Bebekler Neden Çok Ağlar? Yenidoğan Bebekler Neden Ağlar?

Yetişkin insanlar nasıl ki iletişim kurmak için konuşmak zorundaysalar, bebekler de iletişim kurmak veya kendilerini ifade etmek için ağlarlar… Çünkü bebekler kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek güç ve kudrete sahip değiller. Onlar ihtiyaçlarının hemen giderilmesi için ağlamak zorundalar.

Örneğin hasta olduklarında, ateşlendiklerinde, vücutlarında herhangi bir rahatsızlık hissettiklerinde ağlayarak ifade ederler. Bunların dışında; acıktıklarında, uykuları geldiklerinde, altını ıslattıklarında, anne ilgisine ve yardımına muhtaçtırlar.

Yani kısaca bir bebek ağlıyorsa mutlaka size bir şey anlatmaya çalışıyor ve o ihtiyacının giderilmesi için ağlıyordur.

Kısaca bebeklerin ağlama nedenlerini sıralayacak olursak:

• Bebekler acıktıklarında,
• Uykuları geldiklerinde,
• Altını ıslattıklarında,
• Anne ilgisine, şefkatine hatta kokusuna ihtiyaç duyduklarında,
• Hareket ihtiyacı hissettiklerinde,
• Üşüdüklerinde veya tam tersi sıcakladıklarında,
• Aşırı uyarıldıklarında (Örneğin yüksek ses, gürültü)

gibi uzayıp giden birçok nedenden dolayı bebekler ağlayabilir.

Bu saydıklarımızın dışında bebeklerin daha sakin bir ortamda dinlenip uyumasını sağlayacak bir ortamda bulunmak en doğru seçenektir. Hatta monoton sesler örneğin ninni, okyanus sesi, saç kurutma makinası sesi gibi sesler bebeğin rahatlamasını sağlayabilir…

Yenidoğan ve 6 aylık olan bebekleri ağlatan en önemli nedenlerin başında açlık gelmekle birlikte zamanla bu ağlamayı tanıyacağınızdan yavrunuzun beslenme ihtiyacını gidermeniz susması için yeterli olacaktır.

Genellikle mama ile beslenen bebeklerin susuzluk karşısında bu ihtiyaçlarını annelerine anlatmaya çalışmaları yaşanan bir olay olmakla birlikte emzirmek veya su vermek evladınızın sükûnete ulaşmasını sağlayacaktır.

Cildi çok hassas olan bebeğinizin bezi kirlendiğinde duyacağı acı hissi ağlamasına neden olacağı gibi sık sık değiştirerek bu sorunun yaşanmasına engel olabilirsiniz.

9 Ay boyunca sizinle bir bütün olarak yaşayan bebeğiniz size dokunmak veya hissetmek istediği zamanlarda ağlayacak ve sizin onu kucağınıza almanızı isteyecektir. Kalp atışlarınızı duymasını sağlayacak şekilde göğsünüze almanız ağlamasını sonlandıracağı gibi sonrasında ninni söylemek de sakinleşmesini sağlayacaktır.

Üstü değiştirilirken ağlayan bebekler mutlaka bu durumdan rahatsız olmaktadır ve yapmanız gereken elinizi çabuk tutarak kıyafet değişikliğinin yapılması olmalıdır.

Bebeğinizin 22 ila 24°’lik mekânlarda kalması gerektiği gibi düşük veya yüksek oda sıcaklıkları rahatsız olmasına ve ağlamasına neden olacaktır.

Bebeğinizin kıyafetlerine oda veya bulunduğunuz mekân sıcaklığına göre değiştirmeniz bebeğinizin huzurlu olmasını sağlayacaktır.

Yüzü kızarırcasına, aralıksız, güçlü ve beklenmedik ağlama karşısında bebeklerde sıklıkla rastlanan kolik rahatsızlığına karşı mutlaka doktor tedavisine ihtiyacı olabilir.

Kolik rahatsızlığın şu ana kadar kesin bir ilacın faydası kanıtlanamamış olmakla birlikte bu rahatsızlığın yenidoğan çocuklarda 3. aya kadar geçtiği görülmüştür.

Bebeklerin ani yüksek seslere ve ışığa karşı tepkileri ağlama şeklinde olacağından dikkatli olmanız gerekmekle birlikte bu gibi bir durumla karşılaştığınızda sakinleştirmeye çalışmanız veya dikkatini başka bir şeye çekmeye çalışmanız çare olabilir.

6. ay ve sonraki aylarda bebeklerde ağlama yaptırmak istediklerini elde etmek için bir silah haline dönüşebilir.

Emeklemeye ve yenidünyayı tanımaya başladığı süreçte bebeğiniz evinizin her yerindeki eşyaları tanımak için dokunacak, sizin engellemelerinizde istediğini yaptırma ısrarı ile ağlamayla karşılık bulacaktır. Bu durumda bebeğinizin ilgi alanını oyuncaklarına veya farklı bir objeye çekmeniz iyi olacağı gibi sık olmamak kaydı ile emzik veya biberonda mutlaka işe yarayacaktır.

Bebekler Ağlayarak Ne Anlatıyor? “Dunstan Metodu”

Avustralyalı opera şarkıcısı Priscilla Dunstan’ın geliştirdiği bebek dilini anlamaya yönelik bu metot kültür fark etmeksizin her bebeğin ağlama öncesi farklı ihtiyaçlarını anlatan beş farklı ses türü olarak bilinmektedir.

Şimdi gelin hep birlikte “Dunstan Metodu” denilen bu teoriye göre bebeklerin ağlarken çıkarttığı seslere göre söylemek istediklerine…

1. Neh = Açım

Bebekler acıktıklarında dili damağına değer ve ağlarken çıkan ses tam olarak “Neh” şeklinde kulağımıza misafir olur. Bu bebeğin acıktığını ve emme ihtiyacı hissettiğini gösteren ağlama şeklidir.

2. Auh = Uykum var

Bebekler çabuk yorulurlar. Annesinin göğsünden süt emmesi bile onları çabucak yorabilir. Böyle durumlarda bebekler “Auh” sesi çıkartarak esnemeye başlar. Gözleri ovuşturmak da bu belirtilere eşlik edebilir. Bebeği uyutmak için harekete geçmeli. Yorgunluk arttıkça uykuya dalmak zorlaşır…

3. Heh = Rahat değilim

Bebek pek çok nedenle rahatsız hissedebilir. Islak bez, üşüme, terleme, kaşınma, bulunduğu pozisyon durumuna göre, “Heh” sesini çıkartarak ağlar. Bu sesi “Neh” ile kolaylıkla karıştırılabilirsiniz ancak biraz daha dikkatli dinlenildiğinde bebeğin “H” sesini daha güçlü çıkarttığını fark edebilirsiniz.

4. Eair = Gaz sancısı çekiyorum

Sancı çeken bebek genellikle bacaklarını göğsüne çeker ya da bacaklarını aşağı doğru iter. Güçlü ağlar. Ağlamaya “Eair” sesi de eşlik eder. Bu ağlama şeklinde bebeğin yüzü kadar bedeni de sancıyı ifade etmeye çalışır. Vakit kaybetmeden bebeği dik konuma getirip sırtına hafifçe vurun, ovun ve karın kısmına dairesel hareketlerle masaj yapmanız sancının dağılmasını önleyebilir, bebeğinizin rahatlamasını sağlayabilirsiniz.

5. Eh = İyi hissetmiyorum

Bebeğin karnı doyduktan hemen sonra karın üst kısmında gaz birikmesi oluyorsa bebek bu gazın çıkarılması için “Eh” sesiyle ağlamaya başlar ve bu ağlama şekli kesik kesiktir…

Diğer taraftan, ateş ve tende oluşan hassasiyet bu tarz ağlamaya yol açabilir. Burada kontrollerinizi yaparak bebeği rahatlatmaya çalışın.

Bebekler üzerinde ninni ve müzik dinlenmenin sakinleştirici bir etkisi olduğunu biliyoruz. Bu sebeple çocukların yaş gruplarına göre hazırlanmış müziklerden dinletmenizi tavsiye ederiz.

Temas etmek yetişkinlerde olduğu gibi bebeklerde de başarılı sonuçlar vereceği gibi yavrunuza kendinizi hissettirmekten vazgeçmemenizi de tavsiye ederiz.