı geldi, başbakanlar geldi, bunun yanında hükümet başkanları geldi, bunun yanında bakanlar geldi 80'e yakın böyle bir katılım oldu. Bu da bizi ayrıca memnun etti, mutlu etti. Ama biz işi Ermenistan'a yönelik bir saldırı planı olarak düşünmedik. Tam aksine biz şehitlerimizi andık. Zaten bizim de Ermenistan halkıyla bir sorunumuz yok. Sorun, Ermeni yönetimidir, Ermeni diasporasıdır. Bunun da gayet iyi anlaşılması lazım, bilinmesi lazım."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...