Tgrt Haber
26 Eylül 2016 11:52

PYD/PKK'nın 'SDG' maskesi düştü

'Suriye Demokratik Güçleri' adı arkasına gizlenen PYD/PKK'nın tepe yöneticilerinden Abdulkerim el-Ubeyd, örgütün iç yüzünü anlattı.

PYD/PKK'nın 'SDG' maskesi düştü
PYD, PKK, SDG maskesi,

ABD destekli SDG'nin eski "genel ilişkiler sorumlusu" Ubeyd: "SDG, PKK'nın ayrılıkçı hedeflerini gizlemek ve işgal ettiği topraklarda meşruiyet kazanmak için kullandığı bir kılıf. SDG içindeki grupların çoğu sadece görüntüde var. PKK hem SDG hem de PYD'ye hakim. (PKK'lı komutanlar) Suriye Kürdistanı inşa etmeyi, durumun istikrar kazanmasından sonra da Türkiye'ye yönelerek Büyük Kürdistanı hayata geçirmek istediklerini açıkça söylediler. PYD'nin kontrolündeki bölgelerde Araplar dünyada bir benzeri daha görülmemiş bir tehcire maruz kaldı. PYD güçlerinin Münbiç'den Fırat'ın doğusuna çekildiği yönündeki bilgiler doğru değil. Hala merkezdeler"

PYD/PKK'nın "SDG" maskesi düştü
Suriye'de ABD destekli PYD/PKK'nın  ardına gizlendiği "Suriye Demokratik Güçleri"nden (SDG) ayrılan üst düzey  yöneticisi Abdulkerim el-Ubeyd, SDG'nin PKK'dan ibaret olduğunu ve kılıf olarak  kullanıldığını söyledi. 
 
Terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı PYD, ABD'nin kendisine sunduğu  silah ve lojistik imkanlarını paylaşmayı vaat ederek, Arap savaşçılardan oluşan  bazı küçük grupları 12 Ekim 2015'te SDG adı altında bir araya getirmişti.
 
Yönetimi tümüyle PYD/PKK'da kalan SDG'ye ABD yardımları hızla artmış,  Suriye'nin Türkiye sınırındaki toprakların büyük bölümünü ele geçirip Fırat  Nehri'nin batısına geçmişti.
 
PYD/PKK, Arapların yaşadığı topraklara da yayılabilmek için "SDG"  maskesini kullanmaya devam ediyor.
 
SDG'nin üst düzey yöneticisi olarak görev yapan, buna karşın karar  alma mekanizmasında söz hakkı bulamayan Arap komutanlardan Ubeyd, yerinin  açıklanmaması kaydıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, örgütün aslında tamamen  PKK'nın kontrolünde olduğunu anlattı.
 
Ubeyd, 20 gün öncesine kadar SDG içerisinde Et-Tahrir Tugayları  birliğiyle yer aldıklarını ancak Araplara ait toprakların güvenliğini kendileri  sağlamak isteyince PYD/PKK şiddetiyle karşılaştıklarını söyledi.
 
Bunun sonucunda gruptan ayrıldıklarını kaydeden Ubeyd, şunları  söyledi:
 
"PKK, SDG üzerinde hakim durumda, kararları örgüt alıyor. SDG içindeki  grupların çoğu sadece görüntüde var. PKK hem SDG hem de PYD'ye hakim. SDG,  PKK'nın ayrılıkçı hedeflerini gizlemek ve işgal ettiği topraklarda meşruiyet  kazanmak için kullandığı bir kılıftan ibaret."
 
Ubeyd, SDG komutanı olarak bilinen Şahin Culu'nun aslında PKK'nın üst  düzey komutanlarından biri olduğunu vurguladı. SDG'ye aitmiş gibi görünen finans  ve silah depoları gibi birimlerin tamamen PKK'nın yönetiminde bulunduğunu dile  getiren Ubeyd, önemsiz noktaların ise diğer örgütlere bırakıldığını belirtti.  Örneğin Türkmen savaşçılardan oluştuğu iddia edilen Selçuklu Tugayı'nın ismi  dışında varlığı olmadığını bildiren Ubeyd, söz konusu grubun lideri Talal  Silu'nun SDG sözcülüğü yapmasına rağmen PYD/PKK'ya sormadan tek kelime  edemediğinin altını çizdi.
 
PYD/PKK, Arap güçlerini sindirdi
 
Ubeyd, SDG içindeki Arap unsurlardan Es-Sanadid Güçleri ile Et-Tahrir  Tugayları'nın ikinci plana itildiğini ve Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü  DAEŞ'ten kurtarılmasına yardımcı oldukları topraklardan kovulduğunu ifade etti.  Ubeyd, "SDG'nin kurucu güçlerinden olan Tahrir Tugayları'nın Tel el-Abyad'da  gördüğü teveccüh SDG komutanlarını rahatsız etti, bu güçler arasında denge  sağlamak amacıyla bir Arap cephesi kurma girişimimize de üzerimizde baskı kurarak  karşılık verdiler. Bu nedenle  çekilmek zorunda kaldık." dedi.
 
Ubeyd, SDG içindeki Ceyşul Süvvar'ın (Devrimciler Ordusu) da isimden  ibaret olduğunu ifade etti.
 
Hedef "Büyük Kürdistan"
 
SDG'li gibi görünen PKK'lı komutanların Suriye'de etnik bir yönetim  kurup ardından Türkiye'ye yönelmek istediklerini anlatan Ubeyd, şunları söyledi:
 
"Ülkenin kuzeyinde kantonlar kurup önce Suriye Kürdistanı inşa etmeyi,  ülkedeki durumun istikrar kazanmasından sonra da Türkiye'ye yönelerek Büyük  Kürdistan projesini hayata geçirmek istediklerini açıkça söylediler."
 
Ubeyd, Kürtlerin yaşadığı bölgelerden toplanan çok sayıda gencin  silahlı eğitim almak üzere Türkiye'deki dağlara gönderildiğini anlattı.
 
Kantonları Kandil yönetiyor
 
PYD'nin övündüğü ve çağdaş yönetimler olarak tanımladığı kantonların  başında PKK'nın Kandil Dağı'ndaki kadrolarından gelmiş isimlerin bulunduğunu  ifade eden Ubeyd, şunları kaydetti:
 
"PKK kadrosundan Karazan isimli bir kişi tarafından yönetilen Haseke  kantonu bunun örneklerinden biri. PYD'nin kontrolündeki bölgelerin çoğu Kürt  bölgesi değil. Örgütün girdiği çatışmalarda evlatlarını kaybeden pek çok Kürt  aile de Kandil'den birinin gelip kendilerini yönetmesinden rahatsız."
 
SDG'yi ABD yönlendiriyor
 
ABD'nin SDG içinde meydana gelen her şeyden haberdar olduğunu ve onu  yönlendirdiğini vurgulayan Ubeyd, "İkisi arasındaki tek anlaşmazlık konusu Münbiç  idi. ABD, DAEŞ kontrolündeki Rakka'ya saldırmayı tercih ederken PKK liderleri  Münbiç'e saldırılması yönünde ısrarcı oldular." ifadesini kullandı.
 
Ubeyd ayrıca, ABD yönetiminin, Türkiye'yi operasyonu PYD değil de  bölge halkının yönettiğine ikna etmek için SDG komutanlarından, Münbiç  operasyonunda Arap unsurları kullanmalarını istediğini paylaştı.
 
Fırat'ın batısındaki PYD/PKK varlığına ilişkin bilgiler veren Ubeyd,  şöyle konuştu:
 
"PYD güçlerinin Münbiç'ten Fırat'ın doğusuna çekildiği yönündeki  bilgiler doğru değil. Bu unsurlar hala kent merkezinde bulunuyor. Çatışmalara  katılan Arap unsurlar ise az sayıda ve sadece kent kırsalında yer alıyor."
 
 Araplara tehcir
 
Et-Tahrir komutanı Ubeyd, PYD-PKK'nın SDG adı altında Araplara karşı  izlediği politikayı ise şu sözlerle ifade etti:
 
"PYD'nin kontrolü altındaki bölgelerde ihlaller gerçekleşiyor. Bu  bölgelerdeki Araplar dünyada bir benzeri daha görülmemiş bir tehcire maruz kaldı.  Rakka ve Haseke kırsalındaki tüm bölgelerin halkı tehcir edildi. Çalıntı mal  ticareti bölgede yaygınlık kazandı."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...