Kanserin çözümü fillerde mi? Bilim dünyasını alt üst eden gerçek!
Hiç şüphesiz ki yaratılmış her canlının evrene, doğaya ve insanlığa zincirleme bir katkısı var. Bu zincirin halkalarından birine zarar gelirse tüm insanlığın tehlikeye düşeceğini biliyoruz. Bu biraz zaman alsa da şimdiye kadar var olan hastalıkların ya da sorunların çözümünü bize sunan, yine tabiatta var olan canlılar, bitkiler ve organizmalar oluyor. İnsanlığa ve evrene faydası keşfedilmek üzere olan bir hayvandan, yani fillerden söz ediyoruz. Öyle ki, fillerin mekanizmasının tedavi edilebilirliği kanıtlanırsa bu şimdiye kadar insanlık için yapılmış en büyük hizmet olabilir.
Yıllardır tıp dünyasının filler hakkında bildiği en önemli şeylerden biri, hayvanlar arasında kansere yakalanma olasılığı en düşük hayvan olmaları. Fillerin hayatları boyunca kansere yakalanma riski en fazla yüzde 5 iken, insanlarda bu oran yüzde 25’tir. Vücut büyüklüğünün artmasıyla kanser riskinin arttığı görüşü eskiden yaygın bir görüştü. Bu fikir Bilim adamı Peto tarafından yaklaşık 40 yıl önce yıkılarak, filler üzerinde yeni bir araştırma yapılması sağlandı. Çünkü filler insanlardan 100 kat fazla hücreye sahiptir. Bu durum hücre sayısındaki artışın, kanser riskini arttırmaya sebep olmadığını ortaya çıkardı. Peto Paradoksu olarak bu tespit şimdilerde kanserin çözüm arayışına ışık tutuyor.
FİLLER NEDEN KANSER OLMUYOR?
Fillerin kansere neredeyse hiç yakalanmadığı uzun zamandır bilim dünyası tarafından biliniyor ve konuyla ilgili araştırmalar devam ediyor. Yürütülen son çalışmalar ise insanlığa umut olabilir. Fillerde kanser hastalığının görülmemesi uzmanların yaptığı araştırmaya göre, fillerin genetik yapısında bazı ekstra genlerin bulunması ve bu genlerin tümörlerin gelişmesini engellemesi yönünde. Uzmanların tespit ettikleri, tümör gelişimini önleyen bu gen TP53 olarak biliniyor. İnsanlarda bu genin sayısı 2 iken, fillerde TP53 geninden 40 adet bulunuyor.
KANSERİ ÖNLEYEN GEN
TP53 geni, tümör baskılayıcı son derece kritik bir gendir. Bu gen, bilim otoriteleri tarafından sahip olduğu önem dolayısıyla Yüzyılın Molekülü ya da Genomun Bekçisi olarak tanılandırılmıştır. P53, hücrede genetik bir hasar meydana geldiğinde hücrenin kontrolsüz şekilde bölünmesini engelliyor ve hasarı onarıcı bir mekanizma başlatıyor. Bu hasar eğer tamir edilmeyecek bir boyuta ulaştıysa hücreyi ortadan kaldırıyor. İnsanlarda Tp53’ün görevini yerine getirebilmesi için anne ve babadan aktarılan iki kopyanın sağlam olması gerekiyor.
FİLLERİN İNSANLIĞA DİĞER FAYDALARI
Dışkılarından oluşan gübre çok değerlidir ve birçok bitkinin oluşmasında önemli ölçüde rol oynuyorlar.
Koku ya da titreşimlerden yola çıkarak su kanallarına ulaşıp, su kaynaklarını bulabiliyorlar.
Menopoz geçiren ender hayvanlardan olan filler, doğurganlık üzerinde insanlara farklı bakış kazandırıyorlar.
İşitme sorununa çözüm olabiliyorlar.
Yaşlılığa bağlı kalp ve damar hastalıkları gelişen filler, tıbba ilham kaynağı olabiliyorlar.
