Tgrt Haber
19 Şubat 2014 22:44

Eyvah dördüncüsü de geliyor

Ata Demirer’in senaryosunu yazdığı 'Eyyvah Eyvah 3', 31 Ocak’ta vizyona girdi.

Eyvah dördüncüsü de geliyor
'Eyyvah Eyvah 3, 'Eyyvah Eyvah 4

Hüseyin Badem’in evlenip çoluk çocuğa karıştığı film, seyirciden yoğun ilgi gördü. Şu sıralar başarının keyfini süren Demirer, bundan sonraki süreç için temkinli konuşuyor: “Dördüncü filmi asla yapmam demiyorum.”  * Hüseyin Badem, “Eyyvah Eyvah” serisinin üçüncü filmiyle beyazperdeye geri döndü. Ekip bu sefer ne gibi çılgınlıklar yaşıyor? Bugüne kadar bekar ve Müjgan’a platonik olarak aşık Hüseyin’i izlemiştik, bu sefer geçim derdine düşmüş Hüseyin’i izliyoruz. Evlenmiş, bebeği olmuş. Bebekli yaşamla beraber iş hayatı tehlikeye giriyor. Diğer yandan Firuzan’ın da işleri istediği gibi gitmiyor ve yolları tekrar kesişiyor.
* Hüseyin, nasıl bir baba oldu?
- İyi ruhlu, şefkatli ve çocuğu için fedakârlık yapan bir baba. Hüseyin aynı ama onun bakış açısına göre Müjgan’da birtakım değişiklikler var.
* Ne gibi?
* “Eyyvah Eyvah 3”ün çekimleri ne kadar sürdü?
- 2,5 ay.
* Geçen yazı çalışarak geçirdiniz öyleyse...
- Evet. Mayıs ayında Çanakkale’ye gittim, temmuza kadar senaryoyu yazmaya devam ettim. Ve ağustosta da çekimlere başladık. Bu tarz çalışmaları özellikle deniz kenarı yerlerde yapıyorum ki, tatilden de geri kalmayayım. (Gülüyor) Maksat tatili yalnız geçirmemek. Düşünsenize müthiş bir oyuncu kadrosuyla birlikte koca bir yaz geçiriyorsunuz. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi? Demet Abla (Akbağ) bu laflarıma çok kızıyor ama yalan mı Allah aşkına? Bir-iki hafta şezlongda yattın diyelim, eee sonra?
* Ekip arasındaki uyum da çok önemli tabii...
- Aynen öyle. Bizim çok güzel bir ekibimiz var. Üç yazı birlikte geçirdik ve benim için hayatımın en unutulmaz yazlarıydı.
* Daha çok Ferzan Özpetek filmlerinde görmeye alıştığımız Serra Yılmaz’ı bu film oynamaya nasıl ikna ettiniz?
- Serra arkadaşımdı zaten. Geçen sene onunla İtalya tatili yapmıştık. O tatilde “Bir şeyler yazsana, ben de oynayayım, komedi yapmayı özledim” dedi. İlerleyen zamanda yazdıklarımı gösterdim, beğendi ve oynamak istedi. Biz de şeref duyduk.
* Daha önce “Bu serinin üçüncü filmi olmayacak” demiştiniz, ne oldu da çekmeye karar verdiniz?
- Açıkçası içimdeki Hüseyin bir türlü bitmedi... Prensip olarak bitmişti aslında. Bu filmden sürekli nemalanıyormuş gibi gözükmek istemediğim için devamını yapmayacaktım. Hikâyenin de bittiğine inanıyordum. Meğerse bitmemiş... İşin ilginç yanı, seyircide de bitmemiş olduğunu gördüm, çünkü onlar tarafından sürekli hatırlatmalar oldu.
* Sizde bitmediğini nasıl anladınız?
- Aslında bir Bursa filmi yazıyordum. 20’nci sayfaya geldiğimde Bulgaristan göçmeni tuvaletçi bir amcanın şakasını yazmaya başladım. Sonra fark ettim ki bir sayfa yazmam gereken şeyi beş sayfa yazmışım. İşin içine Trakya şivesi girince kendimi kaptırmışım. Sonra kendi kendime “Hüseyin’e doymamışım be yaaa” dedim. Bunu Özge’yle de (Borak) paylaştım, “Bütün riskleri göze alıyorum, ‘Eyyvah Eyvah 3’ü yapacağım. İçimde daha bitmemiş” dedim.
* Dördüncü film olacak mı peki?
- “Asla yapmam” demiyorum ama en azından “Berlin Kaplanı” gibi iki tane film yaptıktan sonra. Bazı şeyleri tadında bırakma taraftarıyım. Bu film üçleme şeklinde olsa da olur. Artık 43 yaşıma yaklaştım. 40 ve 50 yaş arası oynanabilecek şeyler bellidir. Artık 20 ve 25’li yaşları oynayamazsınız; tabii bir Hakan Peker değilseniz! Malum o hiç yaşlanmıyor. (Gülüyor)
* Eşiniz Özge Borak bir röportajında sizin için “miladım” demişti, siz onunla ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Sağ olsun, tevazu göstermiş. O da benim Fransız ihtilalim! (Gülüyor) Özge bambaşka bir insan. Onunla çok mutluyum.
* Set ortamında nasılsınız?
- Özge iş disiplini konusunda çok hassas biri. Ailesinden gelen bir tiyatro ahlakına sahip. Bu yüzden ben istemesem de bana karşı bile mesafeli oluyor. İş başka, karı-kocalık başka şey. Set bitene kadar başka bir düzeydeyiz ama set bittikten sonra enseye tokat moduna geri dönüyoruz.
* Bu filmde kayınpederiniz de oynuyor, onu nasıl ikna ettiniz?
- İkna etmedim, kendisi dünyanın en tevazu sahibi insanlarından biri. Zaten o da sanatçı, filmde olmasını çok istedim, o da beni kırmadı sağ olsun. Dinamik ve çok kolay iletişim kurup anlaşabileceğiniz biri. Filmi seyrettikten sonra bundan sonraki filmlerde de oynamak istediğini söyledi. Artık bundan sonra ailece takılacağız. (Gülüyor) Anneme de bir rol ayarlarsak, ekonomik açıdan da kalkınırız. (Gülüyor)
* “Eyyvah Eyvah” filmleri size uğur getirdi sanırım; filme paralel olarak aşık oldunuz, evlendiniz...
- Kaderin bir cilvesi olsa gerek... (Gülüyor)
* Peki son filmdeki gibi siz de baba olmayı düşünüyor musunuz?
- Bebek sahibi olmak çok güzel bir şey . Hani eskiler “Vakti gelince” derler ya, bizim için de geçerli bu. Zamanı gelince isteriz tabii. Bu filmi çekerken, bebekle yaşamanın zor olduğunu ama bebeği sevmenin çok zevkli olduğunu fark ettim. Bebek kokusu çok acayip, çok güzel bir şeymiş gerçekten.
* Sesiniz çok beğeniliyor. Albüm yapmayı düşünmüyor musunuz?
- Yapacağım ama onun da bir zamanı var. Kimseye ayıp olmasın, ukalalık yapmış olmayayım diye bugüne kadar albüm yapmadım. Müziği müzisyenlere bırakmak lazım diye düşünüyordum. Ben yarım kollu bir müzisyenim. Ama Cengiz Semercioğlu’nun benimle ilgili yazdığı “Niye insanları sesinden mahrum bırakıyorsun?” lafından sonra ben de ayıp etmeye karar verdim.
* İlk “Eyyvah Eyvah” yayınlandığında, özellikle sosyal medyada “Ata Demirer küfürsüz komedinin nasıl yapılacağını göstermiş” yorumları yer almıştı. Bu durum, serinin diğer filmleri için de geçerli. Bilinçli bir tercih miydi bu?
- Aslında böyle bir prensibim yok. Bu anlamda tutucu davranmıyorum. Ama stand-up şovlarımda da çok az argo ya da küfür kullanırım. Duygu olarak küfre ihtiyaç duyuluyorsa, kullanılmasından yanayım. Zaten o sırada filmi izleyenler de inanın aynı argo kelimeyi içinden geçiriyordur. Ben de içimden geldiği gibi yazıyorum, dolayısıyla kesin kurallarım hiç olmadı. Yine de aşırı küfür kullanarak kaba komedi yapmaktan yana değilim. Bir incelik, estetik ve duygu olsun isterim. Bu anlamda Peter Sellers komedilerini çok severim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...