Tgrt Haber
04 Ağustos 2021 16:10

Bilim insanları yanıtladı: Meyve ağacı dikmek bilimsel değil

Türkiye genelinde son bir haftada çıkan yangınlarda binlerce hektar kızılcam ormanı yanıp kül oldu. Yangın felaketinin ardından sosyal medyada kızılçam yerine meyve ağacı dikilsin, tartışması başladı. Uzmanlar, Ege ve Akdeniz bölgelerindeki orman yangınlarında yanan kızılçam ağaçlarının yörenin doğal bitki örtüsü olduğunu söyleyerek yerlerine meyve ağacının dikilmesinin uygun olmadığını belirtti.

Bilim insanları yanıtladı: Meyve ağacı dikmek bilimsel değil
Yangın,meyve ağacı,kızılçam

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meral Avcı, kızılçamın Türkiye'ye sonradan getirilen bir ağaç türü olmadığını, Akdeniz havzasında binlerce yıldır varlığını sürdürdüğünü söyledi.

DOĞAL YENİLENMEYE MÜSADE EDİLMELİ 

Kızılçamın Akdeniz'de Toroslarda kurak olan alçak kesimlerde bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Avcı, "Çoğunlukla dağlarda, 1000 metrelerden itibaren de yerini Toros göknarı ve sedir gibi kozalaklı ağaçlara bırakır. Ülkemizin Akdeniz ormanları burada belirtilen ağaç türleri dışında yüzlerce endemik bitkinin yaşam alanıdır. Bu doğal ekosistemlerin, kendilerini doğal yollarla yenilemesine izin verilmelidir. Bu, ormanlarımızın geri kazanımı bakımından önemlidir, sabır aynı zamanda saygıyı gerektirir. Özellikle yabancı türlerle ağaçlandırma, doğru bir yaklaşım değildir. Ne kadar iyi niyetli olursa olsun ağaçlandırma konusunda yapılacak hatalar gelecekte önemli sorunlara yol açabilecektir."

BU YORUMLAR BİLİMSEL DEĞİL 

Avcı, Akdeniz ekosisteminin asli ağacı olan kızılçamın en geniş yayılış alanının Türkiye olduğunu dile getirerek, "Bu ağacın ülkemize sonradan getirildiği, çabuk yandığı için yerine 'zeytin veya meyve ağaçları dikilsin' gibi bilimsel olmayan düşüncelere katılmak mümkün değildir." dedi. 

AKDENİZ’DE EN KÖTÜ SENERYO DİKKATE ALINMALI  

 Avcı, Akdeniz’de yangının binlerce yıldır var olduğunu, bugünün iklim koşulları ve insan etkisinin bu yangınların sayısını ve sıklığını arttırdığını söyledi. Avcı, Akdeniz ekosisteminde yer alan bir ülke olunduğunu unutmadan, en kötü senaryoların dikkate alınarak orman teşkilatının güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Avcı, yangın sonrasında büyük bir hızla geniş alanlarda yapılacak bilinçsiz ağaçlandırma çalışmalarıyla doğal ormanların korunamayacağını vurgulayarak, yangın sonrası yapılacaklar için bilimsel uyarıların dikkate alınması ve mutlaka ekosistemin kendini yenilemesine izin verilmesi gerektiğini belirtti.

CEVİZ DİKMEK ORMANCILIĞA AYKIRI 

Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Tolunay, kızılçamın Türkiye'nin orman kaynaklarının en önemli varlığı olduğunu söyledi. Kızılçamın ormancılığın en iyi şekilde yapılmasına kolaylık sunan bir tür olduğunu belirten Ahmet Tolunay, "Bu yangınlar bu sene ortaya çıkmadı, 500 yıl önce de vardı. Bu ekosistemler küresel ısınma ile beraber daha hassas ekosistem haline geldi. 'Kızılçamı kaldıralım, zeytin dikelim, başka bir ağaç türünü dikelim' şeklinde söylenen şeyler ormancılık bilimine aykırı konular. Kızılçamın bir özelliği de şu, ağaçlandırma suretiyle kızılçam ormanı kurabildiğiniz gibi, kızılçam tohumu çimlenme kabiliyeti çok elverişli olduğu için kendiliğinden yetişiyor. Göreceksiniz bu sene yanan yerler içerisinde tohumdan kendisini yenilemiş vaziyette, bir kaç yıl içerisinde fidecikler oluşacaktır. Ağaç türünün değiştirilmesi mümkün değil. Tabiata karşı gelemezsiniz. Tabiat getirdiğiniz ağaç türünü kabul etmez."

EKONOMİK, MAKUL VE MANTIKLI DEĞİL 

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Orman Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi İsmail Baysal ise kızılçamın sık çıkan yangınlara adapte olmuş bir tür olduğunun altını çizdi. Büyük ve şiddetli yangınlar sonrasında yaşlı kızılçam ağaçlarının yerine gençlerinin başarılı bir şekilde gelebildiğinin görüldüğünü anlatan Baysal, bu durumun, türün milyonlarca yıllık bir süreçte yangınla olan yakın ilişkisi neticesinde gelecek neslini teminat altına alabilmek için kozalaklarında depoladıkları tohumlarını şiddetli bir yangın sonrasında dökmesiyle gerçekleştiğini ifade etti.
Baysal, kızılçamın sık çıkan ve şiddeti düşük yangınlardan etkilenmeyerek büyük ölçüde hayatiyetlerine devam edebildiğini kaydederek, şöyle konuştu:
"Kızılçam türü için yangına dayanıksız türdür diye bir tanımlama yapılması doğru değildir. Dünyadaki en geniş yayılışını ülkemizde yapan kızılçam türü milyonlarca yıllık bir süreçte baş aktör yangınların kendisine dikte ettiği koşullar dahilinde günümüze kadar oldukça başarılı bir şekilde ulaşmış bulunuyor. Buna rağmen, bu türün bugünlere gelmesinde büyük katkısı bulunan yangın ile olan etkileşimi, yangının bizlere yansıyan olumsuz etkileri nedeniyle, türün ait olduğu doğasından dışlanmak isteniyor olmasını hem ekolojik hem de ekonomik olarak makul ve mantıklı bulmuyorum."

BİYOLOJİK SİSTEM BOZULUR 

Kızılçam ormanlarına bağlı olarak yaşayan birçok bitki ve hayvan türünün bulunduğunu belirten Baysal, "Dolayısıyla, kızılçam türünün zeytin ve meyve ağaçları gibi türler ile değiştirilmek istendiğinde kızılçam ormanlarının barındırdığı biyolojik çeşitlilik üzerine olası etkileri ve bu etkiler istikametinde ortaya çıkacak olan olumsuz sonuçların etraflıca değerlendirilmesi ve düşünülmesi lazım gelmektedir." dedi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...