Erdoğan'dan bayram namazı çıkışı önemli açıklamalar

Milletimizin Ramazan Bayramı'nı tebrik ediyorum. Tüm İslam dünyasının barışına vesile olmasını temenni ediyorum. Hamdolsun herahngi bir sıkıntı yaşamadan oruçlarımızı tuttuk. ŞArtlar itibariyle yaz mevsimi olmasına rağmen gayet kolaylıkla geçirdiğimiz bir sınav oldu. Ülkemizin birliğine beraberliğine kast edenler var. Böyle bir atmosfer içersinden bildiğiniz gibi 7 Haziran seçimleri sonrası en fazl oyu almış olan AK Parti Genel Başkanı'na hükümeti kurma görevi verdik. Sayın Başbakan şu an itibariyle 3 siyasi partinin genel başkanını da ziyaret etti ve görüşmelerini yaptı. Yapılacak değerlendirmelerden sonra da ikinci turu hangi siyasi partilerle yapılacağını da göreceğiz. Sivil toplum kuruluşlarıyla da bazı değerlendirmeler yapacağını bana ifade ettiler. Bütün bu şartlar neticesinde bir koalisyon oluşmuyorsa kapısı çalınacak olan merci milli iradedir.
 ORGANİK BAĞINIZ YOKSA İNORGANİK BAĞINIZ VAR
 -Bayramı bayram gibi yaşamak istiyoruz. Ancak ne yazık ki bölücü terör örgütü hala TIR'ları yakıyor, minibüs tarayabiliyor. Bölgede sulama, içme suyu olarak kullanabilecek barajı yıkmak, onu engellemek gayreti içinde. İş makinaları yakılıyor. 
 -Bu şartlar altında parlamentoda temsil kabiliyeti bulunan uzantının elinden geleni yapması lazım.
 -Bizim organik bağımız' yok. Organik olmasa da inorganik bağınızın olduğunu biz tüm istihbari faaliyetlerle biliyoruz. Yüzlerce köyde bir partiye silme oy çıkıyorsa ve diğer partilere sıfır oy çıkıyorsa bu düşündürücüdür. Silahlarla kaleşlerle tehditler var. Eğer demokrasiye inanıyorlarsa her şeyden önce buna inanıp yaşamaları lazım. Kardeşilik bağları içerisinde bir Türkiye'yi imar etme eşiğndeyiz. Siyasiler hassas davranmalı. Eğer birbirinize şartlarınızı dayatmaya çalışıyorsanız ortaya bir senfoni çıkmaz kakafoni çıkar ama biz senfoni arıyoruz.
 SABRIN DA BİR SONU VAR, KENETLENMİŞ BİR TÜRKİYE İMAR ETMEK ZORUNDAYIZ
 -Bu konuda çok daha hassas olmalılar. Türk milleti bu konuda hassasiyetini ortaya koymuştur ve koyacaktır. Ama sabrın da bir sonu var. Aydınlık yarınların Türkiyesi bizim için çok önemli. Bunun, birlik, beraberlik, kardeşlik içerisinde olması lazım. Biz özellikle Cumhurbaşkanı olarak, Türkün Kürde, Kürdün Türke ülkemizdeki Abhazasının, Gürcüsünün, Lazının, Arnavutunun, kim varsa 78 milyonuyla biz, kardeşlik bağları içerisinde birbirine kenetlenmiş bir Türkiye'yi imar etmek durumundayız
 -Ülkenin şartları olarak bunlar kabul edilmelidir diyemez.
 O İFADEYİ KABUL ETMİYORUM
 -Ben 'Dolmabahçe Mutabakatı' ifadesini asla kabul etmiyorum. Çünkü o toplantı bir mutabakat toplantısı olamaz. Niye? Çünkü ortada bir hükümet vardır, diğer tarafta grubu olan bir siyasi parti vardır. Burada neyin mutabakatını, kimle, ne için sağlıyorsun? Öyle bir şey olmaz. Yani eğer ada ile ilgili bir çalışmaysa bu, böyle bir şey asla olmaz. Burada ülkemizin geleceğine yönelik atılacak bir adımsa bu mutabakatın yeri parlamentodur.
 - Parlamentoda partiler müşterek çalışma yapar, Türkiye mutabakatı gibi bir çalışma yapar. Yoksa bölücü terör örgütüne sırtını dayamış olanlarla bir mutabakat yapılamaz.
-Orada bir fotoğraf karesi içinde yer almak doğru değil.
 DEMİRTAŞ'IN SÖZLERİ
 Bizim silahları bırakın dememizle silahlar bırakılmaz" yaklaşımı ayrı bir konu, "bunu 'Ada'ya havale ediyoruz" demek ayrı bir konu.
 -Bir taraftan sırtını oraya dayayacaksın, bir taraftan biz değil Öcalan çözer diyeceksin. O zaman senin milletvekillerinin oraya gitmesinin ne anlamı var. Bunu da bizim görmemiz, bilmemiz lazım. 
 6-7-8 EKİM'İ UNUTMAM MÜMKÜN DEĞİL
 -Ben mesela 6-7-8 Ekim tarihlerini unutmam mümkün değil. Güneydoğdu'daki kardeşlerimi sokağa çağıranlar... 50 kişinin ölümü var. Öldüren Kürt, ölen
Kürt. Çağrıyı yapanlar ortada. 
 -Ondan sonra eline saz ver, cici çocuk diye çıkar meydanlarda.
 ABD-İRAN ANLAŞMASI
 Sayın Ruhani ile bir telefon görüşmesi yaptık dün akşam. Kendileri nükleer konusundaki mutabakatın insanlığa hayırlı olmasını diledi. Kendilerinin çok umutlu olduklarını ve bu işin kararlı bir şekilde yürüyeceğini bana ifade etti. Bölge açısından önemli bir gelişmedir.