Tgrt Haber
25 May 2023 00:32 - Güncelleme : 25 May 2023 05:22

Bakan Soylu seçimin şifresini açıkladı: Kendi seçmenini sandığa getiren kazanır

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, pazar günü yapılacak cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. "Rehavet bizi korkutur. Havada karada kazanırız diyen kaybeder" diyerek Cumhur İttifakı seçmenlerini uyaran Bakan Soylu, seçimi kazandıracak şifreyi de açıkladı.

Editör: Onur Kaya / Kaynak: TGRT Haber
Bakan Soylu seçimin şifresini açıkladı: Kendi seçmenini sandığa getiren kazanır
Süleyman Soylu,seçim

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Habertürk TV'de seçim gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Soylu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

"Bence Allah'a şükür Türkiye'de geçen kampanyalara nazaran çok keyifli bir seçim kampanyası yürüyor. Güvenlik ve herkesin kendisini ifadesi açısından. Bizim kampanyamızın da istikameti iyi gidiyor. Hem TBMM'deki aritmatik tablo, Cumhur İttifakı, ortaya çıkan sonuçlar. 2. tura sayın Cumhurbaşkanımızın avantajla başlıyor olması. Seçim günü olaylarının bir önceki seçime göre yüzde 25 civarında az olması. Türkiye'de hem demokratik olgunluk, hem şenlik, hem herkesin attığı adımlara yönelik güzel ve anlamlı bir tabloyla yürüyoruz. Bu da hem İçişleri Bakanı olarak hem yıllardır siyasetin içinde olan bir kişi olarak siyasetin, rekabetin iyi olmasını isteyen birisi olarak beni mutlu ediyor.

"SEÇİM YARIŞI ADİL DEĞİL" İDDİALARI

Mesela belediye başkanlığı seçimi geliyor. Belediyelerin imkanlarıyla seçime girdiği değerlendirilebilir mi? Seçimin buna ait değerlendirilmesi yapılması sadece bahane olarak ortaya konur. Bunu siyasi tecrübeme ait olarak bunu söylüyorum. Bazen bu tersine olur. Elinizdeki bu imkanı göstere göstere kullanırsanız bu sizin aleyhinize olabilir. Vatandaş demokratik bir seçim ister. Gittiğiniz insana hangi türlü imkanla gideceksiniz de onun fikrini, zikrini bir başka şekle döndürebileceksiniz? Bunun rasyonel sonucu da yoktur. İktidar sadece kendi yükünü değil; uluslararası konjonktürün de yükünü taşır. İktidar her zaman seçimlere avantajlı girmez. Deprem büyük bir gerçeklik, bunu hiçbir algıyla değiştiremezsiniz. 50 binin üzerinde insan hayatını kaybetti. Yüz binlerce konut yıkıldı, milyonlarca insan oradan tahliye oldu. Bu bir gerçek. Arkadaşlarıma dedim ki, "Bırakın şu sosyal medya işlerini, biz işimize odaklanalım". Yakınımdaki arkadaşlara tamamen sosyal medya kullanmayı yasakladım. Biz görevimizi yerine getireceğiz. Bunu mümkün olduğunca bütün kaymakamlarımıza, valilerimize anlattım. İnsanlar hayatı gerçek yaşıyorlar. Olgu her zaman algının önündedir. Hiçbir algı gerçeği örtemez.

TÜRKİYE'Yİ AYAKTA TUTAN 3 TEMEL UNSUR

Seçim sonucu şöyledir; Millet İttifakı seçime giderken çok önemli bir önerme ile gitti. Dedi ki, Cumhurbaşkanlığı sistemini ortadan kaldıracağım dedi. Bu öneri parlamentoda anayasayı değiştirebilecek çoğunluğu veya referanduma getirebilecek sayı arar. Millet 14 Mayıs'ta ben senin bu önerini ortadan kaldırdım dedi. Bu teklifi millet neden kabul etmedi? Bu kadar krizden geçtik. Pandemi, Ukrayna-Rusya Savaşı, 15 Temmuz darbesi, dolar, döviz uluslararası alanda ekonomik dalgalanmaları yaşadık mı? Kuzey Irak, kuzey Suriye'de birçok askeri operasyon yapmak durumunda kaldık. Bütün bunlara rağmen bir siyasal kriz yaşamadık. Türkiye'yi ayakta tutan üç temel istikrar; güvenlik, büyüme, siyasal istikrarı yaşıyor. Bu üç istikrar Türkiye'yi ayakta tutuyor.

"TAYYİP ERDOĞAN DOĞU VE GÜNEYDOĞU'NUN MAKUS TALİHİ YENDİ"

Türkiye uzun zamandır bir politika izliyor. Biz PKK/PYD terör örgütüyle, DEAŞ, FETÖ ile mücadele ettik. Ama PKK/PYD mücadelesi Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde Türkiye'nin yatırım, insana dokunmada eksiklikleri oldu. Kamu bürokrasisinin, oraya tayini çıkanın acaba gitsem mi, gitmesem mi, oraya bir okul yapmak isteyenin bütün endişeleri devletle, batıyla doğu arasında farkın oluştuğu bunun da Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye Cumhuriyeti bunları bilerek yapmıyor anlayışı orada egemen anlayıştı. Tayyip Erdoğan tuttu Türkiye'de Doğu ve Güneydoğu'nun makus talihini yendi. Devlet yol, hastane, havalimanı yaptı. Bir başka bir şey daha yaptı. 87'den itibaren terörle mücadelede devlet sert davranıyor diye eleştiriler sözkonusuydu. Bir taraftan terörizmi bir tarafa koydu bir taraftan terörle mücadeleyi koydu. Vatandaşa 'Benim derdim teröristle' dedi. Bunu Kürt kardeşlerimiz anladı.

"HDP HİÇBİR ZAMAN KİLİT PARTİ DEĞİLDİ"

HDP zaten kilit parti değildi. Türkiye'ye rota şaşırtmaya çalışanların ortaya koyduğu bir anlayışın tanımıdır. Siyasi anlamda karar verme kabiliyetini ortaya koymaya etkilemek içindi. Millet 'ben çocuğumu dağa göndermek istemiyorum, mühendis yapmak istiyorum' diyor. Önümüzdeki 20 yıllık bant içerisinde Mardin, Van, Diyarbakır. Etrafındaki bölgenin en önemli cazibe merkezi olacak. Orta Doğu'nun en önemli cazibe merkezi olacak. Doğu ve Güneydoğu'da kapasite yüzde 45'lerde. Burayı artırdığı andan itibaren Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemiz Orta Doğu'nun miğferi olacaktır.

'HDP PKK'NIN GÜDÜMÜNDE'

Bu sürecin kaybedenlerinden bir tanesi Mansur Yavaş'tır. Çünkü böyle bir değerlendirme Türkiye'ye yapılabilecek en büyük ithamdır. HDP'nin, PKK'nın güdümünde siyasi parti olduğu apaçık gerçektir. Yavaş'ın yaptığı değerlendirmeler hep yapıldı. HDP'nin kendisi bizatihi yaptı. HDP'yi meşrulaştırmak için yaptılar. Bir siyasi parti terör örgütüyle iş birliği yaparsa, şu sorunun cevabını kim verirse versin; bu siyasi partinin adaylarını kim belirledi? Kandil 'siz Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceksiniz' dedi mi? Dedi. Kandil çıkıp 'Biz Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekliyoruz' dediği andan itibaren terör örgütünün bütün unsurları, Avrupa'da olmak üzere kavgalar oldu. Yeşil Sol'un adayı var da niye kavga ediyor?

"BU SEÇİMDE PKK'YI OYLATTILAR"

Bütün parti yetkilileri 'Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekliyoruz' dediler mi? Bu seçimde Türkiye'ye PKK'yı oylattılar. Demokraside halkın önüne gidersiniz 'kardeşim ben burayı yıkacağım' dersiniz. Bulunduğunuz bölgede 'Sana ben yüzde 60 oyla kazandırdım'. Size burayı yıkma meşruiyeti sağlar. Bir taraftan ben Selo'yu çıkaracağım dersen, bir taraftan özerklik konusunu ortaya koyarsan, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye'den Mehmetçiği oradan çekeceğim dersen. Bu şu demektir, arkadaş ben bunu oylattırıyorum demektir. Demokrasi bu oylamanın olmasını kabul eder. Halk kabul eder veya reddeder. Bunu kazandığı andan itibaren Selo'yu çıkardığın zaman kimse bir şey söyleyemez. Der ki, 'Ben bunu milletten geçirdim'. Bu seçimin en büyük tehlikesi buydu. Bu millet 'sen bana oylatmakla hata ettin' demiştir.

"MUHARREM İNCE'YE YAPILAN SİYASİ DARBEDİR"

Seçim nasıl bir aksta yürüdü? İkinci tur ne demektir? İkinci tura iki aday giriyor. Bu seçimde ilk turda 4 aday yarıştı. Muharrem İnce'yi herkes devreden çıkmış olarak görüyor. Muharrem İnce'ye yapılan neydi? Türk siyasi hayatında Muharrem İnce'ye yapılanlar, İnce'ye linç girişimleri, bir kısmı siyasi kanattan bir kısmı farklı kanatlardan. Siyasi olarak ayrı bir aday olarak çıktı, onu eleştirebilirsiniz. Zaten o eleştirileri görerek hatta eleştirerek yola çıkmıştı. Kaset üzerinden yapılan değerlendirmeler Türk siyasetinin Cumhurbaşkanlığı seçiminde en büyük skandallardan bir tanesidir. Fahri Korütürk seçiminden önce aday olacaklar, telefonlarla aday olmaktan vazgeçirildiler. Bunların birbirinden farkı sözkonusu değildir. Bu bir siyasi darbedir. Direk seçimin sonucuna yönelik darbedir.

"ABD ŞEMSİYESİ ALTINDA FETÖ VE CHP YAPTI"

İnce'nin siyasal geçmişi CHP'ye dayalıdır. Oy alacaksa muhakkak oradan oy alacaktır. Ben bir tanımlama yapmaya çalışıyorum. Ortaya çıkan bu tablo, bu iftiralar bir siyasi darbe değil midir? Demokratik yarışta ipi göğüsleyenler ve göğüslemeyenler tartışılır. İpi göğüslemeye gidemeyenler tartışılmaz. Bunu Amerikan şemsiyesi altında FETÖ ve CHP yaptı. Türkiye Cumhuriyeti devleti buna hemen müdahale etti. Burada kalacak değildir. Demokrasimizi koruyamazsak demokrasimizi zehirlerler. Yarın herkesin masumiyetini ortadan kaldırırlar. Rahmetli Menderes'in idamından sonra bu ülkede anne ve babalar çocuklarına 'siyaset yapmayın' dediler. Politika dışı nesiller yetiştirilmek istendi. Türkiye'de sadece belli kesimin siyaset yapmasına yönelik olarak oluşturuldu. Biz bunu temizleyemezsek yarın seçimlerde bir tehdit olarak durur. Bu mesele devletin meselesidir. Devlet bu işi temizleyecektir.

"HDP BAKANLIK ALACAĞIZ DİYORDU"

Orada Ümit Özdağ'ı konuşmamak lazım, Kılıçdaroğlu'nu konuşmak lazım. Türkiye bir tercihle bu seçime gitti. CHP ile Kılıçdaroğlu'nun ana aksta söyledikleri var. Kandil, LGBT dahil olmak üzere. Bir tarafta Cumhur İttifakı'nın söyledikleri var. Cumhur İttifakı ile Sinan Oğan'ın Türkiye'nin bekası, birliği ve bütünlüğü açısından çelişki söz konusu değil. Kılıçdaroğlu 'ben Mehmetçiği Kuzey Irak'a, Kuzey Suriye'ye sokmayacağım' diyor. Selo ve HDP'liler 'Bakanlık alacağız' diyor. Bir HDP'li 'Biz Kılıçdaroğlu'nun pazarlık yaptığımızı en iyi biz biliyoruz' diyor, mealen söylüyorum.

"CHP KENDİ İÇİNDE BU SİYASETİ TASFİYE EDECEK"

HDP'nin oyu seküler oydur. HDP beni tutmuyor. Böyle bir adamın beni yönetmesini istemiyorum diyor. Bu demokratik bir tercihtir. Beni tutabilmesi için ya politikamı değiştirmem lazım; ona ait sıcak şeyler söylemem yeterli olmaz. Politikada ray değişikliği yapmam lazım, onun için kendimden bir şey yapmam lazım. Bir bölümü PKK hattından Türkiye'nin parçalanmasını isteyen bir kesim var ama ötekisi de var. Bu hatların açık ve net olmasına rağmen burada bunların herbirini birbiriyle karıştırarak daha önce hiçbir şey söylenmemiş gibi seçime girip sonuç alabilmek tutarsızlık ve samimiyetsizlik ortaya koyar. Önümüzdeki günlerde Türk siyaseti şunu yaşayacak. HDP'nin PKK'ya dayalı siyasetini kim öncelemişse, onu meşru haline getirmişse tasfiye edilecek. Biz değil CHP kendi içinde tasfiye edecek.

SEÇİMİN ŞİFRESİNİ VERDİ

Herkes seçimi kazanmak ister. Rehavet bizi korkutur. Havada karada kazanırız diyen kaybeder. Böyle bir havaya girmiş olan varsa bu havadan çıkması gerekir. Bu seçimin şifresi şudur; bu seçimi sandığa getiren kazanır. Kendi taraftarını sandığa gitmeye ikna eden kazanır. Bu seçimin şifresi budur. Sahada iki ayrı otoban vardı. Bir Millet İttifakı bir Cumhur İttifakı otabanı. Ben sahada şöyle bir çalışma yapmadım. İzole bir çalışma yapmadım. Sadece kendi grubumla konuştum, gittim, böyle bir şey yok.

"BEN ARTIK MİLLETVEKİLİYİM"

50 +1 sistemini çok meşru görüyorum. Kazandığı andan itibaren Tayyip Erdoğan hayatının en kolay 5 yılını yaşayacak. Bizim bir açığımız vardı. Seçim bir hukuktur. Biz 49,5'la beraber 275 bin oya ihtiyacımız var. Biz seçim şenliği yaptık. Herkes katkı sağladı. Ben milletvekiliyim. Bundan sonraki hayat için milletimizin ve sayın Cumhurbaşkanımızın vereceği karnedir. Bu bana yetiyor.

"CUMHUR İTTİFAKI'NDA REHAVET OLUŞTURMAK İSTİYORLAR"

Bunların her birini takiyye siyaseti olarak görüyorum. Biraz argo olacak ama sarmaya gelmemek lazım. Ben siyasetin koridorlarının tozlu taraflarında büyümüş bir adamım. Bir lafzen söylenenler var bir de yaptığınız işler var. Son 15 gündür gördüğümüz hat söylenenlerle yapılanların farklı olduğu; bütün tuşlara basıldığının temel işaretidir. Ben HDP siyasetinin bağımsız olduğunu düşünmüyorum. Bir vicdani karar verebilme kabiliyetlerinin olmadığı kanaatindeyim. Patronu ne derse söyledikleri ile yaptıkları arasında her zaman farklılıklar olabileceğini; onun için Cumhur İttifakı'nı destekleyen seçmenlerin hiç bu tartışmalara girmeden sandığa doludizgin gitmeleri gerektiğini düşünüyorum. Cumhur İttifakı'na bir rehavet oluşturma adımlarını görüyorum.

"HÜDA PAR'IN TERÖRLE İLTİSAKI YOK"

HÜDA PAR'la ilgili şu adım atılmıştır, çok nettir; bir muhafazakar anlayış. HÜDA PAR anti Amerikancıdır. HÜDA PAR'ın terörle iltisakı yoktur. PKK meşruiyetini Millet İttifakı'na dayatmak için sözü toparladılar da toparladılar. Bunu göreceksiniz Tayyip Erdoğan'ın attığı HÜDA PAR adımı Türkiye'nin 20-30 yıl içerisinde Doğu ve Güneydoğu'da muhafazakar politika açısından yalnız kalan, kendi kodlarına dönmeye çalışan AK Parti ve Tayyip Erdoğan bu dönemin en büyük akıllarından bir tanesi olduğu. Bu çok güçlü bir sosyolojik adımdır ve büyük bir devlet aklıdır.

"TÜRKİYE BU GÖÇ DALGASINI YÖNETTİ"

Türkiye'de sığınmacılar meselesinin etkin olduğu alanlar ve iller vardır. Yüzde 3-3,5 civarındadır sığınmacıların mesele olduğunu söyleyenler. Biz dünyanın en büyük göç dalgasıyla karşılaştık. Türkiye bu göç dalgasını yönetti. Eğer yönetmemiş olsaydık, Türkiye bu karmaşıklıkların maliyetini toplumsal birçok olayla karşı karşıya kalarak öderdi.

OY KULLANAN YABANCI SAYISI

Seçimde 225 bin 414 yabancı oy kullandı. Türkiye'de 3 milyon 381 bin Suriyeli var. Türkiye'de Suriyeli nüfus azaldı. 554 bin Suriyeli gitti. Nisan ayında Katar'la beraber bir protokol imzaladık. Orada 9 ayrı bölgede gerek Fırat Kalkanı gerek Barış Pınarı bölgesinde toplam 240 bin konut oluşturulacak. Altyapısı ve organize sanayi siteleriyle birlikte şehirler inşa edilecek. Tamamı Katar finansmanıyla. İlk hesabımız 1.2 milyar dolar. Onlar 2-2,5'a kadar gidebileceklerini düşünüyorlar. Bugün 5 binin temeli atıldtı. Burada tarım arazileri de olacak. Bunun altyapısı yapıldı zaten. Şu anda 2 bin 800'ün üzerinde yaklaşık 13 ayrı yerleşkede organize sanayi siteleri yapıldı. Bu sadece Türkiye'den gidenlere yönelik yapılıyor. Gönürlü, onurlu güvenli. Hem sayın Cumhurbaşkanımız hem Katar Emiri dünyanın gözüne baka baka bir irade ortaya koymuşlardır burada."

Kaynak: TGRT Haber
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...