Tgrt Haber
31 Ocak 2015 13:35

Erdoğan, 'MOSSAD işbirliğini göremiyorlarsa yazıklar olsun'

Cumhurbaşkanı Erdoğan TÜMSİAD Genel Kurulu'ndaki konuştu ve önemli açıklamalar yaptı.

Erdoğan, 'MOSSAD işbirliğini göremiyorlarsa yazıklar olsun'
cumhurbaşkanı erdoğan,tümsiad,mossad,işbirliği,

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gidenlere, yolunu değiştirenlere, yolunu saptıranlara, uğurlar olsun. Bize, biz yeteriz. Bize Allah yeter. Bizim kardeşliğimiz, Allah'ın izniyle, bugüne kadar Türkiye'ye çok değerli hizmetler kazandırdı" dedi.
Erdoğan, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) Genel Kurulu'ndaki konuşmasında, dernek yönetim kurulu için yapılacak seçimin hayırlı olmasını temenni etti. 
TÜMSİAD'ın demokrasi mücadelesine katkıda bulunduğunu belirten Erdoğan, 10 Ağustos'taki Cumhurbaşkanı seçiminde verilen destek için teşekkür etti. Erdoğan, TÜMSİAD'la çeşitli vesilelerle bir araya geldiklerini hatırlatarak, daha önce TÜMSİAD'ın genel kuruluna katıldığını söyledi. 
Dernekle temaslarının sadece resmi toplantılardan ibaret olmadığına vurgu yapan Erdoğan, "Biz aynı davaya inandık. Aynı davanın neferleri olduk. Aynı dava için birbirimize yol arkadaşı, kader arkadaşı, aynı davanın hizmetkarları olarak birbirimize kardeş olduk. Son 1-1,5 yılda birçok önemli meselede imtihana tabi tutulduk. Gezi olaylarında, 17-25 Aralık darbe girişiminde, 30 Mart seçimlerinde, 10 Ağustos seçimlerinde çok çetin imtihanlardan geçtik" diye konuştu.
"Fatihler, toprakları değil, kalpleri fetheder"
Erdoğan, bütün bu yaşananlarda uhuvvetlerinin ve muhabbetlerinin test edildiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Eğer birbirimizin arasında bu sarsılmaz uhuvvet, muhabbet olmasaydı, bu dava bugün burada olmazdı. Sizler belki bu salonda olmazdınız, ben şahsen belki bu kürsüde olmazdım. Kaleleri zapt ederler, köyleri, şehirleri tahrip ederler, ülkeleri, toprakları işgal ederler ama o gönüldeki aşk var ya... O gönüldeki ateş, o gönüldeki özellikle o uhuvvet, o muhabbete var ya onu yıkamadıkları, onu tahrip edemedikleri sürece, inanın asla ve asla mutlak zafer kazanamazlar. Unutmayın bir Fatihler vardır bir de işgalciler vardır. Fatihler, toprakları değil, kalpleri fetheder, kalpleri açar ve gönüllere girerler. İşgalciler ise toprakları alsalar bile gönülleri zapt edemez, gönüllere giremez, işte onun için işgal ettikleri topraklara dahi tutunamazlar. Kimi zaman oldu haksız rekabetle üzerimize geldiler, yasaklarla, cezalarla, iftiralarla, montajlarla, kirli manşetlerle, ulusal ve uluslararası operasyonlarla üzerimize geldiler. Ellerindeki tüm imkanları, tüm fırsatları, ellerindeki tüm silahları, kalemleri, sayfaları, ekranları, yalanlarla iftiralarla kullandılar." 
Kardeşliklerinin son derece kıymetli olduğunu aktaran Erdoğan, "Bizim kardeşliğimiz, büyük Türkiye'nin istikbalidir. Hatta bizim kardeşliğimiz ümmetin, tüm mazlumların, mağdurların, tutunacakları yegane umut dalıdır" dedi.
"Bize, biz yeteriz"
Erdoğan, "Önce rafik, sonra tarik" sözünü anımsatarak, işin aslının bu olduğunu söyledi. Rafikin önemli olduğunu ifade eden Erdoğan, ondan sonra da "yol" anlamına gelen tarikin önemini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dostunu yolda tanırsın, alışverişte tanırsın" sözüne atıfta bulunarak, şunları söyledi:
"İşte biz bu kutlu yola, mücadeleye her kesimden dostlarla her kesimden yol arkadaşlarıyla her kesimden kardeşlerimizle ve kardeş bildiklerimizle çıktık. Bu uzun ve ince yolda, defalarca dostluğumuz, kardeşliğimiz test edildi. Kimin gerçek dost ya da gerçek kardeş olduğunu, kimin de dostluk ve kardeşlik maskesi altında gizli niyetleri olduğunu, gizli niyetlerin peşinde olduğunu, bu süreçte defalarca gördük, yaşadık ve onlarla yolumuz ayrıldı. Gidenlere, yolunu değiştirenlere, yolunu saptıranlara, uğurlar olsun. Bize, biz yeteriz. Bize Allah yeter. Bizim kardeşliğimiz, Allah'ın izniyle, bugüne kadar Türkiye'ye çok değerli hizmetler kazandırdı. Bundan sonra da kazandırmaya devam edeceğiz. Biz Allah'ın izniyle birbirini sırtından hançerleyen nankörlerin, hainlerin seviyelerine hiç inmeyecek, hiçbir zaman onların düştükleri çukurlara, tuzaklara düşmeyeceğiz. Bunu dün Kırşehir'de gördüm. Kırşehir'de siyasi hayatımda bugüne kadar yapmış olduğumuz açılışların ve mitinglerin en muhteşemini yaptık." 
"Birbirine kenetlenmiş tuğlalar gibiyiz"
Erdoğan, halkın olanları gördükçe daha kavi bir şekilde birbirine dayandığını anlatarak, uhuvvetten, kardeşlikten ve muhabbetten asla taviz vermeyeceklerini kaydetti.
Kardeşliğin aynı zamanda mesuliyet olduğuna işaret eden Erdoğan, kardeşlik herkese yayıldığında Türkiye'nin daha muzaffer bir ülke olacağına dikkati çekti. 
Erdoğan, hainlerin hain olmanın gereğini yaptığını aktararak, bunların ihanet ve fitneyle, birtakım çevrelerin maşası olarak yollarına devam ettiklerini vurguladı. 
Çıktıları yolda tek vücut olmanın önemine değinen Erdoğan, "Birbirine kenetlenmiş tuğlalar gibi dimdik, sapasağlam, büyük, yeni Türkiye mücadelesini vermeye devam edeceğiz. Bir noktanın altını çizmek istiyorum. Bizim birlikte sevdamız, Türkiye sevdası oldu. Millet sevdası oldu. Hep söyledim, biz milletimizi seviyoruz. Bizi milletimizden ayırmak mümkün değil. Bizim milletimize aşkımız var. Bizim tabularımız yok. Biz, uluhiyette, ubudiyette, Rabbimizden başkasını tanımıyoruz. Biz bu yola böyle çıktık. Bizim mücadelemiz, davamız büyük Türkiye oldu, yeni Türkiye oldu, güçlü Türkiye oldu. Biz birileri gibi çıkarları peşinde koşan, kendi şahsi iktidarları peşinde koşanlardan asla olmadık. Onun için 'milli irade' dedik, onun için 'sağlam irade' dedik, onun için 'önce millet' dedik. Böyle yola çıktık. 'Önce insan' dedik, böyle yola çıktık. 'Önce devlet' demedik. Devleti arkaya aldık. 'Önce insan' dedik" şeklinde konuştu.
"Gizli toplantıyı dinleyip uluslararası şebekelere servis etmek ne demek?"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, paralel yapının ne olduğu, bugünlere nasıl ulaştığını herkesin düşünmesi, tahlil etmesi, üzerinde hassasiyetle durması gerektiğini çünkü yaşanan sürecin tarihi ve ibretlik bir süreç olduğunu dile getirdi.

Paralel yapıya "Haşhaşiler" dediklerini hatırlatan Erdoğan, "Niye Haşhaşiler? Çünkü Haşhaşiler 11. yüzyılda ortaya çıkmışlardı ve aynen bugünkü gibi paralel yapı kurarak, Büyük Selçuklu Devleti'ne ağır zararlar vermişlerdi. Bizim o günden sonraki tüm devletlerimiz, Anadolu Selçuklu Devleti de Osmanlı Devleti de bu olaylardan ibret almış ve bu noktada çok hassas davranmışlardır. Maalesef 70'lerden itibaren Türkiye Cumhuriyeti bu konuda gerekli hassasiyeti gösteremedi. 10 asır sonra aynı tarzda, aynı şekilde bir başka Haşhaşi yapı, ulusal güvenliğimizi tehdit eder boyuta ulaştı. İşte biz, bu hadiseden ibret çıkaracak, inşallah asırlar boyunca tekrar yaşanmaması için de tedbirlerimizi bugünden alacağız" diye konuştu. 

Erdoğan, söz konusu yapının sadece şahsına, ailesine, arkadaşlarına taarruz eden bir yapı olmadığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bunu maalesef bugün dahi göremeyenler var. Bugün bile ürkenler var, korkanlar var, bu paralel yapının aslında neye, kime taarruz ettiğini tam olarak anlamayanlar, idrak edemeyenler var. Bu yapı, benim şahsımdan ziyade öncelikle Türkiye'nin ulusal güvenliğine, ulusal bütünlüğüne taarruz etmiştir. İşte geçenlerde gördünüz. Cumhurbaşkanının, Başbakanın, bakanların, Anayasa Mahkemesi'nin, Genelkurmay'ın, bütün kuvvet komutanlarının telefonlarını dinlemek ne demek? Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir sivil toplum örgütü veya onun içinde barınanlar böyle bir şeyi nasıl yapabilir? Bu, vatana ihanet değil de nedir? Bu bir ajanlık değil de nedir? Dışişleri Bakanlığı'ndaki çok gizli toplantıyı dinleyip, uluslararası şebekelere servis etmek ne demek? MİT'in Suriye'de Türkmenlere yardım götüren tırlarının önünü kesmek, oradan fotoğraflar almak, o fotoğrafları da büyük bir ahlaksızlık içinde iftirayla dünyaya servis etmek ne demek? Ahlaksızca şunu söylüyorlar, 'Bu tırlar, terör örgütlerine silah götürüyorlardı, Bayır Bucak Türkmenlerine değil.' Böyle de ahlaksızca yalanları söyleyebiliyorlar.

Yalan, sevgililer sevgilisi o Nebi'nin en çok nefret ettiği şey. Birçok suçu işleyebilirsin, şunu yaparsın, bunu yaparsın vesaire ama Nebi'ye dediler ki 'yalan', orada ayağa fırladı. 'Asla' dedi. Çok tehlikeli bir şey. Bunların yerli olduğunu, bunların bu ülkenin evladı olduğunu, bu yaptıklarına rağmen hala düşünen varsa, açık söylüyorum, çok büyük bir gaflet ve dalalet içindedirler."

"Biz yandık, onlar yanmasın" 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, paralel yapının milletin dini hassasiyetlerine apaçık suikast düzenlemek istediğini, kendilerinden başkasını dindar, hatta Müslüman görmeyecek kadar enaniyet içinde olduklarını ve kendilerine her yöntemin meşru kabul edildiği bir sapkın yol çizdiğini söyledi.

Paralel yapı için her yolun meşru olduğunu kaydeden Erdoğan, bu yapının dini hassasiyetlere çok ağır zulmettiğini, milletin yardımlaşma, dayanışma hasletlerini kendisine hedef yaptığını, başka cemaatlere, derneklere, vakıflara, başka yardım kuruluşlarına, burs veren, yurt veren teşkilatlara hayat hakkı tanımadığını anlattı. 

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şimdi 'özgür basın' diye feryat ediyorlar, değil mi? İşte Tahşiye Operasyonu diyerek, kitaplara el koyan, kitapları suç, delil olarak kullanan, bizzat bunların kendisiydi. Basın özgürlüğünden bahsediyorsunuz, Tahşiye Operasyonu diye yaptığınız operasyonun altında kimler yatıyordu? Yazarlar, çizerler, orada kitapları olan birçok insan vardı. Bunlar gittiler 16, 17 ay içeride yattılar. Bunu neyle izah edeceksiniz? Onlar yazardı. Niye onlara bu şekilde yalanla, iftirayla saldırdınız? Bu yapı aynı zamanda bu aziz milletin ahlak değerlerine de suikast düzenledi. İftirayı, şantajı, montajı, yalanı, takiyeyi, her türlü haksızlığı meşru gördüler, meşru gösterdiler. Bu milletin ahlak damarlarını tahrip etmeye çalıştılar. Bunlar, milli değiller, yerli değiller. Buna rağmen bugün hala bunlarla iş tutanlar, yol arkadaşlığı yapanlar, bunlarla iş birliğine gidenler, inanın çok yakında büyük bir mahcubiyet yaşayacaklar. Bunu söylemek zorundayım. Biz yandık, onlar yanmasın. Siyasi partilere, STK'lara, derneklere, vakıflara söylüyorum, hatta ve hatta içimizde, yanı başımızda gizlendiğini zannedenlere söylüyorum. Kim ki bunlara karşı tavır almazsa, Türkiye'ye haksızlık etmiştir, milletine haksızlık etmiştir, dinine, ahlakına, vicdanına haksızlık etmiştir."

"MOSSAD'la iş birliği tuttuğunu göremiyorlarsa yazıklar olsun"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, en başından itibaren paralel yapının tabanıyla üst kademesini ayrı değerlendirdiğine işaret ederek, üst kademenin çok bariz şekilde başka odakların, başka çevrelerin maşası, kuklası olduğunu vurguladı. 

Bir üst akıl olarak ifade ettiği uluslararası egemen güçler, emperyal güçlerin söz konusu yapıyı gayet iyi kullandığını ve kullanmaya devam ettiğini dile getiren Erdoğan, "Ama tabandakilerin artık bazı soruları kendilerine sormaları, bazı şeyleri sorgulamaları kaçınılmaz bir hal almıştır. Bütün bu ortaya çıkan gerçeklerden, bütün bu ortaya dökülen pisliklerden sonra samimi insanların hala o çatı altında durmasının hiçbir mazereti olamaz. 'Acaba bu devlet, bu hükümet neden bu kadar açık ve net olarak bu tavrı koyuyor?' diye kendi kendilerine bu soruyu sormaları lazım. Paralel yapının tabanındaki samimi insanlar, bu yapının kimlerle işbirliği yaptığını, kimlerle yan yana geldiğini, kimlerle aynı karede fotoğraf verdiğini lütfen görsünler ve bu gidişi sorgulasınlar. Hala bu yapının MOSSAD'la iş birliği tuttuğunu göremiyorlarsa yazıklar olsun. Çünkü her şey çok açık, net ortada" şeklinde konuştu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...