Tgrt Haber
17 Nisan 2015 01:38

Bülent Arınç, 'İsraf konusunda notumuz kırık'

Arınç, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde partisinin Osmangazi ilçe teşkilatı tarafından AK Parti'ye hizmet etmiş kişiler için düzenlenen vefa yemeğinde konuştu.

Bülent Arınç, 'İsraf konusunda notumuz kırık'
bülent arınç,

Münafıklığın alametlerinden birinin vefasızlık olduğunu belirten Arınç, "Söz verir ama tutmaz. Allah bizi öyle olmaktan muhafaza etsin. Sözünü, dostluğunu, arkadaşlığını bilen, dost ve kardeş insanlar kılsın" ifadelerini kullandı.

Gönlünü AK Parti'ye 14 Ağustos 2001'den beri kaptıran, sağa sola sapmadan, düşe kalka ama dosdoğru gidenlere saygısının sonsuz olduğunu dile getiren Arınç, şöyle konuştu:

"13 yıldır bütün başarılarımızın altıda kardeşlerimizin gayreti, alın teri, koşması, duası var. Ne kadar teşekkür etsek azdır. Bu bayrak yükseldiyse  millete hizmet noktasında çok büyük adımlar atılmışsa bilelim ki bu hepimizin gayreti ve emeğiyle olmuştur. Hiçbirimizi diğerinize feda edemeyiz, hiçbirimizi diğerinizden aşağıda veya üstün göremeyiz. Türkiye'de en uzun süreli iktidar, bu dönemde AK Parti'ye nasip olmuş, 13 senede 9 seçim başarısı sayenizde olmuştur."

"Rütbelerin en güzeli ve büyüğü, Ben AK Partiliyim diyebilmektir'' diyen Arınç, hangi görevde olmanın önemli olmadığını, bu davaya gönül vermek, elinden geleni yapmak, maddi ve manevi katkıda bulunmanın asıl gaye olduğu kaydetti.

''TÜRKİYE'DEKİ İSRAFI GÖRÜYORUM''

Çeşitli tören ve etkinliklerde dua edileceği zaman hocalardan Türkçe ve kısa bir dua etmesini istediğini belirten Arınç, yemek duasının da kısa ve anlaşılır olması gerektiğini söyledi.

Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bütün yemek dualarında okunan bir ayet-i kerime var; 'Yiyiniz, içiniz ama israf etmeyiniz. Allah israf edenleri sevmez'. Allah bizi sevsin diye çabalıyoruz değil mi? Bu ibadetlerimiz, taatimiz onun için ama Allah israf edenleri sevmezmiş, ayet-i kerime böyle diyor. Allah'ın sevmediği bir kul olmak ister miyiz, hayır. O zaman ayet-i kerimenin gereğini yapacağız. Benim dünyada en büyük düşmanım israf. Allah'a hamdolsun, meclis başkanlığındayken de adım çıkmıştı, 'Bu adam yanan iki ışıktan birini mutlaka söndürür, çeşmeleri kontrol ede, kağıtları çöp sepetine atanlardan hesap sorar' diye. Çünkü ben talebeliğimde böyle okudum. Bir kalemin bile bizde hakkı vardır. Kağıdın bir tarafı doluysa arka tarafını çevirir onda çalışırdık. Şimdi Türkiye'deki israfı görüyorum. Eğer israfın önünü alabilseydik sizden vergi almaya gerek kalmazdı. 13 yıllık iktidarımızın her tarafı altın yazılarla başarıyla doludur ama israf konusunda karnemiz kırıktır. Allah israf edenleri sevmez."

İsrafın inancımızda olmadığını vurgulayan Arınç, şöyle devam etti:

"Yemek duaları Türkçe yapılsa bir kısmımız bundan ders alacağız. İsraf o kadar ince bir şey ki Resulullah Efendimiz, 'Bir akarsuda abdest alsan bile israf etme' buyuruyor. Su akıp gidiyor, bunun israfından ne olacak? Bir şeye dikkatinizi çekiyor, israf o kadar önemli. İnşallah müftü efendi ve hocalarımız da bizi duyar, yarım saatlik duaya ihtiyaç yok. Başında salavat-ı şerife getirir, 'elhamdülillah' dersin, ondan sonra da üç cümleyle 'Ya Rabbi sen bize doğru yolu göster, bizi şaşırtma, şeytana uydurma, kazadan beladan esirge. Amin' der bitirirsin. Ne söylediğini anlayalım. Böyle olacak bundan sonra."

''UNUTMAYANLAR, UNUTULMAZ''

Vefanın teşekkür anlamına da geldiğini söyleyen Arınç, unutmayanların unutulmayacağını, birbirinin yüzüne severek bakmanın ibadet olduğunu, AK Parti'den önce siyaset yaptıkları partilerde de hiçbir zaman birbirlerinin kıymetini unutmadıklarını aktardı.

Arınç, AK Parti'nin on üç yıllık beraberliğinin her zaman başlarının dik olmasını sağladığını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Bütün bu 13 yıl içinde küsmeden, kırılmadan, darılmadan, gönül koymadan, davam başarıya ulaşsın, ülkede iktidar olalım, güzel hizmetler yapalım, maddi manevi kalkınmamızı daha da geliştirelim düşüncesiyle gayret eden arkadaşlarımızın bu seçimlerde de büyük bir azim ve başarıyla sonuç ve netice alacağına inanıyorum. Aday listeleri, şunlar geldi, bunlar gitti... Bunlar konuşulabilir elbet, üzerine eleştiriler de getirilebilir. Onları kendi içimizde konuşuruz, onlar üzerindeki düşüncelerimizi aktarabiliriz. Artık listelerimiz kesinleşti ve bize göre genel merkezimizin yaptığı bu liste hepimizin listesidir, hepsi birbirinden kıymetlidir. Onlar için, onlar kadar partimiz için çalışacağız. Gönül kırıklıkları varsa hepsini bir kenara koyacağız."

"AK Parti'yi zayıflatabilmek, hükümetine çelme takabilmek, onu başarılarından alıkoymak için içeride ve dışarıda çalışan çok şer odaları var. Kapatmak istediler, kapatamadılar. İçimizden bölmek istediler, bölemediler ve bugün geldiğimiz noktada, inşallah yeni kurulan tuzaklardan da Allah'ın izniyle geçeceğiz ve başarıya ulaşacağız. O partiler içerideki sayımızı azaltmak için hükümetin gücünü kırabilmek için yeni oyunlar peşinde. Bunların hiçbirisi bizi yolumuzdan alıkoymasın. Onların ekmeklerine yağ sürecek bir davranışı hiç kimse bizden beklemesin. Ben arkadaşlarımızın hassasiyet göstereceklerinden eminim. Bu tarihlerde, bu günlerde dedikodu, fitne fesat mekanizması çok çalışır. 'O mu yaptı, bu mu tuttu, o mu getirdi, bu neden gitti?' Bunlarla vakit geçirecek halimiz yok. Olanda hayır vardır. İçinize siner sinmez, onları hep atacaksınız. 'Bu şeytanın işidir, benim aklıma bunları getirmeyin' diyeceksiniz, AK Parti için çalışacaksınız."

''GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE, DIŞARININ İŞİNE GELMEZ''

Arınç, bunun belediye seçimleri olmadığını, orada şahısların önemli olduğunu ama şimdi bir listenin bulunduğunu ve oyun partiye verildiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Çevremize bir bakalım, ateş çemberi. Suriye'nin, Yemen'in durumuna bakalım. İran'ın gelişen, Şii tehlikesiyle bir taraftan Irak'ta bir taraftan Yemen'de bir taraftan Körfez ülkelerinde kaynattıkları kazanı görmeye çalışalım. Bir taraftan Kafkaslar'da Ermenistan ve diğerleriyle ilgili gelişmelere bakalım, Türkiye'yi de bu rahat ve huzurlu ortamdan çıkarıp tekrar terörlü günlere döndürmek isteyen, içerideki fesadı büyütmek isteyen çevreler olabilir. Güçlü bir Türkiye, dışarının işine gelmez. İçerideki fesatçıların da işine gelmez. Türkiye tökezlesin, diz çöksün, zayıflasın, eskiden olduğu gibi muhtaç hale gelsin, çünkü eskiden 'borç alan buyruk alır' düşüncesiyle Türkiye'yi teslim almışlardı. Hamdolsun bütün borçlarımızı ödedik, kendi öz kaynaklarımızla Türkiye'yi kalkındırmaya muvaffak olduk. Bundan rahatsız olan çevreler inşallah hep rahatsız olacaklar, bize uyanık olmak düşer."

Bu seçimlerde herkesin listesini AK Parti'ye göre yaptığını, takviye ettiğini, AK Parti'nin zaaflarını bulmaya çalıştığını ifade eden Arınç, "Belki biz de yanlış yapmış olabiliriz. Yanlışların, hataların konuşulacağı bir zamanda değiliz. Davullar çalıyor, önümüzde seçim var, bu seçime herkesi götürmek mecburiyetindeyiz. Sandığa bir eksiksiz gitmek zorundayız" ifadelerini kullandı.

Arınç, Almanya'da 1 milyon 400 bin seçmen bulunduğunu, tüm Avrupa'da ise seçmen sayısının 3 milyona yaklaştığını kaydederek, Avrupa'daki iddialarının en az 1 milyon kişiyi sandığa götürmek olduğunu ancak Cumhurbaşkanlığı seçiminde buna muvaffak olamadıklarını belirtti.

''SEÇİMLERE KATILIM ORANI YÜKSEK OLURSA...''

Randevu sisteminin kaldırılmasıyla 8 gün, 28 yerde oy kullanma imkanının getirildiğini anlatan Arınç, sandığa mutlaka çok sayıda seçmen götürebilmeyi amaçladıklarını vurguladı.

Arınç, bunun iki avantajının bulunduğuna işaret ederek, "Katılım yüksek olursa AK Parti'nin başarısı da yüksek olacak. Çünkü biz sadece Türkiye'de değil Avrupa'da kullanılacak oylarda da Allah'ın izniyle yüzde 60'ları rahatlıkla bulacağız. İkincisi de katılım oranı yüksek olursa, barajı geçme iddiasında olanların bu iddiası fos çıkacak. Yüzde 10'u yakalamak belki düşük katılımlı bir seçimde mümkün olabilir ama yüksek oranda oy gelecek bir seçimde yüzde 10'luk barajı pek çok partinin geçmesi mümkün değil" dedi.

''BİN AVROYA DÜŞÜRECEĞİZ''

Almanya'daki gençlerin askerlikle ilişkilerinin 3 sene öncesine kadar 10 bin avro karşılığı olduğunu, bunun sonra 6 bin avroya düşürüldüğünü anlatan Arınç, şöyle devam etti:

"Şimdi bu yüksek, çünkü Avrupa'daki işsizler içinde Türklerin oranı yüzde 45'ler seviyesinde. Kendi işsizlikleri de yüksek. Bu çocuklar 6 bin avroyu nereden bulacak da askerlikten kurtulmak için verecek. Allah'ın izniyle seçimden sonra bunu bin avroya düşüreceğiz. Bu Avrupa'daki gençlerimizi çok büyük ölçüde memnun etti. İkincisi eğer bu seçimde katılım yüksek olur ve katılımın bilincine herkes de erişmiş olursa, bugün olduğu gibi sadece seçme hakkını kullanmayacaklar, Allah'ın izniyle anayasada yapacağımız değişiklikle de oraları seçim bölgesi haline getireceğiz ve oradan milletvekili seçilerek Türkiye parlamentosuna gelme imkanı olacak."

Arınç, AK Parti'nin 13 yılda başardıkları sayesinde Avrupa'dan tersine göçün başladığını ifade ederek, "Ekonomi, istihdam canlı olunca, özellikle yetişmiş eleman sıkıntısı da çektiğimizden onlara ihtiyacımız var. Bu daha da devam edecek, neredeyse 4'üncü kuşağı yaşayan Avrupa, artık birinci, ikinci kuşağın Türkiye'ye dönebilecek bir noktaya geldi" dedi.

''ADAMIN İKTİDAR OLMA İSTEĞİ VAR MI?''

Türkiye'de mevcut hizmetlerin sürmesinin istikrarın devamıyla mümkün olduğunu dile getiren Arınç, şunları kaydetti:

"Allah korusun, bazen konuşmalarımda anlatıyorum da bana çok kızıyorlar. Yani gözümüzü kapasak da bir üç ay ortalıktan kaybolsak, bir üç ay da bunlar iktidara gelse, 3'lü 5'li bir koalısyon kursalar, üç ay sonra Türkiye yıkılır inanın, maaş ödeyemezler. Ortalıkta kalırlar. Bunlar devlet idaresi bilmiyor. Geçmişte ne yaptılar ki şimdi bize güzel bir örnek olsunlar. Adamın iktidar olma iddiası var mı? Önce ona bakacağız. 'Yüzde 35 alırsam en büyük başarı' diyor. Yüzde 35 ile iktidar mı olunur kardeşim?"

Arınç, anketlere de değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bak bugün en son anketi size söylüyorum; hamdolsun biz istediğimiz yerdeyiz. CHP yüzde 25'ler civarında. Onlar yüzde 35 lafı ediyorlar. MHP yüzde 15'ler civarında. Şimdi böyle bir şeyden nasıl koalisyon çıkar? Çıkmamalı, insanlar aldatılmamalı, yanılmamalı. Dolar 2.70, 2.75 olmuş. Allah korusun 13 sene evvel böyle bir şey olsaydı, Türkiye çökerdi, gümlerdi. Şimdi dayanıklıyız, Merkez Bankası'nın rezervleri var, müdahale edebilecek bir noktadayız. Hem içeriye hem dışarıya karşı tedbirlerimizi alabiliyoruz. İyi bir şey değil ama buna bile tahammül edebilecek bir ekonomimiz var. Eskiden birisi kaşını kaldırdı mı devalüasyon olurdu, yüzde 100. Dolar 600 binden 1 milyon 600 bine çıkardı. Gecelik repo faizleri yüzde 7 bin 500'leri bulurdu. Hükümet istifasını verirdi. 'Seni beğenmedim git' dediği zaman şapkasını zor alıp kaçardı adamlar, şimdi öyle değil. Elhamdülillah topla tüfekle yıkılmayan bir hükümet var 13 seneden beri. Hem akıllı hem cesur hem kararlı hem inançlı milletin emanetine sonuna kadar sahip çıkmaya söz vermiş bir AK Parti iktidarı var."

Daima adalet ve daima kalkınmanın sağlanması gerektiğini vurgulayan Arınç, "Adaletsiz iş olmaz, Allah bizi adaletten ayırmasın, Allah bize haksızlık yaptırmasın, zulme uğratmasın, zulmettirmesin. Bizi bunlar yıkamazlar, bizi haksızlık yaparsak, Allah sevmezse o zaman yıkılırız. Zulüm yaparsak yıkılırız. Çünkü bir ülke küfürle yönetilir ama zulümle yönetilmez" ifadelerini kullandı.

''VEFASIZLIĞI BAZILARINDAN GÖRÜYORUM ŞİMDİDEN''

Arınç, görevin ehliyetli, liyakatli olanlara verilmesinin önemini vurgulayarak, Necmettin Erbakan hocanın da bu konuya çok hassasiyet gösterdiğini hatırlattı.

Partilerde ilklerin derecesinin her zaman yüksek olduğunu ifade eden Arınç, "Onları incitmeyin, onlara kötü söz söylemeyin, onları aşağılamayın, onları herhangi bir yerdeki toplantıda ayakta bırakmayın. Hatırlarını sorun, gönüllerini alın, davetlerine gidin. İnşallah bunları hepimiz yapacağız. Onların duası olursa, onların gönlü memnun olursa aşamayacağımız hiçbir güçlük yok ama onların gözlerinden iki damla yaş gelirse, kendilerini yalnız hissederlerse, talepleri isteklerine katı bir şekilde cevap verilirse Allah inandırsın bereketi bulamazsınız, başarıya ulaşamazsınız" diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Arınç, sözlerini şöyle tamamladı:

''Ben önce kendi nefsime söyleyeyim sonra herkes ne anlayacaksa anlasın. Benim de milletvekilliğim sona eriyor, ben de vefa isterim doğrusu. Vefasızlığı bazılarından görüyorum şimdiden ama binlerce insanın vefasızlık göstermeyeceğine de inanıyorum. Geldik vazifemizi yaptık, Allah'ın izniyle de dönemin sonunda bir Bursa dostu, sevdalısı olarak her zaman sizlerle birlikte olmayı arzu ederim. Arkadaşlarımız başarılıdır, inşallah daha da başarılı olacaklardır. Bir nöbeti devrediyoruz ama maddeten ve manen Bursa ile ilişkimiz Allah'ın izniyle devam edecek. Türkiye'de bizim dostluğumuzu severler, bizim dostluğumuz iyidir, kimse dostluğumuzdan zarar görmedi. Allah'a hamdolsun ki bizi de sevenlerle sayanlarla bu ömrümüzün bu yaşına kadar geldik. Kimse için kötü düşünmüyoruz. Davamıza düşman olan elbette sevdiğimiz insanlar olamaz ama kendi içimizde kardeşlik hukukunu mutlaka yaymak mecburiyetindiyiz. İhanet görebilirsiniz, hayat ihanetleri de gösterir ama siz hep dostluk, güzellik, iyilik yanını görmeye bakın, ben sizlerin hepinizde bunu gördüm. Allah sizlerden razı olsun."  

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...