Bilim Kurulu Üyesi İlhami Çelik: Tablo alarm veriyor, aşı olmayana kısıtlama şart

TGRTHABER.COM.TR

Yeni Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ilk açıklamasında hedeflerinin yüz yüze eğitime geçmek olduğunu söyledi. Koronavirüs (Kovid -19) vakalarının tırmanışa geçerek 25 bin bandında seyretitği bu günlerde yüz yüze eğitime geçişin mümkün olup olmayacağı ise tartışma konusu. Ortaya çıkan yeni süper varyantlar ise başka bir endişe konusu. Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi ve Kayseri Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İlhami Çelik, tgrthaber.com.tr için yaptığı açıklamada mevcut vaka tablosunu ve sürcin risklerini değerlendirdi. 

1 ve 2. DOZU OLMAYANLAR RİSK ALTINDA

Aşının virüsten korunmada en etkili silah olduğunu belirten Çelik, “Toplumda 1. dozu yaptırmayanlar yani hiç aşıyla tanışmayan bir gurup var; 1 dozu yaptırıp 2. dozu yaptırmayanalar var; 1. ve 2. dozu yaptırıp 3. dozu yaptırmayanlar; bir de 3. dozu da yaptıranlar var. Bu gurupların içinde en riskli olanlar aşıyla tanışmamış olanlar ile 3. dozu yaptırmayanlardır. Özellikle aşıların koruyuculuğunun en az 6 ay olduğunu düşünürsek ilk etapta aşılanan 80 veya 90 yaş üstünün 3. dozu olması gerekiyor. Maalesef 3. dozu olmadığı için virüse yakalanıp entübe olan yaşlılarımız var” dedi.

OKULLAR AÇILMALI AMA 16-25 GRUBUNA DİKKAT

Çocukların, hastalanmasalar bile taşıyıcı olabileceğini bu nedenle virüsü ebeveynlerine bulaştırma riskinin yüksek olduğunu söyledi. Bir kişiye coronavirüs bulaşmasının evdeki herkesin coronavirüse yakalanması anlamına geldiğini belirten Çelik, “Çocukları açıp okulda hızlı testler uygulanabilir. Ancak haftada birkaç testin yapılması çocuğu olumsuz etkileyebilir. Diğer taraftan okulların açılmasının gecikmemesi gerekiyor. Çünkü okula gitmeyen ve sosyalleşmeyen çocuklarda ciddi psikolojik travmalar oluşuyor. Bunu aşabilmemizin yolu toplumu aşılamaktan geçiyor. Özellikle 16-25 arası gençler kurallara daha az uyma eğilimi gösteriyorlar. Hasta olmasalar bile virüsü yayıyorlar. Bu döngünün kırılması için aşı şart. Virüsün yayılmasını önlemek için özellikle bu yaş gurubunun aşılanması gerekiyor” diye konuştu. 

Vakaların artmasıyla devletin zorunlu olarak kapanmaya gittiğini söyleyen Çelik şöyle konuştu:

“Aşı olmak her vatandaşın temel sorumluluğu. Aşının içindeki maddelerin haram olduğunu veya zarar verdiğini düşünen insanlar şu an yoğun bakımda yatıyorlar. İnsanlar sosyal medyadaki bilgilere göre hareket ediyor. Bu ise insanların hayatına mal oluyor. Ölenlerin bir anne baba olduğunu, evlatları olduğunu unutmamız gerekiyor. Herkesin bir ailesi var. Bulaşıcı hastalıklar tüm toplumu ilgilendiriyor.”

AŞI OLMAYANLARA KISITLAMA ŞART

Sosyal hayat kaçışın mümkün olmadığını vurlayan Çelik, aşı olmayanların futbol maçlarına, sinema, kafeye, düğüne, konsere alınmaması gerektiğini söyledi. İnsanları zorlamak yerine aşının gerekli olduğunun anlatılmasının daha doğru olacağını belirterek “Bilim kurulu üyelerimiz anlatıyor. Ancak sosyal medya ve fısıltı gazeteleri daha hızlı yayılıyor” dedi. 

Çelik, bilim insanlarının insan sağlığını riske atamayacağını belirterek şu uyarılarda bulundu:

“Dolayısıyla insanlarımızın düşünmesi gerekiyor, aşı zarar veriyor olsa biz yaptırmayız. Bunun başka bir yolu yok, şayet aşı aleyhinde konuşan kişiler koronavirüsten korunmanın daha iyi bir yolunu biliyorlarsa söylesinler. Aşı içindeki zararlı maddelerini ortaya koyabiliyorlarsa koysunlar. Farklı ve yanlış şeyler söyleniyor. Bunlara inanan kişiler sonra hastanelik oluyor. Dikkatli olmak gerekiyor, bir can kolay yetişmiyor. Sosyal medyadaki bilgilerden etkilenip aşısını olmayan ve hastanede yatan hastalarımız var. Lütfen bize inansınlar, biz yalan söylemiyoruz."

SAĞLIKTA KOMPLO OLMAZ

"Pek çok ülkede aşı yok. Bizim elimizde fazlasınca aşı var. Virüs yapısını hızlı değiştirdiğinden eski aşının etkisi azalır. Delta varyantına karşı aşının koruyuculuğu yüzde 85 gözüküyor. Yüzde 15’lik bir riskimiz var. Bu risk ancak daha çok insanın aşılanmasıyla azalabilir. Aşıyla insanlara cip takılması veya takip edilmesi gibi akla hayale gelmeyecek teoriler var. Hakikaten toplumun kafasını bulandıran şeyler. Komplo teorileri tüm toplumlarda ilgi çekiyor. Bilimde komplo olmaz, sağlığın komplosu olmaz.  Artık insanların bu hastalığının çözümünün aşı olduğunu bilmesi gerekiyor.”

3-9 Ağustos koronavirüs vaka tablosu. 

Çelik, özellikle yaz aylarında klimalı ortamlar, ani hava değişikliği ve pencerelerin açık olması gibi nedenlerle zatürre (pnömoni) vakalarında artış olduğunu sonbaharda ise grip vakalarının sıklaştığını hatırlatarak "Bunların coronavirüsle buluşması, bir kişinin iki virüsü birden alması çok büyük risk oluşturuyor. Havalar soğuduğunda ve kapalı alanlara geçtiğimizde bulaş çok daha artacak. Rakamlar, 5 binin altında olması gerekirken 20 binleri aştı. Geçen hafta sonunu düşündüğümüzde bugün ve yarın rakamlar artar. Rakamların artma eğiliminde olduğunu görülüyor” dedi.