Tgrt Haber
Ramazan Vuslat
Ramazan Vuslat
27 Temmuz 2016 14:29

Darbe girişimi gecesi Selimiye Kışlası'nda yaşananlar

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Yarbay Serkan Çetin Akbaş, Selimiye Kışlası'nda "sıkıyönetim mesaj emri"ni 1. Ordu Harekat Başkanı Tuğgeneral Eyüp Gürler'in uygulatmaya çalıştığını kaydetti.

Darbe girişimi gecesi Selimiye Kışlası'nda yaşananlar
darbe, Selimiye Kışlası,

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu  tarafından yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Akbaş, hakimlik sorgusunda,  Selimiye Kışlası'ndaki 1. Ordu Harekat Başkanlığında darbe girişimi gecesi neler  yaşandığıyla ilgili bilgi verdi. 1. Ordu Komutanlığı Harekat Başkanlığı Plan Harekat Şube Müdürü olarak  görev yaptığını ve birliğe, darbe girişiminden 4 gün önce katıldığını anlatan  Akbaş, yoğun ve yazışmaların fazla olduğu şubesinde neler yaşandığını anlamaya  çalıştığını kaydetti.
 
Darbe girişiminden bir gün önce Kara Kuvvetleri Komutanı'nın Kuleli  Askeri Lisesi'ne geldiğini belirten Akbaş, şu bilgileri verdi:
 
 "Diğerleri saat 17.00'de mesaiyi terk ederken, biz çok daha geç  saatlere kadar çalışırız. Cuma günü saat 20.00-20.30 civarı çıkacakken araç  istedik. Tuğgeneral Eyyüp Gürler, 'mesaiye devam etmemizi' söyledi. İsmail Arı  Yüzbaşı, benim plan subayımdır. Biz mesaiye devam ettik. Eyyüp Gürler, daha sonra  saat 22.00 civarı, 'acil bir durum olduğunu ve harekat merkezine inmemi' söyledi.  Orada 2 televizyon vardır, onlara bakıyorduk, 15-20 dakika oldu sanırım, köprünün  kapatıldığı haberlerini görmeye başladık, anlam veremedik. Sanırım saat 23.00  civarı Genelkurmay Başkanlığından bir mesaj emri geldi. Bu mesaj emri,  'sıkıyönetim direktifi' adı altında 3 sayfalık ekleri olan bir emirdi. Hepsini  okumadım. Eyyüp Gürler Paşamızın bana emrettiği husus, gelen mesajlara bakmamız  ve bunları kaleme alarak cevap vermemizdi. Ben olayı anlamaya çalışıyordum. Bu  bir tatbikat mı kalkışma mı terör örgütüne yönelik bir harekat mı tereddüt  ettik."
 
Birinci Ordu Komutanı'nın saat 03.00 civarı bir konuşma yaptığını  televizyondan gördüklerini ve "Biz bu işin içinde değiliz" tarzında bir şey  söylediğini duyduğunu kaydeden Akbaş, "Ben bu direktifi gördükten sonra, hukuksuz  bir şey yapmamam ve buna uymamam gerektiğini anladım. Mesaj yazmaktan ve bunu  yaymaktan imtina ettim. Bunlardan biri albay, biri binbaşı ve gerisi de öğrenci  subaydı sanırım. Eyyüp Gürler Paşa ile konuştular. Sıkıyönetim direktiflerinin  ekleri var, a, b, c, ç şeklinde. 'Ç' maddesindeki ekler, İstanbul'daki  birliklerin konumlanacağı yerler. 'Konmadı' yazıyordu. Konmadığını görünce bir  planlama yaptı ve akademi öğrencilerine dağıttı, 'Her akademi öğrencisi birer  birliği takip edecek.' şeklinde." diye konuştu.
 
"Sıkıyönetim emrini Eyyüp Gürler Paşa uygulattı"
 
İstanbul haritası üzerine not alınan kağıtlar yapıştırılarak,  olayların kontrol altına alınmaya başlandığını dile getiren Akbaş, şu ifadeleri  kullandı:
 
"Haritada işaretlemeye başladılar. Bu arada 2. Piyade Tugayı'ndan da 4  Zırhlı Personel Taşıyıcı (ZPT) istenmiş, Selimiye Kışlası'ndan dört bir yana  dağılıyor. İlerleyen saatlerde de 2 tank geldi. Bunlar duyduğum kadarıyla  olayların içinde kalıp, kendini kurtarıp Selimiye Kışlası'na sokulan 2 tank.  Gürler Paşamız, ilk başta mutlak itaat konusu üzerinde durdu. 'Genelkurmay  Başkanlığından gelen bir emir var, bu uygulanacak, bunu askeri birliklere  iletin.' şeklinde direktifleri oldu. Televizyondan görüp kalkışma olduğunu  anlayınca, imtina ettim, herhangi bir mesaj yazmadım, imzalamadım. Harekat  merkezinde bulundum, dışarı çıktım, kendi odama gittim."
 
Yarbay Akbaş, sabaha karşı bu olayların, darbeyi yapanların istediği  gibi gelişmemesi üzerine kışlada kimsenin kalmadığını ifade ederek, şu bilgileri  verdi:
 
  "Kara Harp Akademilerinden 10-12 öğrenci gelmişti. Bunların hepsi gün  ışımaya yakın kışlayı terk etti. Gün ışıdıktan sonra da vardiya amiri Ümit  Ertuğrul Yarbay, nöbetçi olduğu için diğer komutanlarla, 3. Kolordu Başkanı ile  görüşmeler yapmış, Tayyar Paşa, Eyyüp Paşa'nın derdest edilmesini emretmiş. O da  'Bizim silahımız yok, nasıl yapabiliriz?' demiş. 'O zaman ikna yoluna gidin.'  denilmiş. Ümit Yarbay da 7-8 defa girdi ikna etmek için. Hatta 1. Kolordu  Komutanı'nın telefonunu bir seferinde getirdi. 'Sen bizden misin yoksa  darbecilerden misin?' diye sorulmuş. 'Ben sizdenim' dendiğinde, ikna yoluna  gidilmesi istenmiş. Ümit Paşa'ya, 1. Kolordu Komutanı'nın telefonunu Eyyüp  Paşa'ya götürmesi emrediliyor. Eyyüp Gürler Paşa, Ümit Paşa'ya, orada sonuna  kadar duracağını ve yerinden ayrılmayacağını söyledi. 'O zaman yanındakilerini  bırak.' dediler. Sonra bize döndü, 'Kalacaksanız kalın, gidecekseniz gidin.'  dedi. Biz de 'O zaman gidelim komutanım.' dedik. Ümit Yarbay da bize haber  gönderdi. 'Orada kalacaklar kalsın, gelecekler sivil elbiselerini giyip  nizamiyeye gelsin.' dediler. Biz de sivil elbiselerimizi giyip nizamiye civarında  bekledik. Bu arada nizamiye önünde barikatlar vardı. Üstümüzü aradılar, biz  teslim olduk."

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...