Tgrt Haber
Ramazan Vuslat
Ramazan Vuslat
02 Haziran 2022 11:10 - Güncelleme : 02 Haziran 2022 12:29

Türkiye'nin iade talebine İsveç ve Finlandiya'dan olumsuz cevap: 33 teröristi teslim etmediler

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, terör örgütlerine verdiği desteği kesmeden İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine sıcak bakmayacaklarını söyledi. Şu ana kadar iki ülkeden PKK'lı ve FETÖ'cülerden oluşan toplam 33 teröristin iadesini talep ettiklerini belirten Bakan Bozdağ, herhangi bir olumlu dönüş olmadığını açıkladı.

Türkiye'nin iade talebine İsveç ve Finlandiya'dan olumsuz cevap: 33 teröristi teslim etmediler
finlandiya,isveç,nato,Bekir Bozdağ,terörist

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yozgat Personel Eğitim Merkezi'nin açılışı sonrası yargı muhabirleriyle bir araya gelip gündeme ilişkin soruları cevapladı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun yargıya müdahale etme girişimine tepki gösteren Bekir Bozdağ, "İktidara gelirse cezaevindekileri serbest bırakacağını söylüyor. Memurları tehdit ediyor. Hukuk devletine inanan biri böyle der mi?" diye konuştu. Türk yargısına kimsenin karne notu veremeyeceğini vurgulayan Bakan Bozdağ, "Hakim veya savcılara hakaret etmeye, onları tehdit etmeye, parmak sallamaya kimsenin hakkı yok" dedi.

Seçim güvenliği tartışmalarının yersiz olduğunu belirten Bekir Bozdağ, "Türkiye'nin en güvenli yaptığı işlerden birisi seçim işidir. Şu anda seçim güvenliği tartışmalarını Millet İttifakı yaptığına göre seçimini kaybedeceklerini şimdiden anladıkları için mazeret üretiyorlar" ifadelerini kullandı. 

Stokçuluk yapanlara ağır cezaların yolda olduğunu da hatırlatan Bozdağ, "Dolu ürünü satmıyor, rafa koymuyor, tezgaha koymuyor ve saklıyor. Fiyatları yükseltmeye çalışıyor. Fiyatlar yükselince de oradan getirip satıyor. Bir defa böyle bir mal ve hizmet sunmayarak, mal ve hizmet açığı çıkmasına yol açıyor. O da fiyatları tetikliyor" diye konuştu.

VAN'DA BAŞKA, YOZGAT'TA BAŞKA KONUŞUYOR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Van ziyaretinde yaptığı konuşmaya tepki gösteren Bakan Bozdağ, "Kılıçdaroğlu'nu anlamakta zorlanıyorum. Yozgat'a gelince 'Kandil'i başlarına yıkacağız' dedi. Van'a gidince 'Katılın bana herkesi serbest bırakacağım' noktasında bir açıklamaya evirildi. Bir yerde söylediğiniz lafı muhataplarınıza göre başka yerde değiştirmemek lazım. Bu yanlış. Doğrusu, üslup Van'da da konuşursak, İzmir'de de Yozgat'ta da aynı üslubu konuşan siyaset başarılı olur. AK Parti'nin başarısının sebeplerinden bir tanesi, Cumhurbaşkanımızın ve bizim parti yetkililerimizin muhatabına göre değil, konusuna göre her yerde aynı cümlelerle konuşabilmesi ve alkış alabilmesidir. Yoksa cümle seçici, muhatap seçici bir dille konuştuğunda bu sıkıntılara yol açıyor. Tavsiyem inşallah bunu düzeltir" dedi.

Yargı bağımsız ve tarafsız olduğuna dikkat çeken Bakan Bozdağ, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

KILIÇDAROĞLU'NUN TEHDİT DİLİNE TEPKİ

"Hiç kimse yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili yargı mensuplarına emir ve talimat veremez. Tavsiye ve telkinde bulunamaz. Böyle bir şey olamaz. Şimdi diyor ki bir yandan, 'Yargı bağımsızdır bağımsız olmalıdır. Kimse yargıya karışmamalıdır.' Sonra da 'Ben serbest bırakacağım' diyor. Ben şimdi merak ediyorum, ağır ceza reisi mi Sayın Kılıçdaroğlu? Yoksa istinaf daire başkanı mı? Bu davaların görüldüğü mahkemede görevi mi var? Nasıl serbest bırakacak? Onu mahkeme yapacak. O zaman acaba Kılıçdaroğlu'nun aklında başka bir formül mü var? Yani onu sormak lazım. 'Bize katılın, ben şunu serbest bırakacağım.' Hukuk devletine inanan kişi 'Ben şunu serbest bırakacağım, bunu tutuklayacağım' der mi? Şimdi de başka yerlere gidiyor, memurları tehdit ediyor. Başka yerleri tehdit ediyor. 'Siz hesap vereceksiniz, şunu yapacaksınız, şunlar olacak, bunlar olacak' diye büyük bir de bir tehdit dili kullanıyor. Bir yandan kendini yargıç yerine koyuyor öte yandan da bir tehdit dili kullanıyor. Şu anda iktidar değil. Ama bu tehdit dilinin sahibi acaba iktidar eline geçse, Türkiye'de bugün demokratik ortam, hukuk devleti, ifade hürriyeti nasıl olur? İşin doğrusu açıklamalara bakınca endişe etmemek elde değil. Onun için hukuk devletine inanan bir üslubu Sayın Kılıçdaroğlu'nun benimsemesinde fayda var."

Türkiye'nin iade talebine İsveç ve Finlandiya'dan olumsuz cevap: 33 teröristi teslim etmediler

"KİMSENİN 'BİZ GELİRSEK SİZE HADDİNİZİ BİLDİRİRİZ' DEMEYE HAKKI YOK"

Kılıçdaroğlu'nun istemediği bir karar çıktığında hakime demediğini bırakmadığını söyleyen Bozdağ, "Olmaz ki bu. Karara göre hakimlerin niteliği hakkında hüküm veremezsin. Dosyayı bilmiyorsun, delili bilmiyorsun, kanunu bilmiyorsun, hiçbir şey bilmiyorsun. Sadece yakınlık, uzaklığa göre mahkeme kararlarını değerlendirmek fevkalade yanlıştır. Türkiye maalesef bu yanlıştan bugüne kadar kurtulamadı. Yani yargı kararları sürekli siyasetin ana gündem maddelerinden biri haline geldi. Ama yargı işlediği zaman istinafı var, Yargıtay'ı var, Anayasa Mahkemesi, bireysel başvurusu var, AİHM var. Kendi içinde eksiği varsa tamamlayacak, yanlışı varsa düzelt pek çok mekanizması var. Bu mekanizmaların önemli olan sağlıklı işlemesidir. Siz eğer mekanizma sağlıklı işlemiyorsa bunu eleştirin. Hakkınız var. Doğru da yaparsınız ama mekanizmanın ortaya çıkardığı sonuç üzerinden o kararı veren hakim veya savcıya hakaret etmeye, onları tehdit etmeye, onlara el parmak sallamaya 'Biz gelirsek size haddinizi bildiririz' demeye kimsenin hakkı yoktur. Bunu tasvip etmemiz mümkün değildir" ifadelerini kullandı.

'TÜRK YARGISI HAKKINDA KİMSE KARNE NOTU VEREMEZ'

İki elin parmağını geçmeyecek dava üzerinden Türkiye'yi mahkum etmeye çalıştıklarına dikkat çeken Bozdağ, "Bu doğru değil. Türkiye'de milyonlarca hukuk ihtilafı var, milyonlarca ceza davası var. Bunların üzerinden baktığınızda 2-3 tane şey üzerinden siyasallaştırılmaya çalışan dava üzerinden Türk yargısı hakkında kimse karne notu veremez. Vermeye de hakkı yoktur. Herkesi de temiz bir dille hakim ve savcılarımız hakkında konuşmaya davet ediyorum. Kararlarını eleştirsinler. Çünkü kararlar eleştirilebilir. Ama kararı verenlere saygı içinde bir dil kullanmaları herkesin hayrınadır" ifadelerini kullandı.

FİNLANDİYE VE İSVEÇ'TEN 33 TERÖRİSTİN İADESİ İSTENDİ

Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya girmesine ilişkin müzakerelerle ilgili de konuşan Bakan Bozdağ, "Türkiye'nin şu anda Finlandiya'dan 6 PKK'lı 6 FETÖ'cü teröristin iadesi talebi oldu. İsveç'ten de 10 FETÖ'cü 11 PKK'lı olmak üzere 21 teröristin iade talebi oldu. Toplam iki ülkeden 33 teröristin iadesini talep etti. Ama bugüne kadar her iki ülke de bu iade taleplerin olumlu cevap vermediler. Üstüne üstlük, İsveç'te polisin kontrolünde biliyorsunuz kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'e hakaret yapıldığı gibi polisin kontrolünde de PKK'lılar, FETÖ'cüler, diğer terör örgütleri, her türlü terör eylemini orada yapıyorlar. İsveç resmi makamları bu terör örgütlerinin kimi üyeleri ile resmi dairelerinde görüşmeler yapabiliyorlar. Terör örgütlerini koruyan, kollayan adeta bir kuluçka yuvası durumundalar. Sadece eğitim, finans, dil, her türlü desteği sınırsız veriyorlar. O yüzden Türkiye, bu NATO üyelik süreci nedeniyle bu iki ülke de Türkiye'ye karşı takındıkları bu olumsuz tavrı değiştirmelerini, madem NATO çatısı altına girecekler Türkiye'yle beraber olacaklar, o zaman Türkiye'ye de ihanet eden, Türkiye düşmanlık eden bu terör örgütlerine karşı desteklerini kesmelerini ve bunu da resmiyete dökmelerini açık bir şekilde istedi, Hukuki anlamda da maalesef ne Finlandiya'yla, ne İsveç'le bugüne kadar herhangi bir yardımlaşmamız, dayanışmamız olmadı. Hiçbir talebimize olumlu cevap vermediler. Vereceklerini de şu an görünür gerçeklik göstermiyor" açıklamasını yaptı.

STOKÇULARA CEZA YAĞACAK

Stokçuluk ile ilgili çok önemli açıklamalarda bulunan Bakan Bozdağ, "Bizim hukukumuzda bazı suçlar şikayete bağlı, bazı suçlar resen takip gerektiren suçlar. Bu konuda herhangi bir usul eksikliği yok. Cezayı kim takdir edecek? Mahkeme takdir edecek. Dolu, satmıyor. Rafa koymuyor, tezgaha koymuyor ve dolayısıyla saklıyor, fiyatları yükseltmeye çalışıyor. Fiyatlar yükselince de oradan getirip satıyor. Bir defa böyle bir mal ve hizmet sunmayarak, mal ve hizmet açığı çıkmasına yol açıyor. O da fiyatları tetikliyor. Bu, kötü niyetli olan kişilere karşı bir düzenleme. Öbürü ise bir mal, hizmet ya da işçi ücretlerinin fahiş bir şekilde artmasını sağlamak için manipülasyon yapıyor. Yani çok gerçekle ilgisi olmayan bir takım şeyler yayıyor, işte mesela ayçiçek yağı, 'bitti, bitecek' diyor. Elindeki ayçiçek yağlarını yüksek fiyattan satıyor. Sonra bir hafta sonra da ayçiçek yağları iniyor aşağıya. Şimdi bu hesap yapıyor. Amacı sadece fiyatları arttırmak. Onu kim tayin edecek? Mahkeme tayin edecek, kasta bakacak. Yani bunu yapan herkes suçlu olmayacak. Yani şartları varsa onu mahkeme tayin edecek. Bu konuda kimin karar vereceği konusunda bir sorun yok. Çünkü ceza işi olduğu için soruşturmayı gerektiren bir konu. Savcı, usul hukukuna göre işlem yapacak. Mahkeme de dava açıldığı takdirde kanunlara göre yargılama yapacak" ifadelerini kullandı.

SEÇİM GÜVENLİĞİ TARTIŞMALARI

Seçim güvenliğine ilişkin sorulan bir soruyu yanıtlayan Bakan Bozdağ, "Seçim güvenliği konusunda Türkiye'de ne bugün, ne dün hiçbir sıkıntı yaşanmamıştır. Türkiye'nin en güvenli yaptığı işlerden birisi seçim işidir. Seçimde kim ki, 'Herhangi bir parti hile yaptı, yapıyor' diyorsa, ya seçim mevzuatını bilmiyordur, ya seçim uygulamalarını bilmiyordur. Örneğin, Türkiye'de bugün 194 binden fazla sandık var. Her sandığın başında o ilçede veya ilde vekil çıkarmış ve teşkilatı olan 5 partinin temsilcisi bulunuyor, bir de kamu görevlisi bulunuyor 6 kişi bulunuyor. Geliyor, imza atıyor onların huzurunda. Kimlik kontrolü yapılıyor, onların huzurunda. Oy pusulası veriliyor, onların huzurunda. Mühür veriliyor, onların huzurunda. 6 kişi. Şu anda sandığa bakarsanız bunlardan ikisi Cumhur İttifakı, geri kalanları Millet İttifakını oluşturanlar oluşturuyor. Çoğunluk onlarda. Seçimlerde hile yapılmasına bizim seçim sistemimiz izin vermiyor. Herkese seçim sonucunda tutanak veriliyor. Tutanağın birisi oy kullanılan yerin kapısına asılıyor. Sonra o tutanak İlçe Seçim Kuruluna bütün temsilcilerle beraber götürülüyor. İlçe Seçim Kurulunda her partinin gene temsilcisi var, müşahidi var. Onların huzurunda onlar işlem görüyor. Sonra YSK'ya intikal ediyor. YSK'da da herkesin temsilcisi var" dedi.

"SEÇİMİ KAYBEDECEKLERİ İÇİN MAZERET ÜRETİYORLAR"

Artık bütün partilere link verildiğini hatırlatan Bozdağ, "Gelen o ıslak imzalı oyları gösteren tutanakların hepsine partiler de erişebiliyor. Kendi de hesap yapabiliyor. Eskiden partilerin mahallinde itiraz etmediği bazı konuları Ankara'da itiraz edemiyordu. Şimdi onlara da Ankara'da itiraz hakkı verdik. Dolayısıyla oraya kadar da itiraz edebiliyor. O nedenle seçim güvenliğiyle ilgili konuşanlar bana şunu hatırlatıyor; bunu çok net söyleyeyim, seçimi kaybetmeyi anladıkları zaman muhalefette olanlar seçim güvenliği konuşması başlatıyorlar. Şu anda seçim güvenliği tartışmalarını Millet İttifakı yaptığına göre Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybedeceklerini şimdiden anladıkları için mazeret üretiyorlar" şeklinde konuştu.

Kaynak: AA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...