Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan yeni anayasa çağrısı: Siyasetteki yumuşama önemli bir fırsat

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay Konferans Salonu'nda düzenlenen İdari Yargı Günü ve Danıştay'ın 156. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni'nde konuştu.

Sosyal medya üzerinden yargı organları ve mensuplarının yıpratılmasına tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yargı eleştirilemez değildir. Verdiği kararları beğenmeyebilirsiniz, eleştirebilirsiniz. Fakat yargının toptancı anlayışla kurumsal olarak yıpratılmasını, yargı organlarına çamur atılmasını asla kabul edemeyiz" ifadelerini kullandı.

Yargının siyasi tartışmalara çekilmesini doğru bulmadıklarının altını çizen Erdoğan, yeni anayasa çalışmaları için de siyasetteki yumuşamanın bir fırsatı olduğuna dikkat çekerek siyasi partilere çağrıda bulundu.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Danıştay Başkanlığına yeniden seçilen Zeki Yiğit'i kutluyorum. 1,5 asrı aşan tarihiyle Danıştay ecdattan kalan bir miras ve emanettir. Danıştay idarenin yargı yoluyla denetlenmesinin yanı sıra kamu ile vatandaş arasındaki ihtilafın çözülmesinde de nihai karar vericidir.

"ADALET YOKSA HUZUR OLMAZ"

Yüksek mahkemelerimizin her biri kendi görev alanları içinde adaletin tecellisi için çalışıyor. Makamlarımızdan öte hepimiz şuna inanıyoruz. Nasıl geç gelen adalet adalet değilse topluma güven veren adalet sistemi de bekamızın güvencesidir. Adalet mülkün temelidir yazısı bu hakikati bize hatırlatır. Devlet adaletle hükmettiği müddetçe güçlüdür, dimdik ayaktadır. Adaletin olmadığı yerde huzur olmaz. Adliyenin kapısını adaletin kapısı haline getirdiğimiz ölçüde geleceğimize güvenle bakabiliriz.

"ADALET SİSTEMİMİZ DARBECİLERİN SALDIRISINA MARUZ KALDI"

Adalete büyük önem veren aynı zamanda pek çok adaletsizliğe şahitlik etmiş bir milletiz. 27 Mayıs darbecilerin gerçek bir mahkemeden ziyade kötü bir tiyatroyu andıran Yassıada'da işlenen hukuk katliamlarını unutmuyoruz. 12 Eylül dikta rejiminin güya adaleti tesis maksadıyla bir sağdan bir soldan dar ağacına gönderdiği gençlerin acısı hiç dinmedi. 28 Şubat'ta koro halinde darbecilere alkış tutanların hukuk sistemine verdikleri zararın telafisi yıllar aldı. 17-25 Aralık yargı-emniyet girişiminin faillerinin sebep olduğu sıkıntıların yükünü çekiyoruz hala.

15 Temmuz'da ödediğimiz ağır bedeller ortada. Bir gecede 253 insanımızı şehit verdiğimiz bu ihanetin merkezinde sadece eli silah tutanlar değil, üniformalı ve cübbeli örgüt militanları da vardır. Darbeci alçaklar başarılı olsa yeni Yassıada'lar kuracaklardı. Adalet sistemimiz bir dönem darbecilerin, bir dönem oligarşik yapıların bir dönemde FETÖ'nün saldırılarına maruz kalmıştır. Yargının üzerine paralel odakların gölgesinin düştüğü bu arızi dönemler sona erse de toplumdaki etkileri uzun süre devam etti.

"SOSYAL MEDYA YARGIYI YÖNLENDİRMEMELİ"

Yargıyı yönlendirme, baskı altına alma, hukukçuları hedefe koyma her geçen gün daha sık karşılaştığımız tehditlerden. Sosyal medyadaki acımasız linç kültürünün mağdur ettiği kesimlerin başında yargı mensupları geliyor. Çok önemli bir görevi icra eden yüksek yargı üyelerimiz zaman zaman eleştiri sınırlarını aşan haksız ithamlara muhatap oluyor.

Yargı eleştirilemez değildir. Verdiği kararları beğenmeyebilirsiniz, eleştirebilirsiniz. Millet adına kamu gücünü kullananların sert tepkilere tahammül etmesi beklenir. Fakat yargının toptancı anlayışla kurumsal olarak yıpratılmasını, yargı organlarına çamur atılmasını asla kabul edemeyiz. Hukukun kendi mecrasında ilerlemesi adaletin tecellisine giden en hayırlı, kestirme yoldur.

"YARGININ SİYASİ TARTIŞMALARA ÇEKİLMESİ YANLIŞ"

Herkes yargıya yardımcı olmalı, adaletin eksiksiz tecellisine katkı sağlamalıdır. Güçlü, tarafsız, bağımsız, seri işleyen bir adalet sistemi evlatlarımıza bırakacağımız en kıymetli mirastır. Şayet eksik varsa tamamlamak, sorun varsa çözmek hepimizin görevidir. Yargının yasama ve yürütmeye müdahalesi nasıl yanlışsa siyasi tartışmalara çekilmesi de yanlıştır. İktidarı ve muhalefetiyle, basını ve sivil toplumuyla yargımızın her türlü taassuptan ve ideolojik kamplaşmadan uzak durmasını temin etmemiz gerekir.

Milletin maslahatı yerine belli bir zümrenin menfaatini gözeten dar kadrocu anlayışların adalet teşkilatı dahil devlet kurumlarında tekrar yuvalanmasına izin veremeyiz, vermeyeceğiz. Adalet terazisini ellerinde tutan hukukçularımızın da medya, sosyal medyadaki duruşlarıyla bu sürece olumlu katkı sunması önemlidir.

YENİ ANAYASA MESAJI

Yaptıklarımızın ve yapamadıklarımızın ışığında reform irademizi diri tutuyoruz. Türkiye istikbalini daha fazla demokrasi, ekonomik refah ve bunlara paralel daha fazla güvenlik üzerine inşa edebilir.

Son 21 yılda millete hizmet yolunda bedel ödemiş bir iktidarız. Türkiye'yi tarihinin en büyük demokrasi ve hukuk atılımlarıyla buluşturduk ama buna rağmen ülkemize siviller tarafından hazırlanmış yeni bir anayasa kazandıramadık. Yeni ve sivil anayasa teklifimizin içerisinde bu anlayış var. Cumhuriyetimizin 100. yılının darbe yasasıyla karşılanmış olmasını Türkiye demokrasisine yakıştıramıyoruz. Bu eksikliğin milli irade eliyle giderilmesi, demokrasimizin gücüne güç katacak, Türk siyasetinde yeni bir kilometre taşı olacaktır. Siyaset kurumunun ekonomik ve sosyal sorunları öne sürerek sivil anayasa ihtiyacını gündemden düşürmek istemesini doğru bulmuyoruz.

Yeni anayasanın sihirli değnek gibi dokununca sorunları ortadan kaldırmayacağını biliyoruz. Yeni anayasa sivil siyasetin alanını genişleterek ülkemizin meselelerinin çözümünü daha da hızlandıracak. Siyasetteki yumuşamayla beraber farklı siyasi partiler arasındaki istişari görüşmelerin yoğunlaşması önemli bir fırsat. Türk siyasetinin bu fırsatı kalıcı bir kazanca dönüştürmesini ümit ediyoruz. Biz üzerimize düşen yapıcı rolü oynamaya devam edeceğiz."