Yassıada'da hüzünlü saatler

Yassıada'nın 'Demokrasi ve Özgürlük Adası' olarak yeniden düzenlendiği programa katılan merhum Milletvekili Fetullah Taşkesenlioğlu'nun oğlu Fahrettin Taşkesenlioğlu, babasının işkence gördüğü koğuşları gezerek hüzünlü saatler yaşadı.Türkiye'nin yakın tarihine 'Kara leke' olarak geçen 1960 Askeri Darbesi'nin 60.yılında darbede haksız yere hapis yatan milletvekili yakınlarından oluşan 15 kişilik heyet Cumhurbaşkanlığı'nın özel davetlisi olarak programa katıldı. 11. Dönem Demokrat Parti(DP) ve 14. Dönem Adalet Partisi Erzurum Milletvekilliği yapan Fetullah Taşkesenlioğlu'nun oğlu Fahrettin Taşkesenlioğlu da davetliler arasında yerini alırken, babasının işkence gördüğü koğuşları ve hapishaneyi gezerek hüzünlü anlar yaşadı.Merhum Milletvekili Fetullah Taşkesenlioğlu'nun oğlu Fahrettin Taşkesenlioğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından davet edildiği programda zaman zaman gözyaşlarına hakim olamadı. Merhum Başbakanlardan Adnan Menderes ile eski bakanlardan Fatih Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın idam edildiği Yassıada, 'Demokrasi Sembolü' olarak ziyarete açıldı.Yassıada'nın 'Demokrasi ve Özgürlük Adası' olarak yeniden düzenlenerek açılışının yapıldığı programa Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yanı sıra, TBMM Başkanı Mustafa Sentop, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın,Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, katıldı.Özgürlük ve Demokrasi Adası'nın hizmete açılışı programına Cumhurbaşkanlığı davetlisi olarak katılan Fahrettin Taşkesenlioğlu, davet karşısında çok duygulandığını belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a anlamlı jestinden dolayı teşekkür etti.

Babasının bir yıl boyunca işkence gördüğü ve zor şartlar altında kaldığı yerleri yerinde gördüğünü ve oldukça dramatik anlar yaşadığını ifade eden Erzurumlu Fahrettin Taşkesenlioğlu, "Merhum Başbakanımız Adnan Menderes ile Bakanlarımızın idam edildikleri, rahmetli babamın ve dava arkadaşlarının 1 yıl boyunca çok zor şartlar altında hapsedildikleri yerleri görmek, burayı solumak bizleri müteessir etmiş olsa da adanın demokrasi ve özgürlükler adına ihya edilmese şahit olmak da bir o kadar memnun etti" sözleriyle düşüncelerini ifade etti.İsminin Demokrasi ve Özgürlükler Adası olmasının ayrı bir anlam taşıdığını belirten Taşkesenlioğlu, "Ülkemizde halkın iradesine karşı askeri vb. güçler kullanılarak yapılan darbelerin koca devletimizi yıllarca geriye götürdüğüne şahidiz. 15 Temmuz'da da görüldüğü gibi bu kutlu halkımız bir daha bunlara müsaade etmeyecektir" diye konuştu.Demokrasi ve Özgürlükler adasının açılış kurdelasını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Yassıada 'da 2 yıla yakın yatan bakan ve milletvekili yakınları birlikte keserek adeta onure edildiler. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve bir çok devlet büyüğünün katılarak açılışını yaptığı Ada'da 125 odalı otel, 600 kişilik konferans salonu, cami, müze sergileme alanları kafeterya ve restoranlar bulunuyor. 

M.Yasin Taşkesenlioğlu, babasından dinlediği bir anıyı da bu hüzünlü günde paylaştı.  27 Mayıs darbesinden sonra büyükbabam Fetullah Taşkesenlioğlu, diğer DP vekilleri ile birlikte Yassıada'ya götürülürler... Bir süre sonra okullar açılır ve babam, bir diğer DP vekili Mehmet Eyüboğlu'nun oğlu ile sıra arkadaşı olarak okula başlar...

İlk derste öğretmen! diğer talebelere dönerek "Çocuklar...
Bu ikisinin babaları hırsızdı o yüzden hapse atıldılar biliyor musun?" der.

Babamın yaşı o zaman henüz 7, bunun üzerine "Benim babam hırsız değildi" diyerek ayağa kalkar. Kinini çocuktan çıkarmaya kararlı öğretmen!, Babamın başını tuttuğu gibi kara tahtaya vurur... O günden sonra o çocuk bu yara izini, o öğretmende tecessüm eden şen'i düşünceyi taşıyan ve eyleme dönüştüren herkes de yaptıklarını ömürleri boyunca alınlarında taşıyacaklardır artık ama bir farkla: İlki şerefle, ikincisi utançla... Ve bugün...O başı yaralı çocuk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ile birlikte o adanın açılışını yaptılar, kurdelayı kestiler. Kim bilir babamın başını tahtaya vuran öğretmen nerede?  Allah bilir elbette ve inşallah cümlesi ile hidayete ermiştir. Bize düşen bunu söylemektir.