Açelya: Fundagillerden çok renkli çiçekler açan bitki
Açangül: Çiçeği açmakta olan
Açılay: Ay’ın şekilleri ve dünyaya yansıması
Adal: Ün kazanmış kimse
Afet: Güzelliği ile dillere destan olmuş kadın
Afife: Namuslu, namusuna çok düşkün kişi
Afitap: 1.Anlamı: Güneş gibi parlak. 2. Anlamı: Çok güzel, parlak yüzlü
Ağça: Temiz ve saf beyaza yakın olan
Ahenk: Uyumlu kişi
Ahsen: Çok güzel, olağanüstü güzellikte olan
Ahu: 1. Anlamı: Ceylan, karaca, 2. Anlamı: Çok güzel, ince, zarif kadın
Ahucan: Çok güzel dost
Ahueda: Nazlı güzel, işveli
Ahuela: Çok güzel gözlü kimse
Ahugül: Gül kadar güzel olan
Ahugüzar: Becerikli ve güzel olan
Ahunaz: Nazlı, güzel olan kişi
Ahunisa: Ceylan gibi güzel ve zarif kadın
Ahunur: Göz kamaştıran bir güzelliğe sahip olan kişi.
Ahuse: Heyecanlı, coşkulu güzelliğe sahip olan kişi
Ahuşen: Neşeli ve güzel kadın
Ajda: Filizlenmiş sürgün, çok genç ve körpe (yeni yetme)
Ajlan: Hızlı, çabuk, telaşlı kimse
Akasya: Güzel kokulu bir süs bitkisi
Akanay: Ay gibi güzel, gökyüzünde akan parlak cisim
Akel: Elinde bereket ve uğur bulunan kimse
Akgün: Günün en parlak, ışıklı ve uğurlu, bereketli olanı
Aksev: Aydınlığı ve ışığı seven
Aksu: Anadolu’da değişik boylarda birçok akarsuyun adı
Akşın: Beyaz tenli kadın
Aktan: Ak renkli tan; Kutlu tan, uğurlu tan
Ala: Ela karışık renkli, alaca; Benekli; Tam olgunlaşmamış, yarı olmuş
Alagül: Çok renkli ve mis kokulu gül
Aliye: 1. Anlamlı Çok Yüksek, yüce. Şerif ve aziz olan. 2. Anlamı: Necid ve Hicaz ülkesi. * (C.: Avali) Süngü başı.
Alçiçek: Kırmızı renkli çiçek
Alçin: Kızıl renkli küçük bir kuş türü
Aleda: Çok nazlı ve kaprisli olan
Alev: Yanan cisimlerin görüntüsünün söylenişi
Aleyna: Bizim üzerimize olsun
Algın: Birine gönül vermiş, vurgun, tutkun olan
Algül: Kırmızı gül. Gül kırmızısı
Alım: Gözü gönlü çeken nitelik, çekicilik, gönül çelen güzellik, albenili olan
Alkım: Gökkuşağı
Alkız: Kırmızı yanaklı, sağlıklı kız
Altın: En değerli maden türü
Alya: Yüksek yer, yükseklik, gök
Âmine: Yüreğinde korku olmayan
Andaç: Anılar, hatıralar
Armağan: Hediye, ödül
Arnisa: Çok namuslu kadın
Arsen: Kurtuluş, özgürlük
Arsu: Su kadar berrak
Arsun: Yüreğindeki temizliği yansıtan
Arzu: Herhangi bir şey için duyulan aşırı istek
Arzucan: Candan isteyen
Arzugül: İstenilen, beğenilen gül.
Arzum: İsteğim, dileğim, hevesim.
Arzunaz: Naz yapan,
Asalbike: Gerçek Hanım, gerçek güzel
Asel: Bal, Cennetteki dört sudan biri
Asena: Dişi kurt, güzel kız
Aslı: Temelli, köklü. Bir şeyin benzeri.
Aslıcan: Özü can gibi sevgili
Aslıhan: Han soyundan gelen
Aslım: Özü geçmişe ait
Aslınaz: Nazlı olması geçmişinden gelen.
Aslınur: Nur saçan bir geçmişi olan.
Aslısu: Geçmişi su gibi berrak ve temiz olan.
Asu: Azgın, huysuz, isyan eden. Afacan.
Asude: Rahat, huzur içinde olan
Asuela: Ela gözlü yaramaz
Asuman: Gökyüzü
Asya: Dünyanın en büyük kıtası
Aşina: Bildik, tanıdık.
Aşkın: Aşmış, ileri
Ayben: Ben ayım anlamında
Aybeniz: Ay gibi parlak tenli, ay benizli kadın
Aybike: Ay gibi güzel kız
Aybirgen: Ay veren
Ayacan: Ay gibi sevilen, aydınlık can
Ayça: Yay biçimindeki ay, Hilal
Ayçağ: Ay gibi parlak çağ
Aycan: Ay gibi aydınlık kişi
Ayçiçek: Gün çiçek
Ayda: Dere kıyılarında yetişen bir bitki
Aydan: Güzelliğini aydan almış,ay gibi parlak ve güze
Aydeniz: Hem ay, hem de deniz
Aydonat: Işık donat, parlaklık donat anlamında
Ayevi: Ay çevresinde oluşan ışık çemberi
Aygen: Gönül arkadaşı
Aygönül: Güzel gönüllü.
Aygün: Hem ay, hem gün
Aykal: Ay gibi parlak ve ışıklı kal
Aykız: Ay gibi parlak ve güzel kız
Ayla: Bazı yıldızların ve ayın etrafındaki ışık çemberi
Aylan: Ay gibi güzel değerlere sahip olan.
Aylin: Ayla ile aynı anlamdadır
Aynur: Ay ışığı
Ayperi: Ay ve peri gibi çok güzel.
Aysar: Ayın evrelerine göre huyu değişen kimse
Aysel: Ay gibi olan güzelliğiyle nam salmış olan
Aysema: Ay gibi parıldayan yüz.
Ayseren: Güzelliğini gözler önüne seren.
Aysın: Sen aysın, ay kadar güzelsin
Aysu: Ay gibi parıltılı ve su gibi berrak.
Aysun: Ay gibi ışıltılı ve güzel
Ayşe: Rahat ve huzur içinde yaşayan
Ayşegül: Güller içinde mutlu yaşayan
Ayşen: Neşeli, gülen, aydınlık.
Ayşenur: Nurlu ve huzurlu yaşayan
Ayşıl: Ay ışığı
Ayşim: Parlak ışık saçan
Ayten: Güzel bir tene sahip olan
Aytuğ: Aya benzeyen tuğlu
Azize: Saygın, sevgili, kutsal olan
Azra: Üstünde hiç yürünmemiş kum; Yeni yetme kız
Adalet: Doğruluk, zulmetmeme, haksızları bertaraf eden
Adniye: Salih, cennetlik kul.
Adeviye: İyilik ve yardımseverlik örneği, ünlü mutasavvıfe.
Afitap: Güneşin en zararsız ışığı
Ahu: Ceylan, maral
Aişe: Bolluk içinde rahat yaşayan
Âmine: Korkusuz olan
Arzu: İstek, hasret. İstenilen beğenilen kadın
Asiye: Direk, acılı kadın
Asuman: Gök, gökkubbe, sema
Atiye: Bağış, verme, iyilik
Atıfet: Bir sebebi bulunmadan duyulan sevgi
Ayfer: Ay ışığı
Ayla: Kadın, eş hanım
Aylin: Ayın çevresinde görülen ışıklı daire, hale
Aynur: Ay gibi parlak
Ayperi: Peri gibi güzel
Ayten: Ay gibi parlak renkli
Ayşegül: Güleç, gül gibi renkli, canlı ve rahat ömür süren
Ayşen: Neşeli, parlak, sevimli
Azimet: Gidiş. Takva yolunu seçen
Azra: Bakire
Bade: Aşk, kutsal sevgi
Bahar: Yazla kış arasında olan mevsim. Güzellik, gençlik çağı.
Bahargül: Bahar gülü.
Bala: Yavru çocuk
Balca: Bal gibi, bala benzer
Balın: Yar, sevgili
Balkın: Pırıldayan, parlak
Balkız: Tatlı kız
Banu: Prenses; Hanımefendi. Yeni evli gelin.
Banuhan: Hatun hükümdar.
Başak: Ekinlerin tanelerini taşıyan baş kısmı
Bediz: Resim, tasvir, süs, bezek
Begüm: Hanım; Kadın hükümdar.
Behin: İyinin iyisi
Behiye: Güzel.
Belde: Memleket, şehir, kasaba
Belemir: Peygamber çiçeği olarak biliniyor. Açtığı kokusunun dağılmasıyla anlaşılan gizli çiçek anlamında
Belen: Bel, geçit; İki dağ arasından geçen yol
Belfü: Kar tanesi
Belgi: İşaret
Belgin: Kesin ve eksiksiz belirlenen
Belgün: Aydınlık gün.
Belin: Korku ile şaşkın şakın bakmak.
Beliz: İşaret, iz; alamet
Belkıs: Efsaneye göre Hazreti Süleyman aleyhi selam zamanındaki Saba melikesinin adı.
Belma: Uysal, sakin.
Belur: Billur, billurdan olan.
Benan: Parmak uçları
Benay: Ben ayım, ay gibiyim
Benek: Namuslu kadın
Bengi & Bengü: Ölümsüz, sonsuz
Bengisu: Ölümsüzlük suyu
Bengül: Gül gibi.
Beniz: Yüz
Bennur: Işık saçan.
Bergüzar: Anılmak için verilen şey, andaç
Beria: Olgunluk ve güzelliğiyle üstün olan sevgili
Beril: Zümrüt
Berin & Berrin: En yüksek, en ulu anlamında
Berke: Zerdali, kayısı. Kamçı, değnek
Berna: Bağlı, bağlanmış; Genç, körpe, delikanlı
Berrak: Duru
Berran: Keskin, kesici
Besime: Sevimli, güler yüzlü.
Besisu: Bitkilerin damarlarında dolaşan besleyici su
Beste: Bir müzik parçasını oluşturan ezgilerin tümü
Bestegül: Gül kadar güzel ve duygulu.
Bestenigar: Türk müziğinde bileşik bir makam
Betül & Betil: Erkeklerden çekinen namuslu kadın, Hazreti Meryem ve Hazreti Fatma`nın diğer isimleri
Beyza: Çok beyaz, lekesiz
Bige: Evlenmemiş, çocuk doğurmamış olan. Sultan.
Bihter: Daha iyi, en iyi
Bike: Evlenmemiş, çocuğu olmamış kadın
Bilcan: Bilgili dost.
Bircan: Tek dost.
Bilge: Çok bilgili ve bilgisini yararlı kullanan kişi
Bilhan: Çok bilgili
Billur: Pek duru, pürüzsüz
Bilnaz: Çok naz eden.
Bilnur: Bilge kişi.
Binay: Öylesine güzel ki bin ay eder.
Bingül: Gülü bol; Gül bahçesi
Binnaz: Çok nazlı, cilveli, işveli, kaprisli
Binnur: Çok ışıklı, ışığı gür
Biray: Ay gibi tek, eşsiz
Birbet: Yüzü benzersiz
Birgen: Yalnız, yalnızlığa alışkın
Biricik: Bir tane, tek, emsalsiz
Birgül: Tek ve güzel bir gül.
Birsen: Yalnız sen
Birsu: Su gibi güzel ve aziz olan kişi
Buket: Çiçek demeti
Burcu: Güzel koku, ıtır
Burçak: Bir bitki
Burçin: Dişi geyik
Buse: Öpücük
Büge: Bent, su benti
Büşra: Müjde, sevinçli haber
Banu: Ev kadını.
Begüm: Saygı değer kadın, hanım.
Behiye: Güzel, alımlı kadın.
Benan: Parmakla gösterilecek kadar güzel.
Bengi: Sonsuz, tiryaki.
Berat: Yapılan hayırlı bir iş yüzünden affetmek üzere verilen karşılık.
Beren: Kuzu.
Berin: Manen çok yüksek, yüce yaradılışlı.
Berire: İhsan sahibi, sadık.
Berna: Genç, cesur, civan.
Besamet: Güler yüzlü.
Betigül: Gül gibi kokan mektup.
Betül: Erkeklerden çekinen, ibadete düşkün, namuslu ve çok temiz kadın. Hazret-i Fâtıma ve Hazret-i Meryem’in unvanı.
Beyhatun: Hakanın hanımı.
Beylem: Çiçek demedi, buket, sunuş.
Beyza: Çok beyaz, çok temiz, parlak.
Bilge: Bilgisiyle davranışları birbirine uyan.
Bilgehatun: Derin bilgi sahibi kadın.
Binnaz: Çok nazlı.
Birgül: Tek ve benzersiz gül.
Buket: Demet, çiçek demedi.
Burc: Taze dal, filiz.
Burçin: Dişi geyik.
Burcu: Güzel kokan.
Büşrâ: Müjde, sevinç, hayırlı haber. Acele, çabuk.
Cahide: Çalışıp çabalayan
Canan: Gönülden sevilmiş, yar
Canay: Ay gibi temiz.
Candan: İçten, gönülden
Candaş: Candan, değerli dost
Caheda: İçten, sevimli kişi
Canel: İçten, candan uzatılan dostluk eli.
Canfeza: Müzikte bileşik bir makam
Cankız: Sevilen, sevimli, şirin kız
Cankut: Sevimli, cana yakın
Cansel: Hayat veren su.
Cansın: İçten, gönülden olan.
Cansu: Can suyu. Hayat veren su
Cavidan: Sürekli, kalıcı olan, sonsuz.
Celile: Büyük, ulu.
Cemile: Hatır hoşluğu için yapılan hareket.
Cemre: Ateş parçası, kor; Şubat ayında bir hafta arayla hava, su ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi
Cennet: Çok güzel yer. İyilik yapanların, günahsızların öldükten sonra mutluluğa kavuşacaklarına inanılan yer.
Ceren: Çok hızlı koşan, gözlerinin güzelliğiyle ünlü, ince bacaklı, zarif hayvan; ceylan
Cevher: Bir şeyin özü. Güç, enerji.
Cevza: İkizler burcunun eski adı
Ceyda: İnce-uzun boyunlu ve güzel
Ceylan: Süzgün ve tatlı bakışlı. Yapısı ince ve uyumlu olan. Gözlerinin güzelliğiyle ünlü zarif, ince bacaklı memeli.
Cihanbanu: Dünya hükümdarı.
Cihannur: Alemi aydınlatan nurlu ışık.
Cânân: Sevgili, dilber, gönül verilen. Tasavvufta Allah.
Cangül: İç açıcı.
Cavidan: Sonsuz, ölümsüz, ebedi.
Ceyda: Yararlı, herkese iyilik yapan.
Ceylan: İnce biçimli, güzel gözlü bir geyik cinsi.
Cihanfer: Cihanı aydınlatan çok güzel kadın.
Çağ: Belirli bir özellik göz önünde bulundurularak ele alınan zaman dilimi
Çağda: Yeni bir çağa adım atılmış
Çağın: Şimşek, yıldırım
Çağla: Badem, kayısı, erik gibi yemişlerin olgunlaşmamış hali
Çağrı: Davet. Doğan kuşu. Mavi hareli göz.
Çakıl: Su yataklarında sürtünmeyle yuvarlaklaşmış küçük taşlar
Çevren: Gökyüzünün yerle bitişik gibi görünen kenarları, ufuk
Çığlık: İnce ve keskin bağırış.
Çiçek: Bir bitkinin değişik renklerle bezenmiş kokulu bölümü
Çiğdem: Akdeniz çevresinde yetişen çok renkli kır bitkisi
Çilem: Ait olunan kişi
Çilay: Ayın üzerinde beliren açık renkli lekeler.
Çilen: Hafif yağan yağmur, çisenti.
Çise (M): Hafif yağan yağmur(um)
Çisil: İnce ince yağan yağmur
Çolpan: Çobanyıldızı
Damla: Çok küçük miktarda su. Çok az.
Dalga: Hareketli su kütlesi; denizin rüzgârlı havada kabarıp kıyıya sürüklenmesi
Defne: Yaprakları güzel kokulu, yaz-kış yeşil olan bir bitki
Demet: Çiçek bağlamı, deste
Demi: Kadife, şeftali gibi şeylerin üzerinde bulunan ince tüy
Deniz: Yeryüzünün çoğunu örten engin su
Deren: Toplayan, düzenleyen, pekiştiren
Derin: Sığ olmayan
Derya: Büyük deniz anlamında
Deryanur: Bilgisiyle ışık saçan.
Desen: Çiçek, çizgi gibi süs şekilleri
Deste: Bağlam, demet.
Destegül: Mevlevi dervişlerinin giydiği ince kumaştan yelek. Bağlanmış gül demeti.
Devin: Hareket, kımıldanış
Devinsu: Suyun ritmik hareketleri. Akarsu.
Devrin: Bir kişi veya olayın gündemde olduğu tarih dönemi.
Dicle: Bir nehir adı. Ulu ırmak.
Didar: Güzel yüz. Görme.
Dide: Göz, göz bebeği
Didem: Gözüm gibi sevdiğim, sevgilim
Dila: Gönlümü çalan.
Dilan: Gönüllerce olan, yürekler dolusu.
Dilara: Gönül alan, gönül okşayan.
Dilay: Gönle ışık saçan, ay kadar güzel
Dilber: Gönlü yakan güzel. Alımlı güzel kadın.
Dildar: Gönlü baskı altında tutan sevgili
Dilde: Ünü her tarafa yayılmış, herkesin konuştuğu, herkesin dilinde olan kimse
Dilek: İstek, rica, arzu.
Dilem: Gönül ilacı
Diler: Dilemek eyleminden
Dilhan: İçten ve yürekten konuşan
Dilnişin: Gönülde yer tutan, hoş, güzel
Dilrüba: Gönlü şen, dertsiz
Dilseren: Hatiplik yeteneğini gözler önüne seren.
Dilsu: Su gibi akıcı konuşan
Dilşah: Gönül şahı, sevgili, sultan.
Diniz: Sakin, dingin.
Doğa: Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü; tabiat
Doğangün: Doğmakta olan gün
Doğay: Ayın yeni doğuş hali
Doğu: Güneşin doğduğu ana yön
Dolunay: Ayın tam yuvarlak olduğu an
Dora: Doruk, zirve
Durugül: Gül gibi temiz olan.
Duygu: Kişi, olay ve nesnelerin bireyin iç dünyasında uyandırdığı izlenim
Duygun: Duygulu, hassas, hisli kişi.
Duygunisa: Duygulu, hassas kadın.
Derya: Deniz, çok bol, pek çok.
Destegül: Gül demeti, çiçek buketi.
Didar: Yüz, çehre, suret, görüş, göz, görme gücü.
Dilara: Gönül alıcı, sevgili.
Dilber: Güzel, sevgili, gönül çekici.
Dilbeste: Gönül bağlamış, âşık.
Dildade: Gönül vermiş, düşkün, tutkun.
Dildar: Gönlü hüküm altında tutan sevgili.
Dilrüba: Gönül kapan, herkesi kendine bağlayan.
Dilsafa: Gönlü ferah kedersiz.
Dilşad: Gönlü sevinçli, yüreği şen.
Dilşikâr: Gönül avlayan, kendine bağlayan.
Dürdane: İnci tanesi, inci serpen.
Ebru:1.Keman kaş. 2.Bulut rengi. 3.Bir sanat dalı
Ece: Kraliçe. Güzel kız,kadın.
Ecegün: Çok güzel bir günde doğan
Ecem: Kraliçem, sevgili kraliçe anlamında
Ecenaz: Nazlı güzel.
Ecesu: Su gibi berrak ve güzel.
Ecmel: Çok güzel
Eda: Naz, cilve. Davranış,tavır. Verme,ödeme. (Namaz için)kılma,yerine getirme. Üslup.
Efil: Rüzgar,dalgalanma.
Ege: Türkiye`nin batısında yer alan deniz
Elenaz: Ela gözlü,nazlı güzel.
Elanur: Ela gözleriyle nur saçan.
Elçin: Deste, tutam
Elif: Kibar, narin yapılı, ince-uzun boylu kız.
Elife: Tutku,istek,alışılan şey.
Eliz: El izi.
Elvan: Renkler,çeşitler.
Emel: Arzu,özlem.
Emet: Bereket, bolluk
Emine: İnanılır,güvenilir.
Ener: Dağ eteği
Erem: Cennet
Erendiz: Jüpiter gezegeninin adı
Erçil: Doğru, inanılır, güvenilir kişi.
Erda: Beyaz karınca.
Esen: Sağlıklı, salim
Esengül: Rüzgar gibi esen,Gül gibi güzel kokan.
Eser: Emek sonucu ortaya çıkan ürün, yapıt; Yok olmuş bir nesneden kalan parça
Esim: Rüzgar gibi olan.
Esin: Sabah rüzgarı
Esma: İsimler,adlar. Çok yüksek olan.
Esmacan: Adı can olan.
Esmagül: Adı gül.
Esmanur: Adı nur.
Esna: Yüksek, yüce. Bir işin yapıldığı an.
Esra: En çabuk, çok çabuk
Eşay: Ayin güzelliğiyle eşdeğer güzelliğe sahip olan.
Eşlem: Selametli, güvenilir
Eva: Havva. Yaratılan ilk kadın.
Evin: Bir şeyin içindeki öz; Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü
Eylül: Sonbaharda bir ay adı
Ezgi: Melodi, şarkı, türkü
Ezgin: Sesi düzenli gelen. Paraca durumu bozuk olan. Çok sıkıntı çekmiş.
Ebru : Kaş.
Eda : Tavırları hoş, nazlı.
Efser : Taç.
Ela: Sarıya çalar kestane rengi.
Elif : Arap alfabesinin ilk harfi, dost, tanıdık.
Emel : Güçlü arzu, umulan şey.
Erva : Çok güzel, son derece cesur ve yiğit adam.
Esma : İsmi olan.
Esra : Gece yolculuğuna çıkan.
Fatma: Çocuğunu sütten kesen kadın.
Fatmagül: Gül gibi güzel yeni anne olmuş kadın .
Fazilet: Erdemli, iyi ahlaklı
Ferah: Aydınlık, iç açıcı
Ferahgül: Güzelliğiyle neşe saçan.
Ferahnur: İnsanın gönlünü ışık saçarak aydınlatan
Feray: Ay ışığı, ayın parlaklığı,ışıltı saçması.
Fercan: İnsanın ruhuna aydınlık veren bir içtenliğe sahip olan
Ferda: Gelecek zaman, yarın; Kıyamet
Ferdacan: İçtenliğini hiç kaybetmeyecek olan.
Ferhan: Sevinçli, gönlü hoş
Feri: Köke değil dallara ait olan. İkinci derecede olan.
Feride: Eşi benzeri olmayan,tek. Çok değerli inci.
Feris: Şık,zarif.
Ferisu: Temizliği ve berraklığıyla ışık saçan.
Fernur: Aydınlık,ışık.
Fersude: Eskimiş,yıpranmış,örselenmiş.
Feyza: Bolluk, çokluk, bereket. Taşkın.
Feza: Boşluk, sinirsizlik; Uzay
Fidan: Yeni yetişen ağaç
Figen: Yaralayan, kıran
Filiz: Tohumdan çıkan sürgün. İnce ve güzel vücutlu.
Firdevs: Cennetler. Cennet bahçeleri.
Firuze: Açık mavi renkte, değerli bir süs taşı
Fulya: Nergisgillerden güzel kokulu sarı bir çiçek
Funda: Çalı ormanı, çalılık; Püskül, tepelik
Fürüzan: Parlayan, parlak
Fatıma : Kendisi ve nesli Cehennem ateşinden kesilmiş.
Fazilet : Erdem, iyi huyların ve üstün vasıfların hepsi.
Ferdiye : Tek ve eşsiz.
Ferah : Bol, geniş, neşeli, açık.
Feray : Parlak, aydınlık ay.
Ferhunde : Uğurlu kutlu.
Feriha : Sevinçli, ferah.
Ferihan : Razı, hoşnut, sevinçli.
Ferişte : Melek.
Ferzane : Hakim, filozof, bilgin, âlim.
Figen : Çiçek demeti, gölge eden.
Fitnat : Zihin açık, çabuk kavrayışlı.
Firdevs : Sekiz Cennetten biri, altın ve gümüştendir.
Firkat : Ayrı olan, sevgiden uzak kalan.
Fulya : Güzel kokulu bir nergis.
Füruzan : Çok parlak, aydınlık, parlayan, nurlu.
Füsun : Büyü, sihir, efsun.
Füsünkâr : Büyüleyici güzel.
Gamze: Göz kırpma, gözle işaret; Nazlı bakma; Gülerken bazı kişilerde yanaklarda beliren çukur
Gaye: Amaç, erek
Gazal: Ak geyik, ahu; Geyik yavrusu; Güzel söz (mecazi)
Gazel: Konusu daha çok sevgi ve içki olan, manzume; Tek kişinin özel ahenkte okuduğu müzik parçası; Sonbahar vaktinde düşen yapraklar
Gelincik: Yazın kırlarda yetişen parlak kırmızı renkli bir çiçek
Gencay: Yeni doğmuş ay; Hilal biçimindeki ay
Gerçek: Yakıştırma veya yalanı olmayan
Gizem: Sır; Aklın erişemediği çözülemeyen şey
Gonca: Tam açılmamış çiçek
Goncagül: Gül goncası.
Gök: Yerin göz ile görülebilen ufuklarından başlayarak yukarıda kubbenin içi gibi gözüken sonsuz boşluk; Mavi renk
Gökay: Hem gök, hem ay; Güzel ay
Gökben: Ben gökyüzü anlamında
Gökçe: Gök mavisi, mavi gözlü güzel
Gökçenaz: Nazlı mavi.
Göksu: Türkiye`nin çeşitli yerlerinde bulunan akarsuların adı
Gökyel: Kuzeydoğudan esen rüzgar, poyraz
Gönen: Rutubet, yaşlık; Ekilecek toprağın tavlandırılması
Gönül: İstek, arzu, sevgi.
Gönül Gül: Gül gibi zarif bir gönlü olan.
Görke: Heybetli
Görkem: Göz alıcı ve gösterişli olma durumu,ihtişam.
Gözde: Çok sevilen, beğenilen nitelikte olan. Çok güzel.
Gözdem: Beğendiğim,sevdiğim,saydığım,bitanem.
Gözdenaz: Nazlı güzel.
Gözdenur: İnsanlara vermiş olduğu iç huzurla herkesin beğenisini kazanan.
Gözen: İlgi çekici, samimi; Sulak yer; Pınar
Güher: Cevher
Gül: Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeğine verilen ad; Gülmek eyleminden gül
Gülal: Gülün kırmızısı gibi güzel.
Gülay: Gül gibi güzel, ay gibi aydınlık olan.
Gülbahar: Ebru yapmakta kullanılan koyu kırmızı toprak rengi
Ggülben: Gül yüzlü,gül gibi beni olan.
Gülbin: Gül fidanı, gül yetişen yer.
Gülcan: Gül gibi güzel kişi.
Gülce: Gül gibi.
Gülçiçek: Her yönüyle güzel olan.
Gülçin: Gül toplayan, gül seven.
Gülden: Güle ilişkin, gülden yapılmış. Gül soluklu.
Güleda: Gül gibi güzel ve nazlı.
Gülen: Güleç yüzlü, mutlu anlamında
Gülenay: Güleç ay, gülümseyen ay; Ay gibi gülümseyen güzel
Gülfem: Ağzı gül gibi olan
Gülfer: Zarifliği ve güzelliğiyle göz kamaştıran.
Gülgen: Güler yüzlü
Gülgün: Gül renkli; Gülen, gülümseyen
Gülhan: Gül kadar çok sevilen, han, hakan
Gülin: Güzel,zarif.
Gülinaz: Nazlı,güzel.
Gülistan: Gül bahçesi
Güliz: Gül yetiştiren
Gülizar: Al yanaklı, gül yanaklı; Alaturka müzikte bir bileşik bir makam
Gülnihal: Gül fidanı.
Gülnisa: Gül gibi kadınlar anlamında
Gülnur: Işık saçan güzellik.
Gülperi: Gizemli gül, saklı gül.
Gülriz: Gül saçan
Gülru: Gül yüzlü, gül yanaklı
Gülsanem: Çok güzel kadın.
Gülseli(N): Cokulu bir güzelliğe sahip olan.
Gülsu: Gül ve su gibi güzel
Gülsün: Yaşam boyu yüzü gülsün anlamında
Gülşah: Gül dalı; Güzelliğiyle ün salmış olan
Gülşen: Gül bahçesi
Gülten: Gül tenli, vücudu gül gibi
Gün: 24 saatlik zaman dilimi; Güneşin yeryüzüne gönderdiği ışık; Güneş, yaşam
Günal: Işık al, ışıklı ol
Günan: Doğumuyla sevinç getiren; Anılan gün
Günay: Hem gün, hem ay
Günçiçek: Ay çiçek
Günden: Güne ilişkin, güneşe ilişkin; Güneşten bir parça
Gündüz: Günün aydınlık bölümü
Güneş: Çevresindeki gezegenlere ısı ve ışık veren büyük gök cismi
Güney: Her zaman güneş gören, güneşli yer; Bir yön
Günhan: Oğuzhan`ın altı oğlundan biri
Günnaz: Nazlı kişi.
Günnur: Güneş gibi ışık saçan.
Günsu: Gün gibi aydınlık, su gibi berrak
Güray: Bol ışıklı ay, güçlü ay
Gürdal: Güçlü dal, sık dal
Güven: Güvenmekten, yürekli ol anlamında
Güz: Sonbahar
Güzel: Hoşa giden,hayranlık uyandıran
Güzin: Seçilmiş, seçkin. Beğenilen.
Güzün: Güz mevsiminde olan
Gazal : Geyik, ceylan, ahu.
Gönül : Kalb.
Gözde : Göze girmiş, bir büyüğün sevip beğendiği.
Gülbanu: Gül hanım.
Gülberk : Gül yaprağı.
Gülbin : Gül fidanı, gül dalı, gül bahçesi, güllük.
Gülbiz : Gül saçan, gül serpen.
Gülçehre : Gül yüzlü, yüzü gül gibi hoş.
Gülcemal : Yüzü gül gibi güzel.
Gülçiçek : Gül gibi taze, çiçek tazeliği taşıyan.
Gülçin : Gül toplayan, gül derleyici.
Güldemet : Gül buketi, gül demeti.
Gülendam : Gül gibi ince, uzun, güzel vücutlu.
Güleser : Yüzünde gülümseme eksik olmayan.
Gülfam : Pembe, gül renginde.
Gülfem : Gül dudaklı, gül ağızlı.
Gülfer : Gül gibi parlak.
Gülfeşan : Gül saçan.
Gülfidan : Gül gibi genç.
Gülhiz : Gül yetiştiren.
Gülistan : Gül bahçesi, güllük.
Gülizar : Gül yanaklı.
Gülnar : Katmerli ve büyük gül, büyük çiçek.
Gülnaz : Gül gibi ince ve narin, nazlanan.
Gülsima : Gül yüzlü.
Gülsüm : Yüzü dolgun. Ümmügülsüm: Gülsümün annesi.
Gülter : Yeni açılmış gül.
Gülşen : Gül bahçesi, gülistan.
Güzide : Seçkin, seçilmiş, seçme.