Tgrt Haber
23 Mart 2018 16:38 - Güncelleme : 16 Şubat 2022 11:30

En Güzel ve Anlamlı Kız BEBEK İSİMLERİ | 2018 En yeni kız isimleri | Kız Çocuk İSİMLERİ

Kız Bebek isimleri. En güzel bebek kız isimleri burada. En anlamlı ve güzel kız bebek isimleri ve 2018 En yeni kız isimlerini yeni anne ve baba adayları için haberimizde derledik. Kız çocuğu bekleyen anne ve babalar yeni doğacak evlatlarına En anlamlı ve güzel kız isimlerinin araştırmasını yapmaya başlıyor. Anne ve babalar kız çocuklarına vereceği ismin anlamı ve günümüzdeki anlamını araştırmaya başladı. Yeni doğan kız çocuklarına koyacağımız isimlerin anlamları, dinimize ve örf âdetlerimize uygunluğunu da öğrenmek için Google üzerinden aramaya başladı. Yeni doğan kız isimlerinin anlamlarını bilmek anne ve babalar içinde sürpriz olmamış olur. Sizler için derlediğimiz En anlamlı ve güzel kız bebek isimleri ve 2018 En yeni kız isimlerini haberimizde toplamış oldu. Tüm detaylar haberimizde mevcut.

En Güzel ve Anlamlı Kız BEBEK İSİMLERİ | 2018 En yeni kız isimleri | Kız Çocuk İSİMLERİ
en güzel kız isimleri,kız bebeği isimleri,kız isimleri ve anlamları

Kız Bebek isimleri. En güzel bebek kız isimleri burada.En anlamlı ve güzel kız bebek isimleri ve 2018 En yeni kız isimlerini yeni anne ve baba adayları için haberimizde derledik. Kız çocuğu bekleyen anne ve babalar yeni doğacak evlatlarına En anlamlı ve güzel kız isimlerinin araştırmasını yapmaya başlıyor. Anne ve babalar kız çocuklarına vereceği ismin anlamı ve günümüzdeki anlamını araştırmaya başladı. Yeni doğan kız çocuklarına koyacağımız isimlerin anlamları, dinimize ve örf âdetlerimize uygunluğunu da öğrenmek için Google üzerinden aramaya başladı. Yeni doğan kız isimlerinin anlamlarını bilmek anne ve babalar içinde sürpriz olmamış olur. Sizler için derlediğimiz En anlamlı ve güzel kız bebek isimleri ve 2018 En yeni kız isimlerini haberimizde toplamış oldu. Tüm detaylar haberimizde mevcut.
En Güzel ve Anlamlı Kız BEBEK İSİMLERİ | 2018 En yeni kız isimleri | Kız Çocuk İSİMLERİ

EBRU:1.Keman kaş. 2.Bulut rengi. 3.Bir sanat dalı

ECE: Kraliçe. Güzel kız,kadın.

ECEGÜN: Çok güzel bir günde doğan

ECEM: Kraliçem, sevgili kraliçe anlamında

ECENAZ:Nazlı güzel.

ECESU:Su gibi berrak ve güzel.

ECMEL: Çok güzel

EDA: Naz, cilve. Davranış,tavır. Verme,ödeme. (Namaz için)kılma,yerine getirme. Üslup.

EFİL:Rüzgar,dalgalanma.

EGE: Türkiye'nin batısında yer alan deniz

ELANAZ:Ela gözlü,nazlı güzel.

ELANUR:Ela gözleriyle nur saçan.

ELÇİN: Deste, tutam

ELİF: Kibar, narin yapılı, ince-uzun boylu kız.

ELİFE:Tutku,istek,alışılan şey.

ELİZ:El izi.

ELVAN: Renkler,çeşitler.

EMEL:Arzu,özlem.

EMET: Bereket, bolluk

EMİNE: İnanılır,güvenilir.

ENER: Dağ eteği

EREM: Cennet

ERENDİZ: Jüpiter gezegeninin adı

ERÇİL: Doğru,inanılır,güvenilir kişi.

ERDA: Beyaz karınca.

ESEN: Sağlıklı, salim

ESENGÜL: Rüzgar gibi esen,Gül gibi güzel kokan.

ESER: Emek sonucu ortaya çıkan ürün, yapıt; Yok olmuş bir nesneden kalan parça

ESİM: Rüzgar gibi olan.

ESİN: Sabah rüzgarı

ESMA: İsimler,adlar. Çok yüksek olan.

ESMACAN: Adı can olan.

ESMAGÜL: Adı gül.

ESMANUR: Adı nur.

ESNA: Yüksek, yüce. Bir işin yapıldığı an.

ESRA: En çabuk, çok çabuk

EŞAY: Ayin güzelliğiyle eşdeğer güzelliğe sahip olan.

EŞLEM: Selametli, güvenilir

EVA: Havva. Yaratılan ilk kadın.

EVİN: Bir şeyin içindeki öz; Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü

EYLÜL: Sonbaharda bir ay adı

EZGİ: Melodi, şarkı, türkü

EZGİN: Sesi düzenli gelen. Paraca durumu bozuk olan. Çok sıkıntı çekmiş.

Ebru : Kaş.

Eda : Tavırları hoş, nazlı.

Efser : Taç.

Ela: Sarıya çalar kestane rengi.

Elif : Arap alfabesinin ilk harfi, dost, tanıdık.

Emel : Güçlü arzu, umulan şey.

Erva : Çok güzel, son derece cesur ve yiğit adam.

Esma : İsmi olan.

Esra : Gece yolculuğuna çıkan.  

 

FATMA: Çocuğunu sütten kesen kadın.

FATMAGÜL: Gül gibi güzel yeni anne olmuş kadın .

FAZİLET: Erdemli, iyi ahlaklı

FERAH: Aydınlık, iç açıcı

FERAHGÜL: Güzelliğiyle neşe saçan.

FERAHNUR: İnsanın gönlünü ışık saçarak aydınlatan

FERAY: Ay ışığı, ayın parlaklığı,ışıltı saçması.

FERCAN: İnsanın ruhuna aydınlık veren bir içtenliğe sahip olan

FERDA: Gelecek zaman, yarın; Kıyamet

FERDACAN: İçtenliğini hiç kaybetmeyecek olan.

FERHAN: Sevinçli, gönlü hoş

FERİ: Köke değil dallara ait olan. İkinci derecede olan.

FERİDE: Eşi benzeri olmayan,tek. Çok değerli inci.

FERİS: Şık,zarif.

FERİSU: Temizliği ve berraklığıyla ışık saçan.

FERNUR: Aydınlık,ışık.

FERSUDE: Eskimiş,yıpranmış,örselenmiş.

FEYZA: Bolluk, çokluk, bereket. Taşkın.

FEZA: Boşluk, sinirsizlik; Uzay

FİDAN: Yeni yetişen ağaç

FİGEN: Yaralayan, kıran

FİLİZ: Tohumdan çıkan sürgün. İnce ve güzel vücutlu.

FİRDEVS: Cennetler. Cennet bahçeleri.

FİRUZE: Açık mavi renkte, değerli bir süs taşı

FULYA: Nergisgillerden güzel kokulu sarı bir çiçek

FUNDA: Çalı ormanı, çalılık; Püskül, tepelik

FÜRUZAN: Parlayan, parlak

Fatıma : Kendisi ve nesli Cehennem ateşinden kesilmiş.

Fazilet : Erdem, iyi huyların ve üstün vasıfların hepsi.

Ferdiye : Tek ve eşsiz.

Ferah : Bol, geniş, neşeli, açık.

Feray : Parlak, aydınlık ay.

Ferhunde : Uğurlu kutlu.

Feriha : Sevinçli, ferah.

Ferihan : Razı, hoşnut, sevinçli.

Ferişte : Melek.

Ferzane : Hakim, filozof, bilgin, âlim.

Figen : Çiçek demeti, gölge eden.

Fitnat : Zihin açık, çabuk kavrayışlı.

Firdevs : Sekiz Cennetten biri, altın ve gümüştendir.

Firkat : Ayrı olan, sevgiden uzak kalan.

Fulya : Güzel kokulu bir nergis.

Füruzan : Çok parlak, aydınlık, parlayan, nurlu.

Füsun : Büyü, sihir, efsun.

Füsünkâr : Büyüleyici güzel. 

GAMZE: Göz kırpma, gözle işaret; Nazlı bakma; Gülerken bazı kişilerde yanaklarda beliren çukur

GAYE: Amaç, erek

GAZAL: Ak geyik, ahu; Geyik yavrusu; Güzel söz (mecazi)

GAZEL: Konusu daha çok sevgi ve içki olan, manzume; Tek kişinin özel ahenkte okuduğu müzik parçası; Sonbahar vaktinde düşen yapraklar

GELİNCİK: Yazın kırlarda yetişen parlak kırmızı renkli bir çiçek

GENCAY: Yeni doğmuş ay; Hilal biçimindeki ay

GERÇEK: Yakıştırma veya yalanı olmayan

GİZEM: Sır; Aklın erişemediği çözülemeyen şey

GONCA: Tam açılmamış çiçek

GONCAGÜL: Gül goncası.

GÖK: Yerin göz ile görülebilen ufuklarından başlayarak yukarıda kubbenin içi gibi gözüken sonsuz boşluk; Mavi renk

GÖKAY: Hem gök, hem ay; Güzel ay

GÖKBEN: Ben gökyüzü anlamında

GÖKÇE: Gök mavisi, mavi gözlü güzel

GÖKÇENAZ: Nazlı mavi.

GÖKSU: Türkiye'nin çeşitli yerlerinde bulunan akarsuların adı

GÖKYEL: Kuzeydoğudan esen rüzgar, poyraz

GÖNEN: Rutubet, yaşlık; Ekilecek toprağın tavlandırılması

GÖNÜL: İstek, arzu, sevgi.

GÖNÜLGÜL: Gül gibi zarif bir gönlü olan.

GÖRKE: Heybetli

GÖRKEM: Göz alıcı ve gösterişli olma durumu,ihtişam.

GÖZDE: Çok sevilen, beğenilen nitelikte olan. Çok güzel.

GÖZDEM: Beğendiğim,sevdiğim,saydığım,bitanem.

GÖZDENAZ: Nazlı güzel.

GÖZDENUR: İnsanlara vermiş olduğu iç huzurla herkesin beğenisini kazanan.

GÖZEN: İlgi çekici, samimi; Sulak yer; Pınar

GÜHER: Cevher

GÜL: Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeğine verilen ad; Gülmek eyleminden gül

GÜLAL: Gülün kırmızısı gibi güzel.

GÜLAY: Gül gibi güzel, ay gibi aydınlık olan.

GÜLBAHAR: Ebru yapmakta kullanılan koyu kırmızı toprak rengi

GÜLBEN: Gül yüzlü,gül gibi beni olan.

GÜLBİN: Gül fidanı, gül yetişen yer.

GÜLCAN: Gül gibi güzel kişi.

GÜLCE: Gül gibi.

GÜLÇİÇEK: Her yönüyle güzel olan.

GÜLÇİN: Gül toplayan, gül seven.

GÜLDEN: Güle ilişkin, gülden yapılmış. Gül soluklu.

GÜLEDA: Gül gibi güzel ve nazlı.

GÜLEN: Güleç yüzlü, mutlu anlamında

GÜLENAY: Güleç ay, gülümseyen ay; Ay gibi gülümseyen güzel

GÜLFEM: Ağzı gül gibi olan

GÜLFER: Zarifliği ve güzelliğiyle göz kamaştıran.

GÜLGEN: Güler yüzlü

GÜLGÜN: Gül renkli; Gülen, gülümseyen

GÜLHAN: Gül kadar çok sevilen, han, hakan

GÜLİN: Güzel,zarif.

GÜLİNAZ: Nazlı,güzel.

GÜLİSTAN: Gül bahçesi

GÜLİZ: Gül yetiştiren

GÜLİZAR: Al yanaklı, gül yanaklı; Alaturka müzikte bir bileşik bir makam

GÜLNİHAL: Gül fidanı.

GÜLNİSA: Gül gibi kadınlar anlamında

GÜLNUR: Işık saçan güzellik.

GÜLPERİ: Gizemli gül, saklı gül.

GÜLRİZ: Gül saçan

GÜLRU: Gül yüzlü, gül yanaklı

GÜLSANEM: Çok güzel kadın.

GÜLSELİ(N): Coşkulu bir güzelliğe sahip olan.

GÜLSU: Gül ve su gibi güzel

GÜLSÜN: Yaşam boyu yüzü gülsün anlamında

GÜLŞAH: Gül dalı; Güzelliğiyle ün salmış olan

GÜLŞEN: Gül bahçesi

GÜLTEN: Gül tenli, vücudu gül gibi

GÜN: 24 saatlik zaman dilimi; Güneşin yeryüzüne gönderdiği ışık; Güneş, yaşam

GÜNAL: Işık al, ışıklı ol

GÜNAN: Doğumuyla sevinç getiren; Anılan gün

GÜNAY: Hem gün, hem ay

GÜNÇİÇEK: Ay çiçek

GÜNDEN: Güne ilişkin, güneşe ilişkin; Güneşten bir parça

GÜNDÜZ: Günün aydınlık bölümü

GÜNEŞ: Çevresindeki gezegenlere ısı ve ışık veren büyük gök cismi

GÜNEY: Her zaman güneş gören, güneşli yer; Bir yön

GÜNHAN: Oğuzhan'ın altı oğlundan biri

GÜNNAZ: Nazlı kişi.

GÜNNUR: Güneş gibi ışık saçan.

GÜNSU: Gün gibi aydınlık, su gibi

berrak

GÜRAY: Bol ışıklı ay, güçlü ay

GÜRDAL: Güçlü dal, sık dal

GÜVEN: Güvenmekten, yürekli ol anlamında

GÜZ: Sonbahar

GÜZEL: Hoşa giden,hayranlık uyandıran

GÜZİN: Seçilmiş, seçkin. Beğenilen.

GÜZÜN: Güz mevsiminde olan

Gazal : Geyik, ceylan, ahu.

Gönül : Kalb.

Gözde : Göze girmiş, bir büyüğün sevip beğendiği.

Gülbanu: Gül hanım.

Gülberk : Gül yaprağı.

Gülbin : Gül fidanı, gül dalı, gül bahçesi, güllük.

Gülbiz : Gül saçan, gül serpen.

Gülçehre : Gül yüzlü, yüzü gül gibi hoş.

Gülcemal : Yüzü gül gibi güzel.

Gülçiçek : Gül gibi taze, çiçek tazeliği taşıyan.

Gülçin : Gül toplayan, gül derleyici.

Güldemet : Gül buketi, gül demeti.

Gülendam : Gül gibi ince, uzun, güzel vücutlu.

Güleser : Yüzünde gülümseme eksik olmayan.

Gülfam : Pembe, gül renginde.

Gülfem : Gül dudaklı, gül ağızlı.

Gülfer : Gül gibi parlak.

Gülfeşan : Gül saçan.

Gülfidan : Gül gibi genç.

Gülhiz : Gül yetiştiren.

Gülistan : Gül bahçesi, güllük.

Gülizar : Gül yanaklı.

Gülnar : Katmerli ve büyük gül, büyük çiçek.

Gülnaz : Gül gibi ince ve narin, nazlanan.

Gülsima : Gül yüzlü.

Gülsüm : Yüzü dolgun. Ümmügülsüm: Gülsümün annesi.

Gülter : Yeni açılmış gül.

Gülşen : Gül bahçesi, gülistan.

Güzide : Seçkin, seçilmiş, seçme. 

HABİBE: Sevgili,seven dost.

HALE: Ayın çevresindeki ışık halkası.

HALENUR: Kutsal ışık

HANDAN: Güleç, sevinçli,şen şakrak.

HANDE: Gülüş,gülme. Açılma. Eğlenme.

HANİFE: Allah'ın birliğine inanan; Hazreti Muhammed aleyhisselam zamanından önce tek yaradana inanan

HARİKA: Sıradanlığın üstündeki nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran

HASİBE: Değerli,soyca temiz,soylu.

HASLET: Doğuştan gelen güzel huy

HAVVA: Yaratılan ilk kadın.

HAYAL: Varmış, olmuş gibi zihinde canlandırılan imge, görüntü

HAYAT: Ömür, yaşam

HAZAL: Kuruyup dökülen ağaç yapraklarının güzelliği

HAZAN: Sonbahar

HAZAR: Barış

HEVES: Bir şeye duyulan istek

HELİN: Yuva

HİCRAN: Ayrılık,bir yerden ayrılmak. Ayrılığın sebep olduğu dayanılmaz acı.

HİLÂL: Ayın yay biçimindeki görünüşü,yeni ay,ayça.

HİLDE: Kurtulmak, yükselmek, ilerlemek

HOŞSEDA: Hoşa giden ses

HÜLYA: İnsanın kurduğu tatlı düş;

HÜMA: Efsanelerde geçen, yere konmayıp sürekli gökte kaldığına inanılan cennet kuşu

HÜMEYRA: Kızıllık, pembelik

HÜNER: İnce ve şaşırtıcı ustalık

HÜRREM: Sevinçli, güler yüzlü

HÜSNA: Pek çok güzel

Hacer : Taş, kaya parçası.

Hatice : Erken doğan kız çocuğu.

Hale : Ayın çevresinde görülen ışık halkası.

Halenur : Işıklı, aydınlık daire, hale.

Hamiyet : Milli onur ve haysiyet.

Handan : Gülen, şen.

Hande : Gülen, alay eden.

Harika : Tabiat dışı meydana gelen fevkalade olay.

Hasna : Çok güzel kadın.

Haver : Gün doğusu, ortak.

Havle : Güçlü, kuvvetli, takatlı, kudretli.

Havva : Bir şeyin kıvamı, olgun. Hazret-i Ademin hanımı.

Hayrunnisa : Kadınların hayırlısı, iyisi.

Hediye : İkram olarak verilen şey.

Hicran : Ayrılık, ayrılığın verdiği unutulmaz acı.

Hicret : Bir ülkeden başka birine göç etmiş olan.

Hilâl : Yeni ay.

Hoşeda : Davranışı hoş, hareketi güzel.

Hoşendam : Boyu posu güzel, görünümü düzgün.

Hoşkadem : Güzel ayaklı, uğurlu.

Hoşneva : Güzel sesli.

Hoşnigar :Tatlı, güzel bakışlı.

Huban : Güzeller. Güzel olan.

Huri : Cennet kızı gibi güzel.

Huriye : Çok güzel.

Hülya : Kuruntu, hayal.

Hümeyra : Küçük kırmızı. Hazret-i Âişe’nin ünvanı

Hürrem : Taze, şen şakrak, sevinçli. Güler yüzlü.

Hürriyet : İradesine göre karar veren. Kendine ve başkasına zarar vermeyecek şekilde serbest.

Hüsnâ : En güzel, pek güzel.

Hüsnügül : Gül gibi güzel.

Hüveyda : Apaçık, belli, besbelli. 

ILGAZ: Atın dört nala koşması. Hücum,akın.

ILGIM: Serap

ILGIN: Beyaz ya da pembe, çiçekli, çok hafif yapraklı bir ağaççık (genellikle küçük akarsu kıyılarında bulunur)

ILGIT: Esinti ve akış için kullanılan yavaş yavaş anlamında

ILIM: Uzlaşmacı yumuşaklık

IRMAK: Akarsuların en büyüğü

IŞIK: Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji. Aydınlık,nur.

IŞIL: Pırıltı, parlaklık, ışık, aydınlık

IŞILAY: Işıltılı ay, parlayan ay

IŞILTI: Parıltı,titrek ışık.

IŞIN: Bir kaynaktan belli bir doğrultuya giden ışık çizgisi

IŞINBIKE: Aydınlık saçan kadın.

ITIR: Güzel koku; El ve yüze sürülen çiçek özü, esans

İCLAL: Ağırlama,ikram. Büyüklük,ululuk.

İDİL: Kır yaşamı içinde aşk konusunu işleyen kısa şiir; Volga ırmağına Türkler'in verdiği ad

İDİLSU: Su için yazılmış şarkı.

İLAYDA: Su perisi

İLBÜKE: İlbey hanımı, seçkin hanım

İLCAN: Ülkenin canı,sevdiği.

İLGİ: İki şey arasındaki ilişki; Bir şeye duyulan merak; Eğilim

İLGİN: Yabancı,gurbette yaşayan.

İLGÜN: Ülke güneşi. Başkaları,yabancılar.

İLKAY: Ayın ilk hali.

İLKBAHAR: Yılın ılık mevsimi

İLKCAN: İlk doğan çocuklara verilen ad.

İLKE: Temel alınan düşünce, kural

İLKGÜZ: Eylül ayı

İLKİM: İlk çocuğum anlamında

İLKİN: İlk çocuklar için kullanılan adlardan. Önce,öncelikle.

İLKNUR: İlk ışık

İLKYAZ: İlkbahar

İLTER: Yurdu koruyan, yurtsever.

İMRAN: Evine bağlı, evcimen anlamında

İMREN: İmrenmek fiilinden, görünen şeyi edinme isteği.

İNANÇ: İnanılan şey

İNCİ: Süslemede kullanılan, istiridyede yetişmiş değerli madde

İNCİLAY: Parlama,ışıldama

İNCİNUR: İnci gibi ışıklı,parlak.

İPAR: Yüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen çiçek

İPEK: İpekböceği kozasından elde edilen ince, parlak kumaş. Kibar,zarif.

İREM: Bahçeleriyle ünlü masal kenti

İREN: Özgür, serbest

İSMİHAN: Hükümdar ismi

İYEM: Güzellik,iyilik.

İZEL: El izi anlamında

İZEM: Büyüklük, ululuk

İZGİ: Güzel, adaletli, zeki

İZİM: Önceden bulunduğum yerde bıraktığım belirti anlamında

İclal : Saygı ve büyüklük gösteren, ikram eden.

İffet : Namuslu, helali isteyen, haramdan kaçan.

İkbal : Baht açıklığı, işlerin yolunda gitmesi.

İrem : Şeddatın Cennet diye yaptırdığı ünlü bahçe.
 

JALE: Çiğ, kırağı. Sabahları otların üzerinde olan su damlaları

JALENUR: Parlayan,ışıldayan çiğ.

JANSET : Güneşin Doğuşu (Çerkez ismi)

JANSELİ : Güneşin Doğduğu Yer (Çerkez İsmi)

JÜLİDE: Dağınık,karmakarışık.

Jale : Kırağı, çiğ, şebnem.

Jülide : Saçı dağınık.

KADER: Alınyazısı,yazgı. Talih.

KAİNAT: Var edilen şeylerin hepsi, yaratılanlar

KAMELYA: Pembe,kırmızı,beyaz çiçekler açan bir süs bitkisi.

KAMER: 1. ay; Mecazi parlak ve güzel anlamında

KAMİLE: Tam,eksiksiz. Kemale ermiş. Bilgin,bilgili.

KAMURAN: İstediğine ulaşmış,mutlu.

KARACA: Rengi karaya yakın, esmer; Avrupa ve Asya'nın ılıman bölgelerinde yaşayan kısa ve çatallı boynuzlu bir memeli hayvan

KARANFİL: Kokulu bir çiçek.

KARDELEN: Kar kalkmadan çiçek açan süs bitkisi

KARMEN: Parlak kırmızı.

KAYRA: Yüksek tutulan ya da sayılan birinden gelen iyilik; İhsan, lütuf

KERİME: Cömert. Ulu,büyük. Kız çocuk.

KEVSER: Cennette bulunduğuna inanılan su.

KIVANÇ: Sevinç

KIVILCIM: Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası

KIZILTAN: Kızıl renk almış tan

KÖSEM: Sürünün önünden giden,yol gösteren koç. Cildi temiz,pürüzsüz.

KUĞU: Beyaz tüylü bir su kuşu

KUMRU: Sevgilisine düşkünlüğüyle bilinen güvercin benzeri bir kuş

KUMSAL: Kumla örtülü deniz kıyısı

KUTAY: Kutlu,uğurlu ay

KUTSAL: Güçlü bir dinsel saygı uyandıran kimse

KUZEY: Bir yön

KÜBRA: Büyük, ulu; Büyük önerme

Kader : Hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine inanan.

Keriman : Kerimin çoğulu, keremi bol, cömert.

Kevser : Maddeten ve mânen çok, nesli kalabalık. Cennetteki meşhur havuz.

Kezban : Ev kadını.

Kısmet : Talih, nasip, kader.

Kudret : Kuvvet, takat, güç, varlık, ehliyet, kabiliyet.

Kutan : Kutlu, kutsal, mutlu.

Kübra : En büyük en azametli.

Kündem : İtaatli, saygılı.  

 

LAL: Parlak, koyu kırmızı renkte olan

LALE: Çan biçiminde bir çiçek

LALEHAN: Lalelerin sultanı.

LALEZAR: Lale yetiştirilen yer,lale bahçesi.

LAMİA: Parlayan, parlak.

LATİFE: Yumuşak,hoş,güzel,nazik. Güldüren güzel söz,şaka.

LEMA: Parıltı,parlayış.

LEMAN: Parlama,parıltı.

LEMİS: Dokunma,elleme.

LERZAN: Titreyen,titrek

LEYAN: Parlayan,parlayıcı. Konfor. Lüks hayat.

LEYLA: Saçları gece gibi simsiyah olan kadın; Çok karanlık gecede görülen ışık.

LEYLİFER: Gece ışığı

LİLA: Açık eflatun

Lalezar : Lale bahçesi.

Lamiha : Parlayan, parıldayan, parlak.

Leman : Titrek.

Lerzan . Titreyen, titrek.

Letafet : Latiflik, hoşluk, yumuşaklık.

Leyan : Konforlu, lüks hayat.

Leyla : Uzun ve karanlık gece.

MAHİRE: Hünerli,becerikli.

MAHPERİ: Güzeller güzeli.

MAİDE: Üzerinde yemekler bulunan sofra; Yemek, ziyafet

MANOLYA: Bir süs bitkisi

MARAL: Dişi geyik

MAVİSU: Deniz

MAYIS: Bir bahar ayı

MEBRUKE: Kutlu kadın ("mübarek kelimesinin dişisi")

MEDİHA: Övülen,beğenilen,sevilen kadın.

MEHİR: Ay parçası

MEHPARE: Ay parçası gibi güzel.

MEHTAP: Ay ışığı,dolunay.

MEHVEŞ: Ay gibi güzel kadın

MELDA: İnce ve taze bedenli

MELEK: Allah katında bulunan ruhani varlıkların her biri; Pek güzel, yumuşak huylu ve masum (mecazi)

MELİHA: Güzel,şirin,sevimli.

MELİKE: Kadın hükümdar,padişah eşi.

MELİS: Bal, bal arısı

MELİSA: Oğul otu

MELTEM: Yazın karadan denize doğru esen yel

MENEKŞE: Mor beyaz renkli, kokulu, yuvarlak yapraklı bir çiçek

MERAL: Dişi geyik,ceylan.

MERCAN: deniz dibine ağaç gibi kök salarak büyüyen, hayvan gibi duyguya sahip, kırmızı renkli, kalker iskeletli bir canlı türü

MERİÇ: Bulgaristan'dan çıkıp Edirne

yakınlarında Arda ve Tunca ile birleştikten sonra Türk-Yunan sınırı boyunca akarak Enez yakınlarında Ege Denizi'ne dökülen ırmak

MERİH: Mars gezegeni

MERVE: Mekke'de Safa dağının karşısındaki kırmızı renkli tepenin adı

MERYEM: İsa peygamberin annesinin adı

MERZE: Mercan.

MEYYAL: Meyleden,aşırı istekli. Fazlaca eğilen. Eğik.

MISRA: Manzumenin satırlarından her biri,dizeler.

MİHRİBAN: Dost,sevgili,yarendeş. İyi yürekli,güler yüzlü.

MİHRİCAN: Dost,sevgili. Sonbahar.

MİHRİGÜL: Güler yüzlü,dost,sevecen,güzel.

MİHRİNAZ: Çok nazlı.

MİHRİNUR: Güldüğünde ışıklar saçan.

MİMOZA: Bir süs bitkisi

MİNA: Mine. Liman. Şişe,cam,billur. Şarap şişesi.

MİNE: İnce ve parlak nakış; Madenler üzerine vurulan renkli cam tabakası; Şişe, cam, billur sırça

MİRAY: Yılın ilk aylarında doğan

MİRCAN: Güneş gibi aydınlık.

MÜGE: İnci çiçeği

MÜJDE: Sevindirici haber; İyi haber getirene verilen bağış

MÜJGAN: Kirpikler.

Mahinev : Yeni doğmuş ay.

Mahiye : Aylık.

Mahpeyker : Ay yüzlü parlak ve nur yüzlü.

Mahru : Ay gibi parlak yüzlü.

Maide : Kurulmuş hazır sofra.

Makbule : Kabul olunmuş, beğenilmiş.

Maral : Dişi geyik.

Mayda : Narin ince yapılı.

Mebşure : Yüzü güzel, endamlı.

Mefharet : İftihar eden.

Mefkure : Ulaşılmak istenen en yüce amaç.

Mehlika : Ay yüzlü.

Mehpare : Ay parçası.

Mehtap : Ay ışığı.

Mehveş : Ay gibi güzel.

Melahat : Güzel yüzlü.

Melda : İnce ve taze.

Melek : Masum, halim selim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...