Tgrt Haber
22 May 2015 01:59

Meclis Başkanı Cemil Çiçek'ten önemli ifadeler

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Bir ülkenin yargısının ve ordusunun yedeği yoktur. Bunlar bir devlet için olmazsa olmaz temel kurumlardır" dedi.

Meclis Başkanı Cemil Çiçek'ten önemli ifadeler
cemil çiçek, tbmm başkanı,

Çiçek, Ensar Vakfı Ankara Şubesi'nce düzenlenen "Ensar Buluşmaları" konferansında yaptığı konuşmada, hukuki istikrarın önemine dikkati çekerek, hem mevzuatta hem uygulamada istikrarın şart olduğunu, birbirinin gırtlağına sarılmış bir yargının bu ülkeye vereceği zararı hiçbir dış gücün veremeyeceğini söyledi.

Bu konuda görüntünün iyi olmadığına işaret eden Çiçek, kimsenin hukuk uygulamalarında kişinin ideolojisine, mensubiyetine göre karar veremeyeceğini, hukuka göre karar verilmesi gerektiğini kaydetti. Çiçek, "Onun içindir ki terazideki kadının gözü kapalıdır" dedi.

Türkiye'nin belli bir süreden beri hukuki alanda ciddi bir istikrarsızlık yaşadığına dikkati çeken Çiçek, bunun da ciddi bir güvensizlik meydana getirdiğini ifade etti. Çiçek, yargının bu haliyle yoluna devam edemeceyeğini, Türkiye'ye fayda getirmeyeceğini vurguladı.

Bu teşkilatta hakim, savcı olarak 15 bin insanın çalıştığını ve bunların çok önemli bir kısmının son derece saygıdeğer olduğunu belirten Çiçek, şöyle devam etti:

"Ben bunlarla 4,5 sene beraber oldum. Canını dişine takmış ve sağlanan imkanlarla adaleti tevzi etmeye çalışıyor. Ama işte bu tabloyu bozan, sıkıntılı hale getiren bir kısım gelişmeleri de yaşadık ve yaşıyoruz. Bir ülkede benim yedeğim var. 8 Haziran'da ben yokum, benim yerime birisi gelir. Ama bir ülkenin yargısının ve ordusunun yedeği yoktur. Bunlar bir devlet için olmazsa olmaz temel kurumlardır. O nedenle Türkiye'de bir an evvel bu yargının içeriden ve dışarıdan müdahalelerden kendisini koruması, kollaması ve asli görevine dönmesi lazım. Hukuka göre karar vermesi lazım. Mensubiyetine, ideolojisine, ön yargısına göre değil. Hak, hukuk neyi gerektiriyorsa onu yapması lazım. Yargı şantaja alet olmamalı, yargı bir kısım kirli işlerin aleti olmamalı. Bunlar oldu mu derseniz? Geriye dönük şu 3-4 yıllık tartışmalara bir bakın. Şu 4 yılın en sıkıntılı, en çok üzerinde konuşulan 2 tane davası vardı. Meclis Başkanı olduk bununla başladık, halen bununla... Günlerce bu toplum travmalar yaşadı, sıkıntılar yaşadı. Ama sonuçta bu kararların hepsi sil baştan oldu, başa döndük."

"NEDİR BU USULSÜZ DİNLEMELER"  

"Peki o zaman biz bu sıkıntıyı niye yaşadık, bize bu sıkıntılar niye yaşatıldı, bunun hesabını kim verecek" diye soran Çiçek, şunları kaydetti:

"Nedir bu usulsüz dinlemeler? Kim ne hakla. Hele hele görevi dinlemek olmayanların verdiği kararlarla devletin en üst makamlarında görev yapanlar, biz ne konuşuyoruz. Yani bir Meclis Başkanı Cumhurbaşkanı ile neyi konuşur. Akşam ki Fenerbahçe-Bursa maçını mı konuşuyor kriptolu telefondan. Konuşacaksa öbür telefon var. Belli ki bu telefonlar verildiğine ve her zaman biraraya gelme imkanı da olmadığına göre devletin en önemli işleri konuşulacak. Kiminle? Devletin en üst düzeyiyle. Bunu dinleyip ne yapacaksın? Dinlediğin anda bunun arkasında bir kullanım vardır. 'Bu bilgiler başka bir yerde kullanılacak' demektir. Bu dinen doğru değil, ahlaken doğru değil, hukuken doğru değil, insanlık olarak da doğru değildir. Bir yargı ve devletin güvenlik birimleri böylesine bir kepazeliğe asla alet edilemez. Böylesine bir hukuk düzenine kim güvenecek ve neye göre güvenecek? O zaman biz sabahtan akşama, geceyarılarına kadar kanunları niye çıkarıyoruz, uyulmayacaksa. Herkes sıfatını kötüye kullanacaksa, sahip olduğu yetkiyi kanunların dışında kullanacaksa o takdirde bu ülkede hukuk istikrarı olmaz. Bunun ne anlam ifade ettiğini çok açık ve net olarak yaşıyoruz. Suretle bu işin bir yoluna girmesi ve düzeltilmesi gerekiyor."

BÜROKRATİK İSTİKRAR

Bürokratik istikrara da değinen Çiçek, bürokraside esas olanın ehliyet ve liyakat olduğunu söyledi. Çiçek, "Bizdendir, sizdendir, ondandır, aday adayıdır, ötekidir, berikidir' diye bir adam bir yere gelmez, gelmemelidir. Layıksa gelmelidir. Yoksa bizden olmak zor bir şey değil. Gider bir ilçe teşkilatına kaydolursun bir kimlik alırsın ve bizden olursun. Bu işler bizden, sizden olmaz" şeklinde konuştu.

Çiçek, bu konuda herkesin bir özeleştiri yapmaya ihtiyacı olduğunu söyledi.

Türkiye'nin güçlü olması için bilgiyi üreten konuma gelmesi gerektiğini aktaran Çiçek, "Kabul etmek gerekir ki ne biz ne de bugünkü görüntüsü itibariyle İslam dünyası bilgi üreten bir ülke değil. Başkalarının ürettiği bilgiyi kullanıyoruz" dedi.

Türkiye'nin bunun farkında olduğunu ve araştırma, geliştirme faaliyetlerine bütçeden önemli destek vermeye çalıştığını ifade eden Çiçek, "Bu noktadaki sıkıntı kaynak sıkıntısı değil, kimse kendi tembelliğine bahane aramasın. Üniversitelerimizin rektör seçimlerine, kulise ayırdıkları zamanı biraz bilimsel araştırmalara ayırmaları lazım" değerlendirmesinde bulundu.

"TASARRUFU BİRAZ DAHA YUKARI ÇIKARMAMIZ GEREKİYOR"

Yatırım için tasarrufun önemine işaret eden Çiçek, şunları söyledi:

"50'den bu yana en fazla tasarruf yaptığımız dönem 100 liranın 13 lirasıdır. Hiç öyle kestirme kalkınma yolu yok. Şimdi seçim zamanı vaat, talep patlamalarının olduğu bir yerdir. Vaat et edebildiğin kadar. Asgari ücret zaten açık artırmaya çıktı. 5 bin lira vereceğim. 5 bin lira niye veriyorsun kardeşim, niye 7 bin lira, 10 bin lira vermiyorsun. Emekli olmak için niye 65 yaşına kadar bekliyoruz kardeşim dünyaya bir daha mı geleceğiz. 40 yaşında emekli olup amiyane tabirle çıtır çıtır maaşı yemek varken, 65'e kadar bekletiyorsunuz bu milleti. Seçim zamanı biraz kestirme, hap cinsinden çözümlerin öne çıktığı bir dönem. Doğru olan neyse, iktisat bilimini, kalkınmış ülkelerin tecrübelerini dikkate alarak tasarrufu biraz daha yukarı çıkarmamız gerekiyor. Ya tasarrufu artırıp bu rakamı yukarı çıkaracaksınız ya da dışarıdan borç bulacaksınız. Size istediğiniz zaman da para vermezler. Elden gelen öğün olmaz oda vaktinde bulunmaz."

"BUNUN ARKASINDA YATAN İŞ TÜRKİYE'NİN GELİŞMESİNİ ENGELEMEK"

Çiçek, Türkiye'nin tecrübesiyle, nüfusuyla, dinamizmiyle birçok ülkenin dengesini bozan bir yapıya sahip olduğunu ifade ederek, "Onun için size istediğiniz zaman şartlar müsait olsa bile kredi vermezler" diye konuştu.

Bu çerçevede GAP'ın önemine dikkati çeken Çiçek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"1984'te PKK ilk defa eylem koyuyor. Şemdinli ve Eruh'ta çoluk çocuk, yaşlı, genç demeden... Şimdi hukukunu koruduğun iddia ettiği Kürt vatandaşlarımızı katlediyor. Dünya ayağa kalkıyor, Türkiye büyük bir şok yaşıyor. Bu, durup dururken nereden çıktı. Böylesine bir vahşet. Bunun arkasında yatan iş Türkiye'nin gelişmesini engellemek. Kredi vermeyerek engelleyemedi, kendi kaynaklarıyla yapmak istediğinde ben senin başına öyle bir gaile açarım ki sen kalkınma için harcayacağın parayla bu belayı defetmek için uğraşırsın. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin uğraştığı PKK terör örgütü değil. O ve onun arkasındakileri görmek lazım. O kanaldan Türkiye 40 bin insanını kaybetti, milyarlarca dolarını. Belki 10 defa GAP'ı finanse edecek kaynağı terör belasını defedebilmek için... Bu kadar kaynak heba oldu, gitti. Demek ki istediğiniz zaman siz para da bulamazsınız. Bu oyunlara gelmemek lazım. Bugün PKK'nın arkasında kim varsa, hangi ülkeler varsa Ermeni soykırım yalanının ve iftirasının arkasında da aynı ülkeler, aynı adresler vardır. O nedenle bir an evvel iç politika kavgalarından, çekişmelerinden kurtulup dışımızda olup bitenlere biraz daha bakmamız lazım. Geçmişte Atatürk Barajı'na para vermeyenler bu defa Ilısu Barajı... Ilısu Barajı'na kimlerin karşı çıktığına iyi bir bakın. Orası için de 3 ülke 'kredi vereceğiz' dedi. Sonra kayış kırdılar. Çünkü o ekonomik ve güvenlik açısından önemli. Orada aynı ülkelerin Türkiye'nin gelişmesini, güçlenmesini engellemek bakımından siyasi kararlar aldıklarını hepimiz biliyoruz."

Türkiye'nin idaresi kolay bir ülke olmadığını, hiçbir sorunun kestirme çözümü bulunmadığını vurgulayan Çiçek, doğru olanın yapılması için birliğe, beraberliğe, siyasi, ekonomik, hukuki ve bürokratik istikrara ihtiyaç olduğunu kaydetti. Çiçek, "İktidarda 8 Haziran sabahı kim olursa olsun bu gerçekler kabul edilmeden hele hele ülkenin kaynakları 'günü kurtarmak' adına yani pazar günü akşamını hesaba katarak harcanırsa, pazartesi sabahı Türkiye çok ciddi sıkıntılara gelir" diye konuştu.

"HİÇBİRİMİZ BULUNMAZ, OLMAZSA OLMAZ MEMLEKET BATAR DEĞİLİZ"

Konuşmasının ardından Çiçek, konferansa katılanlardan bazılarının "3. dönemin sonunda ülkeye nasıl hizmet etmeyi düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine, bunun Türkiye siyasetiyle ilgili bir konu olmadığını, sadece partilerinin iç dinamikleri ve iç tutarlığı açısından aldığı bir karar olduğunu söyledi.

Bunun siyasetin tüm alanını sıkıntıya sokan bir karar olmadığına sadece milletvekili seçimini engelleyen bir karar olduğuna işaret eden Çiçek, şu yanıtı verdi:

"Şu an itibariyle bunun artık bir faydası da yoktur. Çünkü listeler belli. Partiler vatandaşın karşısına çıkıyor. Türkiye 77-78 milyonluk bir ülke ve hiçbirimiz bulunmaz, olmazsa olmaz, memleket batar değiliz. Ülke hayrına bildiklerimizi, düşündüklerimizi söylemeye devam ederiz. Başka türlü alanlarda yapacağımız işler var. Onları yapmaya devam ederiz. Benim siyasi hayatımda 2 dönemim var. Hırsımın öne çıktığı, aklımın dipfrizde, gerilerde olduğu dönem ve yaşadıklarımdan, gördüklerimden, telkinlerden ve tavsiyelerden sonra olabildiğince, aklım ne kadar varsa o eksik aklımı öne çıkardım, hissiyatımı, hırslarımı ikinci plana mümkün olduğu kadar bırakmaya çalıştığım dönem. En çok dolmuşa binenler siyasetçiler olur. Ben özel hayatımda dolmuşa çok bindim ama siyasette dolmuşa binmem. Bunun da sebebi aklımı olabildiği kadar öne çıkarırım. Birlikte iş yapmanın, tek başına bencillik etmekten daha doğru olduğuna kendi hayatımda şahit oldum. Bundan sonra da aklımız neye elverirse dostlarımıza, insanımıza, Allah ömür verdiği sürece ülke hayrına olan şeyleri yapmaya devam ederiz. Milletvekili olmamız gerekmiyor. Zaten onu da yeteri kadar olduk."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...