5
Yrd. Doç. Dr. Abdullah Yakupoğlu ise şöyle konuştu: ''Bu güncel tedavide yaptığımız, radyoembolizasyonun anjiografik haritalanması ve yeni teknoloji anjiografik BT özelliği bulunan bilgisayarlı tomografide aldığımız görüntülerde, hastanın tümör dokusunu ve tümörün lokalizasyonunu net bir şekilde tespit etme şansını yakalıyoruz. Bu sayede hastanın tedavisini planlarken, nereden, nasıl yapacağımızı ve doğru hedefe yönelmede bize teknik avantajlar sağlıyor. Güncel tedavide hastalarımıza uygun olanlarda el bileğinden yaptığımız anjiografi sayesinde, hastaları hastanede yatırmadan ve günlük hayatından çok uzaklaştırmadan tedaviyi tamamlama şansımız var. Uygun olmayan hastalarda yine kasıktan anjiografiyle tedavi yöntemimizi yapıyoruz. Bu hastalarda, bir günlük hareket kısıklanması dışında herhangi bir yük getirmediği için devam eden diğer sistemik tedavilerine ara vermeden tedavi şansını yakalıyoruz. Bu da hastalara büyük bir avantaj sağlıyor''.
''Hastalar günlük hayatına çok hızlı dönüyorlar''
Hastalardaki iyileşme sürecini değerlendiren Yrd. Doç. Dr. Yakupoğlu, ''İyileşme süreci çok hızlı olmakta. Çünkü tedavimizde, hastanın sadece bir anjiografik giriş yeri dışında herhangi dıştan kesi ve ek problem oluşmuyor. Hastalar günlük hayatına çok hızlı dönüyorlar. Ajanla tedavi yaptığımız için 3 hafta kadar hafif bir halsizlik ve hafif bir konfor bozukluğu olabiliyor. Bunların ötesinde herhangi bir yan etki görmüyoruz. Diğer avantajı ameliyat olamayacak hastalarda bu tedaviyle başarı şansını yakaladığımız zaman aynı hasta daha önce uygun olmayan karaciğer nakline veya cerrahiye uygun olmayan hastada cerrahi şansını yakalayabilir. Buna köprü tedavisi diyoruz. Cerrahi birimlerle yakın ilişkide hastalarımızı tedavi ediyoruz'' ifadelerini kullandı.