Tgrt Haber
15 May 2017 07:08

Erdoğan'dan gündeme ilişkin önemli açıklamalar

Çin Halk Cumhuriyeti'nin başkenti Pekin'de temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gündeme ilişkin çok önemli açıklamalar yaptı.

Erdoğan'dan gündeme ilişkin önemli açıklamalar
erdoğan

Pekin’de büyük ilgi gören, zirvenin açılışında konuşan üç dünya liderinden biri ve devlet protokolüyle karşılanan tek dünya lideri olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gazetecilerin sorularını cevapladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihi ziyaret öncesi terör örgütü PYD-YPG-ABD ilişkisiyle ilgili önemli açıklamalar yaptı.

Erdoğan, ''Şimdi de nihai görüşmeyi biz yapacağız. Ondan sonra da nihai kararımızı vereceğiz. Eğer stratejik müttefiksek ittifak içinde karar almamız lazım. İttifaka gölge düşecekse başımızın çaresine bakmamız lazım.'' dedi.

'BAŞIMIZIN ÇARESİNE BAKMAMIZ LAZIM...'

''Amerika ile ilişkilerde tarihi bir süreçten geçiyoruz. Sizden önce Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarı ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ön temaslar yaptı, Trump’la da görüşüldü. Nasıl bir izlenim aldınız? Size nasıl bilgiler verdiler?'' sorusuna Erdoğan, ''Ön heyet Trump ile görüşmedi, belki bir fotoğraf karesidir. Onlar Trump’ın altında diyebileceğimiz kişilerle temas ettiler. Bir ön bilgilendirme yaptılar. Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ’ın ABD Adalet Bakanı ile yaptığı görüşme. Malum şahsa ait bir bilgilendirmedir. Diğerleriyle yapılanların hepsi Suriye ağırlıklı olarak oraya yönelik görüşmelerdir. PYD YPG bunlarla ilgili olarak Amerika’nın duruşuyla bizim duruşumuzu netleştirecek yapılsın ki işimiz kolay olsun diye yapılan adımlardır. Birçok belgeler sundular. Şimdi de nihai görüşmeyi biz yapacağız. Ondan sonra da nihai kararımızı vereceğiz. Eğer stratejik müttefiksek ittifak içinde karar almamız lazım. İttifaka gölge düşecekse başımızın çaresine bakmamız lazım... Biz bu ittifakı Türkiye’nin aleyhine olacak yaklaşımlara boğduramayız. Bunu özellikle ifade etmem lazım.'' diye cevap verdi.

'TAMAMIYLA ZIRVADIR, YALANDIR'

Amerika’da özellikle düşünce kuruluşlarında dillendirilen, ABD Türkiye’den DEAŞ’la mücadelede yardım istedi fakat Türkiye önce direndi. ABD de (Obama yönetimi) o sırada PYD’ye yatırım yaptı. iddiasını Cumhurbaşkanı Erdoğan sert bir dille yalanladı.

Erdoğan, ''Bu tepeden tırnağa yalandır. Bunu kim söylüyorsa tamamıyla zırvadır, yalandır, uydurmadır, iftiradır. Bir kere daha Amerika DEAŞ tehlikesini, ABD fark etmeden önce, Türkiye bunu fark etmiş ve ona karşı tavrını en sert şekilde ortaya koymuştur.

Eğer biz bu tavrı ortaya koymamış olsaydık DEAŞ bu bocalamanın içine girmezdi. Irak’ta biz mi varız, Irak’ta, orada kim var? Koalisyon güçlerinin başında kim var? ABD var. DEAŞ Musul’a girdi mi, girdi. Ambar’a girdi mi, ne yaptılar? Ne yaptılar, hiç.
Ama orada üssümüze saldırmaya yeltendiler, biz derslerini verdik. Bizim oradaki üssümüzü hazmedemeliler. Biz dedik ki kusura bakmayın o üs orada kalacak. O üs Peşmerge’yi yetiştirdi. Ninova Muhafızları orada yetişti. Kime karşı DEAŞ’a karşı. Bunu yapan biziz. Türkiye’nin DEAŞ’a karşı bizim Türkiye’de mücadele vermediğimizi söylemek Türkiye’ye ihanettir. Obama yönetiminin iftirasıdır. Bu dönemde Suriye ve Irak meselesini ne yazık ki burada Trump’ın kucağına bu şekilde bırakmıştır. Aşağıda Obama’nın ekipleri var. Onlarla beraber bana göre beraber bana göre Irak ve Suriye’ye bakıyor. Ben de diyorum ki ne burada YPG’ye ne PYD’ye ihtiyaç yok. Bunlar terör örgütüdür. DEAŞ ile mücadele için YPG ile işbirliğini şart telakki etmek, aslında koalisyonun ve ABD’nin itibarını yok etmektir. Bu mücadeleyi bizler, NATO’da birlikte olduğumuz güçlerle bu bölgedeki diğer ülkelerle Suudi Arabistan başta olmak üzere Katar, Lübnan, Ürdün hep beraber pekala yapabiliriz. Bu terör örgütüne ihitiyacımız yok. Biz bunu, Cerabslus, Dabık, Rai, El Bab’da ispat ettik... Şimdi diyoruz ki Mümbiç’te ve Rakka’da ispat ederiz. Zaten sayı ortada, belli. Ama söylediklerimiz ne yazık ki başta Obama olmak üzere ilgi uyandırmadı. Bakın Sayın Trump bir açıklama yaptı ki bu bizim Obama’ya teklifimizdir. Dedik ki, eğit donat olayını biz yaparız dedik. Uçuşa yasak bölge ilan edelim dedik. Aynı zamanda terörden arındırılmış güvenli bölge olsun dedim, bu benim ilk yaptığım açıklamadır. Trump da benzer açıklamayı yaptı. Biz taraftan da Özgür Suriye Ordusu eğitimini veriyoruz. Biz bu sayıyı daha da artırmak suretiyyle SGD’ye SDF’ye ihtiyaç yok. Gerekirse ayrıca destek veririz ve meseleyi hallederiz. Baştan beri bunu söyledik, ne yazık ki buna itibar etmediler. Amerika’da bazı haddini bilmezlerin oyunlarıyla, yazılı görsel medyanın oyunlarıyla “Türkiye DEAŞ’a karşı gerekeni yapmadı” diyerek iftira etmeye kalkışıyorlar. Halbuki bu örgüte karşı en büyük mücadeleyi veren Türkiye olmuştur.

Başından beri niçin Tayyip Erdoğan neden batı basınının olduğu gibi DEAŞ’ın da hedefindedir? DEAŞ’ın hedefinde ben varım. Kendi yayın organlarında benim boy boy resimlerim var. Bu iftirayı atanların bu yayın organlarında resimleri var mı? Yok. Biz inandığımız şeyi inandığımız şekilde yaparız.  Bu yola bu şekilde çıktık, bu şekilde yürüyoruz.'' dedi.

'BU İŞ ÇOK UZADI'

Erdoğan, ''Trump ile görüşme nokta mesafesinde olacak dediniz. Şimdiye kadarki görüşme turlarında belirleyici görüşme mi olacak dediniz?'' sorusu için
''İnşallah, ona dayanarak söyledim. Bu iş çok uzadı. Artık daha fazla uzatmaya tahammülümüz yok. Niye yok, bakın 3 milyon insan Türkiye’de. Eğitimden sağlığına herşeyi A’den Z’ye bize ait. Biz ne zamana kadar bunu yapacağız. Aynı şey bir zamanlar Ürdün’de Filistinliler için oldu. Ürdün belli desteği aldı. Lübnan aynı durumda. Bugün belki yarına kadar bunu kaldırıyoruz. 25 milyar doları bulduk. Ama yarın ne olcak. Bazı çareler bulmamız lazım. Nitekim şu anda vatandaşlığa alma konusunu gündeme getiriyoruz. Ana muhalefetin başındaki ülkenin kendi vatandaşları aç diyor. Eğer işe gelme noktasında vasıflara haizse sen onu işe alırsın kaçak mı çalıştırırsın adam doktor adam mimar. Açalım önünü adam çalışsın. Kaçak olarak çalıştıramazsınız. Vatandaşlık verdikten sonra çalışma imkanı vrersiniz. Kendi vatandaşın olup da kaçak çalışan var. Biz kayıt altına alalım istiyoruz Bu şekilde kamplarda çok insan var. Bir ara Kanada Başbakanı “Vasıflı insanlar varsa ben 25 bin kadar alırım” dedi. Bunun için biz de bu tür insanları Türkiye olarak alırı. Bunun için kalkıp icazet alacak değiliz. Bizim için insani, İslami ve vicdani görevimizdir.'' ifadelerini kullandı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...