ABD basını Türkiye'deki mülteci kamplarını övdü

New York Times gazetesi, Mac McClelland tarafından kaleme alınan "Kusursuz bir Mülteci Kampı Nasıl İnşa Edilir" başlıklı makalesinde, "Dünyadaki mültecilerin büyük bir kısmı, son derece kötü koşullarda yaşıyor. Türkiye Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından Kilis'te açılan Öncüpınar Mülteci Kampı ise bu kamplara hiç benzemiyor. Neredeyse aykırı bir biçimde son derece düzenli olan bu kampta kalanlar, giriş için parmak izi tarama sisteminden geçiyor, eşyaları da X-ray cihazlarında kontrol ediliyor" ifadesini kullandı. Dört bir yanı zeytin ağaçları ile çevrili kampın eskiden hacılar için konaklama merkezi olarak kullanıldığına dikkat çekilenen yazıda, "Kampta sıra sıra birbirinin tıpatıp aynı 2053 konteyner bulunuyor. Çadır yok. Çok sayıda insanın bir arada yaşadığı ve alt yapının olmadığı yerlerde yaygın olan çürümüş çöp, kanalizasyon kokuları burada yok" denildi.
İlk kez 29 Nisan 2011'de 263 Suriyelinin sınırı geçerek Türkiye'ye sığındığını anımsatan McClelland, Türk hükümetinin sadece 24 saat içinde Hatay'da bir çadır kampı kurduğuna işaret etti. McClelland, Türkiye'nin üç yıl içinde yaklaşık 800 kilometrelik Suriye sınırı yakınlarında 22 kamp açtığını ve 210 bin Suriyeliye barınma imkanı sağladığını belirtti. Kampı ekim ayında ziyaret ettiğini hatırlatan McClelland, tesiste diğer hiçbir mülteci kampında olmayan sokak lambaları, elektrik, çocuklar için oyun alanları, televizyon uydusu gibi lükslerin olduğunu yazdı. Tesisteki büyük binalardan bazılarının okul ve kreş olarak kullanıldığını kaydeden McClelland, "Okul müdürü, 26 yaşında, uzun saçlı, parlak kırmızı rujlu bir Türk olan Gülçin Doğan. Psikoloji eğitimi alan Doğan, aynı zamanda okuldaki yaklaşık 2 bin 200 öğrenciye rehberlik hizmeti de verildiğini anlattı. Okulda çalışan Suriyeli öğretmenlerden biri, kamptaki okulun ülkesindeki birçok okuldan daha iyi durumda olduğunu söyledi. Otelde tanıştığım Polonyalı ve İtalyan Büyükelçiler de Öncüpınar'ın dünyadaki en iyi mülteci kampı olduğu konusunda hem fikir" ifadesine yer verdi. Kilis'teki Türk yetkililerin Suriyelileri "misafir" olarak gördüklerine dikkati çeken McClelland, Türkiye'nin Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Cenevre Sözleşmesi'ni imzaladığını ancak bunun sadece Avrupa'dan gelen mülteciler için geçerli olduğunu belirtti.
McClelland, AFAD'ın kampın yapımı sırasında BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nden (BMMYK) bilgi aldığını ancak daha sonra belirli kurallara uyarak yeniden tasarladığını ifade etti. Yazar, kampın BMMYK tarafından değil AFAD tarafından idare edildiğini ve BMMYK'ya göre Türkiye'nin 2013 sonu itibarıyla Suriyeli göçmenler için 2,5 milyar dolardan fazla harcama yaptığını belirtti.