Tgrt Haber
Ramazan Vuslat
Ramazan Vuslat
16 Ocak 2014 07:27

Mısır'da anayasa referandumu izlenimleri

Mısır’da devrik lider Hüsnü Mübarek'in halk ayaklanmasıyla görevini bıraktığı 25 Ocak devriminin ardından seçim, referandum ve oy kelimeleri halkın literatüründe yer bulmaya başladı

Mısır'da anayasa referandumu izlenimleri
mısır, anayasa, referandum, mısır izlenimler, mısır gözlemler,

Mısır’da bugün anayasa referandumu olduğunu bir yerlerden duymadıysanız, hafta içine denk gelen, devlet dairelerinin çalıştığı bir zamanda, akan olağan sabah trafiğine de bakarak ilk bakışta normal bir gün olduğunu zannedersiniz. Bu normal durum ana yollar ve meydanlardaki büyük bilbordlarda "Anayasaya Evet" yazıları ve Savunma Bakanı Abdulfettah Es-Sisi posterleriyle, trafikte marşların çalındığı ve içerisindekiler tarafından oy kullanmaya davet edildiğiniz araçları görünce değişiyor. Bir anda farklı bir gün yaşadığınızın farkına varıyorsunuz. Referandum ya da halk oylamasına Araplar "İstifta" diyor. Yani fetva istemek, bir konuda olur ya da olmaz cevabı almak anlamına gelen biraz dini içerikli sözcük zamanla siyaset diline yerleşmiş.  
Tüm dünyada olduğu gibi Mısır’da da en uygun oy verme merkezleri olduğu için okullarda eğitime ara verildi. Yarıyıl sınavlarının birkaç gün ertelenmesine neden olan bu durum ilköğretime devam eden öğrencileri oldukça memnun etmiş gözüküyor. Ordunun yaklaşık 3'te birinin referandumun güvenliği için seferber edilmesi bazı bölgelerde şaşkınlık verecek derecede abartıldığı izlenimi veriyor. Bazı seçim merkezlerinin önüne geldiğinizde acaba burası askeri kışla mı, komando eğitim merkezi mi diye sormaktan kendinizi alamıyorsunuz. Oy verme işlemi yapılan binaların girişine yerleştirilmiş kum torbaları ardında duran asker ve polisten oluşan kalabalık güvenlik güçlerinin halkın bazısında ürperten bir endişe, bazılarına ise göğüsleri kabartan bir güven verdiği hissediliyor. Referandumun ilk gününde katılım oranlarıyla ilgili farklı görüşler ortaya atılsa da ilk günün verdiği heyecandan olsa gerek, birçok yerde ikinci gün katılımın düşük seviyede olduğu gözleniyor. Bu nedenle bazı seçim merkezlerinin önünde duran güvenlik güçlerini, siftah yapmak için müşteri bekleyen esnafa benzetiyorsunuz. İçeride herşey olması gerektiği gibi, hakimlerin gözetiminde şeffaf oy sandıklarına zarfınızı bırakıyorsunuz. Ardından  parmağınızı daldırdığınız kırmızı mürekkeb hokkasıyla oy verme işlemi sona eriyor. Seçim merkezlerindeki en belirgin seçmen profilini kadınlar ve Hıristiyanlar'ın oluşturduğu görülüyor. Bunların yanında "Nasır ve Sedat dönemi savaşları ve Mısır'ın Ortadoğu'nun abisi olma öyküleriyle büyümüş" orta yaş üzeri olanlar geliyor." Genç kesimin referandumla pek işi olmaz" diyor bir delikanlı. Sevinç ve neşelerinden zılgıt çeken kadınların düğün dernek havasına kapılmalarını birçok seçim merkezinde çalan vatan türküleri, marşlar, 3 Temmuz’da bestelenip hit olan “Ellere Sağlık” şarkılarını duyunca anlıyorsunuz...   Kadınlı erkekli en büyük katılım payı bu referandum da hiç şüphesiz Mısır Kıpti Kilisesi'ne ait. En üst düzeydeki açıklamalar ve kiliselerde yapıldığı dile getirilen katılıma teşvik faaliyetleriyle büyük referanduma katılım oranlarına ciddi katkı sağladıkları gözleniyor.  Bir de hoparlörlü araçlarla sandıklara adam taşıyan Mübarek döneminin güçlü uzantıları olarak bilinen Mısırlıların "Fulül" olarak adlandırdığı güç sahiplerinin finanse ettiği çalışmalar dikkati çekiyor bazı yerlerde. Bunların kim olduğunu sorduğunuz da durumdan memnun olmadığı belli olan biri hafiften çekinerek baş parmağıyla işaret parmağını birbirine sürterek size işaret diliyle bir şey anlatmak istiyor.  Normalde tüm seçimlerde yasak olsa da kuyrukta insanlar birbirleriyle konuşur tartışır, görüşlerini birbirleriyle paylaşır. Çok renklilik tehammül, hoşgörü böyle bir zamanda biraz daha kendini belli eder. Ancak hayır diyenlere tahammülün olmadığı hatta bazı mizah yazarlarınca “Erkeksen hayır de” şeklinde ifadeleri birçokları kendi içinde yaşıyor. Görüşünüz evet ise bunda bir mahzur yok ancak hayıra karşı bir meylinizin olduğu anlaşılacak olursa en iyi halde tartaklanmayacaksanız da hakarete ya da ötekileştirmeye maruz kalmayla karşı karşıyasınız.  "İstikrar için burdayız, daha güzel bir Mısır istiyoruz. Yeter, çok yorulduk" diyenler seçim kuyruklarında sıralarını bekliyor. Bir ümit düşüncesiyle suların durulmasını arzuluyor en tabii hakları olarak. Hatta birçokları referandumla Sisi’yi özdeşleştirmiş durumda. Yani referanduma evet demek Sisi’yi Cumhurbaşkanı olarak görmek istemek anlamına geliyor. Mübarek ve öncesi dönemlerini yaşayanlar, üç dokuzlu seçim sonuçları diye bilinen Sedat döneminde yapılan bir referendumun sonuçlarının henüz sandıklar kapanmadan, çıkan akşam gazetelerinde 99,9 lu başarı manşetlerini hatırlatıyor kahve sohbetinde. Benzer dönemlerin çok uzak olmadığı vurgulanıyor. Her halükarda sonuçlardan kimsenin bir şüphesi yok, şimdilik bilinmeyen kaç dokuzlu olacağı. Bazı yerlerde oy sırasını bekleyenlerin oluşturduğu kalabalık kuyruklara vatani görev, istikrar isteği algısı hakim olurken, seçimi boykot edenlerin oluşturduğu insan zincirlerinde de aynı duygu ve hedeflerle caddelerde protesto gösterileri yapılıyor.  Aslında 30 Haziranla başlayan Mursi ve meşruiyete destek gösterileri, gelişmelerle Rabia baskınına protestolara, ardından hükümet kararları ve anayasa çalışmalarıyla birlikte bu günlere kadar gelen yürüyüşler, oturma eylemleri ülke genelinde bir gün dahi dur durak demeden devam etti. Referandum tarihinin belirlenmesinden bu yana Darbeyi Ret ve Meşruiyete Destek için Ulusal İttifak hareketinin çağrılarıyla boykot ve darbe karşıtı gösteriler düzenleniyor. Referandum günlerinde de aynı hız ve hırsla kadın erkek düzenlenen anayasayı boykot gösterileri küçümsenmeyecek kalabalıklarla ülkenin güneyinden kuzeyine tüm kentlerinde hala sürdürülüyor. Ancak birinde oluşturulan kuyruğa saygı duyan, durmanızdan sıkılmayan güvenlik güçleri, diğerinde ise dağılmanız için müdahalede bulunuyor. Medya tüm varlığıyla referanduma katılımın olabildiğince çok olması için mücadele veriyor. Televizyon kanalları, radyolar farklı renkleriyle gazeteler halkın referanduma katılımını artırmak için uğraşıyor. Bazı gazetelerde bu gün verilen başlıklarda artık referandumla meşruiyet tam olarak kazanılmış oldu anlamında "Seçim kuyrukları, 30 Haziran'a anayasal meşruiyet bahşetti" başlıkları attı. Referanduma katılım ve Evet oyu kullanma çabaları boykot çağrısı yapanları ötekileştiren, çoğu zamanda terörize eden söylemlerle destekleniyor. Çeşitli mahfillerde Müslüman ve Hıristiyan din adamlarının açıklamalarıyla desteklenen anayasa ve referanduma katılım görevi dini bir vecibe olarak yansıtıldı. Nur Partisi Selefileri bu anayasada İslam hukukuna bir aykırılık yoktur temasını düzenlediği toplantılarda kendilerine yakın olan kesimlere aktarmaya çalışıyor.  Hatta bunun için konuyu enine boyuna açıklayan kitapçıklar dağıtılıyor.
Referandum sonrası için insanların bir kısmı güven ve istikrarın geri geleceği, artık kazanılan anayasal meşruiyetle ayakların yere çok daha sağlam basılacağı düşüncesinde iken, diğer bir kısım ise anayasal meşruiyete karşı çıkmak anlamına gelecek olan karşıt gösterilerin sonunun geleceği kanaatinini taşıyor. 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...