Tgrt Haber
Ramazan Vuslat
Ramazan Vuslat
12 Aralık 2014 16:57

Cumhurbaşkanı Erdoğan gezicilere sordu, 'Nerdesiniz?'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu Geziciler Yalova'da neden ortalıkta yoklar, tencere tavacılar nerede" diye sordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan gezicilere sordu, 'Nerdesiniz?'
erdoğan, tobb, yalova, ağaç,

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, 365 oda ve borsa başkanı ile istişare toplantısında bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gerçekleştirilen istişare toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 milyonu istihdam eden, toplam ihracatın yüzde 95'ni gerçekleştiren TOBB'un 1.5 milyon üyesine şükranlarını sunduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakanlık yaptığı süreçte 12 yıl boşunca TOBB ile son derece uyumlu ve istişareye dayalı bir işbirliği gerçekleştirdiklerini söyledi.

"TÜRKİYE'Yİ HANGİ SEVİYEYE ULAŞTIRACAĞI BU 12 YILLIK SÜREÇTE ÇOK NET GÖRÜLDÜ"

Her reform, atacakları her adımda TOBB'un görüşlerine ve tavsiyelerine başvurduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Önerilerinizi, dertlerinizi, şikayetlerinizi dinledik ve gerekenleri hep birlikte yaptık. Allah'a hamd olsun bu uyum, bu dayanışma Türkiye ekonomisinin 12 yıllık süreçte büyük bir sıçrama yapmasına, özgüven kazanmasına, adeta şaha kalkmasına zemin hazırladı. Özel sektör ile kamunun uyumunun Türkiye'de neleri başarabileceği, Türkiye'yi hangi seviyeye ulaştıracağı bu 12 yıllık süreçte çok net görüldü. İnşallah bu birliktelik, dayanışma, aramızdaki uyum ve koordinasyon, özellikle de aramızdaki istişare süreci ve bu kültür Cumhurbaşkanlığımız süresince de aynen devam edecektir" dedi.

"TEŞKİLATLANMAYI YENİ TÜRKİYE İÇİN YETERLİ BULMADIK"

Şuanda Cumhurbaşkanlığı'nda yeni bir teşkilatlanma yapısına gittiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut teşkilatlanma yapısını farklı bir Türkiye için yeterli bulmadıklarından dolayı yeni teşkilatlanma yapısıyla çok daha faklı bir adımı atmak istediklerini vurguladı.

"SÜRECİ BİRLİKTE BURALARA GETİRDİK"

Çözüm sürecini her aşamada TOBB ile birlikte istişare ettiklerine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Süreci birlikte buralara getirdik. Gerektiğinde Güneydoğu Anadolu'ya gittik, orada toplantılar yaptık. Doğu Anadolu'da sizlerle birlikte toplantılar yaptık. Bütün bunlar o süreci güçlü bir şekilde işletebilmekti. Dış politikada her zaman görüşlerinizi, önerilerinizi, sorunlarınızı aldık dinledik" diye konuştu.

"12 YILLIK YAPTIĞIMIZ SÜREÇTE MAKİNENİN PARÇALARI ARASINDAKİ UYUMU SAĞLAMAK OLDU"

Türkiye'nin binlerce değişik parçadan teşekkül etmiş bir makine gibi düşünülmesi gerektiğini belirten Erdoğan, 12 yıl öncesine kadar bu makinenin bazı çarklarının döndüğünü, bazılarının dönmediğini söyledi. Makinenin bölümleri, çarkları arasındaki uyumun kaybolduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her yerinden ses gelen, gürültüyle çalışan, ne kadar çalışırsa çalışsın verimli olmayan bir makine vardı. Üretemiyordu böyle bir makine vardı. Ülkenin bir bölümü hızla kalkınırken, diğer bölgeler hızla geriye gidiyordu. Bir şehirde insanlar mutlu yaşarken, diğerinde kan akıyordu. Belli kısımlar, kesimler servetlerine servet katarken ülkenin geri kalanı yoksulluk altında eziliyordu. Haklar, özgürlükler belli zümreler için alabildiğine genişletilirken, ülkenin geri kalan kesiminden bu hak ve özgürlükler esirgeniyordu. Ekonomi bir yıl bir adım ileriye gitse, ertesi yıl yüksek faizle daralmaya, ekonomik krizlerle on adım geriye gidiyordu. Biz 12 yıllık süreçte en başta yaptığımız bu makinenin parçaları arasındaki uyumu sağlamak oldu. Bunun son derece önemli, son derece değerli olduğunu sizlerde çok iyi biliyorsunuz. Makinenin her bir parçasının uyum içinde aynı hedef ve idealler için çalışması, üstelik güvenli bir zeminde çalışması, verimi, kaliteyi, huzuru, istikrarı attırdı" şeklinde konuştu.

"EKONOMİNİN ÇARKLARINA YÖNELİK SALDIRILARI ÇOK ÇOK İYİ GÖRECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu uyumun bozulmasına hep birlikte asla müsaade edilmemesi gerektiğinin altını çizdi. Eski Türkiye'de olduğu gibi makinenin tek bir parçasının dahi arıza yapmasının ileride makinenin tamamına zarar vereceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Buna mahal vermeyeceğiz. İmkan, fırsat vermeyeceğiz. İçeriden ya da dışarıdan ekonominin çarklarına yönelik saldırıları çok çok iyi görecek, iyi analiz edecek ve bu saldırılara karşı hep birlikte mücadele edeceğiz" diye konuştu.

"BU GEZİCİLER YALOVA'DA NEDEN ORTALIKTA YOKLAR, TENCERE TAVACILAR NEREDE"

Siyasetin, ticaretin, yaşamın risk olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yaşam risk değildir diyebilir miyiz? Her terörle mücadele eden, terörle mücadeleye milyonlarca dolar akıtan, istikrarı olmayan, huzuru olmayan, yoksul bir Türkiye inanın bunların hepsinin işine geliyordu. Üst akıl diyorum ya onların işine geliyor. Bunların benim şahsımda yeni Türkiye'den rahatsızlıkları var. Bahanelere bakın, o bahanelere asla aldanmayın. Maskelere asla aldanmayın, görünüşe sakın ha sakın itibar etmeyin. Gezi olayları dediler. Bahane neydi, ağaç demi. Hani Yalova'da bu Geziciler neden ortalıkta yoklar? Neden yok? Taksim'de ağaç kesilmedi, 12 tane ağaç bir yerden alınıp bir yere taşınıyor ve bir tanesi çıktı ne dedi, ‘Hala anlamadınız mı yav' dedi. Sorun ağaç değil, sorun başkaydı. O tencere tavacılar nerede. Hiçbiri yok. Yoksa tencere tavaları mı kaybettiniz ne oldu? Bakırköy'de neden yoklar? ODTÜ'nün yanından geçen yol için ortalığı ateşe verdiler, ODTÜ'nün Eymir Gölü'nde kesilen ağaçlar için neden yoklar? Bunlar vaka. Eğer bahane ağaç olsaydı bu ve benzeri birçok olayda proteste görürdük demi ama yoklar, ağaç bahaneydi. Taksim'de polisin gösterilere müdahalesini saatlerce, günlerce, haftalarca ulusal ve uluslararası medya verirken kendi ülkelerinde hadiseleri günlerce, haftalarca görmezden geldiler. Türkiye'de basın özgürlüğünün tehdit altında olduğunu, bu yaygarayı koparanlar İsrail'in öldürdüğü gazetecileri, Suriye rejiminin öldürdüğü gazetecileri, Gazze olaylarında gazetecilere yapılan baskıyı görmezden geldiler."

"BÜTÜN BUNLAR BELLİ ODAKLARDAN, BELLİ MERKEZLERDEN KESİNLİKLE İDARE EDİLİYOR"

Türkiye'de polisin elinde silah, motolof olan, cinayet işleyen teröriste karşı yasalar dahilindeki müdahalesini insan hakkı ihlali diye bütün dünyaya servis edenlerin şuanda ABD'nin işkencelerini, suçunu itiraf etti diye sınırsız hoşgörü gösterildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası medyanın aylardır Türkiye ekonomisini kötülemek için, Türkiye'yi terörle aynı kefede göstermek için yalan üstüne yalan yazdıklarını söyledi. Erdoğan, "Aynı şekilde uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları, vay hallerine. İstedikleri zaman istedikleri gibi batanı çıkarmak için hemen 6 derece birden çıkartıyor. Türkiye gibi istikrarın olduğu bir ülkeyi de durağan yapıyor veya düşürmeye gayret ediyor. Yani bu batan bütün ülkelerin kredi notlarını arttırırken Türkiye için yalan yanlış manzaralar çize biliyorlar. Bakın bütün bunlar belli odaklardan, belli merkezlerden kesinlikle irade ediliyor. Bu saldırılar son derece sistematik şekilde şuanda götürülüyor. Amaç ne? Amaç, bizi etkisiz hale getirmek, hükümeti yıpratmak, bu sayede eski Türkiye'ye bir geri dönüş yapabilmek. Millet bu oyunu gördü. Bu tuzağı gördü. Bu saldırıların esas amacını gördü ve tepkisini de sandıkta çok net bir şekilde ortaya koydu. Şahsen bende aziz milletimde bu saldırıların karşısındayız ve her zamanda karşısında olacağız ve hamdolsun milletim Cumhurbaşkanlığı seçiminde de ilk defa milletin oylarıyla seçilen bir seçimde bu evladı ilk defa kendi oylarıyla Cumhurbaşkanlığı makamına taşıdı. Türkiye'nin bağımsızlığına her ne şekilde olursa olsun İstiklal Marşımızda ifade edildiği gibi, o namahrem elin uzanmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Bu millet kendi istikametini kendisi çizer. Sokak eylemleri, terör eylemleri, yazılı ve görsel medya kuruluşları, faiz lobileri, rant merkezleri değil bu ülkenin ve bu milletin rotasını sadece millet tayin eder" dedi.

"FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLERE DAHİ BULAŞTIĞINI İŞTE BU GÜNLERDE GÖRÜYORUZ"

"Eski Türkiye'yi diriltme umudunda yaşayanlar artık bu hayallerinden vazgeçsinler, bu umutlarını bitirsinler. Eski Türkiye'ye inşallah geri dönüş olmayacak" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dışarıdan belli merkezlerin içerideki hain taşeronlarıyla istedikleri gibi karıştırdıkları, istedikleri gibi istikamet çizdikleri artık bir Türkiye yok. Ekonomimizle, hedeflerimizle tüm politikalarımızı biz kendimiz belirleriz yani millet belirler. Bundan bir yıl önce 17 Aralık tarihinde biliyorsunuz yargı içindeki bazı odaklar harekete geçtiler. Sizlerinde hatırladığınız gibi bazı operasyonlar yaptılar. Bahane neydi? Bahane yolsuzluk iddiasıydı. Maske, ambalaj, kılıf yolsuzluk iddiasıydı. 17 Aralık sabahından itibaren bir kısım ulusal ve uluslararası medya yargının operasyonuyla eş zamanlı olarak algı operasyonuna başladılar. 17 Aralık'ta eğer bu oyunu görmeseydik, eğer maskelerin altındaki gerçek niyeti görmeseydik yani dik durmasaydık 25 Aralık operasyonunu yapacaklardı. Her şey hazırdı. Başbakan nasıl alınacak, bakanlar nasıl alınacak bunların planı hazırdı. Bizimle ilgili iddianameler hazırdı. Bunların hepsi elimize geçti. Şahsımdan ne diye bahsediliyordu, ‘dönemin Başbakanı' diye bahsediyorlardı. İddianameler İstanbul o malum polisler tarafından hazırlanmış, yazılmış, operasyon için bekletiliyordu. Hatta bizim alınmamızdan sonra kurulacak hükümet, başbakan, bakanlar dahi tek tek hazırlanmıştı. Millete yolsuzluk iftirasını gösterecekler ama aslında bir hükümeti devirecek, yerine istedikleri gibi eski Türkiye'ye de yaptıkları gibi onlara hizmet edecek ulusal ve uluslararası rant çevrelerine çalışacak bir hükümet kuracaklardı. Bunların bütün belgeleri tek tek ortaya çıktı. Bunların hepsi elimizde. Şimdi ben Gezi olaylarına, 17-25 Aralık operasyonlarına darbe girişimi dediğimde bazıları bunu kabul etmek istemiyor, Gezi bir darbe girişimiydi ama burada bu işi başaramadılar. Mısır'da işe yaradı, Ukrayna'da işe yaradı ama Türkiye'de bu oyun bozuldu. 17-25 Aralık bir darbe girişimiydi ama biz sağlam durduk, millet sağlam durdu, o da işe yaramadı. Yolsuzluk kılıfı, yolsuzluk maskesi darbe niyetinin üzerini örtmeye yetmedi. Kimse kusura bakmasın, ben burada bazı acı gerçekleri hatırlatmak zorundayım. 17 Aralık sonrasında biz ne dedik, ‘inlerine gireceğiz' dedik. Aradan yaklaşık bir yıl geçti. Allah'a hamdolsun milletimizin de desteğiyle inlerine girdik ve giriyoruz. Eğitimden, hizmetten, himmetten bahseden yapının bir takım kirli cinayetlere, burası çok önemli, faili meçhul cinayetlere dahi bulaştığını işte bu günlerde görüyoruz. Bakın burası çok enteresan. Daha da fazlası çıkacak. Zincir bunu gösteriyor. Daha şaşırtıcı şeylerde görecek, duyacaksınız. Ancak inlerine girdikçe bazı gerçeklerle da karşılaşıyoruz. Nedir bu gerçekler? Bir kere paralel yapı hiçbir zaman yalnız hareket etmedi. Hiçbir zaman kendi başına hareket etmedi. Zaten tek başına böyle karmaşık bir darbe girişimini planlayacak zeka ve beceriye de sahip değiller. Paralel yapı bütün operasyonlarda sadece maşa olarak kullanıldı. Birtakım çevreler, birtakım merkezler, özellikle de güneydeki sevdikleri ülke yönetimi bunları bir maşa olarak kullandı ve bugün hala kullanıyor" ifadelerini kullandı.

"KARA PARA AKLAMA, NEREDE DERSİNİZ BUNLARDA"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye içinde muhalefet partilerinin bu yapıya destek çıktığının altını çizdi. Bu yapıya hala bugün de destek verdiklerinin vurgusunu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İş dünyasından, medya dünyasından, siyasetten bu yapıya destek verenler oldu. Bugün hala destek verenler var. Kim ne yaparsa yapsın biz bunların inine girdik. Daha da gireceğiz. Arkalarında, yanlarında kim olursa olsun bu ihanet şebekesini çökertecek ve hesabını soracağız. Ama karşımızda sadece basit bir şebeke olmadığını, karşımızda ulusal ve uluslararası şer odaklarının maşası olduğunu da aziz milletim bilmesini isterim. Eski Türkiye'ye gitmek için kimin umudu varsa, kimin arzusu varsa bu kiralık şebeke ile maalesef bunlar iş tutuyorlar. Kimi zaman bakıyorsunuz ana muhalefet partisi bu şebekeyle iş tutuyor. Kimi zaman bakıyorsunuz diğer muhalefet bu şebekeyle iş tutuyor. Kimi zaman terör örgütü dahil, terör örgütünün gölgesinde siyaset yapan parti dahi bu şebekeyle iş tutuyor. Devlet içinde dahi onursuzca kendisini gizleyip bu şebekeye destek veren, bu şebekeye kaynak aktarmaya devam eden, bu şebekenin maşalığını yapan, kurumlarını, kuruluşlarını haince, nankörce koruyanlar da var. İş ve medya dünyası da bugün hala bu ihanet şebekesiyle iş tutuyor. Bir ikbal arayışı içinde olanlar vatana ihanet uğruna, siyasi, idari, iktisadi beklenti içinde olanlar da bu yapıyla iş tutuyor. Bu yapıyla kol kanat geriyor ya da görmezden geliyor. Hani eskiden müzik kutuları vardı, bozuk parayı atarsınız istediğinizi oradan seçersiniz. Üç beş dakika o şarkıyı dinlerdiniz. İnanın bu ihanet şebekesine bozuk parayı atan, kendi istekleri, arzuları, emelleri yönünde bunları kullanıyor. Kimi zamanda bu şebeke sufle yaparak yalanla, tehditle, şantajla siyaseti kullanıyor. Medyayı kullanıyor, iş dünyasını kullanıyor. Kara para aklama, nerede dersiniz bunlarda. Bütün bu oyunları bozmak gerekiyor. Bunları meselesi Türkiye'nin bağımsızlığıyla, bunların meselesi güçlenen ekonomidir. Gerek bu şebeke ile gerek bu şebekeyi kullanan odaklarla, çevrelerle iş tutan her kim olursa olsun ülkesine, toprağına, bayrağına karşı ihanet içindedir. Bu çevrelerle iş tutanlar da başarılı olamayacaklarını, asla kazanamayacakları umarım görürler. TOBB'dan, onun 1,5 milyona yakın üyesinden elbette böyle bir şüphemiz yok. Ama hassasiyetinizi muhafaza etmenizi, bu şebekeyi besleyenlere karşı bağımsızlık mücadelesinde yanımızda durmayı sizlerden özellikle rica ediyorum" şeklinde konuştu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...