Tgrt Haber
Ramazan Vuslat
Ramazan Vuslat
22 Haziran 2017 00:00

Bakan Çelik'ten zehirlenen askerlerle ilgili açıklama

Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Manisa 1. Piyade Er Eğitim Tugay Komutanlığı Albay Arif Seyhun Kışlası'ndaki gıda zehirlenmesi şüphesine ilişkin yürütülen soruşturmaya ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bakan Çelik'ten zehirlenen askerlerle ilgili açıklama
bakan çelik,

Çelik, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından sektör temsilcilerine  yönelik TMO Güvercinlik Tesislerinde düzenlenen iftar programına katıldı. Konuşmasına katılımcıların Ramazan ayını tebrik eden Çelik, Kadir  Gecesi'nin "bin aydan daha hayırlı bir gece" olduğunu vurguladı. Çelik, Manisa'da kışladaki gıda zehirlenmesi şüphesine ilişkin  soruşturma hakkında bilgi paylaştı. "Yaklaşık 6 bin 800 denetim elemanıyla Türkiye'yi gıda ürünlerini  denetliyoruz. Geçen yıl 900 bin denetim yapılmış, bu yıl 1 milyonu aşacağız.  Denetimlerde bir sorun yok." diyen Bakan Çelik, şöyle devam etti:

"Ama Manisa'da meydana gelen Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde  bir olay ve denetimleri de TSK kendisi yapıyor. Olay meydana geldiğinde hemen  arkadaşlarımız gittiler ama TSK bünyesinde denetim olduğu için o gün bir katkı  sunamadık. Ama ikincisinde savcının da talimatıyla numuneler alındı ve büyük  ihtimalle o numunelerde askerlerimizin karşı karşıya kaldığı bu vahim durumun  gıda ile ilişkisi nedir ne değildir, yarın laboratuvarlardan neticelerini alıp  kamuoyuyla paylaşmış olacağız."

Katar'a uygulanan ambargo

Çelik, tarım ve gıda ürünlerinin öneminin her gün daha çok  anlaşıldığına işaret ederek, Katar'ın içinde bulunduğunu durumun gıda ürünleri  konusundaki ihtiyaçlarından kaynaklandığına dikkati çekti.

Bakan Çelik, "Katar'a ambargo uygulanmaya başladı. Kendilerine ait  nüfus 400 bin ama 2,5 milyon civarındaki Katar halkı öncelikli olarak  apartmanlar, fabrikalar ve televizyonlar değil, marketlerdeki yiyecek,  içeceklerin önem arz ettiği bir tabloyla karşı karşıya kaldılar. Aslında fert  başına milli gelir olarak son derece zengin ülkeler arasında yer alan Katar'ın bu  zenginliğinin, zora ve dara düştüğü zaman, kapıların kapandığı zaman hiçbir şey  ifade etmediğini herkes gördü. Aslında bunlar ibret almamız, ders çıkarmamız  gereken olaylardır.  Onun için ülkemizdeki tarım ve hayvancılıkla ilgili atılması  gereken adımlar noktasında sorumlu bakan ve sektörün tüm paydaşları olarak  üzerimize düşenleri firesiz yapmak zorundayız. Doğruları yapmak zorundayız. Doğru  neyse gelecek nesillere daha güçlü, daha güvenilir gıda arzı konusunda sorun  yaşamayan bir ülke teslim etmek zorundayız." dedi.

Bakanlığının temel konulara parmak bastığını ve gereken çalışmaları  yürüttüğünü aktaran Çelik, Türkiye'nin kendi milletinin yanı sıra 3 milyonun  üzerindeki sığınmacılarla 40 milyona yakın turisti doyurmak zorunda olduğunu  söyledi.

"Çiftçi ne zaman isterse o zaman satacak"

Yirmi birinci yüzyılda toprakların azalması, kimyasal kullanımı ve  nüfus artışı nedeniyle açlığın arttığını vurgulayan Çelik, tarımın yarın,  bugünden daha kıymetli olacağını, bu nedenle Bakanlık olarak tarımsal sit alanı  ilan ettikleri ova sayısının 192'den 300'e çıkarılacağını kaydetti. Su ve gübre  kullanımı konusunda bilimsel yolları izleyerek verimliliği artıracaklarını da  anlatan Çelik, öte yandan verimliliğin artmasına paralel olarak artan depolama  ihtiyacının da TMO tarafından lisanslı depoculuk uygulamasını hayata geçireceğini  bildirdi. Çelik, şöyle devam etti:

  "Uzun yıllar konuşulup tamamlanamayan lisanslı depoculuk konusu  tamamlanıyor. Şu anda 3 milyon ton lisanslı deponun yapımı için kademeli olarak  düğmeye basılmış bulunuyor. 1,5 milyon tonu hızlı bir şekilde önümüzdeki yıla  yetiştireceğiz. Sonra da 3 milyon ton lisanslı depo. Bu ürün borsasına açılan bir  kapı. Lisanslı depoda ürünlerimizi sağlıklı ortamlarda muhafaza edeceğiz. Artık  ürünleri kamyonlarla nakil değil, artık ürünleri kağıtların el değiştirdiği,  satıldığı ürün borsasına geçiriyoruz. Onunla ilgili düzenlemeler de bitti. Tarım  devrim, evrim geçiriyor, ciddi bir dönüşümün arefesinde tarım alanı. Çiftçi ne  zaman isterse o zaman satacak... Kağıdını vereceksin, paranı alacaksın. Bu sistem  devreye girmiş bulunuyor."

"Buzağı ölümünü engellesek ithalata gerek yok"

Çelik, havza bazlı ekim sisteminde gelecek yıldan itibaren hangi ürüne  ihtiyaç varsa onun ekimini sağlayacaklarını vurguladı. Bu sayede örneğin fasulye  üretiminin ihtiyaç ölçüsünde gerçekleştirileceğini ve ithalatı ortadan  kaldıracaklarını anlatan Çelik, arazilerin bütün alanlarını verimli kullanıp  ihtiyaç duyulan ürünleri Türkiye'de üretilebilir hale getireceklerini söyledi.

Tarım arazisini ekmeyen vatandaşların, söz konusu arazisinin kirasının  ödenmesi suretiyle devlet tarafından ekiminin sağlanacağını bildiren Çelik, öte  yandan köy meralarının kullanımına yönelik çalışmalar hakkında da bilgi verdi.  Tarımın milli bir mesele olduğuna işaret eden Faruk Çelik, Türkiye'nin 1969  yılından bu yana et ve hayvan ithalatı yaptığını anımsattı.

"Amacımız buzağı ölümlerini ortadan kaldırmak. Ne gibi? Çocuk  ölümlerini ortadan kaldırmak gibi"

 Buzağı ölümlerinin Türkiye'nin önemli bir tarım sorunu olduğuna  dikkati çeken Çelik, "Dişi hayvan kurbanda da diğer dönemlerde de kesilmemeli.  Anasını keserseniz, danası nasıl olur? Buzağı desteği vermeye başladık. Amacımız  buzağı ölümlerini ortadan kaldırmak. Ne gibi? Çocuk ölümlerini ortadan kaldırmak  gibi. Hatırlayın 1960-70'li yılları. Türkiye'de çocuk ölümleri çok fazlaydı,  alınan önlemlerle çocuk ve anne ölümleri büyük ölçüde engellendi. Şimdi dünyada  çok güzel bir noktadayız. Hayvan da canlı. Buzağının ölümü, aslında yetişip  soframıza gelecek o hayvan çok küçük yaşta elden çıkıp gidiyor. Türkiye'de yılda  yaklaşık 400 bin buzağı ölüyor, 500 bin hayvan da ithal ediliyor. Buzağı ölümünü  engellesek ithalata gerek yok." değerlendirmelerinde bulundu.

"Buğday fiyatlarında sorun yok"

Bakan Çelik, TMO'nun alımlara başladığını, buğday fiyatlarını yakından  takip ettiklerini ve şu anda bir sorun olmadığını belirterek, üreticinin aleyhine  herhangi bir ihtiyaç olduğunda hızlı şekilde müdahale edebileceklerini söyledi.

Gıda sektörü temsilcilerine seslenen Çelik, "Üreticinin zarar ettiği  yerde sistem çalışmaz, üretici kazanacak ki piyasa ayakta durabilsin. Ama bu  süreç içerisinde spekülatif hareketlere girenler, yem fiyatlarına kendi kafasına  göre ayar çekenler de var, bedelini ödeyecekler. Et fiyatlarıyla ilgili bütün  marketlerde kıyma 33, kuşbaşı 36 lira. Ama bazılarında 45 lira. Nedir bunun  izahı? İzahı yok. Ramazan geldi, yaz geldi, kurbana gidiyoruz, fırsattan  istifade. Tarım sektöründe fırsattan istifadeciliğe yer yok. Bedelini  ödeyecekler. Bütün enstrümanlarımızı devreye koyarız, gerek bitkisel, gerek  hayvansal üretimde 80 milyonun hukukunu düşünmeyenler kendi kasalarıyla  keselerinin başlarına geçtiğini görürler. Herkes kazansın ama kazanma ölçüleri  içerisinde kazansın. Hak etmediği kazancın peşinde kimse koşmasın." şeklinde  konuştu.

  Faruk Çelik, etkinlikte yem, süt, et ve diğer sektör temsilcilerinin  sorun ve taleplerini dinledi.

Kur'an-ı Kerim okunan iftar programında konuşan TMO Genel Müdürü  İsmail Kemaloğlu ise hasat döneminin başladığını anımsatarak, hayırlı olması  temennisinde bulundu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...