PKK 20 binden fazla sivile işkence ediyor! Nazi kampı değil PKK’nın zindanları

Suriye’nin doğu ve kuzey bölgelerini açık cezaevi haline getiren terör örgütü PKK/YPG işgal koridorundaki 20 bini aşkın sivile kan donduran işkence merkezlerinde tutuyor. Türkiye gazetesine konuşan mağdurlar 70’i aşkın PKK zindanında tam anlamı ile vahşetin hakim olduğunu ve bu işkencehanelerin mezbahadan farklı olmadığını anlattı. Dırbesiye’de PKK işkencelerine maruz kalan Ferhat Öso, Haseke, Deyrizor, Rakka, Haseke ve Menbiç’te kurulan terör işkencehanelerinde PKK’nın bir yanı ile Guantemalo modelini uyguladığını diğer yandan DEAŞ ve Esad rejimine özgü zulüm tekniklerini örnek aldığını vurguladı.

HERKESE TERÖRİST MUAMELESİ

PKK’nın işkence mağdurlarından biri de Haseke-Dırbesiye’de örgüt ideolojisine karşı açıklamaları sebebiyle aylarca sorgu ve zindan işkencelerine tabi tutulan Kürt aktivist Ferhat Öso. Uzun soluklu işkence döneminin ardından serbest kaldıktan sonra kurduğu Suriye İnsan Hakları İzleme Ağı aracılığı ile bölgede uygulanan insanlık dışı terör işkencelerini bütün dünyaya duyurmaya çalışan Öso, yaşadıklarını ve şahit olduğu ağır insan hakkı ihlallerini şu sözlerle aktardı: Suriye’nin doğu ve kuzeydoğusunda işgal ettikleri tüm yerleşim birimlerinde kontrol sağlar sağlamaz Suriye’deki terör devleti projesine karşı çıkan herkesi alıkoydular. Sözde özyönetim planına karşı çıktığı binlerce Kürt, Arap ve Türkmen ağır sorgu ve işkence seanslarına tabi tutuluyor. Hatta bu noktada Kürt sivil ve aktivistlere dönük öfkeleri çok daha şiddetli.

YÜZLER SİVİL İŞKENCEDE ÖLDÜ

PKK-PYD teröristleri yaptıkları işkenceleri “sanat” olarak nitelendiriyor. Benim bizatihi yaşadıklarım ve benzer durumda kalan onlarca mağdurun ifadeleri ile bu zulmü belgeledik. Gerek işkence metotları gerekse zindan dönemlerinde insanlarımıza tarifsiz acılar yaşatıyorlar. Yüzlerce sivil bu işkence seanslarında can verdi. Bunlar arasında çocuk denilebilecek yaşta olan da var yaşlı ve kadınlar da. Bu isimlerden biri daha birkaç gün önce işkence altında ölen 20 yaşındaki Hadi el-Barakât. Hadi el-Barakât, Haseke kırsalı Umm Fakik köyünden bir gençti. PKK’ya katılmayı reddederek köyünden kaçmıştı. Bölgeyi terk etmeye çalışıyordu. Teröristler onu 7 Haziran günü Türkiye sınırında yakaladı. Kendisine yapılan ağır işkencelere dayanamayan Hadi maalesef can verdi. Bölge halkından yüzlercesi aynı yöntemle öldürüldü ve cenazeleri bile yakınlarına teslim edilmedi. Birçok sivil ise PKK tarafından alındığı ve işkence merkezlerinde katledildiği hâlde örgüt tarafından inkâr edilerek yok edildi.

REJİM VE DEAŞ'IN TAKTİKLEİRNİ KULLANIYOR

PKK, işkence konusunda özellikle rejim ve DEAŞ örnekliğini bire bir kopyalıyor. Hatta bu konuda eski DEAŞ militanlarından yararlanıyorlar. Rejimin dünyaca ünlü Sedneya ve Palmira işkence merkezleri de bir diğer ilham kaynakları. Fiziki olanın yanında psikolojik işkence konusunda da bütün dünyadaki gelişmeleri yakinen takip ediyorlar. Ağır psikolojik baskı yöntemlerinin yanı sıra şiddetli dayak ve şiddet, elektrikli ve kesici aletler ile birlikte korkunç işkence yöntemleri uyguluyorlar. Alıkonulan insanların birçoğu sistematik işkence veya hapishanelerdeki kötü tutukluluk koşullarının bir sonucu olarak hayatlarını kaybederken, gıda eksikliği, hijyen ve tıbbi bakım eksikliği, kötü çevre ve sağlık şartlarından ölenlerin sayısı da az değil.

YÜZLERCE PSİKOLOJİK VAKA

Suriye sınırları içerisinde 25 bin kilometreden fazla alanı işgal eden PKK-PYD, üç merkezi işkenceheneye dönüştürdü. Teröristlere ait ayrıca 70’i aşkın hapishane var. Menbiçli terör mağduru Ahmed Kahtan, işgal bölgelerinde PKK işkenceleri sebebiyle yüzlerce kişinin akıl sağlığını kaybettiği bilgisini paylaştı. İçeride her türden fiziki, psikolojik işkencenin PKK karşıtlarına uygulandığını kaydeden Ahmet Kahtan, serbest kaldıktan sonra da o şartlarda yaşananlar yakanızı bırakmıyor. Fiziki olanın yanında uzun süre zihni travmalar yaşıyorsunuz. Muhalif gördükleri kişileri tabutluk denilen yerin altındaki mahzenlerde neredeyse hiç yemeden içmeden aylarca tutuyorlar. Hiç güneş görmeden aylarca o küf ve rutubet dolu ortamları teneffüs ediyorsunuz. Bazı zamanlar mahzene gelen gardiyanlar ise sadece işkence için zincirlerinizi çözüyor. Evinden, tarlasından ya da yolda seyir hâlinde iken alınan siviller terörizmle suçlanıyor ve sürekli itiraf istiyorlar. Kendi hazırladıkları senaryolara imza atmanızı ya da istedikleri kişilere, ülkelere, kurumlara yönelik yalan beyanda bulunmanızı istiyorlar’ sözleriyle yaşadığı zorlukları özetledi. Mağdur isimlerin anlattıklarına göre terör örgütünün işkence-alıkoyma sebebi çoğunlukla Türkiye ajanı ya da işbirlikçi yönünde oluyor. Bu doğrultuda da Türkiye aleyhinde ifadeler istiyorlar. İşkence mağdurlarının bir diğer vurguladığı konu ise uluslararası toplum ve ilgili uluslararası örgütlerin bölgede gerçekleşen bu ihlallere karşı kayıtsızlığı.