Tgrt Haber
13 Ocak 2014 09:01

Davutoğlu, 'Muhaliflerin haklı kaygılarını anlıyoruz'

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriyeli muhaliflerin Cenevre-2 Konferansı'na katılımı ile ilgili olarak, 'Haklı kaygılarını anlıyoruz ama katılmalarını da arzu ediyoruz' dedi.

Davutoğlu, 'Muhaliflerin haklı kaygılarını anlıyoruz'
dışişleri bakanı, ahmet davutoğlu, suriyeli muhalifler, haklı kaygılarını anlıyoruz,

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, (Muhaliflerin Cenevre-2 Konferansı'na katılımı) "Suriye Ulusal Koalisyonu genel kurulu tekrar toplanacak. Bizim burada aldığımız kararları göz önüne alarak karar verecekler. Haklı kaygılarını anlıyoruz ama katılmalarını da arzu ediyoruz" dedi. Davutoğlu, Fransa'nın başkenti Paris'te, Suriye Halkının Dostları Çekirdek Grubu Toplantısı sonrasında ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile ABD Büyükelçiliğinde ortak basın toplantısı yaptı. Türk gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, Paris'te bulunduğu süre zarfında bölge ülkeleri dışişleri bakanları ve Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Ahmet el-Carba ile görüştüğünü, temaslarında, hem bölgedeki gelişmeleri hem de çekirdek toplantıdaki konuların ele alındığını söyledi. Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile bir araya geldiklerini ve görüşmede Suriye'deki gelişmelerin yanı sıra Irak'ta yaşanan son durumun değerlendirildiğini dile getirdi.
Çekirdek grubu toplantısının son derece verimli geçtiğini bildiren Davutoğlu, Londra'da yapılan son toplantıdan sonra Suriye'de birçok gelişme yaşandığına vurgu yaparak şöyle konuştu: "O toplantıda SMDK'ya Cenevre 2 konusundaki verdiğimiz destek konusunda çok güçlü bir bildiri yayınladık. Daha sonra  Suriye Ulusal Koalisyonu Cenevre 2'ye katılacağını ifade etmişti. Ancak üzerinden yaklaşık 2,5 ay geçti.Suriye rejimi saldırılarını olağanüstü arttırdı. Varil bombalarıyla katliamlar yapmaya başladı. Halep'te, Doğu Guta'da, Humus ve Şam'da halkı açlığa mahkum ederek ölümlere sebebiyet verdi. Dolayısıyla bu yaşananlar Suriye Ulusal Koalisyonu içinde Cenevre 2'ye katılım konusunda haklı bazı kaygıları ortaya çıkardı. Biz 11 ülke olarak bu kaygıları giderici mahiyette Suriye ulusal koalisyonuna verdiğimiz desteği bir kez daha ifade ettik." Davutoğlu, toplantıda Suriye'de yaşanan katliamların durması ve insanlığa karşı işlenen suçların bir an evvel son bulması için birlikte yapılacak eylem planları üzerinde kararlar aldıklarının altını çizerek İstanbul'da Suriye Ulusal Koalisyonunun tekrar bir araya geleceğini ifade etti. Suriye muhalefetinin Cenevre-2 Konferansı'na katılımının henüz netleşmediğini kaydeden Davutoğlu, çekirdek grubu toplantısıyla ilgili, "Biz 11 ülke Cenevre 2'nin Suriye rejiminin saldırılarını meşru kılacak bir platforma dönmesine kesinlikle izin vermeme kararı aldık" ifadesini kullanarak toplantının ardından çok güçlü bir bildiri yayınladıklarını söyledi. Davutoğlu, Suriyeli muhaliflerin Cenevre 2'ye katılımına ilişkin ise şöyle konuştu: " Suriye Ulusal Koalisyonu genel kurulu tekrar toplanacak. Bizim burada aldığımız kararları göz önüne alarak karar verecekler. Haklı kaygılarını anlıyoruz ama katılımlarını da arzu ediyoruz. Umarız 17 Ocak'ta İstanbul'da yapılacak olanSuriye koalisyonu toplantısında bu yönde bir karar alırlar." Bakan Davutoğlu, Suriye'de Esed sonrası döneme ilişkin birtakım kaygıların olduğu yönündeki bir soruya ise Cenevre 1'de eli kana bulananların Suriye'nin geleceğinde yeri olmayacağını dile getirdiklerini anımsattı. Bütün ülkelerin artık Beşşar Esed'in, Suriye'de bir yönetimi devam ettirme meşruiyetini kaybettiği konusundaki ortak görüşlerini tekrar yenilediklerinin altını çizen Davutoğlu, tam yetkiye sahip geçiş hükümetinin kurulmasıyla da Esed'in fiilen ülke yönetimine dair herhangi bir yetkiyi kullanamaz hale geleceğini belirtti. Davutoğlu, "Bu bakımdan bizim pozisyonumuz bu konuda açık. Bu perspektifle Suriye çekirdek grubunun perspektifi de aynıdır. Suriye halkının iradesine saygı duyulacak şekilde bir geçiş sürecinin başlaması ve o geçiş sürecinde Esed dahil eli kana bulananların yer almaması. Bütün mesele bu" değerlendirmesini yaptı.
Davutoğlu, ABD-Türkiye arasındaki stratejik işbirliğinin önemine vurgu yaparak son yıllarda söz konusu işbirliğinin çok daha önemli bir boyuta ulaştığını söyledi. İkili ilişkiler anlamında "tarihi bir süreçten" geçtiklerini belirten Davutoğlu, şu an ABD ile Suriye meselesini işaret ederek farklı bir alanda farklı bir işbirliği içerisine girdiklerini dile getirdi. Kerry ile çekirdek grubu toplantısı bitiminde basına kapalı görüşme de yapan Davutoğlu, "Suriye muhalefetinin Cenevre 2’ye katılması konusunda hem ben hem Sayın Kerry büyük çaba sürdürüyor" ifadesini kullanarak bu noktada ABDli mevkidaşının da sürece destek verdiğini ifade etti. Davutoğlu, görüşmede başta Suriye'deki durumun yanı sıra İsrail-Filistin ilişkilerine, Cenevre-2 Konferansı'na, ve İran'la 5+1 ülkeleri arasındaki İran'ın nükleer programına ilişkin konu başlıklarının da görüşüldüğünü kaydetti. Tüm bu konuların ötesinde, Irak’ta yaklaşan seçimlerin ışığında yaşanan şiddet olaylarını da masaya yatırdıklarına vurgu yapan Davutoğlu, ülkedeki barış sürecine yönelik Kerry ile ortak bir tutum takındıklarını anlattı. ABD Dışişleri Bakanı Kerry ise iki ülkenin yakın bir ilişki içerisinde olduğuna vurgu yaparak Davutoğlu’nun ifade ettiği konu başlıkları noktasında ortak bir tavır sergilediklerini yineledi. Görüşmede, iki ülkedeki hukukun üstünlüğüne ilişkin konu başlıklarının da da ele alındığına işaret eden Kerry, ABD ve Türkiye olarak duyulan karşılıklı saygının da önemine dikkati çekti. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, "20  Ocak'ta, sadece birkaç gün içinde, biz ve ortaklarımız olarak Cenevre'de üzerinde anlaştığımız ortak eylem planının hayata geçirilmesine başlayacağız. O günden itibaren, neredeyse 10 yıldır ilk kez, biz İran'ın nükleer programıyla ilgili uluslararası toplumun endişelerini gidermek üzere kapsamlı bir anlaşmanın müzakeresine başlarken, İran'ın nükleer programı ilerleme gösteremeyecek ve programın bazı parçaları aşağı seviyelere çekilecek" dedi. Kerry, İran'la nükleer anlaşmanın 20 Ocak'tan itibaren yürürlüğe girmesi konusunda mutabakata varılmasıyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, İran'ın nükleer silah edinmesini engelleyen teyit edilebilir bir çözüme ulaşma yolunda kritik, çok önemli bir adım attıklarını belirtti. Kerry, şunları kaydetti: "20  Ocak'ta, sadece birkaç gün içinde, biz ve ortaklarımız olarak Cenevre'de üzerinde anlaştığımız ortak eylem planının hayata geçirilmesine başlayacağız. O günden itibaren, neredeyse 10 yıldır ilk kez, biz İran'ın nükleer programıyla ilgili uluslararası toplumun endişelerini gidermek üzere kapsamlı bir anlaşmanın müzakeresine başlarken, İran'ın nükleer programı ilerleme gösteremeyecek ve programın bazı parçaları aşağı seviyelere çekilecek. Diplomatlarımızın ve teknik uzmanlarımızın kararlı ve odaklanmış çalışmaları sayesinde, şimdi tarafların müzakere masasında verilen taahhütleri nasıl yürürlüğe koyacağı konusunda bir dizi teknik anlayışa sahibiz. Bu anlayışlar, ilk adım anlaşmasının nasıl hayata geçirileceğini ve teyit edileceğini, bunun yanında içerisindeki hükümlerin uygulamaya konulmasının zamanlamasını ana hatlarıyla ortaya koyuyor. İran gönüllü olarak, bugünle 20 Ocak arasında, nükleer programında ilerlemeyi durdurmaya dönük acil ve önemli adımlar atacak. İran ayrıca, 6 ay boyunca, yüzde 20 seviyesinde zenginleştirilmiş tüm uranyum stokunu daha fazla zenginleştirme için kullanılamaz duruma getirmek için, taahhütlerine uymaya yönelik adımlar atmaya devam edecek. Bu anlaşma hayata geçerken, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun öncülük edeceği bir çabayla, İran'ın eylemlerinin tespiti ve izlenmesi konusunda olağanüstü derecede tetikte olacağız". ABD ve P5+1 ortaklarının da ayrıca İran'ın taahhütlerini yerine getirmesine yanıt olarak, yaptırımlara bazı sınırlı ve hedefe yönelik rahatlama getirmeye başlama yönünde adımlar atacağını belirten Kerry, anlaşmanın parçası olarak İran'ın erişim kazanacağı 4,2 milyar dolarlık kısıtlamaya tabi İran varlıklarının 6 ay boyunca düzenli taksitler yoluyla serbest bırakılacağını bildirdi. Kerry, "Son taksit, son güne kadar İran'a sağlanmayacak" ifadesini kullandı. Kerry, ortak eylem planının hayata geçirilmesi önemli bir adım olmakla beraber, bir sonraki aşamanın çok daha büyük bir zorluğu içinde barındırdığına değinerek bunun da İran'ın nükleer programının barışçıl doğasına dair giderilmemiş kaygılara çözüm bulan kapsamlı bir anlaşmanın müzakeresi olduğunu belirtti.
Bakan Kerry, açıklamasında şunları belirtti: "ABD birçok kez dile ortaya koyduğu gibi, bu müzakerelerdeki mutlak ilk önceliğimiz, İran'ın nükleer silah edinmesini engellemek. Bizim tercih ettiğimiz yolun diplomasi olduğu noktasında net olduk, çünkü diğer seçenekler çok daha büyük bedeller ve riskleri içinde barındırıyor ve kalıcı bir çözüm sağlama ihtimalleri de daha az. Şimdi diplomatlarımıza ve uzmanlarımıza bu zorlu müzakerelerde başarı sağlamak için her türlü şansı vermekle yükümlüyüz. İran'ı müzakere masasına getiren yaptırımların hayata geçirilmesinde Kongre'nin oynadığı kritik rolü çok takdir ediyorum ancak aynı derecede kuvvetli bir hissiyatla şu anda tüm müzakere sürecini tehlikeye atabilecek yeni yaptırımlar getirmenin zamanı olmadığı düşüncesindeyim. Şimdi siyasetin zamanı değil. Şimdi ülkemizin, bölgenin ve dünyanın iyiliği için devlet adamlığı zamanı". ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, kapsamlı bir anlaşmayı müzakere ederken yüz yüze oldukları daha da büyük zorluklar konusunda gözleri açık olduğunu vurgulayarak "Bu müzakereler çok zorlu geçecek ancak bu kritik ulusal güvenlik meselesini barışçıl ve kalıcı biçimde çözüme kavuşturmak için sahip olduğumuz en iyi şansı temsil ediyorlar" ifadesini kullandı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...