Hablemitoğlu suikastının perde arkası: Cinayetin kilit ismi Nuri Gökhan Bozkır itiraf etti

FETÖ’nün devletteki kadrolaşma çalışmalarını ele alan “Köstebek” adlı kitabını yayınlayamadan 18 Aralık 2002’de öldürülen Necip Hablemitoğlu suikastının katil zanlısı Nuri Gökhan Bozkır, cinayete ilişkin kritik itiraflarda bulundu.

Sabah gazetesinin haberine göre, yakalanmadan bir süre önce Ukrayna'nın başkenti Kiev'de konuşan Bozkır, suikast silahının nasıl yok edildiğini ve cinayette hangi iki ismin rol aldığını ayrıntılarıyla anlattı. 

Suikastın zanlısı Bozkır, “Necip Hablemitoğlu öldürülmeden önceki günlerde Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda olağanüstü bir hareketlilik vardı. Özellikle Tan Dervişoğlu, Altan Bora, Bülent Kutsal ve Ahmet Tarkan Mumcuoğlu görevlerinin dışında sivil görev faaliyetleri içindeydi.” dedi.

Suikasttan bir gün sonra Gölbaşı'nda nizamiyede koşuya çıktıklarını anlatan Necip Hablemitoğlu suikastı zanlısı Nuri Gökhan Bozkır, tetiği çektiği öne sürülen asker kökenli eski istihbaratçı Tarkan Mumcuoğlu'nun, Hablemitoğlu öldürüldükten sonra silahı nasıl yok ettiğini de açıkladı. Buna göre Hablemitoğlu suikastında kullanılan silah Ankara'daki Mogan Gölü'ne atıldı. Nuri Gökhan Bozkır, silahı göle atarken Tarkan Mumcuoğlu'nun yanında eski binbaşı Bülent Kutsal'ın da bulunduğunu açıkladı. Bozkır, “Kutsal ve Mumcuoğlu'nun arkasındaydım. Mogan Gölü'nün kenarından geçerken içinde silah olan siyah bir poşeti göle fırlattılar. Atılan yeri krokide gösterdim. Bölge aranırsa silah bulunur” dedi.

Necip Hablemitoğlu

İşte Nuri Gökhan Bozkır'ın çarpıcı açıklamaları:

Necip Hablemitoğlu'nun öldürüldüğü gün üzerinize kayıtlı telefonun olay yerinden sinyal verdiği tespit edildi. Siz o gün orada ne yapıyordunuz?

Bozkır: Ben o gün görevdeydim. Ama telefonum, nasıl oradan sinyal vermiş bilmiyorum.

Cinayet günü telefonunuzu neden kapattınız?

Bozkır: Ben hatırlamıyorum, aradan 20 yıl geçmiş.

Savcılığa gönderdiğiniz ihbar mektubunda Tan Dervişoğlu, Altan Bora, Bülent Kutsal ve Ahmet Tarkan Mumcuoğlu'ndan bahsediyorsunuz. Bu kısmı baştan bize anlatır mısınız?

Bozkır: Olayın savcısına, 2015'te gazeteci Zihni Çakır vasıtasıyla bütün bildiklerimi gönderdim. Bu kişilerin cinayet öncesi ve sonrası hareketlerinin, normal Özel Kuvvetler görevlerinin dışında gerçekleştiğini, çok sık geliş-gidiş ve sivil görev faaliyetleri içinde olduklarını söyledim.

Peki, özellikle neden Tarkan Mumcuoğlu ismini veriyorsunuz? Bir şey mi biliyorsunuz?

Bozkır: Mumcuoğlu, o dönemde Genelkurmay'ın verdiği rapora göre Kazakistan'da resmi görevde. Ama cinayetten sonra gölün orada gördüm, net olarak hatırlıyorum.

'SİLAHI MUMCUOĞLU VE KUTSAL ATTI'

Cinayet silahının atıldığına tanık olduğunuz anı anlatır mısınız?

Bozkır: Biz sabah kalktık. Saat 8'de mesaimiz başlar. O gün koşuya gittik... Mogan Gölü'nün nizamiyesine indik. Oradan sonra 11 kilometre... Geride kaldığımda Bülent Kutsal ve Tarkan Mumcuoğlu'nun bir siyah poşeti fırlattığını gördüm. Ben 200-300 metre gerideydim. Benim gördüğümü fark etmediler.

Peki, silah gölün tam neresinde?

Bozkır: Savcı beye çizerek krokide yerini gösterdi. Bu bölgenin aranmasını istedim. Bu dosyayı canlandıran benim.

Silahı attığını söylediğiniz şahıslardan en iyi atış yapan hangisi?

Bozkır: Tarkan Mumcuoğlu. Mesaimize gittiğimizde bir subay beylik tabancasını ya birlikte bırakırdı ya da yanında taşırdı. İki üç silahla gezerdi. Silahı seven bir insandı.

Mumcuoğlu'nun takip eğitimi aldığını duydunuz mu?

Bozkır: Tabii. Bu işin istihbarat birimindeydi. Dudak hareketleri okunmasın diye telefonla konuşurken eliyle ağzını kapatırdı. Bunu normal bir subay niye yapsın?

Öncesinde siz Hablemitoğlu'nu takip ettiniz mi?

Bozkır: Bu cinayetin aydınlanması için benim verdiğim isimler, bilgiler var. Sonra silah bana döndü, benim hiç hak etmediğim bir suçta, katil olarak bugün Türkiye'ye kamuoyunda yargılanıyorum.

Tetiği kim çekti?

Bozkır: Bilmiyorum, bilsem...

O ekipten tetiği çekecek adam kimdir sizce?

Bozkır: Bakın ben şu an iftiraya uğruyorum, başkasına atmak istemiyorum.

FETÖ'YÜ DEŞİFRE ETMİŞTİ

18 Aralık 2002’de evinin önünde uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden Necip Hablemitoğlu, Alman vakıfları davalarında hazırladığı raporlarla gündeme gelmişti. Hablemitoğlu, "Etki Ajanları, Nüfuz Casusları ve Fethullahçılar" başlıklı raporunda FETÖ'nün CIA ile bağlantısını ortaya koymuş, FETÖ’nün devlet içine sızarak kritik kadroları ele geçirdiğine dikkat çekmişti.

"Köstebek" isimli kitabında ise "Gülen cemaatinin" silahlı örgüt halini almaya başladığı tespitini yapan Hablemitoğlu, iktidarı ele geçirdikten sonra elebaşı Gülen'in Türkiye'ye Humeyni gibi dönmeyi planladığını belirtmişti. Ayrıca Hablemitoğlu, “Gülen cemaatinin” Türkiye'nin karşılaştığı en önemli tehdit olduğuna dikkat çekmişti. Nuri Gökhan Bozkır için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 2019'da Kırmızı Bülten çıkarmıştı. Ukranya'dan iltica talebinde bulunan ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın girişimleriyle bu talebi reddedilen Bozkır, ev hapsine mahkûm edilmişti. İki ay önce firar eden zanlı, MİT tarafından kısa süre sonra yakalanmıştı.