Macron küstah çıkış: Türkiye paralı askerlerini Libya'dan geri çekmeli
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Türkiye ile Rusya'nın varlığının Libya'da istikrarı ve güvenliği tehdit ettiğini öne sürdü. Bir adım daha ileri giden Macron, Türkiye'nin bölgede paralı askerleri olduğunu ve bunları geri çekmesi gerektiğini söyledi.
Fransa'nın başkenti Paris'te Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ev sahipliğinde gerçekleşen Libya Zirvesi'nde, Libya'nın istikrarı ve seçim sürecine ilişkin konular ele alındı. Macron zirvede yaptığı konuşmada, Libya'daki geçiş sürecine ve 24 Aralık'ta yapılması planlanan seçimlerin yapılmasına uluslararası toplumun 'tam desteğinin' altının çizildiğini dile getirdi.
Zirvede hazır bulunan tüm Libya partilerinin de bu seçimlerin sonuçlarının ne olursa olsun kabul edeceklerine söz verdiklerini belirten Macron, zirvenin ayrıca bir geri çekilme planına ve Libya'da bulunan yabancı paralı askerlerin geri çekilmesinin başlamasına yol açtığını kaydetti.
TÜRKİYE'YE KÜSTAH 'PARALI ASKER' ÇAĞRISI
Konuşmasında, paralı askerlerin geri çekilmesi planının uygulanması gerektiğine dikkat çeken Macron, Türkiye ve Rusya'nın "Libya'nın ve tüm bölgenin istikrarını ve güvenliğini tehdit eden" paralı askerlerini "gecikmeden" Libya'dan geri çekmesi gerektiğini söyledi.
Macron, "Hafter kampında hizmet veren 300 paralı askerin dün geri çekileceğinin duyurulmasıyla ilk adım atılmış oldu. Fakat bu sadece başlangıç. Türkiye ve Rusya, varlığı ülkenin ve tüm bölgenin istikrarını ve güvenliğini tehdit eden paralı askerlerini ve askeri güçlerini de gecikmeden geri çekmelidir" ifadelerini kullandı.
ERDOĞAN TOPLANTIYA KATILMAYI KABUL ETMEDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile G20 zirvesinde gerçekleştirdiği görüşmede 5-6 ana başlık bulunduğunu belirmişti.
Bu başlıkların merkezinde Libya'nın yer aldığına işaret eden Erdoğan, Libya ile ilgili gerçekleştirilecek toplantıya katılmama kararını şu şekilde açıklamıştı:
Libya ile ilgili Berlin Konferansı'nın bir benzerini Paris'te yapmak istiyor. Bu bir yerde durumdan vazife çıkarmak gibi oluyor. Bizim oraya ısrarla eş başkan olarak gelmemizi istiyor. Dedim ki; Berlin'de zaten biz bu konferansı yaptık. Kaldı ki buraya bazı davetleriniz var; mesela Yunanistan, mesela İsrail, mesela Kıbrıs Rum kesimi… Bunların katılacağı bir Paris Konferansı'na biz katılamayız. Durdu ve 'Bir çalışma yaptırsak bunun üzerinde, özel temsilciler belirlesek' dedi. Ben de şartımız bu, bir defa bunlar olmayacak. Eğer Yunanistan buraya gelecekse özel temsilci falan da göndermeye gerek yok. Burada çok ısrarcı durumundaysanız özel temsilcileriniz kim, bunları da görelim ama burada Yunanistan, İsrail ve Kıbrıs Rum kesimi olacak olursa bunu zaten yapamayız, dedim. Birincisi bu. Şimdi o da isimler verecek, biz de isimler vereceğiz, arkadaşlar aralarında görüşme yapacaklar. Fakat bu şartlarımız yerine gelmedikten sonra olmaz.
