Maaşını Behice Sultan’a veriyordu
Sözcü’nün tetikçi yazarı Soner Yalçın, Türkiye Gazetesi'nin kurucusu Enver Ören’in NATO bursu almasını diline dolayıp saldırdı. Oysa Ören, sınava girip kazanarak aldığı bursu Napoli’de zor durumda bulunan Osmanlı Sultanı Behice Sultan’a veriyordu.
Türkiye Gazetesi'ne saldırmak için malzeme bulamayan Soner Yalçın, İhlas Holding’in kurucusu Enver Ören Ağabey ve kayınpederi Hüseyin Hilmi Işık’ın aziz hatırasına saldıracak kadar ileri gitti. Karanlık yapıların tetikçisi Yalçın’a cevap, gazetemizin avukatlarından geldi. Yalçın hakkında savcılığa verilen dilekçede şunlar ifade edildi: “Sayın Enver Ören, 1966 yılında, İstanbul Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesinde asistan olarak görev yapmaktaydı. Yazarın söylediği gibi 1961 yılında değil, 1966 yılında Nato bursu ile Napoli’ye bilimsel çalışmalar için gitmiştir. Ancak bu burs yazarın söylediği şekilde alınmamıştır. Türkiye’den burs almak isteyen kimseler “Rockefeller Vakfı!’’ veya “Nato” tarafından seçilmemiştir. 1966 yılında Nato bursu ile yurt dışarıda eğitim almak isteyenler için Türkiye’de sınav açılmış, açılan sınava hocalarının teşvikiyle Sayın Enver Ören de katılmış ve başarı sağlayarak Napoli’ye Zooloji alanında bilimsel çalışmalar yapmak için gitmiştir. Napoli’de bulunduğu müddetçe Zooloji Enstütüsünde kalmış ve bu alanda bilimsel çalışmalar yapmıştır. Sayın Enver Ören, Napoli’de bulunduğu süre içinde yazarın söylediği gibi Nato’da kalmamış, Nato karargâhına gitmemiştir. Eğitimi sırasında İstanbul Üniversitesi’nden aylık maaşını aldığı için de Nato tarafından ödenen bursu zor durumda olan (sürgündeki) Osmanlı Sultanı Behice Sultan’a hediye etmiştir. Sayın Enver Ören bu bilgileri her zaman her ortamda anlatmıştır, bu bilgiler gizli bir şey değildir. Yazar gerçek bir araştırma yapsa işin doğrusunu öğrenirdi.
Yazar aynı yazıda daha da ileri giderek, Sayın Hüseyin Hilmi Işık’ın askeriyede iken şeyhlik yaptığı gibi akıl dışı yorumlarda bulunmuştur. Sayın Hüseyin Hilmi Işık, ne subaylığında ne de daha sonrasında şeyhlik iddiasında bulunmamış, şeyhlik yapmamıştır. Sadece inandığı, doğru bildiği dini hususlarda kitap yazmıştır. Kitaplarında, bu zamanda şeyh kalmadığını hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklamıştır. Buna rağmen bu şekilde ithamlarda bulunmak suç isnat etmekten başka bir şey değildir.”
Türkiye Gazetesi
