Tgrt Haber

Vatandaş düşünceli, yapmak lazım!

15 Nisan 2024 09:17 | Güncelleme :15 Nisan 2024 09:54

Son yıllarda Türkiye ekonomisi, vatandaşların alım gücünü olumsuz etkileyen birçok zorluğa maruz kaldı.

Bu bayramda ben de memleketim olan Batman'a gittim. Orada eş-dost birçok kişi ile bir araya gelme fırsatı buldum. Fakat doğrusunu söylemem gerekirse, bu sohbetlerde önemli bazı anekdotlara ulaştım.

Burada, içlerinde tamamı farklı kurumlarda olan bir daire başkanı, bir il müdürü, bir siyasetçi, bir ordu personeli ve bir iş adamının olduğu bir sohbette ilginç bazı tespitler elde etme imkanım oldu. Doğrusu, şimdi bahsedeceğim tespitler hakkında çokça bilgim vardı. Ama en azından önem sırasını öğrenme imkanı buldum. 

Tamamı üst gelir grubu sayılabilecek meslek mensubu bu kişilerden il müdürü, kendi kızını üniversitede okumakta zorlandığını, masrafları fazla diye kızına okulu bırakıp tekrar sınava girip kendi memleketinde okumasını istediğini üzülerek söylüyordu. Daire başkanı artık eve et alırken iki defa düşündüğünü, günlük ihtiyaçları bile karşılamakta zorlandığını ifade ediyordu. Dahası bir ev ya da araba almanın artık ne kadar imkansız olduğunu vurguluyorlardı. Çoğu ev veya arabası olduğuna şükredip, bugün olsa alamayacaklarını söylüyordu.

EKMEK ALMAKTA BİLE ZORLANANLAR VAR

Peki ya bugün çalışmaya başlayan ne yapacak?

Ekmek fiyatının 15 TL'ye ulaştığını, bir emeklinin günlük sadece ekmek tüketirken bile zorlandığını anlatıyordu ortamdakiler... Aslında bu zorlukların üstesinden gelmek için atılacak adımlar mevcut. Özellikle, vatandaşların temel ihtiyaçlarını karşılamasını sağlamak adına devletin müdahale etmesi gereken alanlar olduğunu düşünüyorum.

TOKİ DAHA FAZLA İŞİN İÇİNE GİRMELİ

Gündelik yaşamımızda vazgeçilmez olan ev, araba ve temel gıda ürünlerinin, vatandaşların büyük bir kısmının erişiminde zorluklar yaşadığı alanlar olduğunu biliyorum. Bu ürünlerin fiyatlarının düşürülmesi, vatandaşların alım gücünü artırmak için atılacak bir adım, önemli bir ilk adım olacaktır. Her konuda değil ama ilk ev veya arabasını almak isteyenlere devlet desteği ile uzun vadeli ve ucuz kredi desteği verilebilir.

Bu TOKİ eli ile yapılabilir. Daha uzun vadede daha ucuz ödeme koşulları ile herhangi bir şarta bağlı olmaksızın evi veya arabası olmayan kişilere verilebilir. Bu yapılırken yerli araç alımı da teşvik edilebilir. Sonuçta amaç bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek. Çünkü, AK parti hükümeti döneminde TOKİ'nin bu konuda başarılı çalışmaları geçmişte olmuştu.

ZAMAN KAYBETMEDEN YAPILMALI

Özellikle et, ekmek, su ve süt gibi temel gıda ürünlerinin fiyatlarının indirilmesi, aile bütçelerine ciddi bir nefes aldıracaktır. Bu adım, özellikle dar gelirli ailelerin yaşam standartlarını yükseltecek ve ekonomik olarak daha güçlü olmalarını sağlayacaktır. 500 - 600 TL fiyatlarla kırmızı et almak, yerine gerekirse vatandaşı zorlayan bu tarz gıda ürünlerine özel, ithalatın önü açılarak ülkeye ucuz et girmesi sağlanabilir. Aynı şey süt ve ekmek için de geçerli... Temel gıdaya bile düzgün ulaşamazken, büyük hedefler koymak, vatandaşın endişelerinin anlaşılmadığı algısını ortaya koyuyor.

Devletin bu konuda alacağı kararların ve uygulayacağı politikaların sadece fiyatları düşürmekle sınırlı kalmaması gerekiyor. Aynı zamanda gelir dağılımındaki adaletsizliği gidermek için vergi politikalarında da reformlar yapılması gerekiyor.

Vergi toplamak devletler için  önemli bir faaliyettir. Fakat vatandaşını bu kadar zorlayacak vergiler koymak mı, yoksa az vergi çok emek mi derseniz; ben, az vergiden yanayım.

Dahası toplumun büyük kesiminde kamuda ciddi bir liyakatsizlik olduğu algısı hakim. Bu endişelerin ortadan kalkması gerekiyor. Böylece, daha adil bir ekonomik ve sosyal yapı oluşturulabilir ve herkesin daha iyi bir yaşam standardına sahip olması sağlanabilir.

Bunları yazarken özellikle hükümetin vatandaşların alım gücünü artırmak için acil adımlar atması gerektiğini vurgulamak için bu yazıyı kaleme alıyorum. Çünkü, vatandaş sesinin cumhurbaşkanına ulaştırılamadığını düşünüyor. Devletin, ev, araba, temel gıda ürünleri gibi hayati malzemelerin fiyatlarını düşürme ve gelir dağılımındaki adaletsizliği giderme konusunda kararlı bir şekilde hareket etmesi gerekiyor. Bu, sadece ekonomik olarak daha güçlü bir Türkiye için değil, aynı zamanda daha adil bir toplum için de önemli.

Bu haftaki yazıma burada son verirken, Türkiye’nin başarılı bir ekonomi politikası yürütürken, vatandaşı da kollayan bazı adımlarla öne çıkması gerektiğini belirtmek istiyorum.

Haftaya görüşmek dileği ile.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Özgür Aydın Özmen15 Nisan 2024 12:19

Yazını okudum tamam güzel bazı endişelerin ve önerilerin var. Çok küçük örnek vericeğim “Toki lerin daha fazla ön plana çıksın “ diyorsun tokiler çıkıyor önplana ihtiyacı olana çıkmıyor ki hep birlikte yaşadık.Sevgili kardeşim Batman İl i Türkiyenin ekonomik durumuna benziyor. Batmanda halk ya çok fakir ya çok zengin orta sınıf yok. Orta sınıfın olmadığı yerde demokrasi olmaz der Aristo. Gelicek seçimlerde çok daha bu seçimlerden daha fazlasını yaşıyıcağız çünkü Türkiye de tüketim ve lüks ekonomi var.Halk aç.

Abdülhamit erol15 Nisan 2024 12:18

Çok güzel tesbitleriniz hasan hocam ...

Abdülhamit erol15 Nisan 2024 12:17

Abdülhamit erol