Tgrt Haber
07 Mart 2014 19:36

İlker Başbuğ tahliye sonrası açıklama yaptı - TAM METİN

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ serbest bırakıldı. İlker Başbuğ'un tahliyesi sonrası Silivri Cezaevi önünde gazetecilere açıklamalarda bulundu. İşte İlker Başbuğ'un açıklamasının tam metni...

İlker Başbuğ tahliye sonrası açıklama yaptı - TAM METİN
ilker başbuğ, tutuklu, genelkurmay, serbest bırakılma, silivri,

İlker Başbuğ tahliyesi sonrası Silivri Cezaevi önünde yaptığı açıklamada şunları kaydetti; Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum, 6 Ocak 2012 günü hatırlarsanız şöyle demiştim '26. Genelkurmay Başkanı terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanarak tutuklandı, takdir yüce Türk milletine aittir. Aradan tam 2 sene 2 ay geçti toplamda, bizi bu cezaevinde 26 ay nefret ve intikam duygularıyla hareket edenler burada tuttu. Benim 26 ay hayatımdan çaldılar, benim 26 ay hürriyetimden yoksun bıraktılar. Ama 6 Ocak 2012 günü söylediğim gibi yüce Türk milleti oynanan oyunu, iddiaların geçersizliğini, bir Genelkurmay Başkanı'nın ve karargahının terör örgütü karargahı ve terör örgütü mensubu olarak suçlanmasının affedilmez bir durum olduğunu kısa sürede anladı. İşte ben bugün buradaysam yüce milletimin bizlere gösterdiği sevgi ve bizlere verdiği destek sayesinde buradayım. Buradan yüce Türk milletine en derin şükranlarımı sunuyorum, bugün benim serbest bırakılmam bir başlangıçtır.
Bütün kalbim ve yüreğimle inanıyorum ki Silivri'de, Hasdal'da, Maltepe'de benim gibi suçsuz bulunan arkadaşlarım da en kısa sürede hürriyetlerine kavuşacaklardır. Bu gerçekleşmez ise, bugün benim serbest kalmam hürriyetimi kazanmamın hiç bir anlam ve önemi kalmaz. Çünkü ben ne kadar suçsuz isem bugün geride bıraktığım ve Hurşit Tolon paşa, Bilgin Balanlı paşa, Hasan Öztürk paşa, diğer tarafta Tuncay Özkan ve Doğu Perinçekler de benim gibi suçsuzdur. Bugün benim serbest bırakılmamda kullanılan gerekçeler hepsi içinde geçerlidir. Dolayısıyla onlarında en yakın zamanda hepsine bu zindanlarda tutsak tutulan ve son günlerin değimiyle kumpaslarla burada tutsak bulunanlar mutlaka ve mutlaka en kısa sürede hürriyetlerine kavuşacaklardır bunu hiç bir güç durduramaz. Tarihin garip cilvesimidir ki, 26. Genelkurmay Başkanı, 26 ay cezaevinde kaldı.
CEZAEVİ ACI VE IZDIRAP DOLU
Cezaevi ne derseniz, ceza evi acı, ızdırap, çile çekmek bu bir gerçek ama tüm samimiyetimle söylüyorum ki tüm bunlara rağmen şuan içimde hiç bir şekilde intikam ve nefret duyguları taşımıyorum. Çünkü bu duyguları duyanlar kendilerini de bir felakete sürüklerler. Nefreti, sevgi alt eder. Biz böyle yetiştik, içimiz sevgi dolu. Aziz milletim; benim ve bütün arkadaşlarımın yürekleri ve elleri tertemizdir. Bunun için bütün arkadaşlarımın adına şunu ifade ediyorum; bizim tek bir isteğimiz var 'adalet' ve bu adaletin gerçekleşmesinin elbette takipçisi olacağız. Adalet derken ne demek istiyorum? Şunu; Ümraniye'de bulunan bir kaç el bombasından hareket ederek sanal bir Ergenekon Terör Örgütü oluşturma projesini kimler planlamıştı? Kimler bunu uygulamıştı, eğer Türkiye Cumhuriyeti tekrar devlet olmak durumundaysa bu sorunun cevabı mutlaka bulunmalıdır. Bu projeleri yapanlar adil yargılanma ile adaletin önüne çıkarılmalıdır, bunun takipçisi olacağız.
Danıştay cinayetini, sanal Ergenekon Terör Örgütü ile birleştirmek projesi kime, kimlere aittir? Bunlar da ortaya dökülmelidir, hesap sorulmalıdır adil şekilde. Eğer Türkiye gerçekten hukuk devleti olmak istiyorsa, Teğmen Mehmet Ali Çelebi'ye kumpas kuranlar belli, bunlar cezasız mı kalacak? Bunlar belli, mutlaka cezalandırılmalıdır. Hanefi Avcı daha ne kadar içeride tutulacaktır? Buna birileri cevap versin, insafsızlıktır, ayıptır. Bunu kimler istemektedir, yeter artık. Değerli sınıf arkadaşım Hurşit Tolon Paşa bildiğiniz gibi bir gizli tanığın ifadesine dayandırılarak mecbur, Zirve cinayeti ile ilişkilendirilmeyi uygulayan güçler kimdir? Bu gizli tanıkta aynı Tuncay Güney'in de gizli tanığı, bu Zirve cinayeti ile Tolon Paşa'nın tek bir gizli tanık ifadesi, bu gizli tanık kimdir Silahlı Kuvvetler'den atılmış bir Uzman Çavuştur, çeşitli nedenlerle. Eğer Türkiye Cumhuriyeti tekrar hukuk devleti olma yolunda adım atmak istiyorsa bunun da cevabı verilmelidir.
BUNUN ARKASINDA KİMLER VAR?
Balyoz davasında 51. numaralı harddiskin TÜBİTAK dışında incelenmesi için yırtınılmıştır adeta, kimler bunun önünü kesmiştir, kimler bunun arkasında? Mutlaka bulunmalıdır.
Özellikle yargı alanında bütünüyle ayakta kalan birtek kurum vardır o da AYM'dir, bu süreçte AYM'nin tarihi bir yükümlülük ve sorumluluk yüklendiğinin bilincindeyim, umuyorum ve inanıyorum ki AYM, bugüne kadar almış olduğu doğru kararlarla tarihe not düşen tutumunu bu önümüzdeki zor dönemde de sürdürerek Türkiye'nin bir an önce demokrasiye dönmesinde önemli bir rol oynayacaktır. Bu zor günlerde elbette bütün milletimiz bizimle bu acıları paylaştı. Yakınlarımız, ailelerimiz acı çekti ama onların yanında bir de şuanda olduğu gibi iki yanımda bir yerde Türkiye Barolar Birliği Başkanı sağımda, solumda avukatım İlkay Sezer, avukatlıklarımız, onların bu süreçte bizlere sağladığı katkı için buradan bütün Türk milletinin huzurunda teşekkür ediyorum. Biz adalet istiyoruz, bu adaletin gerçekleşmesi için görev başında nasıl mücadele ettiysem yine aynı şekilde mücadelem edeceğim taaki son arkadaşımız buradan çıkana kadar' diyerek konuşmasını sonlandırdı.

TGRT Haber/Semih BİŞKİN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...