Tgrt Haber
Ramazan Vuslat
Ramazan Vuslat
27 Mart 2014 20:45

Ulusal güvenlikte en sert ülke ABD

ABD'de yönetim, ulusal güvenliğin tehlike altına girmesi riskini içeren bilgi ve belge sızdırmalar, gizli sırların ifşası gibi vakalarda her zaman sert tepki verdi.

Ulusal güvenlikte en sert ülke ABD
ABD, ulusal güvenlik, belge sızdırma, gizli sırların ifşası, Amerikan AP ajansı, Jennifer Dukarski, GÜNCEL haberleri, GÜNCEL,

Ülkede ulusal güvenlik tartışmaları uyandıran son örneklerden biri, Amerikan AP ajansının geçen Aralık ayında, İran'da 7 yıl önce kaybolan eski FBI ajanı Robert Levinson'ın, olay sırasında CIA için çalıştığını ortaya çıkaran haberi oldu. ABD yönetiminin "bir iş seyahati sırasında kaybolduğunu" ileri sürdüğü Levinson'ın, aslında CIA için istihbarat toplamak üzere İran'a gittiğinin açığa çıkması, CIA tarihinin en büyük skandallarından birine yol açmıştı. Habere göre, AP, Levinson'ın CIA bağlantısını ilk kez 2010'da doğrulattı ancak ABD yönetiminin isteği üzerine haberini son ana kadar yayımlamadı. AP, haberin şimdi yayımlanmasının nedenini ise Levinson'ın ortadan kaybolmasının üzerinden 7 yıl geçmesi ve onu evine getirebilmek için sarfedilen çabaların boşa çıkması olarak açıklamıştı.
Bu gelişmeye Beyaz Saray'ın tepkisi ise gecikmedi. Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, AP'nin haberini "hayli sorumsuzca" olarak niteleyerek, haberin Levinson'ın hayatını daha fazla tehlikeye attığına işaret etmişti.
NSA krizi ve Wikileaks'e de sert tepki
ABD'de Wikileaks vakasıyla birlikte son yılların en çok ses getiren sızdırmalarından biri de NSA'in eski sistem analisti Edward Snowden'ın Amerikan hükümetinin istihbarat toplama yöntemleriyle ilgili belgeleri medyayla paylaşmasıyla yaşandı. NSA'in sadece ülke içinde değil, yurt dışında da, kimi yabancı ülkelerin liderleri dahil telefon dinlemeleri yaptığını ve kayıt tuttuğunu, internet faaliyetlerini izlediğini ortaya çıkararak, ABD ve dünya gündeminde adeta "deprem" etkisi oluşturan belgeler, ABD'nin istihbarat metodlarını deşifre etmesi üzerine yönetimin her kademesinden sert tepki gördü. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Snowden'ı vatana ihanet etmekle suçladı. Nitekim, NSA'in izleme faaliyetlerini ifşa eden Snowden, ABD'ye getirilebilmesi halinde, gizli bilgilerin ifşası, bunları yetkili olmayan taraflara vermek ve hükümet malını çalmaktan yargılanacak. Bunlardan gizli belgelerin ifşası ve yetkili olmayan taraflara verilmesi, Casusluk Kanunu çerçevesinde değerlendirildiğinden, Snowden casusluktan yargılanacak. Nitekim, Kerry gibi birçok senatör ve bazı kesimler Snowden'ın davranışını açıkça "vatana ihanet" olarak tanımlıyor.
Wikileaks
Konuyla ilgili bir önceki örnek ise Wikileaks... Wikileaks'te de ABD yönetimi konuya çok sert tepki gösterdi. Wikileaks belgeleri 2010 yılında ilk ortaya çıktığında ABD yönetimi güçlü bir kınama yayımlamıştı. Beyaz Saray, WikiLeaks'in "çalıntı ve gizli belgeleri yayımlayarak sadece insan hakları davasını değil bireylerin hayatlarını ve yaptıkları işi de tehlikeye attığını" belirterek, "Gizli belgelerin ve hassas ulusal güvenlik bilgilerinin yetkisiz ifşaatını en şiddetli şekilde kınıyoruz" ifadesini kullanmıştı. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da Wikileaks'in, ABD Dışişleri Bakanlığı ile yabancı ülkelerdeki Amerikan elçilik ve temsilcilikleri arasındaki yazışmaları açıklamasının, Amerika'nın ulusal çıkarlarını tehlikeye soktuğunu ifade ederek, "Bu, hem belgelerde adı geçenlerin hayatlarını tehlikeye sokuyor, hem ulusal güvenliğimizi tehdit ediyor hem de ortak sorunları çözmek için diğer ülkelerde attığımız ortak adımları zora sokuyor" demişti. Aynı dönemde, bazı Amerikan basını Wikileaks belgelerini yayımlarken, CNN gibi bazı kuruluşlar da ulusal güvenlikle ilgili bu gizli bilgilerin "daha fazla ifşasına araç olmamak" için Wikileaks'ın içeriklerine dair bilgileri yayınlarında kullanmadı.
Casuslukla yargılanıyorlar
Bu arada, Amerikan yönetimi hala bu tip sızdırmalara karşı en üst düzeyde tedbirleri almaya devam ediyor. Bu noktada, kurumlar içindeki güvenlik önlemlerini artıran ABD yönetimi, ülkenin ulusal güvenliğini tehlikeye attığı gerekçesiyle bu konuya bulaşanları da "casusluk"tan suçluyor veya mahkum ediyor. Bu noktada, Wikileaks belgelerini sızdıran Chelsea Manning, casusluk ve diğer suçlardan 35 yıla mahkum edildi. Bu da ABD'nin bu konularda gelecekteki yaklaşımı için ipuçları veriyor.
Yayından önce durdurmada Anayasanın birinci maddesi geçerli
Amerikan Sivil Haklar Birliği (ACLU) Hukuk Danışmanı Gabe Rottman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ulusal güvenliğin söz konusu olduğu noktalarda ABD yönetiminin yayından önce durdurma anlamına gelen "prior restraint"i kullanabileceğini söyledi.
Bu tip konuların daha çok savaş planlarının ortaya çıkması, spesifik bir ajanın ifşası, operasyon bilgileri gibi durumlarda söz konusu olduğunu belirten Rottman, "Prior restrain, Anayasa'nın birinci maddesinde, yayınlanmadan önce kısıtlamaya dair bir doktrin. Bu da hükümete, konuşmanın olmasından önce yasaklanması yetkisini veriyor. Örneğin, bir gazetenin hassas ulusal güvenlik bilgilerini yayımlamasını, yayımlamadan önce engelleyebilirler. Hükümetin bunu yapması için, konunun önce çok yüksek standartları karşılıyor olması lazım. Mesela, bu doktrine göre bunların savaş planları, gizli ajanlara dair spesifik bilgiler gibi, yayımlandıkları takdirde Amerikalıların hayatlarına mal olabilecek şeylerin olması lazım" diye konuştu.
Rottman, Wikileaks ve eski NSA çalışanı Edward Snowden'in sızdırmalarını da anımsatarak, sızıntıların içeriği bir kere yayına girdikten sonra bunları önlemenin ise basın ve ifade özgürlüğü nedeniyle ABD kanunları altında giderek zorlaştığına işaret etti. ABD hükümetinin ulusal güvenlik nedeniyle herhangi bir web sitesini kapatma hakkının bulunup bulunmadığına yönelik soru üzerine Rottman, devletin bunu büyük ihtimal yapabileceğini ama öncesinde bunun, insanların hayatlarının tehlikeye girmesi gibi "çok yüksek standartları karşılaması gerektiğini" vurguladı. Butzel Long şirketinin avukatı Jennifer Dukarski de AA'ya, ulusal güvenlikle ilgili konularda ABD yönetiminin "prior restraint" uygulamasına gidebileceğini ama ABD mahkemelerinin, yönetimin aldığı bu kararları geçersiz kılabileceğini söyledi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...