Tgrt Haber
31 Ocak 2015 14:56

Galatasaray'da Avrupa kupaları tehlikesi!

CNN Türk'te yayımlanan 'Hafta Sonu Keyfi' programına katılan Yarsuvat, gündemle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Galatasaray'da Avrupa kupaları tehlikesi!
galatasaray başkanı, yarsuvat,

Sarı-kırmızılı kulübün olağan genel kurulunda yeniden başkanlığa aday  olacağına yönelik haberlerin gerçeği yansıtmadığını anlatan Yarsuvat, şunları  kaydetti: 
"Ben bir kere 'hayır' demişsem, 'Galatasaray'da 6 ay için başkanlık  yapmaya geldim' demişsem onu değiştiremem. Değiştirirsem zaten Duygun olamam. Ben  bir misyon yüklendim. Bu misyon Galatasaray'ı belli bir aşamadan getirip normal  seçimlere hazırlamaktı. Bunda da başarılı oldum zannediyorum. Çünkü Galatasaray  bir boşluktaydı. Bir başkan istifa etmiş, kaçmıştı. Bunu Galatasaray'a  yakıştıramadığım için bu görevi yüklendim. Yönetim kurulu arkadaşlarım da  cansiparane bir şekilde çalışarak bu 6 ayı başarılı bir şekilde tamamlamak  istiyoruz." 
Galatasaray'ın Galatasaray Lisesi'den kaynaklanan farklı bir kültürü  olduğunu belirten Duygun Yarsuvat, "Bu, Galatasaray'ın esasını meydana getiriyor.  Bunlar hiçbir zaman yazılı değil, öğrenilerek gelen bir kültür. Mutlaka  Galatasaray Lisesi'den gelmenize gerek yok, o kültürü benimsemeniz lazım.  Galatasaray'da hoşgörü vardır, Galatasaray laiktir. Galatasaray Lisesi kurulduğu zaman muhtelif dinlerden öğrencileri vardı. Müslüman okulunda okudukları için  Papa oradaki öğrencileri ve ailelerini aforoz etti" diye konuştu. 
 
UEFA kriterleri 
 
Galatasaray'ın UEFA'nın finansal fair play kriterleri nedeniyle Avrupa  kupalarına katılamama ihtimalinin sorulması üzerine, spor kulüplerinin mali  açıdan zorluk içinde olduğunu dile getiren başkan Yarsuvat, şu ifadeleri  kullandı: 
 
"Bu ihtimalden hep bahsediliyor. Arkadaşlar da yoğun bir şekilde  çalışıyoruz. Bu ihtimal 2016 yılında söz konusu olabilir. Önümüzde daha 2015 yılı  var. Futbolculara olan borçlarımızı kapatıyoruz. Zaten kapattığımız zaman  UEFA'nın kriterlerini de karşılamış oluruz. Ancak eğer UEFA bu kriterleri  uygularsa, Şampiyonlar Ligi'ne birçok ülkeden takım katılamaz. Bu ligi  yapamazlar." 
 
Galatasaray'da kendilerinden önce birçok işin yanlış yapıldığını  savunan Duygun Yarsuvat, "Galatasaray gelirlerinin çarçur edildiğini gördük.  Biliyorsunuz çilekler, şeftaliler, üzümler geldi gitti. Galatasaray'ın mali  kaynakları kötü kullanılmış" değerlendirmesinde bulundu. 
 
Spor kulüplerinin ancak başarıyla ileriye gidebileceğini vurgulayan  Yarsuvat, Spor Toto Süper Lig'de bu sezon şampiyonluk şanslarının yüzde 33  olduğunu dile getirdi. 
 
"Prandelli her zaman CAS'a gidebilir" 
 
Duygun Yarsuvat, sözleşmesi feshedilen İtalyan teknik direktör Cesare  Prandelli ile alacakları konusunda kesin bir anlaşmaya varamadıklarını dile  getirerek, şunları söyledi: 
 
"Prandelli işiyle başkan vekilim Hamdi Yasaman ilgileniyor. Görüştüler  ama kesin bir sonuca varmadılar. Prandelli her zaman CAS'a gidebilir. Biz de  zaten karşı argümanları hazırlamış durumdayız. Biz Prandelli'yi başarısızlığından  dolayı gönderdik. Prandelli'nin sözleşme şartları yüksekti. Sadece Prandelli  değil, 5 yardımcısı var. Onlar da ayda 15 bin dolar alıyordu. Bir de basın  sözcüsü vardı, bir hanım. O da 10 bin avro alıyordu. Yanlış bir anlaşmaydı. Onu  almamak lazımdı." 
 
Passolig'i eleştiren, uygulamanın seyircileri sahalardan  uzaklaştırdığını savunan Yarsuvat, Türkiye Futbol Federasyonu'nun yeni sezondan  itibaren yürürlüğe sokacağı yabancı oyuncu kontenjanı kararını doğru bulduğunu  ifade etti. 
 
"Hamzaoğlu'nun performansı beklediğimizin üstünde" 
 
Galatasaray Kulübü Başkanı Yarsuvat, Prandelli'nin yerine göreve  getirdikleri Hamza Hamzaoğlu'nun performansından memnun olduklarını vurgulayarak,  şöyle devam etti: 
 
"Hamza Hamzaoğlu'nun performansı beklediğimizin de üstünde. Prandelli  Türkçe bilmeyen bir adam. Tercüman vasıtasıyla konuştuğunuz zaman anlatmak  istediklerinizi tam olarak yapamazsınız. Hamzaoğlu bunu çok iyi yapıyor. Ben  Hamzaoğlu'nun kalmasını çok isterim." 
 
"Aziz Yıldırım'ı cemaatin bir komplosu bu hale getirdi" 
 
Duygun Yarsuvat, şike davasında yargılanan Fenerbahçe Kulübü Başkanı  Aziz Yıldırım'ın, Fethullah Gülen cemaatinin komplosuna maruz kaldığını ileri  sürdü. 
 
"Bütün medyayı araştırın, gerek Aziz Yıldırım, gerek diğer  Fenerbahçeli arkadaşlarının beyanatlarını okuyun, Aziz Yıldırım'ın mahkeme  sırasında duruşmalarda söylediklerini bir okuyun, 'bunu bana yapanlar cemaattir'  diyor" ifadelerini kullanan Yarsuvat, sözlerini şöyle sürdürdü: 
 
"En son duruşmada da söyledi. Demek ki Aziz Yıldırım'ı cemaatin bir  komplosu bu hale getirdi. Komployu yapan kim? Cemaatçi polisler. Bu cemaatçi  polisler bugün teker teker toplanıyor. Cemaatçi polisler sadece Aziz Yıldırım'a  yapmadı, Balyoz Davası gibi bir davayı oluşturdu. Orada sahte deliller üreterek, bu  delilleri kendi bilirkişileri vasıtasıyla değerlendirerek davalar açtı. 265 kişi  ilk açılan davada yargılandı. Büyük bir kısmı yüksek rütbeli subaylardı. Cemaatin  hedefi orduyu ortadan kaldırmak, nitekim başarılı da oldu. Bütün baş olanları,  kıymetli olanları ortadan kaldırdı, sildi. Fethullah Gülen'in ABD'ye kaçtığı  tarihe bakın, niye kaçtı? Yargılanıyordu ve son karar verilecekti. Verilmeden  önce kaçtı." 
 
Fethullah Gülen'in amacının, Türkiye'de dini esaslara göre kurulmuş  bir devlet yapısı olduğunu düşündüğünü dile getiren Yarsuvat, sözlerine şöyle  devam etti: 
 
"Fethullah Gülen 1971 yılında yapmış olduğu bir açıklamada 'altın  nesil yetiştireceğiz' demiştir. Nitekim yetiştirmiştir. Üniversite öğrencilerine  yurtlar kurmuştur. Yurt içinde bu çocukları evlere almıştır. Evlerde bunları  eğitmiştir, para yardımı yapmıştır. Kendisine güvenen bir gençlik oluşturmuştur. Bu  gençlik bugün idari mekanizmada belli mevkilere yerleştirilmiştir. Bunu yaparken  okulların girişlerine masalar kurulmuştur, gelen öğrencileri buralardan bu evlere  kanalize edilmiştir. İlk önce mülkiye, askeriye ve yargıya adam yetiştirmek  istemişlerdir. Askeriyede çok başarılı olamamışlardır ama mülkiye ve adliyeye  girildi." 
 
"Gülen'i çağıran ABD'dir" 
 
Duygun Yarsuvat, Fethullah Gülen'in iadesiyle ilgili olarak yaptığı  değerlendirmede ise şunları söyledi: 
 
"İade edilmesi için bir dava açılmış olması ve verilen mahkeme  kararının ABD makamlarına gönderilmesi, ondan sonra da iade istenmesi söz  konusudur. Ancak siyasi amaçlı iade gerçekleşmez. Eğer bu bir siyasi davaysa,  iade edilmeyecek demektir. Bunun için Cumhurbaşkanımız 'deport edilsin' diyor.  Ben bu ihtimali hiç görmüyorum. Zaten onu oraya çağıran ABD'dir. Yoksa durup  dururken niye gitti."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...