Tgrt Haber
25 Ocak 2015 17:23

Akdoğan, 'Hiçbir ihanet şebekesine prim vermeyiz'

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, 'İster derin devlet yapılanması, ister paralel devlet yapılanması, ister KCK'sı, ister Ergenekon'u olsun hiçbir ihanet şebekesine prim vermeyiz' dedi.

Akdoğan, 'Hiçbir ihanet şebekesine prim vermeyiz'
yalçın akdoğan, başbakan yardımcısı, kayseri, ak pari,

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Kadir Has Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen AK Parti Kayseri 5. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, Kayseri'nin damadı olduğunu ve zaman zaman Kayseri'ye geldiğini söyledi. Kongre heyecanını, coşkusunu salona yansıtanlara AK gençliğe çok teşekkür ettiğini belirten Akdoğan, "Sizin coşkunuz bizim coşkumuzu, heyecanımızı artırıyor. Sayın Başbakanımız Diyarbakır ve Batman'da. Normalde benim de gitmem gerekiyordu ama Kayseri'nin davetini geri çeviremedim. Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'nun selamını size iletiyorum" şeklinde konuştu.

Kayseri'nin her zaman güven ve istikrardan, huzurdan, emniyetten, aklıselimden, sağduyudan, adaletten, kalkınmadan yana olduğunu ifade eden Akdoğan, "Sizler bu hareketi omuzladınız, sahip çıktınız. Sizler bu hareketi yüksek yerlere taşıdınız, rekorlara imza attınız. 2002'de yüzde 54'le, 2004'de yüzde 70'in üzerinde, 2007'de yine yüzde 65'le, 2009'da yüzde 60'la, 2011'de yüzde 65'le AK Parti'ye sahip çıktığınız için her bir kardeşime çok teşekkür ediyorum. Sizler 27 Nisan bildirisinden sonra 22 Temmuz seçimlerinde Abdullah Gül'e, 10 Ağustos'ta Recep Tayyip Erdoğan'a sahip çıktınız. Bundan dolayı her birinize gönülden teşekkürlerimi sunuyorum. Onlar milletin adamları, bu siyasi hareketin kutup yıldızları. Her zaman onların yolunda emin adımlarla yürümekte kararlıyız ve bu yoldan asla dönmeyiz" diye konuştu.

Kayseri'nin bütün bu başarılara imza atarken, yerelden de bir büyüme geldiğine dikkati çeken Akdoğan, bu başarıların aslında zeminini belediyedeki başarıların oluşturduğunu söyledi.

Kayseri'nin marka şehir olmasında Belediye Başkanı Mehmet  Özhaseki'nin büyük rolü olduğunu belirten Akdoğan, yine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Kayseri'nin büyüyen Türkiye'nin öncü şehri olduğunu vurguladı.

"Kayseri bizim gözbebeğimiz"

Bir yerde uyum, huzur varsa orada başarı olduğunu vurgulayan Akdoğan, Kayseri'nin hep uyumlu ve huzurlu olduğunu, huzur olduğu için de başarının beraberinde geldiğini ifade etti.

Kayseri'nin gurur kaynağı olduğunu vurgulayan Akdoğan, "En beğenilen büyükşehir belediye başkanları araştırması oldu. İlk 8'de AK Partili belediyeler var, birinci olan da Kayseri Büyükşehir Belediyesi. Kayseri bizim gerçekten gözbebeğimiz. Siz bize 'durmak yok, yola devam' dediğiniz sürece biz de asla durmayacağız. Başkaları duran adam olur, biz durdurulamayan adamlar oluruz. Bizde bıkkınlık, yorgunluk olmaz. Üstat Sezai Karakoç diyor ya, 'Biz koşu bittikten sonra da koşan atlarız.' Sadece seçim süreçlerinde koşmuyor, seçim bittiğinde koşmaya, hizmet etmeye, didinmeye devam ediyoruz" diye konuştu.

3 Kasım 2002'nin milletin siyasete ve yönetime el koyduğu tarih olduğuna dikkati çeken Akdoğan, Türkiye'de 1993 ve 2003 döneminin fetret dönemi, karanlık dönem, kayıp yıllar olduğunu belirtti.

AK Parti'nin neyi temsil ettiğinin, ne anlama geldiğinin çok iyi anlaşılması gerektiğini dile getiren Akdoğan, şunları kaydetti:

"Bizler yeni Türkiye'yi inşa ederken birileri de bizi eski Türkiye'ye çevirmeye çalışıyor. Geri döndürmeye çalışıyorlar. Gezi olayları böyle bir provokasyondu. Arkasından 17-25 Aralık yolsuzluk kılıfı altında, daha sonra din maskesi altında hain örgütleriyle ihanet şebekeleriyle üzerimize geldiler. Pembe dizilerde Hollywood  dizilerinde bile görülmeyen karanlık senaryolarla üzerimize geldiler. Adeta bir yalan üretim merkezi. Geçmişte de çarpıtma olurdu. Bir bilgi kırıntısı üzerine bir hikaye uydurur gerçeği çarpıtırlardı. Ama bunlar o kadar yalancı ki hiçbir gerçeklik yok, bilgi kırıntısı yok. Tamamen yüzde yüz yalan uyduruyorlar. Bu kadar habis bir yapıyla karşı karşıyayız. Bunların uzantısı olan, habercilikle yalancılığı birbirine karıştıran bir anlayışla karşı karşıyayız."

Yalanda, hukuksuzlukta, merhametsizlikte, zulümde sınır tanımayan bir anlayışla karşı karşıya olduklarına dikkati çeken Akdoğan, şöyle devam etti:

"Bunların hepsi ittifak etti. Ayrı ayrı üzerimize geldiler olmadı. Güçlerini birleştirdiler topyekün üzerimize geldiler, CHP'lisi, MHP'lisi, HDP'lisi, Ergenekoncusu, tuzluk vekilleri AK Parti'yi devirmek için bir araya geldiler. Yine olmadı. 30 Mart'ta olmadı, 10 Ağustos'ta olmadı, şimdi 7 Haziran'a gözünü diktiler. Bunlar kaybet kaybet koalisyonudur. Bunlar kaybetmeye mahkumdur arkadaşlar. İnşallah önümüzdeki seçimde kaybetmeleri bir devrin kapanması, yeni bir devrin başlaması anlamına gelecektir. Yeni Türkiye'nin ayakları üzerinde doğrulması, büyük Türkiye'yi yeniden inşa etmemiz anlamına gelecektir. Aktörler, figüranlar değişiyor ama oynadıkları oyunlar değişmiyor"

"Milletin iradesine uzanan her eli kırmasını biliriz"

Kurulan tuzakların, kumpasların kirli tezgahların işe yaramadığını, ifade eden Akdoğan, şöyle devam etti:

"Oyunların üzerinde bir oyun, kaderin üzerinde bir kader var. Ne yaparsa yapsınlar millet bizim yanımızda olduktan sonra Cenab-ı Hakkın rızası, hoşnutluğu bizimle birlikte olduktan sonra topu bir araya gelse inşallah en ufak bir zarar veremezler, bizi yolumuzdan döndüremezler, döndüremeyecekler. Biz bu ülkeyi ne paralelcilere yediririz, ne vesayetçilere yediririz ne de terörden, şiddetten kandan beslenenlere yediririz. Karşımızda kim olursa olsun milletin iradesine uzanan her eli kırmasını biliriz Allah'ın izniyle. İster derin devlet yapılanması, ister paralel devlet yapılanması, ister KCK'sı, ister Ergenekon'u olsun hiçbir ihanet şebekesine hain örgüte prim vermeyiz. Biz derin devletin, alternatif devletin, paralel devletlerin değil yalnızca Türkiye Cumhuriyeti'nin çıkarlarını savunuruz. Milletin iradesine sahip çıkarız. Biz bu devleti sokakta bulmadık. Milleti de kurda kuşa yem etmeyiz. Bu devlet karanlık odalarda kurulmadı ki karanlık odalarda yapılan planlarla yıkılsın. Milletin iradesinden başka bir irade bu devlete de bu iktidara da AK Partiye de istikamet, rota çizemez bundan emin olun."

"Uğraşmaya devam edeceğiz"

Akdoğan, 12 yıldır bir yandan hizmet etmekle uğraşırken, bir yandan da engellemelerle, çetelerle, mafyayla, karanlık odaklarla, vesayetçi anlayışın türlü türlü uzantılarıyla uğraştıklarını söyledi.

AK Parti döneminde ekonominin 3,5 kat büyüdüğünü dile getiren Akdoğan, "İhracat 36 milyar dolardı, 160 milyar dolara getirdik. 100 yeni üniversite kurduk, 234 bin derslik, 757 hastane, 276 baraj, 632 bin konut, 189 adalet sarayı, 17 bin kilometre duble yol yaptık'' dedi. Yalçın Akdoğan'ın "Hem şeytan taşladık hem tavaf ettik hem millete hizmet ettik hem de bunlarla uğraştık" sözleri salonda bulunan partililer tarafından uzun süre alkışlandı.

Akdoğan, sosyal destekleri de anlatarak, "Evde bakımdan tutun engelli maaşlarına kadar, garip gurabaya, fakir fukaraya sahip çıkan bir iktidar var. Bunun manevi anlamını unutmamamız lazım. Biz kimlerin iktidarıyız, kimler için mücadele ediyoruz, bunları unutmamamız lazım. Birileri sosyal devletin lafını yapar, biz hayata geçiririz, birileri milliyetçiliğin lafını yapar biz onu hayata geçiririz" diye konuştu.   

"Milli piyade tüfeği olmayan bir devlet, bir ordu, bir ülke bağımsızlıktan dem vurabilir mi, milliyetçilikten dem vurabilir mi" diye soran Akdoğan, şöyle devam etti:

"Bunlar biliyorsunuz hiçbir planlama yapamazlar. Gelecek öngörüleri yoktur. Bir şeyde planlama yapmışlar. İki savunma sanayi şirketimiz var. Bunları 2005'te kapatalım diye planlama yapmışlar. Şimdi kapısına kilit vurulacak olan 2 şirket, dünyada en büyük 100 şirket arasına girmiş oldu. Kapatılacak olan savunma sanayini ayağa kaldırdık. Biz AK Parti iktidarı döneminde kendi milli piyade tüfeğimizi yapıyoruz, 'Altay' kendi tankımızı yapıyoruz. Kendi 'Göktürk' uydumuzu gönderiyoruz, 'Milgem' kendi milli gemimizi yapıyoruz. Kendi tankını, topunu, piyade tüfeğini, uydusunu yapan, yapabilen... İlk uçağımızı yapıyoruz. İşte bunlardır milliyetçilik, bunları çok iyi anlatmamız lazım."

"Algı operasyonlarına pabuç bırakmayız"

Yalçın Akdoğan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının artık yurt dışına gittiğinde iyi muamele gördüğünü, pasaportunun itibar kazandığını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Sizin milliyetçi olmanız için paranızın değerinin olması lazım. Eskiden mi paramız daha değerliydi bugün mü daha değerli? Böyle baktığımızda bunları gönül rahatlığıyla anlatabilmemiz lazım. İşte onlar lafını yaptı, biz milliyetçiliği hayata geçiriyoruz. IMF borcunu kim ödedi? Onlar borçlandı, biz sıfırladık. Paradan altı sıfırı biz attık. Bunları çok iyi görmemiz, bilmemiz, anlatmamız gerekiyor. Bunlar olduğu için, Türkiye ayakları üzerinde doğrulduğu için hedef alınıyor, bölgesel bir güç olduğu için, masumların sesi olduğu için bütün bölge halklarına sahip çıktığı için yolundan çevrilmeye çalışılıyor.

O paralel ihanet şebekesi yurt dışında Türkiye'nin gidişatını engellemeye çalışan, sekte vurmaya çalışan kim varsa, onlarla birlikte hareket ediyor, lobicilik yapıyor. Algı savaşı veriyorlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin menfaatlerine karşı, Türk milletine karşı. İşte medya manipülasyonları. Türkiye'yi şikayet ediyorlar. 'Bunlar otoriterleşiyor, eksen kayması var, teröristlere yardım ediyor' vesaire gibi. Bu algı operasyonlarına biz pabuç bırakmayız, eyvallah etmeyiz. Onlara da onların iş birlikçilerine de uzantılarına da uluslararası odaklara da kesinlikle eyvallah etmeyiz."

Paris'teki saldırılar

Paris'teki saldırıları anımsatan Akdoğan, şöyle konuştu:  

"Hemen fitne fesat, nasıl rol kapabiliriz. 'Bunlar teröristlere yardım ediyor, radikal fanatik, biz ılımlıyız, ılımlı İslamı temsil ediyoruz' Sizin hiçbir şeyi temsil ettiğiniz yok. O terör eylemlerini gerçekleştiren zihniyetin dayandığı felsefe ile sizin dayandığınız felsefe aynı. İkiniz de kendinizi hakikatin merkezine koyuyorsunuz ve amaca ulaşmak için her yolu mubah görüyorsunuz. Herkesi kurban edilebilir görüyorsunuz. Kim varsa muhafazakar kesimde herkesi kurban edilebilir görüyorsunuz. Onlar insanlığın hayatını yok ediyor, siz insanlığın hayatını mahvediyorsunuz, onlar elinde silahla farklı yöntem kullanıyor olabilir ama aynı felsefeye dayanıyorsunuz.  Bu kabul edilebilir değildir. Bu hastalıklı bir anlayıştır. Habis bir anlayıştır, bu anlayışa karşı da mücadele etmek gerekiyor ama hukuk içinde, hakkaniyet içinde ne gerekiyorsa onu yapacağız. Adaletten asla ayrılmayacağız. Hukuktan, meşruiyetten asla sapmayacağız, sapla samanı birbirine karıştırmadan.'

Akdoğan, paralel yapının kendisini istihbarat örgütü sandığına dikkati çekerek, "Ama illegal örgüt. İllegal örgüt gibi yapılanıyor, çalışıyor. Devlete nüfuz ederek, devlet gücünü ve imkanlarını kullanarak devlete operasyon çekiyor, millete operasyon çekiyor, siyaset mühendisliğine talip oluyor. Eğer bunlar başarılı olsaydı, bugün Türkiye'de esaret rejimi olurdu, kimse nefes alamazdı" dedi.

"Kimse bu vatan topraklarını bölemez"

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, doğu ve güneydoğuda siyaset yapmanın kolay olmadığını dile getirerek, şunları anlattı:

"Belediye başkanlarımızın yakınları kaçırılıyor, parti binalarımız yakılıyor, ilçe başkanlarımız tehdit ediliyor ve biz orayı  bırakmayacağız, kimseye terk etmeyeceğiz, o hastalıklı anlayışla baskıcı, ceberut anlayışla mücadele etmeye devam edeceğiz. Kürt kardeşlerimizi ne kimseye yediririz ne de kimseye bırakırız, terk ederiz. Bu mücadeledir. Bu mücadeleyi hep birlikte vermek zorundayız. Edirne'den Kayseri'ye, Hakkari'ye, Şırnak'a kadar bütün bir AK Parti ailesi olarak burada dimdik durmak ve bu mücadeleyi vermek zorundayız. Şunu herkes bilmeli; Nasıl Şırnak'ın tarihiyle Konya'nın tarihi ayrı düşünülemezse, Hakkari'nin geleceği de Edirne'nin geleceğinden ayrı düşünülemez. Kimse bu vatan topraklarını bölemez. İşte beka sorunu yaşamasın bu devlet, bu ülke diye çözüm sürecini biz başlattık. On binlerce insan hayatını kaybetti, analar ağlamasın dedik, akan gözyaşı dursun dedik."

Kesinlikle illegaliteye müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Akdoğan, "Otorite paylaşımı anlamına gelen hukuksuzluklara izin vermeyiz. Bu süreçte herkes sorumlu davranmak zorunda. Asayişi bozan olaylar, algıyı bozan olaylar, eylemler ve söylemler... Bu ikisinden hassasiyetle kaçınılması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"Yapan devlet, yıkan örgüt"

Doğu ve güneydoğuda yapanın devlet, yıkanın örgüt olduğunu ifade eden Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kucaklayan devlettir, baskı kuran, tehdit eden örgüttür. Şefkatli, merhametli, hizmet eden bir devlet var ama yakan, yıkan, baskı kuran, tehdit eden bir örgüt var. Bu gerçek daha iyi görülüyor. İnşallah bu süreç başarıya ulaşacak. İnşallah terör belasından kurtulacağız ama bizim bu anlayışla mücadelemiz devam edecek. Bunu da unutmamamız gerekiyor. Biz toplumun kabul etmeyeceği hiçbir adım atmayız. Bu sürecin sahibi biziz ve bu sürecin arkasında büyük bir toplumsal destek varsa bu Tayyip Erdoğan'a duyulan güvenin neticesidir. AK Parti iktidarına duyulan güvenin neticesidir. İnşallah bu güveni de boşa çıkarmayacağız. "

Akdoğan, 7 Haziran'da yapılacak milletvekili genel seçimlerinin büyük önem taşıdığına dikkati çekerek, "O sosyal yardım alan gariban vatandaştan tutun da Gazze'deki mazlum için de Mısır'da darbeden çok çeken için de Güneydoğu'da zulüm gören için de bütün bunları aklınızdan çıkarmadan daha çok çalışacağız, insanların gönlünü kazanacağız, hayır duasını kazanacağız. Biz buna talibiz. Makam mevki gibi bir derdimiz yok. Birisi bize 'Allah razı olsun' desin, sırtımızı sıvazlasın, o bizim için en büyük mutluluktur" diye konuştu. 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...