Tgrt Haber
Ramazan Vuslat
Ramazan Vuslat
14 Nisan 2015 06:25

Soma davasında sanıklar salona gelecek

Soma davasında 8 tutuklu sanık ilk duruşmaya cezaevinden görüntülü bağlandı. Bu uygulamaya tepki gösteren madenci yakınları "Burada sinema izlemek istemiyoruz" diye bağırdı. Mahkeme heyeti 'sanıklar salona getirilsin' kararı verdi.

Soma davasında sanıklar salona gelecek
soma, dava,

Manisa'nın Soma ilçesinde geçen yıl 13 Mayıs'ta 301 maden işçisinin göçük altında kalarak öldüğü, 162 maden işçisinin de yaralandığı facianın ilk duruşması başladı. Manisa'nın Akhisar'da, Bülent Ciğeroğlu Kültür Merkezi'nin, duruşma salonuna çevrilerek yapılan duruşma için polis geniş güvenlik önlemleri aldı. Kültür merkezinin çevresini bariyerlerle kapatan polis, salona 200 metre mesafede oluşturduğu arama noktası oluşturdu. Madencilerin aileleri ise üzerlerinde eşlerinin ya da çocuklarının fotoğrafları bulunan tişörtlerle duruşmaya geldi. Bu arada duruşmaya ölen madencilerin sadece birer yakını alınacağı duyurulunca gerginlik yaşandı. Karara tepki gösteren ölen madencilerin aileleri, eşlerinin ve çocuklarının katillerinin hesap verdiğini görmek için geldiklerini ve içeriye girmek istediklerini söyledi.

MİLETVEKİLERİ DE İZLEDİ
Polis ile aileler arasındaki gerginlik tırmanınca CHP milletvekilleri Özgür Özel ve Mahmut Tanal, Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı ile görüştü. Bu görüşmenin ardından madencilerin birinci derecedeki tüm yakınlarının duruşmaya alınması kararı verildi. Bu kararla birlikte madencilerin yakınları, davanın müdahilleri, tanıklar, aralarında HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun da bulunduğu birçok siyasi ve milletvekili salona girdi.

'GELİP BURADA HESAP VERSİNLER'
Saat 09.30'da başlaması gerekirken 10.30'da başlayan duruşmada Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, ölen işçilerin isimlerini tek tek okuyup tutanağa geçirdi. Bu sırada tutuklu 8 sanığın, Aliağa'daki Şakran Cezaevi'nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi aracılığıyla katılmalarına tepki gösteren madenci yakınları, hep birlikte ayağa kalkarak, "Burada sinema izlemek istemiyoruz. Adil yargılama istiyoruz. Takım elbiselerini giyip karşımıza geçmiş oturuyorlar. Gelip burada hesap versinler" diye bağırmaya başlayınca salon karıştı. Ardından madenci yakınları sanık avukatlarına tepki göstermeye başladı. Bir madenci yakını da güvenlik barikatını aşarak sanık avukatlarına saldırmaya kalkıştı. Bunun üzerine mahkeme başkanı salona polis çağırdı. Sanık avukatları da can güvenlikleri olmadığını öne sürerek salondan çıktı.

ADİL YARGID AN ŞÜPHE YOK AMA...
Müşteki avukatları ise madenci ailelerine, olay çıkması halinde davanın başka bir ile gönderilebileceğini söyleyerek, sakinleştirmeye çalıştı. Daha sonra söz alan müşteki avukatlarından Selçuk Kozağaçlı heyete hitaben, "Adil yargılama yapacağınızdan şüphemiz yok. Ama buradaki insanların acıları çok büyük ve bunu bilmezler. Sanıkların burada olmasını, onların gözlerinin içine bakarak hesap sormayı isterler. Bu salonda herkesin güvenliği varsa sanıkların da var. Ancak bütünleştirici ilke gereği bu mahkeme salonu dışında yargılama yapamazsınız. Onun için tutuklu sanıkların da buraya getirilmesini talep ediyoruz" dedi. Zeynel Balkız ve diğer müşteki avukatlarından bazıları da olayda sorumluluğu bulunan kamu görevlileri hakkında da soruşturma açılmasını, açıldıysa ne aşamada olduğunun sorulmasını istedi.

DURUŞMA YARINA ERTELENDİ
Duruşmaya 5 dakika ara veren Mahkeme Heyeti, yeniden salona döndüğünde, başkan Ballı, işçi yakınlarının da tepkilerini göz önüne alarak, tutuklu sanıkların cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ile ifadesinin alınamayacağına, bu nedenle salona getirilerek heyet huzurunda ifade vermelerine, ayrıca kamu görevlileri hakkındaki soruşturmanın akıbeti için Adalet Bakanlığı'na yazı yazılmasına karar verdiklerini açıklayarak duruşmayı yarına ertelediklerini bildirdi.

68 BİN 718 YIL HAPİSLERİ İSTENİYOR
Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturmanın ardından hazırlanan iddianamede, tutuklu sanıklar maden sahibi Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, Vardiya amirleri Hilmi Kazık, Yasin Kurnaz ve İsmail Adalı, Teknik nezaretçi Ertan Ersoy ve Emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik'in, "Olası kastla adam öldürme" suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, "Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçundan artarak 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları isteniyor. Tutuksuz 37 sanıktan 12'si hakkında "Taksirle birden fazla kişinin ölümü ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar, 25'i hakkında da bu suçları "Bilinçli taksirle" işledikleri gerekçesiyle 3 yıldan 22.5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. İddianamede, ölen 301 madencinin birinci derece yakın akrabalarından oluşan 214 kişi müşteki, dumandan etkilenen 162 işçi ise mağdur müşteki olarak yer alıyor.

"BİZ SOMA'YI YAŞADIK, BAŞKALARI YAŞAMASIN"
Ölen madencilerin eşleri mahkeme önünde ağıtlar yaktı, dertlerini anlattı.

"TÜRKİYE'NİN DAVASI OLDU"
Ölen madenci İsmail Canbal'ın eşi Leyla Canbal, ağır şartlarda çalıştığını ifade ettiği kocasının, maden ocağının sıcaklığının normale göre fazla olmasından dert yandığını dile getirerek, "Vardiya dönüşü, tekrar işe gidiyordu. Gitmezse primi kesiliyordu. İlla 301 kişi ölünce mi bizi duyacaklar. Biz yaşadık, başkası yaşamasın" diye konuştu. Mustafa Kaya'nın eşi Naciye Kaya ise 8 tutuklu sanığın dava sürecince duruşma salonuna getirilmesinin kabul edilmesi için "Teşekkür ederiz. Davamızın arkasındayız. Ölmek var, dönmek yok. Bu bir kişinin davası değil, Türkiye'nin davası oldu." dedi. Nurettin Kara'nın oğlu İlker Kara ise "Suçlular karşımıza getirilecek. Bir tane acı yok, 301 acımız var. Bunu dindirmenin bir yolu da karşımızda cezalandırılmalarını görmek" dedi.

'BAK OĞLUM BABANIN KATİLLERİ ORDA'
Tarihi Soma davasının ilk duruşmasında en acı manzarayı ise ölen madencilerin minik bebeklerinin hali oluşturdu. Annelerinin yürekleri acı ile kavrulurken, talihsiz minikler olan bitenden habersiz mahkeme salonunda meraklı gözlerle etrafı inceledi. Mahkeme sıralarında oturan ve kucağında bebek olan bir madenci eşi ara verilince, Aliağa Şakran Cezaevi'nden sanıkların ifadelerin alınmasını sağlayan Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ekranlarını kastederek, "Bak oğlum babanın katilleri televizyonda" diye bağırdı. Şehit madenci Bilal Bilgi'nin eşi Ummuhan Bilgi de 2.5 yaşındaki oğlu Ali ile birlikte geldiği salondan gözyaşları içinde ayrıldı. Küçük Ali babasının isminin yazılı olduğu pankartın başında simit yiyerek anlamsızca etrafını izledi. Acılı eş Ummuhan Bilgi, "Çocuğumu babasız bırakan katilleri televizyondan izlemek istemiyorum. Mahkemede yüzlerini görmek istiyorum" diye konuştu.

BABASINI HİÇ GÖREMEDİ
Faciada can veren 28 yaşındaki elektrik teknikeri Ergün Sidal'ın eşi Tomurcuk Sidal da mahkemedeydi. Tomurcuk Sidal, eşinin cesedinin çıkarıldığı gün erken doğum yaparak bir erkek bebek dünyaya getirmişti. Babasını hiç göremeyen Durmuş bebek şimdi 11 aylık oldu. O da minik takım elbisesiyle annesinin kucağında salondaki yerini aldı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...