Tgrt Haber
Ramazan Vuslat
Ramazan Vuslat
29 Temmuz 2014 19:14

Soylu, 'Devlet içinde devlete müsaade edilemez'

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Soylu, "Türkiye'de devlet içinde devlet kurmaya hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğiz" dedi.

Soylu, 'Devlet içinde devlete müsaade edilemez'
cumhurbaşkanlığı seçimi, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, paralel yapı, İç Politika haberleri, İç Politika,

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, "Paralelle de mücadele ediyoruz, edeceğiz de hiç endişeniz olmasın. Öyle Türkiye'de devlet içinde devlet kurmaya hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğiz" dedi. Çeşitli ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere kente gelen Soylu, Ağrı Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen bayramlaşma törenine katıldı. Soylu, burada yaptığı konuşmada, çok sıkıntılar çekmiş, kah bu sıkıntıları içine atmış, kah bu sıkıntıların acısını çekmiş, kah zorluklar, yoksulluklar, fedakarlıklar yapmış büyük bir milletin parçası olduklarını belirterek, büyük bir medeniyetin de evlatları olduklarını söyledi. "Fırat'ın, Dicle'nin, Gediz'in, Büyük Menderes'in, Ağrı Dağı'nın, Kaz Dağları'nın evlatlarıyız. Hep birlikte büyük bir medeniyetin bize geçmişten bugüne kadar ve bugünden geleceğe kadar bıraktığı zenginlikleri, omuzlarımızda, sırtımızda ve o yükümlülüklerimizle beraber geleceğe taşımakta olduğumuz büyük sorumlulukların ve bu büyük medeniyetin parçasıyız" diyen Soylu, sadece siyaset yapmadıklarını, AK Parti'nin sadece siyasi bir parti olmadığını ifade etti. Soylu, AK Parti'nin sadece iktidarı ele almak, sadece hastane yapmak, yol yapmak, havalimanı yapmak, üniversite yapmak ve Türkiye'yi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmak arzusunda olan bir siyasi parti olmadığının altını çizdi.

- "Sorunlarımızı, buzdolabına koydular"

Kardeşliği ayırmak için medeniyetin önüne türlü türlü tuzaklar koyulduğunu dile getiren Soylu, "'Vesayet' dediler adına, bizi yönetmeye çalıştılar, 'Siz kendinizi yönetemezsiniz' dediler, 'Demokrasi size henüz erken' dediler. 'Allah yar atmış ama siz, bizim istediğimiz dili kullanmak zorundasınız' dediler. 'Siz ayrı değilsiniz, hepiniz aynı kökenden geldiniz' dediler. Oysa Cenab-ı Allah bizi farklı farklı yar attı. Ona itiraz edince de hemen yalpaladılar, kimine bölücü dediler, kimine irticacı dediler, kimine sağcı dediler, kimine alevi dediler, laik dediler, anti-laik dediler. Bizi birbirimizden Anadolu'da uzaklaştırdılar. Bütün bu sorunlarımızı buz dolabına koydular, buzlar haline getirdiler. Bir tek istedikleri vardı, bu toprakları milletin idare etmemesiydi" diye konuştu.

"Özellikle bir cumhurbaşkanı adayı söylüyor; çözüm süreci Tayyip Erdoğan'sız da yürür' diyor. Ben üzülüyorum, eğer inanarak söylüyorsa eğer siyaset yapmıyorsa hakikaten üzülüyorum, yaşına yazık, okuduklarına yazık, geçmişte gördüklerine yazık, bu kadar yakın tarihten uzak ve bu kadar miyop bir döngü söz konusu olamaz" ifadelerini kullanan Soylu, şunları kaydetti:

"Şunu açık yüreklilikle söylüyorum, bugün eğer Tayyip Erdoğan bu ölüm tacirlerinin elindeki fırsatı elinden alıp da 77 milyon milleti birlikte yaşamaya ikna etmemiş olsaydı bugün Türkiye'nin durumu çok farklı olurdu. İkna etti, zorla değil demokrasiyle. Bugün çözüm süreci bizlerin bile inanmadığı kadar başarılı bir şekilde yürüyorsa bilin ki bu Erdoğan'ın liderliğidir ve Erdoğan'ın liderliği üzerine ortaya koymuş olduğu kararlılıktır. Bugün eğer Fırat daha barışa dair akıyorsa Ağrı Dağı'nın cesareti bu büyük milletin haykırışını ortaya koyabiliyorsa ve bugün ovalar, ırmaklar, dağlar ve insanlar neşeliyse biliniz ki bu Erdoğan'ın liderliğinden kaynaklanmaktadır. Eğer burada Erdoğan bir geri adım atsaydı Türkiye çözüm sürecine çok uzaktan bakan bir ülke haline gelirdi. Kardeşliğe, birlikteliğe, sevgiye, barışa uzaktan bakan bir ülke haline gelirdi. Kiminle yöneteceksin çözüm sürecini, Kılıçdaroğlu ile mi yöneteceksin, Bahçeli ile mi yöneteceksin?"

Soylu, Demirtaş'ın adaylığının, Türkiye'de değişen demokrasinin bir sonucu olduğunu belirterek, "Demirtaş benim için bir hayal kırıklığı olmuştur. Kürtlere şikayet ediyorum. Çözüm süreci nedeniyle ülkemizde oluşan bu insanların birbirine olan sevgisini, saygısını, sempatisini, kardeşliğini, kırmızı başlıklı kızın babaannesine yemek götürürken onun yerine giren kurt gibi, çözüm sürecini bozmak için yaklaşık 25 gündür birilerinin maşası olduğu için şikayet ediyorum. Bu yanlış bir şeydir. İnsanların milliyetçilik duyguları önemli duygulardır ama bunların istismarı kötüdür" şeklinde konuştu.

- "Bu coğrafyaya her gün bayram yakışır"

İnsanların manevi duygularının önemli olduğunu ancak istismarının kötü olduğunun altını çizen Soylu, şöyle devam etti:

"Bizim hepimiz kardeşiz. Elbette birbirimizi seveceğiz ama bunun üzerinden bir ayrılık oluşturulmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu coğrafyaya her gün bayram yakışır. Biz eski Türkiye'yi biliyoruz, her 5 kilometrede insanların bu bölgede sorgulandıklarını, neredeyse herkesin devlet tarafından tehdit olarak kabul edildiği, başörtülüsünün tehdit olarak kabul edildiği, herkesin, inançlısının tehdit olarak kabul edildiği, sağcısının tehdit olarak kabul edildiği, solcusunun tehdit olarak kabul edildiği eski Türkiye'yi biliyoruz. Bize onu yutturmaya çalışıyorlar. Bunları Demirtaş'ın adaylığı için söylüyorum, ötekisi için bir şey söylemiyorum. Ne dünü var, ne de yarını var. Ne söylediğini bilmiyor, ne anlattığını bilmiyor. Sadece birtakım sembollerin üzerinden Türkiye'ye mesaj vermeye çalışıyor. Semboller üzerinden bize mesaj vermek, bu milleti kandırmak, bu milleti ikna etmek, sanki bizdenmiş gibi görünmek, bizdenmiş gibi bizi kandırmaya çalışmak amaçları. Bizdenmiş gibi değil bizden olan biri var, Tayyip Erdoğan var."

Soylu, "Bizim milletimizden beklentilerimiz, milletimizin de bizden beklentilerini karşılamak sorumluluğumuz var. Bunu hep birlikte gerçekleştireceğiz. Paralel ile de mücadele ediyoruz, edeceğiz de hiç endişeniz olmasın. Öyle Türkiye'de devlet içinde devlet kurmaya hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğiz. Sayın başbakanımızın, cumhurbaşkanı olması ve o güçlü liderliğinin devam etmesi en temel vazgeçilmezlerimizden bir tanesidir" dedi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...