Tgrt Haber
30 Kasım 2017 13:39

'AB'nin aykırı sesleri: Polonya ve Macaristan'

AB'nin son dönemde sert şekilde eleştirdiği Macaristan ve Polonya için AP'de karar tasarısının kabul edilmesi iki ülkenin AB ile ilişkilerinin geleceğine yönelik tartışmalara neden oldu.

'AB'nin aykırı sesleri: Polonya ve Macaristan'
AB,Macaristan,Polonya,

Avrupa Parlamentosunda (AP) "nükleer seçenek" olarak nitelendirilen Avrupa Birliği (AB) Lizbon Anlaşması'nın 7. maddesini Macaristan'dan sonra Polonya için işletmeye çağıran karar tasarısının kabul edilmesi, iki ülkenin Birlik ile ilişkilerinin geleceğine yönelik tartışmalara neden oldu.

Son dönemlerde Brüksel tarafından 'hukukun üstünlüğü ilkesi, demokrasi ve temel hakları ihlal ettiği' gerekçesiyle sert şekilde eleştirilen Macaristan ve Polonya için AP'de karar tasarısının kabul edilmesi, dikkatleri bu ülkelerin AB ile gerginleşen ilişkilerine yoğunlaştırdı.

AP Genel Kurulunda 15 Kasım'da düzenlenen "Polonya'da hukukun üstünlüğü ve demokrasi" konulu oturumda, son dönemde Polonya hükümetinin yargı alanında getirdiği reform ve değişikliklerin, ülkede demokrasi ve hukukun üstünlüğü alanlarında AB değerlerine uygun olmadığı savunuldu.

17 Mayıs'ta da Macaristan, 15 Kasım'da ise Polonya için AP Genel Kurulu'nda hukukun üstünlüğü ilkesi, demokrasi ve temel hakların bozulduğu gerekçesiyle tasarı kabul edildi. Tasarıda, Macaristan ve Polonya'da hukuk devletinin daha fazla aşınmasının önüne geçilmesi için gerekli önlemlerin alınması amacıyla 7. maddenin çalıştırılması istendi.

"AB, Polonya hükümetini, hukuk devletini yıkmakla suçluyor"

Macar Bilimler Akademisi Sosyal Bilimler Araştırma Merkezinden araştırmacı olarak görev yapan yazar ve siyaset uzmanı Dr. Miklos Mitrovits, Polonya ve Macaristan ile AB arasındaki krizi AA muhabirine değerlendirdi.

AB'nin, Polonya hükümetini hukuk devletini yıkmakla suçladığını ancak Polonya hükümetinin de attığı adımlarla demokrasiyi ve medyayı genişletmeyi hedeflediğini iddia ettiğini belirten Mitrovits, Polonya'da 2015 yılında hükümet kurulduktan sonra ilk iş olarak Anayasa Mahkemesiyle ilgili düzenleme yapmaya başladığını ama bugün bile Anayasa Mahkemesinde hükümetin belirlediği adayların çoğunlukta olduğunun söylenemeyeceğini kaydetti.

Polonya hükümetinin, Anayasa Mahkemesi düzenlemesinden sonra Macar hükümetinin medya konusunda attığı adımların benzerlerini yaptığını dile getiren Mitrovits, şöyle konuştu:

''Polonya'da özgür medya yok yorumu yapılamaz ama Polonya'da medya kanununun kabul edilmesi Brüksel'in dikkatini çekti ve 'Polonya yine Macaristan'ı örnek alıyor' şeklinde eleştiriler yükseldi. Bugün AB-Polonya ilişkilerini bu noktaya getiren en ağır olay ise mahkemeler konusundaki düzenleme. Bu Macaristan örneğine benzemiyor. Çünkü bu olay PiS lideri Jaroslaw Kaczynski ve hayatını kaybeden kardeşi Lech Kaczynski için kişisel anlamda önemli. Çünkü Polonya'da mahkemelerinin reformdan geçirilmesi gerektiğini 10-20 yıl önce de savunuyorlardı.''

"AP'de alınan Polonya karşıtı kararı doğru bulmuyorum"

Mitrovits, Polonya hükümetinin mahkemelerle ilgili düzenlemesinin hayata geçirildiği takdirde ülkede mahkemelerin bağımsızlığın sorgulanacağını ancak Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda'nın söz konusu kanunu veto etmesine rağmen AP'de Polonya karşıtı tasarının kabul edilmesini doğru bulmadığını kaydetti.

Brüksel'deki karar vericilerin, Polonya Cumhurbaşkanı Duda'nın "mahkemeler kanununu" veto etmesine rağmen soruşturma başlatmasının bazı problemler ortaya çıkardığına, söz konusu kararla Polonya'daki hükümeti güçlendirdiklerine dikkat çeken Mitrovits, ''Çünkü Polonya hükümeti kendi vatandaşlarına, 'Biz ne yaparsak yapalım AB bize saldırıyor. Kanunu kabul etseydik yine soruşturma başlatacaklardı ama Cumhurbaşkanı veto etmesine rağmen yine de soruşturma başlattılar. Sonuç her zaman aynı olacaksa o zaman istediğimiz kanunu kabul edelim.' şeklinde kendini savunabiliyor.'' değerlendirmesinde bulundu.

Mitrovits, Macaristan ve Polonya hükümetlerinin AB ile ilişkisinin farklı olduğunu çünkü Başbakan Viktor Orban'ın pragmatik siyasetçi olmasından dolayı sınırları fazla zorlamadığını ama Polonya hükümetinin sorunlara ideolojik yaklaştığından dolayı AB ile daha büyük sıkıntılar yaşadığını kaydetti.

Mitrovits, Başbakan Orban'ın gerektiği zaman geri çekilmesini bildiğini, izlediği politika ile Macar halkına, Macar hükümeti ve Macar Başbakanının Brüksel'e karşı halkının çıkarları için savaştığı şeklinde imaj oluşturduğunu söyledi.

Polonya hükümetinin ise bu konuda daha farklı olduğunu çünkü Kaczynski'nin daha ideolojik düşünen bir siyasetçi olduğuna işaret eden Mitrovits, ''Kendisi için prensipleri ve ideolojisi çok daha önemli. Bu yüzden Polonya hükümeti bir şeyi elde edemediği takdirde ertesi gün aynı kararlılıkla istediği şeyi elde etmeye çalışıyor. Mahkemeler kanunu için de bu geçerli.'' dedi.

7. madde süreci nasıl işleyecek

AP'de alınan karar ile parlamentonun Sivil Özgürlükler, Adalet ve İçişleri Komitesine (LIBE) Macaristan ve Polonya'nın durumunu incelemesi talimatı verildi. LIBE'nin hazırlayacağı rapor, AP'de kabul edilirse konu AB Bakanlar Konseyine gelecek. Eğer burada da beşte dört çoğunlukla onaylanırsa AP'de tekrar oylamaya sunulacak. Daha sonra ise ihtiyaç duyulması halinde konu Avrupa Konseyinde görüşülecek. Burada kararın kabul edilmesi için liderlerin oy birliğine ihtiyaç duyulacak.

Polonya ve Macaristan hükümetlerinin daha önce yaptıkları açıklamada böylesi bir karar oylamaya sunulduğunda veto haklarını kullanacaklarını açıklamışlardı. Bu nedenle 7. maddenin ne Macaristan ne de Polonya için uygulamaya geçirilmesi imkansız gibi görünüyor.

Kararın onaylanması halinde ise söz konusu ülkeler hakkında AB fonlarının durdurulması ya da oy hakkının askıya alınması gibi yaptırımlar söz konusu olacak.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...