Tgrt Haber
Ramazan Vuslat
Ramazan Vuslat
17 May 2014 17:08

Gazeteci Özdil'in sözleri tepki çekti

AK Parti'li Kapusuz, Özdil'in Soma'daki faciayla ilgili sözlerine ilişkin 'İşçilerin siyasi tercihlerinden dolayı ölmeyi hak ettikleri düşüncesi, faşist kafanın ürünüdür' dedi.

Gazeteci Özdil'in sözleri tepki çekti
ak parti, salih kapusuz, yılmaz özdil, soma, soma faciası

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, gazeteci-yazar Yılmaz Özdil'in bir televizyon programında Soma'daki maden faciasıyla ilgili yaptığı değerlendirmeye ilişkin, "İşçilerin, siyasi tercihlerinden dolayı ölmeyi hak ettiklerini düşünen bu zihniyet, faşist kafanın ürünüdür" ifadesini kullandı. Kapusuz, yazılı açıklamasında, Özdil'in Soma'daki işçiler için "AK Parti'ye destek verdikleri için müstahaklar" ifadesini kullandığını belirtti. "İnsaf, vicdan, merhamet, ahlak, insan sevgisi ve akıldan zerre nasibini almış bir kişi bu ifadeleri kullanmaz" değerlendirmesinde bulunan Kapusuz, şöyle devam etti:
"Vefat eden işçilerimize 'müstahaklar' diyecek kadar gözlerini kin ve nefret bürümüş bunların. Böyle yaslı bir günde çoğu muhalefet partisi milletvekili bile siyasi söylemlerden kaçınırken, bu Hürriyet yazarı bırakın siyasi söylemi, siyasi nefret söyleminde bulunmuş. Bilinçaltlarında, önce AK Parti'ye, sonra da ona oy veren millete karşı öyle bir kin besliyorlar ki 299 madencinin öldüğü bir kazada bile bu kini kusuyorlar. İşçilerin, siyasi tercihlerinden dolayı ölmeyi hak ettiklerini düşünen bu zihniyet, faşist kafanın ürünüdür. Bunlar kendilerinden farklı düşünenlere  tahammül göstermez. Bu kafa 1940'ların nasyonal sosyalist kafasıdır. Kendilerini memleketin asıl sahibi ve 1. sınıf vatandaş, diğerlerini parya olarak gören zihniyettir. Bu zihniyet bitti sanıyorduk ama 21. yüzyılda seçkinci azınlık bir zümre tarafından tekrar hortladı. Sözün özü, Yılmaz Özdil gibiler Hürriyet'e ne kadar da müstahak."
İşçilerin ve ailelerin acısını, feryadını yüreğinde hissettiğini vurgulayan Kapusuz, bu kazada kimin sorumluluğu ve ihmali varsa en ağır şekilde cezalandırılması, bundan sonra böyle büyük acıların yaşanmaması için bu yaptırımların kesinlikle uygulanması gerektiğini bildirdi. Kazayla ilgili adli ve idari soruşturmaların başlatıldığını belirten Kapusuz, tahkikatlar bittikten sonra bu acı hadisenin tüm detaylarının ortaya çıkacağını kaydetti. Kapusuz, "Maden şirketinin ihmali varsa gözünün yaşına bakılmayacaktır" ifadesini kullandı. Mecliste konunun araştırılması için önerge verdiklerini anımsatan Kapusuz, kazanın her açıdan inceleneceğini, bu incelemenin şeffaf olacağını, halkın kafasında hiçbir soru işareti kalmayacağına inandığını belirtti. "Bu işin sorumlularının kim olduğunun önemi yok. İster şirket yetkilileri, ister kamu görevlileri, ucu kime giderse gitsin hukuk önünde hesap verirler" değerlendirmesinde bulunan Kapusuz, mevzuatta eksiklik varsa bunun da giderileceğini, gerekirse yasal değişikliklerin yapılacağını ve işçi güvenliğiyle ilgili standartların, maliyeti ne olursa olsun, en üst seviyeye çıkarılacağını ifade etti. Vefat eden işçilerin ailelerinin devlete ve millete emanet olduğunu ifade eden Kapusuz, ailelere gereken tüm yardım ve imkanların sağlanacağını kaydetti. Kapusuz, ailelerin acısını hiç bir şeyin dindirmeyeceğini ancak devletin şefkatli elinin onlara uzanacağını kaydetti.
Kapusuz, olaya ilişkin protestoları da şöyle değerlendirdi: "Acılı ailelerin tepkilerine her zaman saygımız var ama bu ölümleri siyasi araç olarak kullanan provokatörlere de fırsat vermemeliyiz. Bu provokatörler bu tip olaylara üzülmüyor, seviniyor. Zira bunlar bu hadiseleri kaos için bahane olarak görüyor. Kandan ve ölümden beslenen bu zihniyet, her acı hadiseden nemalanmaya çalışıyor. Böyle büyük bir acıyı sokak olayları için bahane olarak kullanmak fevkalade yanlış ve kabul edilemez bir durumdur. Bunların medyadaki uzantıları da bu süreçte boş durmadı. '15 yaşında çocukları kaçak çalıştırmışlar' ve 'Madende binlerce kişi öldü, gizliyorlar' gibi yalan haberleri yayarak halkı galeyana getirmeye çalıştılar. Oysa Enerji Bakanı, olayın ilk saatlerinden itibaren sürekli halkı doğru bilgilendirdi. Fakat buna rağmen asılsız haberleri yayan medya kuruluşları oldu. Gerçekten yazık. Endişe içinde bekleyen aileleri düşünmeden sorumsuz yayın yapanların tek bir amaçları vardı, siyasi düşmanlıkla olayı istismar edip hükümeti köşeye sıkıştırmak."
CHP'nin bu süreçte çelişkili tutum takındığını ifade eden Kapusuz, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Bu süreçte siyaset yapmayacağız" dediğini ancak parti sözcüleri Gürsel Tekin'in "Hükümet istifa" diye söze başladığını belirtti. Kapusuz, CHP'nin "Bu acı üzerinden siyaset yapmayacağız" söyleminin sadece sözde kaldığını, uygulamaya yansımadığını kaydetti. Sendikacılığı "1 Mayıs'ta molotof atmak ve dükkanları yağmalamak" olarak gören sol sendikaların ise bugüne kadar yaptıkları işi yine sürdürdüklerini belirten Kapusuz, "Bu sol sendikaların işçi haklarıyla uzaktan yakından alakası olmadığı bu olaylardaki tutumlarıyla bir kez daha ortaya çıktı" görüşünü bildirdi. Kapusuz, 299 işçinin yaşamını yitirdiği ortak acıda bile ayrışma ve düşmanlık tohumları ekmeye çalışanlar bulunduğunu ancak ülke genelinde milletin, Soma'daki kardeşlerinin acısını paylaştığını kaydetti. Anadolu Yayın Platformu Başkanı Burhanı Sinan Burhan da yaptığı yazılı açıklamada, Özdil'in, Soma'da hayatını kaybedenlerin AK Parti mitingine katılan gençler olduğunu savunarak, "Bu olan biten müstahaktır" yorumunda bulunduğunu belirtti.  Özdil'in açıklamasının kan dondurduğunu bildiren Burhan, "Özdil, böyle acı bir olayı siyasete malzeme yapmakla kalmamış, içindeki kin ve nefreti de gözler önüne sermiştir" ifadesini kullandı.  "A partisinden ya da B partisinden diye ayrım yapılarak, insanların ölümü hak ettiğini iddia etmek ancak vicdan ve merhamet taşımayan insanlara yakışır" değerlendirmesinde bulunan Burhan, şunları kaydetti:
"Anadolu Yayın Platformu olarak 142 yerel medya mensubu üyemizle insanlıktan uzak bu yorumu kınıyoruz çünkü orada hayatını kaybeden hiçbir madenci kardeşimize bu olan biten müstahak değildir. Tüm Türkiye yasta ve insanlar kan ağlarken acımasızca yapılan bu yorum karşısında şaşkın olduğumuz kadar, Yılmaz Özdil ve onun gibilerin her kaybedilen can için mutlu olup olmadığını merak ediyoruz. Ne de olsa giden can kadar AK Parti'den oy gitti." Soma'daki maden faciasının ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, tarafından kömür ocağına koordinatör olarak atanan ve verdiği "hayati kararla" 140 kişiyi dışarı çıkartan Gökalp Büyükyıldız, gazeteci Yılmaz Özdil'in Halk TV'deki sözlerini için "Bu kabul edilemez. İnsanlık dışı" dedi.  
Facianın yaşandığı madenin yakınındaki İmbat Madencilik'te genel koordinatör olarak görev yapan Büyükyıldız, her gün Hürriyet gazetesi aldığını, Özdil'in özel bir televizyon kanalında hayatını kaybeden madenciler hakkındaki sözlerini duyunca dünya ile irtibatının kesildiğini söyledi.
Özdil'in maden kazasında hayatını yitiren işçilere ilişkin sözlerini duyduğunda kahrolduğunu belirten Büyükyıldız, şöyle devam etti: "Bu işçilere bu kaza müstahak olamaz. Asla kabul etmiyorum. Bu kabul edilemez. İnsanlık dışı. Daha fazla bir şey söylemek istemiyorum. Ben yine olacağım orada ama 'Bundan sonra ofisime giren gazetede o sayfanın üzerini ya bantlayacaksınız ya da keserek bana getireceksiniz' diye sekreteryama talimat verdim. Hiçbir şekilde kabul etmiyorum dedim."
AK Partili olmadığını vurgulayan Gökalp Büyükyıldız, Başbakan Erdoğan'ın iradesi sayesinde şirket olarak ayakta kaldıklarını ve 2004 yılında 260 liraya üretilen kömürü, 31 liraya üretmeye başladıklarını söyledi.  Maden işçilerinin Yılmaz Özdil'e bir "refleks" göstereceklerinden şüphe duymadığını vurgulayan Büyükyıldız, çok kırıldığını sözlerine ekledi. Soma'da facianın meydana geldiği madendeki örgütlü sendika olan Türk-İş'e bağlı Türkiye Maden İşçileri Sendikası (Maden-İş) Başkanı Nurettin Akçul, gazeteci Yılmaz Özdil'in sözlerine ilişkin, "Bu 'müstahaktır' sözünü yadırgıyorum. Bu uymadı, böyle acılı bir dönemde gerçekten bu bizi üzmüştür. Bunu duyan işçi arkadaşlarımız gerçekten çok üzüldüler" dedi.
Akçul, konuyla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, facianın yaşandığı madendeki işçilerinin tamamının kendi sendikalarına üye olduğunu belirterek, Özdil'in sözlerinin kendilerini, işçileri ve ailelerini incittiğini söyledi.  
Yılmaz Özdil'in söz konusu açıklamasını dinlediğini dile getiren Akçul, şunları kaydetti: "Kendisi açısından, konuşmanın bütünlüğü açısından o manada, bizim anladığımız şekilde söylememiş olabilir. Öncelikle şunu belirteyim burada çalışanların tamamı bizim üyemiz. Bizim üyelerimizle aramızdaki ilişki sendika üye ilişkisidir. Üyelerimizin siyasi kararları, tarafları bizi ilgilendirmez. Buna müdahil de olamayız. Bir mitinge katılmış olabilirler. Ben bunu yadırgamıyorum. Bir başka partinin mitingine giden arkadaşlarımız da vardır. Bu eleştiri konusu yapılmamalıdır. Zorla götürülmüşlerse onu eleştiririm, karşı çıkarım. İfade edildiği gibi para verildi, parayla gittiler sözleri inandırıcı değil. Böyle bir günde söylenecek laflar değil." "Bizim acımız var şu anda acımızla uğraşıyoruz" diyen Akçul, Türkiye'de 301 ocağa ateş düştüğünü, böyle hassas dönemlerde bu tür konulara girilmesi gerektiğini dile getirdi.
Akçul, sözlerini şöyle tamamladı: "Hele hele müstahaktır sözü, konuşmanın bütünlüğündeki anlamı farklı yorumlanabilir. Farklı anlamlar çıkarılabilir. Ben çok kötü niyet olduğunu düşünmek istemiyorum. Bu müstahaktır sözünü yadırgıyorum. Bu uymadı böyle acılı bir dönemde gerçekten bu bizi üzmüştür. Bunu duyan işçi arkadaşlarımız gerçekten çok üzüldüler. Bu konuda çok tepki aldık. İzah etmeye çalışıyoruz. Umarım konuşmada vermek istediği mesaj bu değildir. Madem işçileri bunu haketmiyor. Bu bizi incitti."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...