Tgrt Haber
07 Ağustos 2014 08:55

Erdoğan, '10 Ağustos'ta eser ve hizmet siyaseti kazanacak'

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası kapsamında Aydın Adnan Menderes Bulvarı'nda düzenlenen mitingde, vatandaşlara hitap etti.

Erdoğan, '10 Ağustos'ta eser ve hizmet siyaseti kazanacak'
başbakan erdoğan,aydın,konuşma,

Aydın'ın tüm ilçelerini ve tüm Aydınlıları selamlayarak konuşmasına başlayan Erdoğan, "Merhum Adnan Menderes'i doğduğu, büyüdüğü özellikle de Yassıada zindanlarında hasretini çektiği, kendi şehri Aydın'da bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Adnan Menderes'in vermiş olduğu o büyük mücadele Türkiye'yi ve demokrasimizi bugünlere taşıdı. Allah ondan razı olsun, mekanı inşallah cennet olsun" dedi. 

CHP zihniyetinin Menderes'e çektirdiklerini anlatmaya gerek duymadığını, Aydınlıların bunları çok iyi bildiğini dile getiren Erdoğan, Aydınlıların pazar günü gereğini yapacağına inandığını söyledi.  

Menderes'in, Aydın'dan yola çıkarak kutlu bir mücadele başlattığını, çok kısa sürede milletin sevgilisi olduğunu kaydeden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu CHP, İnönü, 'Adnan Menderes'i alt etmek için öyle bir profil bulayım ki' dedi, aynen bugünkü CHP'nin yaptığı gibi, 'Dindar olsun, profesör olsun, bir kaç yabancı dil bilen olsun'. Kim? Şemsettin Günaltay olsun. Şemsettin Günaltay'ı o zaman Menderes'in karşısına çıkardılar. Aynen sıfatlar bugünkü Sayın Ekmel'in sıfatları gibi. Menderes açık ara seçimi kazandı. Yani Şemsettin Günaltay'ın profluğu, üç dil bilmesi, dindar olması filan Menderes'in karşısında tutmadı. Niye? Halkın iradesi, milli iradesi farklıydı.

Halk istismara gelmez, halka yalan söylemeyeceksin, dürüst olacaksın. Tabii bilmiyorum bugün arkadaşlar sizlere, çakma Kemal'in genel müdür olduğu zaman SSK Genel Müdürüyken, Okmeydanı ve Samatya SSK Hastanesi'nde olanları izlediniz mi? Başarılı genel müdür değil mi? Benim vatandaşım, 92-98 arasında ne çileler çekti, kuyruklarda nasıl bekletildi? Sağlam girseniz hasta çıkarsınız. Ama artık o günün hastaneleri yok, artık biz modern dünyanın sahip olduğu hastanelere sahibiz."
"Bunlar darbeci"
"Millet kendi değerlerine düşman yöneticiler elinde adeta bıktı, öyle bir dönemdi o zamanlar" diyen Erdoğan, Aydınlı Adnan Menderes ve arkadaşlarının millete bir umut ışığı, kurtarıcı, CHP'ye itiraz ve isyan olarak siyaset sahnesine çıktığını kaydetti.

Menderes'in iktidarda bulunduğu 10 yıl boyunca Türkiye'ye ve millete çok büyük hizmetler kazandırdığını belirten Erdoğan, Demokrat Parti'yi sandıkta yenemeyeceğini, milletin gözünden düşüremeyeceğini gören CHP ve yandaşlarının 27 Mayıs'ta darbe yaptığını, DP'yi iktidardan uzaklaştırdığını söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlar darbeci. Şimdi yine bir araya geldiler. CHP, MHP, Pensilvanya. O zaman düzmece mahkemeler kurdular, yargılayıp idam ettiler. Biliyor musunuz Gezi olaylarında da aynı şeyi yapacaklardı. 17 Aralık'ta, 25 Aralık'ta aynı şeyi yapacaklardı. Yine düzmece bir paralel yargı çıktı ortaya. Benimle ilgili ne diyorlar tutanaklarda, 'Dönemin başbakanı' diyorlar. 'Dönemin başbakanı'... Kararı vermişler, işi bitirmişler, yargısız infaz. Aynen Menderes ile ilgili yaptıkları gibi. Darağacı hazır. Öbür tarafta güya yargı. Ama ne oldu? Milli irade sağlam çıktı, milli irade müsaade etmedi."

"Meclis'in iradesini her seferinde tehdit ettiler"

27 Mayıs darbesini yapanların sadece Adnan Menderes'i, Hasan Polatkan'ı ve Fatin Rüştü Zorlu'yu değil dönemin cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin üçüncü cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı da idama mahkum ettiğini dile getiren Erdoğan, Celal Bayar'ın yaşlı olduğu için idam edilmediğini hatırlattı. Bayar'ın müebbet hapse mahkum edildiğini, 4,5 yıl hapis yattığını kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:

 

"27 Mayıs darbesinden sonra Türkiye Cumhurbaşkanlığı makamını kökten değiştirdiler. Cumhurbaşkanlığı makamının, cumhurbaşkanının yetkilerini kökten değiştirdiler. Celal Bayar gibi halkın teveccüh ettiği, itibar ettiği, halkın sevdiği, milletin sevgilisi bir cumhurbaşkanı olmasın diyerek anayasayı o istikamette yazdılar. Ne yaptılar? 'Devlet ayrı, millet ayrı' dediler. 'Hükümet ayrı, cumhurbaşkanı ayrı' dediler. 'Hükümet milletindir, cumhurbaşkanı devletindir' dediler. Devletle milletin arasını açtılar. Cumhurbaşkanlığı makamını bir vesayet makamı haline getirdiler. Türkiye'de 1960'dan itibaren TBMM cumhurbaşkanı seçerken Meclis'in iradesini her seferinde tehdit ettiler. Merhum Menderes'e, merhum Celal Bayar'a darbe yapılırken CHP başroldeydi. Menderes ve arkadaşları asılırken CHP başroldeydi, cumhurbaşkanları seçilirken Meclis'i, Meclis iradesini tehdit edenler arasında CHP en ön sıradaydı. 

 

Başörtüsü sorunu mu var? Yine CHP ön sıralardaydı. Merve Kavakçı milletvekili seçildi, başörtülü diye ne yazık ki Meclis'te yemin dahi ettirmediler. CHP zihniyeti bu. O zamanın Başbakanı konumunda olan ne diyordu, 'Atın bu kadını dışarı' diyordu. Şimdi bakın aynı zihniyetin devamı olanlar beraberler. Şu anda CHP, DSP hepsi bir aradalar. Niye? Kafa aynı kafa, zihniyet aynı zihniyet. Bunların düşünce, inanç özgürlüğüne tahammülleri yok."

 

Erdoğan, 2007 cumhurbaşkanı seçiminde CHP'nin yine tarihi rolünü üstlendiğini ve cumhurbaşkanı seçtirmemek için her türlü çirkinliği yaptığını ifade etti. 

 

Turgut Özal ve Süleyman Demirel seçilirken ne uygulandıysa onun uygulanması gerektiğini söylediklerini kaydeden Erdoğan, ''Hayır, dediler. Biz de ne yaptık? Cumhurbaşkanını artık millet kendisi seçecek dedik. Cumhurbaşkanını kendisi, kendi hür iradesiyle seçecek dedik. Vekiller vasıtasıyla değil dedik. Hatırlayın. Millete gittik mi? Millet ne dedi? Yüzde 69 ile 'Evet ben seçeceğim' dedi. İşte şimdi o referandumun uygulamasını pazar günü yapıyoruz'' diye konuştu. 

 

Erdoğan, şunları kaydetti:

 

''Size sesleniyorum milletin tercihine 'hayır' diyen bu CHP, bu MHP, bu HDP sizin karşınıza hangi yüzle gelecekler soruyorum. Bunlara pazar günü sandıkta ders vermek, on yılların aslında bir hesaplaşması değil mi? Ablalar, buna hazır mıyız? Üç gün kaldı, üç gün kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Abiler, buna hazır mıyız? Üç gün kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Öyle bir dolaşalım, öyle bir dolaşalım ki inşallah pazar günü sandıklardan tarihi bir dersi bu CHP, bu MHP, bu HDP alsınlar. Hazır mıyız buna? Sağolasınız.''

 

10 Ağustos'un sıradan bir tarih olmadığını belirten Erdoğan, ''10 Ağustos, 27 Mayıs'ın son izlerinden birinin daha silineceği tarihtir, altını çiziyorum. 10 Ağustos, Aydınlı merhum Menderes'in, merhum Celal Bayar'ın ruhlarının şad olacağı tarihtir. 10 Ağustos, tıpkı Menderes ve Bayar döneminde olduğu gibi devletle milletin kucaklaşacağı bir tarihtir'' diye konuştu.

 

''Cumhur ile halk ve başkan kucaklaşıyor''

 

Halka, ''Bizim yeni reklam filmimizi izlediniz mi?'' diye soran Erdoğan, ''Nasıl buldunuz? Güzel mi? Cumhurbaşkanlığı forsunu kim inşa ediyor? Millet. Millet, devletin yıldızlarını getiriyor. 16 yıldız. Tarihimizde 16 devlet inşa etmişiz. O emanetleri sandığından, çekmecesinden çıkarıyor, artık ehline teslim ediyor. Cumhur ile halk ve başkan kucaklaşıyor. Devlet ile millet artık bir oluyor, iri oluyor, diri oluyor, kardeş oluyor ve hep birlikte Türkiye oluyor'' dedi.

 

Tıpkı Selçuklu'da, tıpkı Osmanlı'da olduğu gibi ''insanı yaşat ki, devlet yaşasın'' ilkesinin artık tam manasıyla hayata geçtiğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

 

''Allah'ın izniyle 10 Ağustos'ta millet, Türkiye'nin gücüne güç katıyor. MHP, filmdeki ezan sesinden, seccadeden, duadan rahatsız olmuş. Belge yanımda, akşam biliyorsunuz televizyon programında da gösterdim. Ezandan rahatsız oluyor. Seccadedeki o hanım kardeşimin namaz kılmasından rahatsız oluyor. Bununla ilgili Yüksek Seçim Kuruluna müracaat ederek 'bunu yapamazsın' diyor. Yüksek Seçim Kurulu da 6'ya 4 oy çokluğuyla onların isteği istikametinde karar veriyor. Reklam filmimiz yasaklanmış.''

 

Seçim süreci başladığı günden beri milletin içinde değil, YSK'nın, Anayasa Mahkemesinin önünde olduklarını belirten Erdoğan, ''Oralardan ayrılmıyorlar. Bizim adaylığımızı iptal ettirme girişimiyle başladılar. Şimdi reklam filmini yasaklatmaya kadar düştüler. O güzel reklam filmi inşallah yeni şekliyle de ekranlarda olmaya devam ediyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, cumhurun cumhurbaşkanıyla kucaklaşmasını engelleyemeyecekler'' diye konuştu.

 

''Oy kullanma süresi 44 gümrük kapısında devam ediyor''

 

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

 

''Aydın 10 Ağustos'a hazır mıyız? Efeler diyarı Aydın, 10 Ağustos'a hazır mıyız? Merhum Menderes'in şehri Aydın, 10 Ağustos'a hazır mıyız? 27 Mayıs'ın hesabını soruyor muyuz Aydın? Devlet ile milleti kucaklaştırıyor muyuz Aydın? Türkiye'nin yıldızını parlatıyor muyuz Aydın? Türkiye'nin gücüne güç katıyor muyuz Aydın? Yeni Türkiye'yi inşa ediyor muyuz Aydın? Milletin adayına oy veriyor muyuz Aydın? Kim o aday? Kim o aday? Maşallah, barekallah. Aydın bugün kabına sığmıyor, bugün çok farklı. Aydın demokrasinin bir kez daha heyecanını yaşıyor. Artık şurada sadece üç günümüz var. Üç gün gece, gündüz inşallah çalışıyoruz. Kapı kapı dolaşıyoruz, anlaştık di mi? Burada herhangi bir sıkıntı yok. İnşallah Aydın'dan farklı bir netice bekliyoruz.''

 

''Tatilde olanları çağırıyoruz, yaylalarda olanları çağırıyoruz. Bu tarihi günde, ilk kez tecrübe edeceği günde inşallah herkesi sandık başında topluyoruz'' diyen Erdoğan, Aydın'dan hem buradaki hem Türkiye genelindeki tatilini yapmaya gelmiş gurbetçilere uyarıda bulundu.

 

Erdoğan, yurt dışında oy kullanma süresinin sona erdiğini anımsatarak, ''Ancak 44 gümrük kapısında 10 Ağustos'a kadar devam ediyor. Üstelik artık sadece giriş çıkışta değil, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız istedikleri zaman gidip gümrüklerde oylarını kullanabilirler. Aydın ve civar illerde tatil yapan kardeşlerimiz de gitsinler gümrük kapılarında oylarını kullansınlar. Anlaştık'' diye konuştu.

 

"Milletim adayına sahip çıkıyor"

 

Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçimi için 5 Temmuz'da Samsun'dan yola çıktıklarını belirterek, bugün 26. il mitingini yaptıklarını söyledi. Bir aydır yollarda olduğunu anlatan Erdoğan, Anadolu'nun ve Trakya'nın şehirlerinde milletle kucaklaştıklarını ifade etti, hangi ile gittiyse büyük bir coşku ile karşılandığını dile getirdi. Milletin sıcak, ramazan, oruç, susuzluk demeden meydanlara koştuğunu vurgulayan Erdoğan, "Milletim sağolsun adayına sahip çıkıyor. Milletim yeni Türkiye'ye, güçlü, öncü Türkiye'ye sahip çıkıyor" dedi.

 

Cumhurbaşkanı seçimine 3 gün kaldığına işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:

 

"CHP'nin genel müdürü nerelerde? MHP'nin genel başkanı nerelerde?  Bunların piyasaya sürdükleri ortak adayları nerelerde? Daha bir tane miting yapmadılar. Otobüslerle gezerek turistlik seyahat yapıyorlar. Basın toplantıları yaparak durumu kurtarmaya çalışıyorlar. Salonlarla toplantılar yaparak göz boyamaya çalışıyorlar. Meydanlarda yoklar, milletin arasında değiller, milletle kucaklaşamıyorlar. Neden? Çünkü bir aday buldular, alladılar, pulladılar, tezgaha sürdüler. Tam bir hayal kırıklığı."

 

"O dersi Pensilvanya'daki hocasına versin"

 

"Seçime 3 gün kalmasına rağmen CHP ve MHP'nin genel başkanlarının adaylarının ismini öğrenemediğini" öne süren Erdoğan, şunları söyledi:

 

"CHP'nin, MHP'nin başkanları, adayın ismini telaffuz edemiyorlar. İzliyorsunuz değil mi? Daha ismini öğrenemediler. Bu monşer aday, birkaç gündür kendince bize üslup dersi vermeye kalkışıyor. Kendince nezaketten filan bahsediyor ancak kendisini piyasaya sürenlerin, yani efendilerinin diline, üslubuna, edep, adap dışı konuşmalarına bakmıyor. Kim bunun efendileri? Bir, Pensilvanya. Bu Ekmel'i tezgaha sürenlerin başında o var. Aylardır sesi soluğu kesilmişti. 30 Mart'ta milletin kendisinden nasıl nefret ettiğini görünce dizlerinin bağı çözüldü, dili kilitlendi.

 

Önceki gün çıkmış, bir kez daha beddua etmiş. Ağza alınmayacak ifadeler... Denge bozulmuş. 'Hocayım' iddiasındaki bir kişinin, bunları bırakın, insanım iddiasındaki birisine yakışmayacak edep dışı, adap dışı hezeyanlar... Bize kendince üslup dersi veren Ekmel, gitsin o dersi Pensilvanya'daki hocasına versin. Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş. Üzüm üzüme baka baka kararmış. Bu ortak adayın ikinci efendisi kim? CHP'nin genel müdürü. O da dün, kameraların, mikrofonların önüne geçmiş, o da seviyesini ortaya koyuyor. Burada tekrar edemeyeceğim ifadeler kullanıyor. Bir genel başkana, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanına küfretmek yakışır mı? Bununla kalmıyor, millete de küfrediyor. Bunlarda seviye diye bir şey yok. Kendi dar muhayyilesiyle yerlerde dolaşan edebiyle milletin adayına, milletin adayı kavramına, aslında bizzat milletin kendisine hakaret ediyor. Eğer Ekmel'de ders verecek kapasite varsa gitsin ikinci efendisi CHP genel müdürüne üslup dersi, edep dersi versin."

 

"Bunlar milletle alay ediyor"

 

"Ekmeleddin İhsanoğlu'nun üçüncü efendisinin Devlet Bahçeli olduğunu" söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:

 

"Onun zaten hakaretten başka bildiği bir şey yok. Sabah uyanıyor hakaret, akşam oluyor yine hakaret. Siyasete, Türkiye'ye, Türkiye'nin meselelerine ilişkin tek cümlesi yok. Sadece ve sadece hakaret. Biliyorsunuz, bu Bahçeli, kendisini matematiğe vermişti. Sayıları topluyor, çıkarıyor, çarpıyor, bölüyor, 40 rakamını bulmaya çalışıyordu. Matematikten çaktı, ardından kendisini geometriye verdi. Üçgenler çizmeye, üçgenlerin iç açılarını toplamaya başladı. Fakat geometriden de çaktı. Şimdilerde kendisini edebiyata, şiire vermiş. Siyasette, matematikte, geometride başarılı olamadı, şiir yazmaya başladı. Orada da çok kötü. Şiirinde ölçü yok, kafiye yok, ruh yok, insicam yok. 10 Ağustos'tan sonra çok vakti olacak. Artık roman yazmaya, hikaye yazmaya, masal yazmaya başlar. Bunlar, milletle alay ediyorlar, alay."

 

"Bu millet sana İstiklal Marşı'nı öğretecek"

 

"CHP genel müdürünü oraya kasetle getirdiler, milletle alay ediyor. MHP Genel Başkanını orada şantajla tutuyorlar, o da milletle alay ediyor" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

 

"Bir cumhurbaşkanı adayı çıkardılar, o da tam evlere şenlik. İstiklal Marşı'nı bilmeyen, tanımayan birini getirdiler. Cumhurbaşkanı adayı diye seçmenlerine tanıttılar. Şimdi bu Ekmel, dün çıkmış, ne diyor? 'Halk, şiirlerle falan uğraşmak istemiyor.' Şu ifadeye bak. Cumhurbaşkanı adayının söylediğine bak. 'Halk, ciddi meseleleri konuşmak istiyor' diyor. Ekmel Efendi, bir kere o, sadece şiir değil. O, bizim İstiklal Marşı'mız. Şecaat arzederken sirkatin söylüyorsun. O, sadece bir şiir değil, bizim İstiklal Marşı'mız. Anayasamızın değişmezleri arasında. O, bu milletin marşı. O mısralar, bu milletin hissiyatı. O mısralar, bu milletin mazisi. Bugünü, istikbali, senin şiir diye geçiştirmeye çalıştığın o mısralar, bu milletin kalbine yazılmış ve asla silinmeyecek olan kitabedir. İstiklal Marşı'nı sen bilmeyebilirsin, tanımayabilirsin, bir de utanmadan bunu inkar edeceksin. Hatta bir de çıkıp bunu gayri ciddi mesele olarak göreceksin. Bir de sıkılmadan 'Babam, Akif'in çok iyi bir arkadaşıydı' diyeceksin. Bu nasıl bir yaklaşımdır? Bu millet, sana İstiklal Marşı'nı öğretecek."

 

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun Edirnekapı Şehitliği ziyaretine değinen Başbakan Erdoğan, "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda! Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.' Buradan sesleniyorum CHP'ye gönül veren kardeşlerim: İstiklal Marşı'nı bile bilmeyen, tanımayan böyle bir adaya mı oy vereceksiniz. MHP'ye gönül veren kardeşlerim İstiklal Marşı'nı bilmeyen, tanımayan böyle bir kişiye mi oy vereceksiniz" diye sordu.

 

Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin sözlerini hatırlatarak: "Diyor ki, 'Sen bizimle nereden kardeş oluyorsun.' Ey Bahçeli, sen kardeş olarak kabul etmeyebilirsin, ayrı bir konu ama ben MHP'nin tabanında kardeş olarak görebileceğim insanların olduğuna inanıyorum, CHP'nin tabanında kardeş olabileceğim insanların olduğuna inanıyorum. Sen zaten bu işlerden nasibini almamış bir genel başkansın. Çünkü bu ülkenin başbakanı 3 kez, ülkenin meselelerini görüşmek için senden randevu istedi, randevu vermedin sen, bu kadar insanlıktan nasibini almamış birisisin. İnşallah bu pazar, bu millet tarih yazacak. Ben inanıyorum ki CHP, MHP ve HDP'ye gönül veren kardeşlerim de bu başlarındakilere tarihi bir ders verecektir, ben buna inanıyorum. İnşallah Ekmel Efendiye de sandıkta İstiklal Marşı dersi verecek" diye konuştu.

 

"MHP'ye gönül veren o kardeşlerim adına konuşacak durumda değilsin"

 

Ortak adayın CHP ve MHP tabanına hitap etmediğini vurgulayan Erdoğan, söz konusu adayın millete zorla dayatıldığını ve milletin bu dayatmaya gelmeyeceğini dile getirdi.

 

Başbakan Erdoğan, Bahçeli'nin her zaman "küfür, kafir" dediğini, CHP, Türk solu, Sosyalist İşçi Partisi ve Devrimci Halk Partisi ile kardeş olduğunu belirterek "AK Parti'ye gelince 'MHP'lilerin kardeşi değil' diyor. Sen, MHP'ye gönül veren o kardeşlerim adına konuşacak durumda değilsin, yazıklar olsun. Göreceksiniz 10 Ağustos'tan sonra CHP'nin de MHP'nin de tabanı bunların hesabını soracak" ifadesini kullandı.

 

Yeni Türkiye'de artık muhalefetin de değişeceğine inandığını dile getiren Erdoğan, "Kutuplaştıran muhalefet değişecek, gerilim üreten muhalefet değişecek, korkutan muhalefet değişecek, etnik kökenler, yaşam tarzları üzerinden istismar siyaseti yapan muhalefet değişecek. Yeni Türkiye'de inşallah bu tarz muhalefet yer almayacak" dedi.  

 

"Ekmel, sen Türkiye'ye yabancısın, bu millete yabancısın"

 

Başbakan Erdoğan, kendi gündemleri ile muhalefetin gündeminin birbirinden çok farklı olduğunu anlatarak şöyle devam etti:

 

"Biz hızlı tren diyoruz, köprüler, viyadükler, otoyollar inşa ediyoruz, biz üniversiteler, okullar, derslikler, hastaneler, konutlar, barajlar diyoruz bunları yapıyoruz, ekonomiyi büyütüyoruz. Türkiye'nin itibarına itibar katıyoruz onlarsa takılmışlar Pensilvanya'nın arkasına ihanet şebekelerinin kuyruğunda ikbal arıyorlar. 10 Ağustos'ta bu kutuplaştırıcı siyasete inşallah son vereceğiz.

 

Akşam bir kanalda toplamışlar 15-20 tane maalesef paralelci genci, onlarla birlikte Ekmel sohbet ediyor, sorular da ellerine verilmiş onlarla konuşuyorlar. Bu öğrencilere üniversitelerde bizim tanıdığımız imkanları ne yazık ki inkar ediyor, reddediyorlar. Ekmel'in bunlardan haberi var mı? Yok. Ne kadar yurt yaptığımızdan haberi var mı? Yok. Harç kaldırıldı haberi var mı? Yok. Göreve geldiğimizde ne kadar burs alıyorlardı şimdi ne kadar burs alıyorlar haberi var mı? Yok. O da orada dut yemiş bülbül gibi eviriyor, kıvırıyor başka şeyler yapıyor. Ekmel, sen Türkiye'ye yabancısın, bu millete yabancısın, bu öğrencilere yabancısın, yaptığımız üniversitelere yabancısın. Biz üniversiteleri 76'dan aldık, 175'e çıkardık şu anda üniversite olmayan ilimiz yok ve bunlar orada senin atıp, kestiğin gibi plansız, programsız değil her şey planla programlanarak yapıldı."

 

"10 Ağustos'ta eser ve hizmet siyaseti kazanacak"

 

Bundan sonra her şeyin daha iyi olacağını kaydeden Erdoğan, 10 Ağustos'un projesiz, plansız, vizyonsuz siyasete son vereceğini söyledi.

 

Başbakan Erdoğan, İhsanoğlu'nun elinde bir proje ve vizyonun olmadığını savunarak şunları kaydetti:

 

"Çünkü ne CHP'nin böyle bir şeyi var ne de MHP'nin böyle bir şeyi var. 10 Ağustos'ta millet kazanacak, eser siyaseti kazanacak, hizmet siyaseti kazanacak. Doğusuyla batısıyla kuzeyiyle güneyiyle bir olacak, beraber olacak inşallah hep birlikte Türkiye olacağız. 77 milyon kardeşle geleceği inşa edeceğiz, seçilmiş bir cumhurbaşkanıyla seçilmiş bir hükümetle inşallah Türkiye'yi zirvelere ulaştıracağız. Düşünün ki bir cumhurbaşkanı, arkasında da onu aday gösteren hükümet. Şu anda öyle bir yapı var. Bu ekibin yapacağı çalışmayı, farklı bir ekiple yapabilir misiniz? Yapamazsınız, orada takılırsınız.

 

Partim beni aday gösterdi, inşallah pazar akşamı milletim bizi cumhurbaşkanı seçmesi halinde el elele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz Türkiye'yi bu 12 yılda yaptıklarımızdan çok daha ileri taşıyacağız. Onun için 10 Ağustos'ta sizlerden güçlü destek bekliyoruz."

 

AK Partinin 12 yıl boyunca ülkenin her bir köşesine, şehrine iş ve aş götürmek için çok hizmet ettiğini belirten Erdoğan, hiç kimseyi AK Partili ya da değil diye ayırmadıklarını, hiçbir şehri ve insanı ötekileştirmediklerini anlattı.

 

Erdoğan, Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez, Abaza, Boşnak, Pomak demeden tüm insanları sevdiklerini, yaradılanı yaradandan ötürü sevdiklerini söyledi. 

 

"Tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet" ilkesini anlatan Erdoğan, devlet içinde devlete, paralel bir devlete asla izin vermeyeceklerini kaydetti. 

 

Erdoğan, tek amaçlarının Türkiye'yi adaletle kalkındırmak olduğunu bu çerçevede Türkiye'nin her bölgesinde yatırımlar, eserler, hizmetler yaptıklarını anlatarak, Aydın'a da 12 yıllık AK Parti iktidarında 11 katrilyon yatırım yaptıklarını anlattı. Aydın'a yapılan yatırımlardan örnekler veren ve kente yapılan sağlık yatırımlarını anlatan Erdoğan, "Bu Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürü olduğunda hastanelerin hali neydi? Aydın'ın ilçelerine devlet hastaneleri kazandırdık, yaptıklarımızla yetinmiyoruz, yeni projeler hayata geçiriyoruz" dedi.

 

Adnan Menderes'in hayalini kurduğu, 141 yıllık bir hayal olan Cine Barajı başta olmak üzere İkizdere, Karacasu barajlarını yaptıklarını, Gökler barajının inşaatının sürdüğünü dile getiren Erdoğan, "Aydın önümüzdeki dönem çok daha büyük yatırımlarla, eserlerle ve hizmetlerle buluşacak. Her bir şehrimizi 2023 Türkiyesine yakıştırmak için canla başla çalışıyoruz. Sizlerin teveccühüyle cumhurbaşkanı seçilirsem Aydın'da devam eden tüm projelerin takipçisi olmaya devam edeceğim" diye konuştu. 

 

Alandaki "Gençlik benim herşeyim" yazılı pankartı okuyarak, "Evet gençlik benim her şeyim ama CHP'nin herşeyi değil, MHP'nin herşeyi değil" diyen Başbakan Erdoğan, seçilme yaşını 30'dan 25'e indirmek için düzenleme yapıldığında buna CHP ve MHP'nin karşı çıktığını söyledi. Avrupa'nın birçok ülkesinde seçilme yaşının 18 olduğuna işaret ederek, Türkiye'de seçme ve seçilme yaşının 18 olması için çalışma yapacaklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

 

"Benim ülkemde niye olmasın. Biz, gençliğimize inanıyoruz, güveniyoruz. Biz, 21 yaşında bir karanlık çağı kapatıp, bir aydınlık çağı açan Fatih'in torunlarıyız, evvelallah bunu yapacağız, bizden de ne gençlerin çıktığını sadece bunlar değil, tüm millet görecek, dünya görecek. 'İnşallah yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan' diyor ya şair, biz oyuz. Bir zamanlar bizde millet, hem nasıl milletmişiz / Gelmişiz dünyaya, milliyet nedir öğretmişiz.' biz böyle milletiz.  

 

Ben, MHP'ye gönül veren gençlerimize sesleniyorum, sizi parlamentoya layık görmeyen bu Bahçeli'nin peşinden mi gideceksiniz? Ey gençlik gelin bunlara bir ders verin, Ülkücü Gençlik gelin bunlara gereken dersi verin. Çünkü, biz geleceğimizin gençlik olduğuna inanıyoruz, onlar ise tam aksini. Biz, insanımıza hizmet etmekten büyük bir onur duyuyoruz, inşallah Allah ömür verdikçe, bu can bu tende oldukça hizmete devam edeceğiz. Vatana hizmette 12 yıl nasıl bir Tayyip Erdoğan gördüyseniz, bundan sonra da çok daha farklı bir heyecanla bir Tayyip Erdoğan göreceksiniz. Bunun için destek istiyoruz. İnşallah 10 Ağustos ülkemiz için bir milat olacak. İradenize, sandıklara, demokrasiye sahip çıkın."

 

Başbakan Erdoğan, bugün Erzurum'dan bir telefon aldığını, bazı ilçelerde bölücü terör örgütünün temsilcilerinin oradaki AK Partili meclis üyelerini tehdit ederek, üyeliklerden istifa ettirdikleri haberini aldığını belirterek, "Bu HDP ile beraber olanlar varya, beraber dans edenler varya, onlara o desteği verenler varya şu anda onlar tehdit mekanizmasıyla kendi adaylarına oy toplama gayreti içindeler. Ondan sonra utanmadan, sıkılmadan meydanlara çıkıyor özgürlükten, demokrasiden bahsediyor. Ne demokrasisi, siz demokrasinin semtine uğradınız mı, siz özgürlük nedir böyle birşey tattınız mı? Özgürlüğü size biz tattırdık, siz şimdi bu rahatlık içerisinde benim halkımı tehdit ediyorsunuz, benim meclis üyelerimi tehdit ediyorsunuz" diye konuştu. 

 

Türkiye'ye inanç özgürlüğünü getirmenin huzuru içinde olduklarını, başörtüsü ile yıllardır mücadele eden CHP'nin, okulların, üniversitelerin kapısını başörtülülere kapadığını belirten Erdoğan, "Şu anda CHP'nin milletvekilleri içerisinde bunun çok açık, net örneğini veren milletvekilleri var, ne zulüm ettiler kızlarımıza" dedi. Artık kızların istediği üniversiteye gittiğini, meslek ve imam hatip okullarından katsayının kalktığını dile getiren Erdoğan, "Ekmel, bunları seni aday gösterenler mi kaldırdı? Biz kaldırdık ama sen bu ülkeye Fransızsın onun için bunları anlamazsın" ifadelerini kullandı.

 

CHP ve MHP'nin eski Türkiye'nin mimarları olduğunu, yeni Türkiye'yi ise AK Parti'nin inşa ettiğini kaydeden Erdoğan, yeni Türkiye'de kişi başı milli gelirin 11 bin dolara ulaştığını ve ekonomik verilerle gelişmeleri anlattı. 

 

Erdoğan, vatandaşlarda mutlaka sandığa giderek oylarını kullanmalarını, özgür, güçlü bir Türkiye için oylarını kullanmalarını isteyerek, halkın seçtiği ilk cumhurbaşkanını seçmenin ayrıcalığını, tarihi bir heyecanı herkesin yaşaması gerektiğini söyledi.

 

Konuşmasının sonunda vatandaşlardan Suriye, Filistin, Gazze, Mısır, Irak için dua isteyen Erdoğan, "Milli irade, milli güç. Hedef 2023" şeklindeki kampanya sloganıyla "beraber yürüdük biz yollarda" şarkısının sözlerini vatandaşlara seslendirerek bitirdi.

 

Muğla mitingi

 

Başbakan Erdoğan, Aydın mitinginin ardından Muğla'ya geçerek, Eski Garaj Alanı'nda düzenlenen mitingde halka hitap etti.

 

Muğla'nın tüm ilçelerine ve vatandaşlara selamlarını yollayan Başbakan Erdoğan, 5 Temmuz'da Samsun'dan yola çıktıklarını ve bugün de 27'nci il mitingini gerçekleştirdiklerini söyledi. Uğradıkları tüm il ve ilçelerden selam getirdiklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

 

"Allah'a hamdolsun hepsinde aynen büyük coşkuyla karşılandık. Her birinde sokakların, caddelerin, meydanların heyecanı bizi kucakladı. Tıpkı bugün burada olduğu gibi milletimizle hasbıhal ettik, dertleştik milletimizle sohbet ettik. 10 Ağustos'un heyecanı artık tüm Türkiye'yi sardı. İnşallah 10 Ağustos'ta sandık başına gidiyor yeni Türkiye'nin, öncü Türkiye'nin kapılarını ardına kadar aralıyoruz. Demokrasi mücadelemizi artık bir üst aşamaya yükseltiyoruz, ekonomide istikrarlı büyümeyi bir üst aşamaya yükseltiyoruz. Toplumsal barışı, dayanışmayı, kardeşliği daha da güçlendiriyoruz. Bölgesinde ve dünyada öncü, daha da itibarlı, daha da güçlü Türkiye'ye doğru yürüyoruz."

 

Vatandaşlara, cumhurbaşkanı seçimi için hazırlanan reklam filmini izleyip izlemediklerini ve nasıl bulduklarını soran Başbakan Erdoğan, "Millet devleti ile artık daha bir muhabbetle kucaklaşıyor değil mi? Millet devletinin yıldızına sahip çıkıyor. O yıldızı, o forsu ehline teslim ediyor. İnşallah Türkiye'nin yıldızı daha gür, kendinden emin, gururla parlıyor. Birileri, MHP o reklam filmindeki ezandan, seccadeden, o teyzemizin yaptığı duadan rahatsız olmuş. Fakat şimdi film yine aynen devam ediyor, değişik bir versiyonuyla. Onlar ne kadar rahatsız olursa olsun, devletle milletin aynı istikamete bakacağı bir süreç inşallah pazar günü başlıyor" ifadelerini kullandı.

 

"Kardeşlerim, 10 Ağustos'ta hep birlikte sandığa gidiyoruz, gitmeyenleri de gitmeye ikna ediyoruz" ifadesini kullanan Başbakan Erdoğan, "Yaylalarda olanları çağırıyoruz, tatile gidenleri çağırıyoruz. Bu tarihi günde ilk kez yapılacak bu seçimde herkesin inşallah oy kullanmasını temin ediyoruz. Bu arada yurt dışında yaşayıp da Muğla'da tatil yapan kardeşlerim de en yakın gümrük kapısına gitsinler, 10 Ağustos'a kadar oylarını kullansınlar. Eskiden sadece girişte ve çıkışta oy kullanılabiliyordu bunu değiştirdik. İstedikleri zaman gidip oylarını kullanıp, tatillerine devam edebilirler" diye konuştu.

 

 Seçimde Muğla'dan çok farklı bir sonuç beklediklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, Muğla'nın yeni Türkiye'ye, öncü Türkiye'ye çok güçlü destek vereceğine yürekten inandığını belirtti. Erdoğan, "Muğla'da CHP'ye gönül vermiş, MHP'ye gönül vermiş kardeşlerimin de bu seçimde milletin adayını destekleyeceklerini biliyorum" dedi.

 

"Tam dikta, tam..."

 

CHP ve MHP'nin cumhurbaşkanı seçimlerinde kendi partilerinden bir aday çıkaramadığını dile getiren Başbakan Erdoğan, "Hiçkimseye danışmadılar, CHP de MHP de genel başkan yardımcılarına, parti kurullarına, milletvekillerine hiç bilgi vermeden, onların görüşlerini onaylarını almadan bir adayı tezgaha sürdüler. Tam dikta, tam. Kim var bu adayın arkasında? Pensilvanya var. Başka kim var? O malum medya kuruluşları var. Başka kim var uluslararası çevreler var.”

 

"Ta Almanya’dan buraları karıştırmak için bu gayret niye?"

 

Almanya’da bir derginin Türkiye ile ilgili Türkçe ve Almanca özel bir ek yaptığını ve kendilerini eleştirdiğini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

 

“Bu dayatma adaya da övgüler diziyor. Bunu niye yapıyor? Ta Almanya’dan buraları karıştırmak için bu gayret niye? Çünkü işin içinde iş var. Bu Alman dergisi durup dururken Türkiye’deki seçimlere müdahil olmaz. Bunların içeride yol arkadaşları olan medya, yani çıkarı olmayan işe girmez. Dert Türkiye Cumhuriyeti'ne cumhurbaşkanı seçilmek değil, cumhura başkan seçilmek değil dert başka. Bunların işlerini görecek, sözünü dinleyecek, bunların gösterdiği istikamette yürüyecek biri cumhurbaşkanı olsun istiyorlar. Çünkü biliyorlar ki Recep Tayyip Erdoğan bunların istediği istikamette yürümez. Tayyip Erdoğan milletinin istediği istikamette yürür.  Bunları rahatsız eden bu. Çünkü 12 yıldır bunlar bize söz geçiremediler. Bizden önce bunlar hükümet indiriyor, hükümet kurarlardı. Öyleydiler ama bu geçti.”

 

Başbakan Erdoğan, alandaki vatandaşların, “Dik dur eğilme” şeklindeki sloganları üzerine, “Gençler ondan şüpheniz mi var? Dik duracağız, dikleşmeyeceğiz. Parolamız bu” dedi.

 

"Ey Doğan Grubu, şunu bilesin..."

 

“İstiyorlar ki cumhurbaşkanı, bu CHP gibi, bu MHP gibi, Pensilvanya’nın dizinin dibinde otursun, İsrail’in soykırımlarına göz yumsun, sessiz kalsın” diye konuşan Erdoğan, şöyle dedi:

 

“İşte Doğan Grubu’nun yayın organında çok enteresan, manşette ne vardı, ‘İsrail saldırı altında.’ Doğan Grubu’nun yayın organında, Radikal gazetesinde ‘İsrail saldırı altında’ diyor. 2 bine bine yakın Gazzeli, Filistinli öldürülüyor, bunu manşete almıyor ve utanmadan, sıkılmadan, ‘İsrail saldırı altında’ diyor. Kardeşlerim, bu Doğan Grubu’nun nereye hizmet ettiğini öğrenin, tabi ki Doğan Grubu Tayyip Erdoğan ile iyi geçinemez, Tayyip Erdoğan da bunları açık açık ifşa eder, etmeye de devam edeceğiz.  Çünkü milletim bunları iyi tanısın. Ona göre bunlara tavrını koysun. İstiyorlar ki cumhurbaşkanı eski Türkiye'yi muhafaza etsin, ey Doğan Grubu şunu bilesin, Erdoğan sizin idare edeceğiniz bir siyasetçi değildir. Bu başlığı atana bilesiniz ki hiçbir zaman bizden saygı olmaz.”

 

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz tek partiyiz. Hani sen diyorsun ki '11 parti beni destekliyor.' 11 parti bir araya geldiniz. Siz 11 parti, biz tek parti. Kırk çürük yumurtadan bir sağlam yumurta etmez. Bunların durumu bu" dedi.

 

Erdoğan, Muğla'da düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nu eleştirdi.

 

Başbakan Erdoğan, "Tezgahı öyle bir öne sürdüler ki tam bir hayal kırıklığı. Her konuşması facia, her hareketi facia. Neymiş? Babası Mehmet Akif'in arkadaşıymış. Gittiği her yerde bunu anlatıyor. Ancak İstiklal Marşı'yla Çanakkale şiirini birbirinden ayırt edemeyecek kadar da bu ülkeye, bu topraklara, bu millete yabancı" ifadesini kullandı.

 

Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

 

"Muğla'dan şöyle bir ders verir misiniz? Şimdi edebiyatçıyım falan diyor da... Aslında o kitabedeki şiiri 'Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda. Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda. Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda. Etmesin tek vatanımda beni dünyada cüda.' Ey Ekmel, bu sıradan bir şiir değil, bu İstiklal Marşı, İstiklal Marşı. Kendine gel. Ondan sonra biz bunu söyleyince, utanmadan, sıkılmadan inkar ediyor. Bir de yalanın dilini bilmezmiş. Bu ne? Ta kendisi. Biz çarkçı Kemal'i biliyorduk ama bir de çarkçı Ekmel çıktı şimdi. Onu da böylece tanımış olduk. Görüntüler ortada. Dün de çıkmış ne diyor? 'Halk şiirle uğraşmak istemiyor, halk ciddi meseleleri konuşmak istiyor'. Ey Ekmel, biz 12 yılda bunu ispat eden bir hükümetiz. Erdoğan, 12 yılda bunu ispat eden bir başbakan. Rakamlar, her şey ortada. Senin sırtında küfe yok. Biz sırtımızda küfe ile dolaştık. 780 bin kilometrekarelik vatan toprakların ihya etmek için çalıştık. Eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide, tarımda, aklınıza ne gelirse... Ülkeyi barajlarla ihya ettik. Bütün bunları biz yaptık. Bizde rehavet yok. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik."

 

"205 bin derslik açan bir iktidarı sen görmemezlikten gelemezsin"

 

"Bu ülkede 205 bin derslik açan bir iktidarı sen görmemezlikten gelemezsin" ifadesini kullanan Erdoğan, 230 milyar dolardan aldıkları milli geliri 820 milyara ulaştırdıklarını, 36 milyar dolarlık ihracatı 153 milyara çıkarttıklarını, borçlanma faizini yüzde 63'ten yüzde 9,3'e düşürdüklerini belirterek "Aradaki fark kimin cebinde? Milletimin cebinde kaldı" diye konuştu.

 

Daha da ileriye gideceklerini, Türkiye'nin 2023 yılındaki hedefinin dünyanın ilk 10 ülkesinin arasına girmek olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

 

"Bununla da kalmadık. Yine bu arada MHP, DSP'yle beraber CHP'nin yavrusu. Söylediğim zaman rahatsız oluyor. Şimdi işte ispat ettiniz bak bir araya geldiniz. Hepiniz beraber... DSP'lilerle konuştuğun zaman diyor ki 'Yavru o' diyor, 'Biz yavru değiliz' diyor. Öyle veya böyle, ha o, ha sen. Al birini, vur öbürüne. Hiç farkınız yok. Şimdi bak bir araya geldiniz, buluştunuz. Çok enteresandır, IMF'ye borcu bize, 2002 yılı sonunda, 23,5 milyar dolar olarak devrettiler. Geçen 14 Mayıs'ta biz bu borcu sıfırladık mı? Sıfırladık. Şimdi IMF bizden borç istiyor. '5 milyar dolar size veririz' dedik. Bitmedi. Merkez Bankası bizim milli bankamız değil mi? Hani MHP sen milliyetçiydin? Sevsinler senin gibi milliyetçiyi. 27,5 milyar dolarla bize devrettin. Boşalttınız içini, boşalttınız. Şu anda 133 milyar dolar. Merkez Bankasının döviz rezervi. Bak nereden nerelere geldik. Milliyetçilik nedir? Kafatası milliyetçiliği mi yoksa millete hizmet etmek mi, vatana hizmet etmek mi? Ziraat Bankası'nı çökerttiler, Halk Bankasını çökerttiler, ikisini birleştirdiler. Vakıfbank gidiyordu. Biz geldik, Ziraat Bankasını ihya ettik, Halkbank ihya oldu ve şu anda bunlar saygın bankalar haline geldiler. Vakıfbank aynı şekilde. Şu anda bu bankalarımız bizim dünyada yüz akımız. Bu hale getirdik. Utanmadan, sıkılmadan bir de hala dönemlerindeki bu yolsuzlukları maalesef görmemezlikten gelebiliyorlar."

 

"İstiklal Marşı'nı bu kadar hafife alırsa bundan daha ne olur?"

 

Başbakan Erdoğan, "Ne olacak? İşte ortak adayları. İstiklal Marşı'nı bu kadar hafife alırsa bundan daha ne olur? Bir cumhurbaşkanı adayının, bir profesörün, hem de babamın arkadaşı dediği Akif'le alakalı olarak İstiklal Marşı'nı tanımıyor da bunun Çanakkale şehitlerine ait olan Çanakkale Şehitleri şiiri olduğunu söylemesinden daha bedbaht ne olabilir" değerlendirmesinde bulundu.

 

Başbakan Erdoğan, şu görüşleri dile getirdi:

 

"Kalkmış bize de üslup dersi veriyor. Kendi efendilerinin nasıl konuştuğunu görmüyor. Belli ki onu da o tezgahta iyi dokumuşlar. Ama çok kısa zamanda dokumuşlar. Gören de zannediyor ki efendi. Hiç yalanla arası yokmuş. Sayın Ekmel, Pensilvanya'da sizin bir hocanız var. Güya irtikaftan yeni çıkmış. Beddua üstüne beddua ediyor. Sana da methiyeler düzüyor. İnsanın kalbinde ne varsa dili de onu söyler. Yazıklar olsun. Ağzına aldığı ifadeler, bir hocaya yakışır mı? 30 Mart'ta dengesini tamamen yitirmiş. Artık iyice hezeyan içine batmış. Biz de beddua yok. Bizde bedduaya karşı dua var. Allah ıslah etsin, Allah akıl fikir versin. CHP genel müdürü aynı şekilde. Edep, adap, usul, erkan hepsi kaybolmuş. Onun da kulağı artık ne söylediğini duymuyor. Dağıttı iyice, dağıttı. Fren filan tutmuyor. MHP Genel Başkanı derseniz, uzun süredir hakaretten, küfürden başka bir şey söylemiyor. Bu ittifak 30 Mart'ta kaybetti. Şimdi 10 Ağustos'ta da kaybedeceklerini anladılar. İşi tamamen çirkefliğe vurdular. 10 Ağustos'ta sadece seçim kaybetmekle kalmayacaklar. Yıllardır tutundukları ve hiç kalkmadıkları o koltuklarını da kaybedecekler. CHP tabanı, MHP tabanı, bu beceriksizliği hak etmiyordu."

 

"Bunlarda özeleştiri yok"

 

Başbakan Erdoğan, "Bahçeli, bizim karşımızda 8 seçim kaybetti, şimdi dokuzuncuyu kaybedecek. CHP genel müdürü, bizim karşımızda 3 seçim kaybetti, şimdi dördüncüyü kaybediyor. Ama bunlarda özeleştiri yok. Bunlarda kaybedince gitmek yok. Pensilvanya'ya tutundular olmadı. İrili ufaklı partilere tutundular olmadı. Medyayı arkalarına aldılar olmadı" dedi.

 

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, "eşit şartlarda yarışmıyoruz" dediklerini anımsatan Erdoğan, "Biz tek partiyiz. Hani sen diyorsun ki '11 parti beni destekliyor'. 11 parti bir araya geldiniz. Siz 11 parti, biz tek parti. Kırk çürük yumurtadan bir sağlam yumurta etmez. Bunların durumu bu" ifadesini kullandı.

 

CHP ve MHP'nin devlet yardımı aldıklarını anımsatan Erdoğan, şunları belirtti:

 

"Gazeteleriniz, televizyonlarınız var mı? Var. Bunların hepsi ipe un sermektir. Hani tilki yetişemediği üzüme ne der? Koruk der. Şimdi bunlar yetişemiyorlar, 'koruk' diyorlar. Çıkmış Bahçeli, 'Eğer eşit şartlarda olsaydı, Başbakan, aday olduğu gün, başbakanlıktan istifa etmesi gerekirdi' diyor. Bahçeli, geç onları geç. Önce sen siyaseti bir öğren. Sen çırak bile olamayacaksın bu gidişle. Dünyaya bir bak. Amerika'da Obama seçime giriyor, başkanlıktan ayrılıyor mu? Almanya'da şansölye seçime giriyor, şansölyeliği bırakıyor mu? Var mı böyle bir şey? Dünyanın hiçbir yerinde yok. Türkiye'de bugüne kadar böyle bir şey oldu mu? Yine yok. Neden? Kendine malzeme bulamıyor. Bununla idare etmeye çalışıyor. Biz partimizi kurduğumuz zaman, hamdolsun 16 aylık partiyken iktidar olduk. Devletin yardımlarıyla mı olduk? Millet sahip çıktı, millet. Biz milletle kucaklaştık. Ama ne CHP bugüne kadar milletle kucaklaşabildi ne de MHP milletle kucaklaşabildi. Biz bu millete aşığız, aşık. Biz bu millete sevdalıyız, sevdalı. Bizim farkımız var."

 

"Başbakan yumuşak başlı, ama uysal koyun değil"

 

"Başbakan çok gergin ve sert" şeklinde söylemlerin dile getirildiğini hatırlatan Erdoğan, "Başbakan yumuşak başlı, ama uysal koyun değil. Olay bu" dedi. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: 

 

"Akif öyle diyor ya. 'Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum. Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim. Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım. Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu.' Erdoğan bu. Şimdi 'şiir zamanı değil' diyor. Soruyorlar gazeteciler. Peki madem edebiyatçısınız, filan falan. Diyor ki 'İstiklal Marşı'nı iyi bilirim. Çanakkale Şehitlerini bilirim. Ondan sonra işte 'Yahya Kemal'in Süleymaniye'de Bayram Namazı'nı bilirim'. Halbuki Süleymaniye'de Bayram Namazı yok Yahya Kemal'in, Süleymaniye'de Bayram Sabahı var. Edebiyatçı ya. Biz senin izinden gidersek yandık, duman olduk. 'Nereden çıktı bu edebiyatçı?' diyecekler. Mesele karga meselesi. Kılavuzu karga olanın... Mesele bu."

 

"Pensilvanya'nın İsrail'i kınadığını gördünüz mü, yok"

 

"CHP genel müdürü, Türkiye'yi ilk gittiği yerde yabancılara şikayet ediyor" diyen Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun "Türkiye'de gazeteciler tutuklu" dediğini aktardı. Erdoğan, "Hapisteki teröristlere hem de mahkum olmuş teröristlere sahip çıkıyor. Hatta bir ara çıktı, 'İsrail'in Türkiye'den iyi olduğunu, İsrail'de gazetecilerin özgür olduğunu iddia etti. O zaman ona gereken cevabı verdik" diye konuştu.

 

İsrail'in Gazze saldırılarında 10 gazeteciyi katlettiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

 

"Bu Kılıçdaroğlu'ndan ses var mı? Yok. İsrail'i kınadığını duydunuz mu? Yok. Pensilvanya'dan ses var mı? Yok. Pensilvanya'nın İsrail'i kınadığını gördünüz mü? Yok. Ben böyle deyince şöyle yumuşak yumuşak bir teğet geçiyorlar. Gel damardan bir gir de görelim seni. Kendi ülkesini gider yurt dışında karalar, ama gazeteci, bebek, çocuk, kadın katili İsrail'e söz söyleyemez."

 

Kılıçdaroğlu'nun, son günlerde "Başbakan IŞİD'ı eleştirmiyor" dediğini de ifade eden Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun bu sözleriyle Musul'da alıkonulan Türk vatandaşlarının hayatını tehlikeye attığını söyledi.

 

Başbakan Erdoğan, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun uzun yıllar siyasetin içinde kalsa da ''çıraklıktan'' terfi edemeyeceğini belirtti.  

 

Kılıçdaroğlu'nun, "Kürecik'teki radar üssünü kaldır da göreyim" dediğini hatırlatan Erdoğan, Kürecik'teki radar üssünün Türkiye'nin emniyeti için, NATO tarafından kurulduğunu, ABD ile alakası olmadığını vurguladı. 

 

Üssün İsrail'e faydası olmadığını kaydeden Erdoğan, İsrail'in buna ihtiyaç duymadığını, İsrail'de bu noktada zaten ileri teknoloji ve donanımların bulunduğunu vurguladı. 

 

"Sen bununla kimi aldatıyorsun?" diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

 

"Derdi ne? Yani iftira at, tutmazsa iz bırakır. Acaba bunu söylersem, buradan bana bir puan gelir mi. Gelmeyecek Kılıçdaroğlu. Pazar günü yine göreceksin. Bizi böyle bir tartışmanın içine çekerek Musul'daki vatandaşlarımızın hayatlarıyla adeta alay ediyorsun. Bunların dış politika anlayışı, diplomasiden anladıkları bu. Bunların sırtında yumurta küfesi yok ama kendi ülkesinin vatandaşlarını dert edecek kadar akıl da yok, vicdan da yok. Öbür taraftan MHP Genel Başkanı çıkıyor, oy uğruna, siyaset uğruna, kendisini kurtarmak uğruna Türkmen kardeşlerimizn hayatını tehlikeye atıyor. O burada konuştukça Suriye'deki, Irak'taki, Uygur bölgesindeki kardeşlerimizin şartları daha da zorlaşıyor ama Bahçeli'nin umurunda değil. Onun derdi Türk de Türkmen de değil. O sadece istismarını yapar. Yaptığı açıklamaların nereye varacağını hesap edecek kapasitesi yok."

 

"Eski tartışmaları eski Türkiye'de bırakacağız"

 

Başbakan Erdoğan, CHP, MHP ve HDP'ye gönül veren kardeşlerine seslendiğini ifade ederek, Türkmenler'e MİT'in tırlarla götürdüğü insani yardımların önünü Adana'da kesen ''paralel yapı'', ''paralel yargı'' ve ''paralel güvenliğin'', bunu dünyaya da duyurduğunu, ifşa ettiğini söyledi. 

 

Bunu yapanlarda vatan sevgisi diye bir şey olmadığını belirten Erdoğan, yardımların Bayır Bucak Türkmenleri'ne gittiğini bildirdi. 

 

Erdoğan, ulaştıramadıkları yardımları daha sonra yaptıklarını anlattı. Bu süreçte Devlet Bahçeli'den ve Kemal Kılıçdaroğlu'dan ses çıkmadığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

 

"Peki ben şimdi soruyorum; madem milliyetçisiniz de bunlara neden ses çıkarmıyorsunuz? Türkmenler'i düşünüyorsunuz da bu Pensilvanya'ya niye ses çıkarmadınız? Çünkü Pensilvanya bunları kayıtlarla, şantajlarla, montajlarla esir aldı. Bunlar da şimdi bedel ödüyorlar. Kendilerini hukuksuzca dinleyen ve şantaj yapan polisler gözaltına alınıyor. Bu CHP, MHP bunların monşer adayı çıkıp operasyonu eleştiriyor. Bakın avukatları filan hepsi orada. Şantaj çok etkili olmuş. İpin ucunu Pensilvanya'ya kaptırmışlar, ipten kurtulamıyorlar. Fakat biz MHP'yi de CHP'yi de, onlara yapılan şantajlardan kurtaracağız ve kurtarıyoruz. 'Bu paralel yapının inlerine girilecek' dedik, milletimizden bu yönde yetki aldık. Şimdi inlerine giriliyor mu? Kardeşlerim biz ne söz verirsek onu yaparız ama daha işin başındayız.

 

Bazıları diyor ki; 'Başbakanım, cumhurbaşkanı olursan ne olacak?' Kardeşlerim eğer vekaleti verir de bu kardeşinizi o makama çıkarırsanız, şunu bilmenizi istiyorum; Bu can bu tende oldukça, paralel yapıyla mücadele sonuna kadar devam edecektir. Çünkü yeni Türkiye, eski tartışmalarla yoluna devam edemez. Yeni Türkiye, eskinin o gerilim taraftarı, o kutuplaştırma yanlışı veya yanlısı siyaset tarzıyla yoluna devam edemez. Eski tartışmaları eski Türkiye'de bırakacağız. Gerilimi, kutuplaşmayı, etnik kökenler ve yaşam tarzları üzerinden korkutma siyasetini eski Türkiye'de bırakacağız. 77 milyon tek yürek olacağız. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız ve hep birlikte Türkiye olacağız."

 

"Bizimle birlikte havayolu, halkın yolu oldu"

 

Başbakan Erdoğan, Pazar günü seçilmiş bir cumhurbaşkanı, bunun yanında seçilmiş bir hükümetle "Türkiye'yi uçuracaklarını" vurguladı. 

 

10 Ağustos'ta, 27 Mayıs'ın izlerinin silineceğini belirten Erdoğan, "10 Ağustos, Muğla'nın evladı Adnan Menderes'in ruhunu şad edecek bir tarihtir. Muğla'nın bu yeni döneme, yeni Türkiye'ye en güçlü şekilde sahip çıkacağını biliyorum. Buraya Aydın'dan geliyorum. Aydın'ın sizlere selamını getiriyorum. Muğla, MHP ve CHP'nin dayatma adayına oy vermeyecek, ben bunu biliyorum. Muğla hiçbir zaman dayatmalara boyun eğmedi. Bu monşer aday tuzağına da inşallah düşmeyecek" değerlendirmesinde bulundu.

 

Muğla'nın, 10 Ağustos'ta tarih yazacağını, bir kez daha demokrasi destanı yazacağını ifade eden Başbakan Erdoğan, "Uzun ince bir yoldayız. Malum gidiyoruz gündüz gece. Bize durmak yakışmaz, biz hep çalışacağız ve 2023, Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesine çıkardığımız yıl olacak inşallah. Dünyanın ilk 10 ülkesi arasına Türkiye'yi sokacağız" dedi.

 

Erdoğan, göreve geldiklerinden bu yana Muğla'ya yapılan yatırımları anlattı. Karayollarında yaptıkları devrimlerin yanı sıra havayollarını da halkın yolu yaptıklarına, yeni bir sayfa açtıklarına dikkat çeken Erdoğan, eskiden havayolunu büyük ölçüde varlıklı kesimin kullandığını, kendilerinden önce havayolunun, seçkinlerin yolu olduğunu vurguladı.

 

"Biz eserlerle konuşuyoruz"

 

Başbakan Erdoğan, "Bizimle birlikte havayolu, halkın yolu oldu. Bodrum Milas Havalimanına yılda beş milyon yolcu kapasiteli yeni bir terminal binası yaptık. Dalaman Havalimanını da aynı şekilde büyüttük. Bu yatırımlar devletin kasasından beş kuruş para çıkmadan, yap-işlet-devret anlayışıyla gerçekleşti" şeklinde konuştu.

 

Para olmadan, karşılıklı güven ve istikrarla bu yatırımları yaptıklarını kaydeden Erdoğan, Muğla'ya sağlık alanında yapılan yatırımların da sürdüğünü söyledi.  

 

"Ekmel'e sorun, Ekmel senin var mı bir eserin? Kılıçdaroğlu, Bahçeli senin var mı bir eserin? Ey Demirtaş senin var mı bir eserin? Eşşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz eserlerle konuşuyoruz. Ne diyor; 'cumhurbaşkanlığı makamı yol yapma makamı değildir' diyor. Anlayış bu" ifadesini kullanan Başbakan Erdoğan, Bodrum'un yıllardır çözülümeyen su sorununu da kendilerinin çözdüğünü hatırlattı. 

 

Vatandaşlara, "Bundan sonra su sorunu denince, büyükşehir belediyesinin kapısını çalın. Çünkü büyükşehir belediyesi kendisi çözmek zorundadır" diyerek seslenen Erdoğan, İstanbul ve Ankara'nın su sorununu kendi başına çözebildiğini, ancak CHP'li belediyenin yönettiği İzmir'in su sorununu tek başına çözemediğini, kendilerinin çözdüklerini dile getirdi.&n

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...