
Türkiye tarihi değerlerine samip çıkmaya devam ediyor. İsviçre’den uzun uğraşlar sonucu Türkiye'ye iadesi sağlanan 37 tarihi eser, Ankara’da bulunan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilendi.

Müzede öncelikle basın mensuplarına sergilenen eserlerin, yapılacak olan yenileme çalışmalarının ardından uygun görülen başka bir müzede sergileneceği açıklandı.

Eserlerin iade sürecine ilişkin, Turizm Bakanlığı Yurtdışı Kaçakçılıkla Mücadele Şube Müdürü Burcu Özdemir açıklamalarda bulundu.
İsviçre’nin yanı sıra Amerika Birleşik Devleti’nin de aralarında bulunduğu 12 ülkeyle ikili anlaşmalar sağlandığını belirten Özdemir, bu anlaşmalar neticesinde bu ülkelerin ilgili makamlarıyla doğrudan iletişim ve işbirliği halinde çalışarak tarihi eserlerin Türkiye’ye getirildiğini belirtti.

Özdemir, "Ülkemiz ile İsviçre arasında geçtiğimiz kasım ayında imzalanan kültür kaçakçılığı ile mücadele alanındaki ikili anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle birlikte ülkemizden yasa dışı çıkarılan kültür varlıklarının İsviçre’ye girişi de engellenmiş oldu. İsviçreli makamlara bu eserlere el koyma yetkisi tanındı ve bu eserlerin bakanlığımız uzmanları tarafından incelenmesine imkan sağlandı" diye konuştu.

TİTİZ İADE OPERASYONU
İsviçre Federal Kültür Bürosu yetkililerinin ilettiği bilgiler doğrultusunda eserlerin Türk uzmanlar tarafından titizlikle incelendiğini ve oluşturulan raporlarla İsviçre makamlarına iletildiğini aktaran Özdemir, "Bunun üzerine bu 37 parça eserden oluşan grubun ülkemize iadesine karar verildi. 11 Ekim’de Bern Büyükelçiliğimizde düzenlenen törenle teslim alınan eserler, yine güvenli paketleme ve Türk Hava Yollarının desteğiyle içinde bulunduğumuz Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne taşındı" dedi.

Şube Müdürü Özdemir, iade edilen eserlere iliştin bilgiler de vererek, "Bu eser grubu içinde ağırlıklı olarak Urartu dönemi bronz eşyaları görmekteyiz. Urartular milattan önce dokuzuncu ve yedinci yüzyılları arasında Van Gölü'nü merkez almak üzere geniş bir medeniyet kurmuşlardır ve metal işçiliğinde oldukça ileri düzey bir medeniyet. Burada da bunun örneklerini görmekteyiz" dedi.

BİRBİRİNDEN NADİDE PARÇALAR
Eserler arasında at koşum takımları, bronzdan yine mobilya aksamları, bronz kazanlara aplike boğa başları bulunduğunu belirten Özdemir, "Bunun yanı sıra bu eser grubu içinde milattan önce üçüncü yüzyıla tarihlenen bir eser var. Bu batı Anadolu, özellikle iç batı Anadolu’ya atfedilen bir eser. Beyce Sultan ve Kusura tipi eserler olarak adlandırılan eser tiplerinin bir birleşimi olarak karşımıza çıkıyor. Yine aynı zamanda gümüş bir vazonun parçasını görüyoruz. Bu da Anadolu’nun Roma dönemine tarihleniyor ve bir geyik figürümüz var yine Anadolu'nun Roma dönemine tarihlenmekte" ifadalerini kullandı.

2002 yılından bu yana ülkemize iadesi sağlanan kültür varlığı sayısının 12 bin 76’ya ulaştığı bilgisini de veren Özdemir, "Bunlardan 3 binden fazlası bu yıl iadesini sağladığımız eserler. İsviçre ve Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerin de bulunduğu toplam 12 ülkeyle yaptığımız ikili anlaşmalar neticesinde bu ülkelerin ilgili makamlarıyla doğrudan iletişim ve iş birliği halinde çalışmamıza imkan sağlanmış oluyor" diye konuştu.

"AİT OLDUĞU TOPRAKLARDA KORUNMALI"
Özdemir, eserlerin ait oldukları topraklarda korunması anlayışının karşılıklı olarak gerçekleştirildiğini, Türkiye’de ele geçirilen eserlerin ivedilikle ait olduğu ülkelere gönderildiğini belirterek şunları kaydetti:

“Türkiye, Anadolu kökenli eserlerin peşine düştüğü gibi aynı zamanda farklı ülkelere ait eserlerin Türkiye’de yakalanması halinde derhal ilgili ülkelere iadesini gerçekleştiriyor. Bu anlamda Çin, Irak, Kazakistan gibi kültür kaçakçılığı konusunda mağdur olan ülkelere tarihi eserleri iade ediyoruz. Eserler ait oldukları topraklarda korunmalı anlayışımızla çalışmalarımıza devam ediyoruz.”
