Tgrt Haber
Ramazan Vuslat
Ramazan Vuslat
30 Ağustos 2016 17:23

'FETÖ ile ilgili görüşlerim değişti'

Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Elmar Brok, Türkiye'ye yaptıkları ziyaretin ardından FETÖ ile ilgili görüşlerinin değiştiğini söyledi. Brok, '10 yıllardır bir tür gizli ittifak geliştiren bir grup' dediği FETÖ'nün ordudaki sayısının tahmin ettiklerinden çok daha fazla olduğunu belirtti.

'FETÖ ile ilgili görüşlerim değişti'
Elmar Brok, fetö,

Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesinde, Komite Başkanı Elmar Brok ve AP Türkiye  Raportörü Kati Piri'nin geçen hafta Türkiye’ye yaptıkları ziyaret ele alındı. Komite Başkanı  Elmar Brok, Türkiye'ye yaptığı ziyaretin ardından Fetullahçı Terör Örgütü'yle  (FETÖ) ilgili bazı görüşlerinin değiştiğini belirterek, "10 yıllardır bir tür  gizli ittifak geliştiren bir grup bu. Bu yolla devletin içine girdi, ordu ve  bakanlıklarda bunlarla ilgili durumlar söz konusu. Bence bu konuda gözlerimizin açık olması gerekiyor."  dedi. 

Brok, açılış konuşmasında, Türkiye’nin 2013’ten beri büyük bir şoktan  geçtiğini ifade ederek, "Gülen hareketinin yapmayı istediği şeyler konusunda  işaretler vardı. Kendi payıma söylemem gerekir ki (Türkiye'ye yapılan) ziyaretin  ardından Gülen hareketiyle ilgili bazı konularda görüşlerim değişti." diye  konuştu.

"ORDUDAKİ SAYILARI ZANNETTİĞİMİZDEN ÇOK DAHA FAZLAYMIŞ"

FETÖ'yü "10 yıllardır bir tür gizli ittifak geliştiren bir grup"  olarak tanımlayan Brok, sözlerini şöyle sürdürdü:

FETÖ'nün devlete sızdığını vurgulayan Brok, "Orduda Atatürk'ün etkisi  artık yok.  Ordu yapısı itibarıyla değişti. İnsan kaçakçılığıyla mücadele etmekle  görevli sınır komutanının Gülen'le işbirliği içinde olduğu söylendi.  2013'teki  benzer duruma farklı baktık." ifadelerini kullandı.

"DEVLET İÇİNDEKİ PARALEL DEVLET..."

Darbe girişimi gecesi TBMM'nin bombalandığını hatırlatan Brok, şöyle  konuştu:

"Şunu aklımıza bulundurmamız gerekiyor ki bu roketlerden bazıları  (TBMM'de) toplantıların yapıldığı yerin sadece birkaç metre ötesine düştü.  Saldırılarda 125 milletvekili ölebilirdi. Bu saldırılar, milletvekillerini hedef  alıyordu. AP'de böyle bir durum yaşansa siz ne hissederdiniz? Bunu düşünmeniz  gerekiyor. Örneğin şu anda salonda olan 50 kişi bombayla öldürülse ne  hissederdiniz? Fransız parlamentosunun veya İngiliz parlamentosunun kendi  uçakları tarafından vurulması halinde ne hissederdiniz? Meseleyi bu açıdan ele  almamız gerekiyor."

Darbeci askerlerin elindeki F16'ların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip  Erdoğan'ın uçağını vurmaya çalıştığını kaydeden Brok, yaşananları, "Devlet  içindeki bir paralel devlet eylemiydi.” şeklinde ifade etti.

"HEM PKK HEM DE IŞİD SİVİLLERİ HEDEF ALIYOR"

Brok, son haftalarda yaşanan terör saldırıları da değindi.

"Bu saldırılar hem PKK hem de IŞİD tarafından gerçekleştiriliyor.  Sivilleri hedef alan terör eylemleri bunlar." diyen Brok, saldırıların Kürt  sorunuyla ilgili çözüm sürecine dönülmesini zorlaştırdığını bildirdi.

Brok, "PKK, Avrupa Birliği'nin (AB) terör örgütleri listesinde. HDP  ile yakın bir ilişkimiz var ancak PKK ile yok. PKK bir terör örgütü ama köprüler  kurulmasında HDP önemli bir rol oynayabilir." değerlendirmesini yaptı.

PYD/PKK'YA FIRAT'IN DOĞUSU UYARISI

Türkiye'nin Suriye'deki terör örgütlerine karşı başlattığı harekata  ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Brok, harekatın başladığı gün hem  kendilerinin hem ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın hem de Irak Kürt Bölgesel  Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin Türkiye'de olduğunu hatırlattı.

Özellikle Barzani'nin Türkiye'de olduğunun dikkatlerden kaçtığını  söyleyen Brok, Türkiye'nin IŞİD’e karşı şu anda daha etkin şekilde harekete  geçtiğini vurguladı.

PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD unsurlarının Suriye'de daha fazla  ilerlemesine müsaade edilmemesi gerektiğini belirten  Brok, şöyle devam etti:

"Türkiye-Suriye sınırındaki 400 kilometrelik bir alan şu anda  Kürtlerin elinde. Kürtler Fırat'ın doğusunda kalmalı. Kürtler boşluktan  yararlanarak IŞİD'e karşı harekette kendi alanlarını genişletmeye çalışıyor. Bu  da Türkiye ve Suriye sınırındaki tüm alanın Kürtlerin eline düşmesi  anlamına  geliyor. Bölgelerde yaşayan Araplar, Kürtler tarafından yönetilmek istemiyor.  Türkler bu eylemlerinde yalnız değiller. Bu bölgelerde yaşayan insanlarla hareket  ediyorlar."

"SÖYLEMLERİMİZDE GERİ ADIM ATMAYIZ"

Sığınmacı krizine de değinen Brok, "Ben kesinlikle Türkiye'nin,  Avrupa'ya şantaj yapmak istediğine dair bir izlenim edinmedim. Bence  söylemlerimizde geri adım atmalıyız. Eğer daha yumuşak bir söylem benimser ve  çıkarlarımızı göz önünde bulundurursak daha makul bir durum oluşur."  değerlendirmesini yaptı.

Brok, Türkiye ile olumlu ilişki üretmeleri gerektiğini kaydederek,  "Jeostratejik açıdan Türkiye'nin bizim yanımızda olması, başkalarının kampında  olmasından çok önemli. Bunun üyelikle bir ilgisi yok. Kimse bize 'Şunu  yapmazsanız sığınmacı anlaşmasını iptal ederiz.' demedi. Türkiye'nin sığınmacı  anlaşmasına uyduğunu düşünüyorum." şeklinde konuştu.

"VİZE SERBESTİSİNDE YAPICI TUTUM SERGİLEMELİYİZ"

Türkiye’nin vize serbestisi anlaşmanın bir parçası olduğunu ifade eden  Brok, şöyle konuştu:

"Bu konu önümüzdeki haftalarda ya da ekimin başında ele alınmalı. Vize  serbestisi ile ilgili konular kurallar çerçevesinde ilerliyor. Geriye kalan 5  konudan 4'ü çok fazla sorun oluşturmuyor. Terörle Mücadele Kanunundaki  değişiklikle ilgili darbe girişimi sonrasında bir sorun var. Buna ilişkin yol  haritası konusunda müzakereler yürütmeliyiz. Sorunu çözmek adına yapıcı bir tutum  sergilemeliyiz. Sürecin işlemesi gerekiyor."

"BAZI ÜLKELERE 100 SIĞINMACI FAZLA GELDİ"

Türkiye’nin 4 yıldır, 2,5-3 milyon sığınmacıya ev sahipliği yaptığının  altını çizen Brok, "Hangi ülke böyle bir şey yaptı? Bu sığınmacı sorununda önemli  bir husus. Bazı ülkelere 100 sığınmacı fazla geldi. Türkiye'nin güneyinde nüfusun  yüzde 20-30'u sığınmacı olan kentler var. Bratislava ya da Berlin bununla nasıl  başa çıkabilirdi? Bu konuda kendimize karşı dürüst olmamız gerekiyor. Eğer  sığınmacıların iyi şartlar içinde Türkiye'de kalmasını istiyorsak bu yükün  paylaşılmasında makul hareket etmeliyiz." dedi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...