Başbakan Yıldırım'dan Malta'da önemli açıklama: Daha hızlı adım atın
Başbakan Binali Yıldırım ve Malta Başbakanı Joseph Muscat basın toplantısında açıklamalarda bulundu. AB dönem başkanlığını üstlenen Malta'da temaslarda bulunan Başbakan Yıldırım, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "AB ile Türkiye arasındaki mültecilerin durumuyla ilgili, Avrupa Türkiye arasındaki vize serbestisi konularıyla ilgili bugün yaşanan sorunları da değerlendirdik. Avrupa'nın bu konuda daha hızlı adım atmasının gerekli olduğunu dile getirdik" dedi.
AB dönem başkanlığını yapan Malta'da resmi temaslarda bulunan Başbakan Binali Yıldırım, Malta Başbakanı Joseph Muscat ile ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu.Başbakan Binali Yıldırım Malta Başbakanı Muscat ile görüşmelerine istinaden, "Karşılıklı ticaretin geliştirilmesi yatırımların artırılması konularını detaylı görüşme fırsatımız oldu" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım açıklamasında şunları kaydetti:Malta daima Türkiye'nin AB üyeliğini koşulsuz destekleyen bir ülke. Bunu takdir ediyoruz.Malta'nın AB dönem başkanlığı içerisinde AB-Türkiye ilişkilerinin daha da geliştirilmesi ve güncellenmesne karar verilen Gümrük Birliği anlaşmasının çalışmalarına başklanmasını ümit ediyoruz. Sayın Başbakanın gereken desteği vereceğinden eminiz.
15 Temmuz'da Türkiye'ye ve Türk hükümetine destek vermelerini takdirle karşılıyoruz.Sayın Başbakan ile mülteci sorununu ve Suriye'de barışın tesis edilmesi siyasi çözümün bulunması konularını ele aldık. Bu konuda müşterek olarak neler yapabileceğimizi etraflıca değerlendirdik.AB ile Türkiye arasındaki mültecilerin durumuyla ilgili, Avrupa Türkiye arasındaki vize serbestisi konularıyla ilgili bugün yaşanan sorunlarıda değerlendirdik. Avrupa'nın bu konuda daha hızlı adım atmasının gerekli olduğunu dile getirdik. Malta geleneksel denizci bir ülke. Dünyanın 3. büyük gemi sicili bakımında ülkesidir. Dolayısıyla denizcilik alanındaki işbirliğimizi ileri taşıma imkanı gördük ve teyit ettik.Ayrıca yabancı dil eğitimi konusunda Malta ile çok daha yakın çalışma imkanı olacağını düşünüyoruz. Bu konuları etraflıca değerlendirdik.
SORU - CEVAP
Başbakan Binali Yıldırım: Seçim zamanı popülizm ülkelerde yaygın bir uygulamadır. Bizim tercihimiz seçim atmosferinin ötesinde AB-Türkiye ilişkilerinin sağlıklı bir zeminde değerlendirilmesi ve karar verilmesidir.
KIBRIS MÜZAKERELERİNDEKİ / KRİZ-TÜRKİYE'NİN YAKLAŞIMI
Başbakan Binali Yıldırım: Kıbrıs'la ilgili iki taraf arasında BM koordinasyonunda devam ediyor. Evelsi gün Anastasias biraz herhalde sinirlenmiş. Kapıyı vurup dışarı çıkmış. Kriz oldu diye haber yayıldı. Daha sonra "Ben sigara içmeye çıktım, kriz falan yok" diye geri geldi. Türkiye daha doğrusu KKTC çözümde bir adım önde. Hiçbir zaman kesintiye uğratacak bir davranış içerisinde olmuyorlar. Çözümün mutlaka sağlanması lazım. Çözümsüzlüğün bedelini Kuzey Kıbrıs Türk tarafı ödüyor. Rum tarafı maalesef 2004'de tüm uyarılarımıza rağmen adanın tümünü temsil edilecek şekilde birliğe tam üye yapıldı. Dolayısıyla o gün çok daha kolay olan çözüm gerçekleşmedi. Bugün daha zor olanı başarmakla karşı karşıyayız. Eminim ki, burada alınacak çözüm adada güvenliği sağlayacak. Türkiye'nin etkin garantisini sürekli olarak temin edecek. Her iki tarafın adil, eşit yönetişim hakkını da beraberinde getirecektir. Bu konuda AB'nin de üstüne düşen görevi var. Türkiye'nin dört özgürlük dediği hususların AB tarafından teminat altına alınması icap ediyor.
-YABANCI BASIN MENSUBUNUN TÜRKİYE İLE İLGİLİ BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İDDİALARI-
Başbakan Binali Yıldırım: Merak ediyorum Avrupa'da ne kadar göçmen var? Bunun cevabını birisi bana versin. Türkiye zorda ve darda olanlara yardım eden bir ülkedir. Türkiye PKK, DEAŞ, FETÖ örgütleriyle mücadele ediyor. Hangi Avrupa ülkesinde parlamento binası bombalandı, savunmasız insanlar acımasızca öldürüldü?
"AVRUPA BİRLİĞİ O FASILLARI AÇSIN KONUŞALIM"
Başbakan Binali Yıldırım: Basın özgürlüğü evrensel bir haktır. Genelde insanların görüşlerini ifade etmeleri evrensel bir haktır. Türkiye bir hukuk devletidir, bu hakları Türkiye'de herkes sonuna kadar kullanıyor, kullanmaya devam edecek. İki şeyi birbirine karıştırmamak gerekiyor. Basın özgürlüğü ayrı bir şey, basın özgürlüğü kisvesi altında teröre destek vermek başka bir şey. Basın kartı alıp teröristlerin işini kolaylaştıracak faaliyetlerde bulunmak basın özgürlüğü ile izah edlen bir şey değildir. Malesef gerçekler ters düz ediliyor. Bir algı operasyonu yürütülüyor. Buradan açıkça bu idiada bulunanlara şunu teklif ediyorum: Basın özgürlüğü Avrupa için önemli. 23. ve 24. fasılları AB açsın. Ne söyleyeceklerse söylesinler bizde izahını yapalım. Buyursun açsınlar! Buradan çağrıda bulunuyorum. Hariçten gazel okumakla olmaz. Ne düşünüyorlarsa bu konuyla ilgili hepsini konuşmaya varız.
