Tgrt Haber
20 Nisan 2022 22:14 - Güncelleme : 21 Nisan 2022 12:08

Bakan Çavuşoğlu Rusya-Ukrayna savaşının bitmeme sebebini açıkladı

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın sona ermesi için yoğun diplomasi harcayan Türkiye’nin çabası yeterli destek göremediği için sonuçsuz kaldı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, İstanbul’da gerçekleştirilen müzakerelerin ardından sürecin çok uzamayacağını düşündüklerini fakat NATO toplantısı sonrasında savaşın devam ettiğini hatırlatarak “Savaşın bitmesini istemeyen ülkeler var” dedi. Son dönemde Suriyeli göçmenlere yönelik açıklamalara değinen Bakan Çavuşoğlu, bu olayın politika konusu olmasının doğru olmadığını ifade etti.

Bakan Çavuşoğlu Rusya-Ukrayna savaşının bitmeme sebebini açıkladı

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta ikinci ay dolmak üzere. Yaşanan savaş nedeniyle binlerce insan hayatını kaybederken milyonlarca Ukraynalı ise ülkelerini terk ederek mülteci konumuna geldi. Yerleşim yerlerine sıçrayan ve hedef alınan savaş dünya kamuoyunun bir numaralı gündemini oluştururken savaş küresel çapta ekonomik krize de yol açtı. Savaşın etkisinin yıllarca süreceği ifade edilirken Moskova yönetimi yapılan yaptırımlara rağmen geri adım atmadı.

İSTANBUL ZİRVESİNE GÖLGE DÜŞÜRDÜ

Savaşın tarafları bir yandan sahada bir yandan ise masada kozlarını paylaşmaya devam ediyor. Daha önce Belarus sınırında yapılan ‘barış müzakerelerinden’ henüz sonuç çıkmazken Türkiye’nin çabası ile yapılan İstanbul’daki görüşmelerde en somut adım atıldı. Barış umutlarını yeşerten İstanbul zirvesi sonrası taraflar geri adım atarak birbirini suçladı.

BAKAN ÇAVUŞOĞLU: SAVAŞIN BİTMESİNİ İSTEMİYORLAR

Moskova ve Kiev yönetiminden peş peşe gelen açıklamalar sonrasında Bakan Çavuşoğlu katıldığı bir televizyon programında süreci değerlendirdi. 'Ukrayna-Rusya Savaşı neden bitmiyor?' sorusuna cevap veren Bakan Çavuşoğlu, İstanbul'daki müzakerelerin ardından sürecin çok uzamayacağını düşündüklerini fakat NATO toplantısı sonrasında savaşın neden devam ettiğini anladıklarını, "NATO'nun içerisinde savaşın bitmesini istemeyen ülkeler var" diyerek ifade etti.

"ZELENSKİY VE PUTİN İSTANBUL'DA GÖRÜŞEBİLİR"

Bakan Çavuşoğlu, "Putin ile Zelenskiy'in İstanbul'da bir araya gelme olasılığı hala masada mı?" sorusuna ise, "Hala masada, şartlar oluşursa bir araya gelecekler." diyerek cevap verdi.

Bakan Çavuşoğlu’nun konuşmalarından öne çıkanlar;

SURİYELİ GÖÇMENLER KONUSU

Yaklaşık 3.7 milyon Suriyeli göçmen var. Diğer sorunlu bölgelerden de Türkiye'ye gelenler oldu. Düzenli, düzensiz göçmenler 5 milyona yakın. Bazıları ülkelerine döndü. Bazıları Batı ülkelerine gittiler.
Uzun yıllardır süren uzun bir konu. BM, AB'yle yapılan insani bir işbirliği var. Bu soruna ne açıdan baktığınız önemli. Bu işi siyasete alet etmemek gerek. Bir olgu bu. Türkiye'de bu kadar göçmen var. Suç işlenme olarak baktığınız zaman Türkiye ortalamasına göre değerlendirmek gerekir. Siyasetçilerin abarttığı düzeyde mi ona bakmak gerekir.

Şartlar oluştuğu zaman, insanların ülkelerine dönmesini de sağlamak lazım. Bunu da sağ görüşlü olarak yapmak lazım. İnsan haklarına saygılı, kendi hukukumuza göre bu yapılmalı.
Toplumsal derken işin içine giriyor. Sınıra yakın şehirlerde bu sorunun olduğunu görüyoruz. Kilis'te Hatay'da sorunların arttığını görüyoruz. 85 milyona baktığımızda böyle bir sorun yok. Kent kent bakmak lazım. 85 milyona baktığımızda demografik bir bozukluk yok. Önemli olan bunları geri göndermek.

Bizim terörden arındırdığımız yerleri Suriyeliler güvenli olarak görüyor. Fakat hepsi oradan gelmiyor. Önümüzdeki süreçte Türkiye'deki göçmenleri göndermek üzere bir proje başlattık. 4 ülkeyle beraber. AB ve yüksek temsilci artık bu konuda daha yapıcı bir işbirliği yapmak istiyorlar. BM, Suriye Rejim'i ile görüşmelere başladı. Güvenli bir ortamın oluştuğundan emin olmak için bu görüşmeler başladı.
Sahada biz kolaylaştırıcı bir rol üstlendik. İnsani konularda BM üzerinden uluslararası örgütlerden, sivil toplum örgütlerinden bu tür işbirliği yapılabilir. Öncelikle insani can güvenliğini sağlamak lazım. Daha sonra bu insanlar ülkelerine döndükten sonra temel ihtiyaçlarını karşılamak lazım. Okul, hastane, barınma gibi.

"3 AYDA 21 BİN GÖÇMEN GÖNDERİLDİ"

Rejim ara sıra af ilan ettiğini söylüyor. Kontrol ettiği yerdeki insanlara da gerekli hizmeti veremiyor. Ama en önemlisi can güvenliği. Öyle olsaydı Lübnan'da göçmen kalmazdı. Ayrıca döndükten sonra temel ihtiyaçların karşılanabileceğinden de emin olması lazım insanların.

Tüm bu şartlara rağmen Türkiye olarak biz bu göçmenleri göndermeye devam ediyoruz. Geçen sene yurt dışına gönderdiğimiz göçmen sayısı yüzbinlerdi. Bu sene gönderilen göçmen sayısı ilk 3 ayda 21 bin.

Afganistan'a bile Taliban'dan sonra 9 bin 700 Afgan uçaklarla geri gitmek istediler. Geliyorlar sınırda yakalanıyorlar. Avrupa'ya gidemeyeceğini görünce ülkelerine geri gitmek istiyorlar. Ayrıca girişi engellenenler var Geçen sene 451 bin göçmenin sınırda geçişini engelledik.

Burada duvarlar, çitler, optik kameralar var. AB'de Türkiye'nin sınırdaki projelerimize destek veriyor. Çünkü Türkiye'den bu mülteciler geçmesin Avrupa'ya gelmesin istiyorlar. Birileri sanki Türkiye'nin sınırlarında hiçbir tedbir yok. Hiçbirisi engellenmiyor ve geri gönderilmiyor gibi algı var. Böyle olmadığı için bu rakamları paylaştım.

SOSYAL MEDYADAKİ GÖÇMENLERİN VİDEOLARI

Halkımızın elbette duyguları var. Biz bu görüntüleri kışkırtanları eleştiriyor. İftiraya varan aşağılayıcı eleştiriler yurt dışına giden vatandaşlarımıza yapılmadı mı? Türkler gettolaşıyor Avrupalı olmadı diye eleştiriler yok mu? Asimilasyon hemen olacak diye bir şey yok. Yanı başımızdaki ülkeden gelse bile kültürel farklılıklar var. Bu bir sorun. Biz bu sorunu yönetiyoruz. Ama ırkçılık yapmadan, insanlık anlayışından ve hukuktan uzaklaşmadan bu konuyu ele almak lazım.

Elbette şu anda AB ve Mülteciler Yüksek Konseyi Suriyeliler ile görüşmeler yapıyor. Ayrıca BM temsilcisi bu konuları da ele alıyor. Biz ne diyoruz. Taliban'la angajmana giriyoruz. Ülke çökmesin daha fazla mülteci gelmesin, teröristler yeniden türemesin diye. Biz tanımadan angajmana girmesinin faydalı olduğuna inanıyoruz. Son günlerde Rejim YPG ve PKK ile ciddi çatışıyor. Biz Suriye'nin toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Bu YPG/PKK'nın da Suriye'yi bölme planları var.

Ülkedeki yönetimle aramız iyi değil diye ülkenin parçalanmasını destekleyemeyiz ki. Terör örgütünü destekleyemeyiz. Bunlar esasen istihbaratı ilgilendirdiği için geçmişte istihbarat düzeyinde görüşmeler olmuştu. Bunu da Cumhurbaşkanımız dile getirmişti. Göçmen konusu uluslararası bir sorun olduğu için BM'nin ve uluslararası örgütlerin angajmana girmesi lazım.

"HER İKİ TARAF TÜRKİYE'YE GÜVENİYOR"

Müzakereler devam ederken sürece katkı sağlamak istiyoruz. Ukrayna'nın talepleri var. Soruyoruz müttefiklere, kimse bu garantörlüğün için girmek istemiyor. Her iki taraf Türkiye'ye güveniyor. Bize müzakere metinlerini paylaşıyorlar. Hangi noktadalar, hangi taraf hangi metinde anlaşmış. Hangi maddeler kabul edilmemiş. Bu konular var. Fakat bunların detayını paylaşmayız. Bize güvenmeseler Antalya'ya İstanbul'a gelmezlerdi. Biz de bu güveni sarsmadan ilkeli politikamızı sürdürüyoruz.

Ruslar hiçbir şekilde saldırmayacağız diyorlardı. ABD, saldıracak diyordu. Avrupalılar hiç inanmadı. Biz Rusya'nın saldıracaksa da Donbass bölgesine saldıracağını düşünüyorduk. Sonuçta Kiev'e saldıracağını tahmin etmemiştik. Tüm dünya için beklenmedik bir durumdu.

TÜRKİYE'NİN RUSYA'YA KARŞI YAPTIRIMLARA KATILMAMASI

Bizim içerideki bazı siyasilerden farklı olarak... Geç de olsa doğruyu görmek faydalıdır. (Meral Akşener'e) Bağlayıcı yaptırım nedir? BM'nin aldığı kararlarla uygulanan yaptırımlardır. Türkiye her zaman buna uymuştur. Yapıcı, kolaylaştırıcı bir rol oynuyorsunuz, bir tarafa bunu nasıl kabul ettirebilirsiniz ki? Bize diyorlar ki, "Biz sizin neden yaptırımlara katılmadığınızı anlıyoruz ama sizin üzerinizden yaptırımlar baypas edilmesin"

Ben şimdi yaptırım uygulayan ülkeleri de suçlamıyorum. Bu şartlarda bizim yaptırımlara katılmamız mümkün değil. Bizi kim şikayet ediyor. Yunanistan... Oynadığımız rolü Batı, takdirle karşılıyor. Rusya'ya karşı elde ettiğimiz tecrübenin farkındalar ve "bundan faydalanmak lazım" diyorlar. Ayrıca hukuki yükümlülükler var. Montrö'yü uyguluyoruz.

Doğrudan böyle bir talep gelmedi. Rusya'nın 4 tane gemisi vardı, önceden bildirim yapmışlardı. Savaş başladıktan sonra bu gemilerinizi Boğaz'a getirmeyin dedik. Onlar da bundan vazgeçtiler. NATO'nun da Karadeniz'de tatbikatı vardı. Tatbikatı öteki tarihe ertelemelerini istedik. Bugüne kadar Montrö'yü delmek için bir girişim olmadığı gibi tüm taraflar bizim ricalarımızı geri çevirmedi.

MERAL AKŞANER'İN YAPTIRIM ÇIKIŞI

Doğrusu söylemlere şaşırdık. Bir partinin genel başkanı, Türkiye'nin yaptırımlara katılmasını isterken neyi düşündü? Ya da bu durumun etkisinin Türkiye'ye sonuçlarını hesaplayamadı mı?

Kendi gazımız da çıkacak, bağlılığımız düşecek. Türkiye'ye etkilerini hesaplamadı mı? Bu ülkeler, herkes "sizin neden katılmadığınızı anlayabiliyoruz" derken Türkiye'deki bir siyasi partinin genel başkanının "niye katılmıyorsunuz yaptırımlara demesini" anlamadık.

Ukrayna şu anda talepleri karşılayacak durumda değil. Üretim yok, fabrikalar gitti. Buğday ekildi mi bilmiyoruz. Rusya'dan kimse almıyor. Türkiye önemli bir seçenek olmaya başladı. Arz güvenliği bakımından, ayrıca enerji güvenliği bakımından da Türkiye'den geçen petrol, doğalgaz boru hatları bakımından da kilit bir ülke konumundayız.

WSJ'IN HABERİ: RUSLARIN PARALARI TÜRKİYE'YE AKIYOR

O haber doğru bir haber değil. Kasıtlı yazılmış bir haber. Türkiye'yi yaptırımlara katılamaya zorlayın diyen bir haber.

TURİZM

Ruslar gelecekler ama burada tabii sıkıntı ne? Uçak. Aeroflot uluslararası uçuşlarını durdurdu. Rus uçaklarına karşı yaptırımlar var. Bu çerçevede Rus uçaklarına şirketlerin servis vermesi de mümkün değil. THY ile bunu telafi etmeye çalışıyoruz. ABD'lilere de söyledik. THY'yi kullanarak bir kısmını telafi etmeye çalışacağız.

Pandemi zamanındaki rakama yine ulaşırız. 7 milyon bekliyorduk. 3.5 milyon turistin gelmesini planlıyor bakanlık. Ukrayna'dan ne kadar turist geleceği belli değil.

Güzel olan bir şey, Rusya ile uçak düşürme hadisesinde bir kriz yaşadık. Sonrasında Türkiye turist gelen ülkeler bakımından çeşitlendirme konusunda önemli adımlar attık. Polonyalılar da kimlikle Türkiye'ye gelecek. İngiltere'den bu sene artış var. Avrupa, Almanya'dan bekliyoruz, Orta Asya'da, İskandinav ülkelerinden, Balkanlar'dan yine bekliyoruz.

Ukrayna'dan düşüş olacağını, Rusya'dan da yarıya yakın bir kayıp olacağını düşünüyoruz. Bu kayıplar benim şehrim Antalya için önemli. Diğer şehirleri telafi edebiliyoruz. Bu savaş ortamında Turizm sektörünün en az şekilde etkilenmesi için çaba sarf ediyoruz.

GARANTÖRLÜK

Ukrayna, "Ben tarafsızlığı kabul ediyorum, NATO'ya üye olmuyorum ama benim de güvenliğim garanti altına alınsın istiyorum" Zelenski NATO'nun 5. maddesini garantörlükteki gibi olmasını istedi. Talep böyle ama bu öneriyi kabul eden bir ülke yok. ABD, İngiltere, Kanada kabul etmiyor. Türkiye de tabi kabul etmiyor.

P5, + Almanya + Türkiye garantör olsun istiyor. Buna kimse karşı değil. Ama Ukrayna'nın NATO'nun 5. maddesi gibi bir garantörlük istemesini kimse kabul etmiyor. Bizim asker göndermemiz de söz konusu değil. Baktığınızda garantörlerin içinde Rusya da var. Garantörleri Rusya'dan gelecek tehditlere göre ayarlayacaksanız problem yok. Ukrayna ben tarafsızlığı kabul ediyorum dediği zaman, olağan şüpheli Rusya. İki yan yana yaşayan ülkenin ileride daha iyi komşuluk varsayılırsa o zaman normal. Biz de garantör ülkelerden biri olabiliriz dedi Türkiye. Ama NATO'nun 5. maddesine garantör olabiliriz demedik. Bu şart daha sonra geldi.

NATO'nun 5. maddesi garanti gibi olmayacağı kesin. Peki ne olacak? Türkiye burada da sorumluluk aldı. Biz Türkiye olarak önce Rusya'nın dışında P4 ülkeleriyle görüşüyoruz. NATO içinde uzman kafa yoruyorlar. Alternatif olarak neler olabilir buna çalışıyoruz.

Ayrıca biz Rusya'nın Ukrayna'dan çekilmesi, yaptırımların bir kısmının gevşetilmesi de gündeme gelecek. Bu konuda yaptırım uygulayan Avrupa ve ABD ile de görüşüyoruz. Garantilerin ne olduğu konusunda bir durum yok. İki tarafın da anlaşması lazım.

BATI'NIN TAVIR DEĞİŞİKLİĞİNİN NEDENİ

Son 1-2 yıla baktığımız zaman Batı'nın Türkiye'ye bakışının değiştiğini söyleyebiliriz. Mısır, Suriye, İsrail, Biden'la Cumhurbaşkanımızın görüşmesi, ticari ilişkilerin artması, pandemi döneminde Türkiye'nin tedarik zincirinin kuvvetli olması vb. Tabi Ukrayna savaşında güven daha da arttı. Türkiye'den başka her iki tarafın da güvendiği ülke yok. Bu adımları atmak isteyen çok ülke oldu. Türkiye ilkeli bir tavır koydu. Bunu dünyada herkes gördü. 4 bin nüfuslu ülke de gördü. Türkiye'nin önemli güvenilir bir aktör olduğu fark edildi.

Bazı olumsuz baktıkları alanlar olumluya da dönüştü. Baktığınızda SİHA'larımız Karabağ'da katilken Ukrayna'da meleğe dönüştü. Türkiye'nin savaşta oynadığı rolü herkes gördü ve takdirle karşıladı.

Avrupa'yla gümrük birliği müzakerelerinin başlaması, Türkiye'nin daha yakın ilişki içinde olma arzusu... Sonuçta AB liderlerinin Cumhurbaşkanımızla görüşmesi, liderlerin Türkiye'ye gelmesi ve geleceğe yönelik somut adımlar konuşmaya başlaması. Üyelik müzakereleri konusunda... "Ukrayna'yı destek vermek lazım üye yapabiliriz diyorlar. Genişleme konusunda bölündük diyorlar. " Bunu da biz görebiliyoruz." Vize serbesti ve gümrük konusunda biz adımlar görmek istiyoruz. Yüksek düzeyli temasları hemen başlattılar. Avrupa'yı ABD'den daha kuvvetli. ABD'nin adım atması birçok açıdan daha kolay. Ama Avrupa adım atarken konsensus lazım. Son Rum Kesimi'ne saklanabilirler?

F-16 VE F-35 SÜRECİ

Aslında bazı Kongre üyelerinin Türkiye'ye yeni nesil F-16 ve modernizasyonu için verdikleri mektuba cevaptır. Bu cevabi bir mektup. Ama önemli bir cevap. "Vermemiz lazım" diyor. "NATO için önemli. Biz bunları Türkiye'ye sağlamamız lazım" diyor. Bir çözüm yolu bulmaya çalışıyoruz. Biden'la Cumhurbaşkanımızın görüşmesinde Biden'ın yüksek stratejik mekanizması kuruldu. Stratejik mekanizmanın amacı var olan sorunları çözmek ve işbirliği yapabileceğimiz alanlarda hangi adımları atabiliriz, bunları görüşmek değerlendirmek. Bu yaklaşım devam ederse şimdi olmasa bile önümüzdeki süreçte F-35 konusunun gündeme geleceğine inanıyorum.

İSRAİL İLİŞKİLERİ

İsrail'e Mayıs'ın 3. haftası gideceğiz. Filistin'e de gideceğiz. Diyaloğun devam etmesi önemli. Bu sebepten dolayı özellikle Filistinliler İsrail ile Türkiye'nin ilişkilerinin normalleşmesinin kendileri için çok önemli olduğunu söylediler. İsrail ile Filistin arasında da diyaloğun tahsis edilmesi lazım. İsrail ile ilişkilerimiz Filistin davasından vazgeçtiğimiz anlamına gelmez.

Enerji Bakanımız gidecek. Programlar tam uyuşmayacak ama Enerji Bakanımız da gidecek. Berat Bey Enerji Bakanıyla bu konuları konuşuyorlardı, belli bir noktaya da gelmişlerdi. İsrail kıtasında ciddi rezervler var. Bu rezervlerin Avrupa'ya gidebilmesi için en ekonomik olan Türkiye. Bu projeleri hayata geçirebiliriz.

Bizim gündemimizde Dışişleri Bakanı olarak başka konular da var. İsrail, Filistin gündemi. Bizim görevimiz konuları gündeme getirmek. İşin esas sahibi Enerji Bakanlığı, bu işin tüm konularını ele alacaklardır.

YUNANİSTAN TÜRKİYE İLİŞKİLERİ

Yunanistan bizim komşumuz ama bizim çözemediğimiz konular var. Bu sorunlar Lozan'dan beri devam ediyor. Barış yapıldı ama bundan sonra çözülemeyen sorunlar olduğu için yer yer gerginliğe sebep olabiliyor. Doğu Akdeniz'de yaptıkları hamleye karşı biz bir hamle yaptık. Gerginlik devam ediyor. Ege'de anlaşmazlıklarımız var. Bir görüşmede sorunlar çözülmez. İstişari görüşmelere tekrar başladık. Ayrıca Dendias'ın geçen sene Ankara'ya gelişinde 25 maddelik yapılacak işler var. Bunların hepsi de Türkiye-Yunanistan arasında ekonomiyi geliştirecek önemli konular var.

Güçlü liderlik ülkelerin kendi istikrarı için önemli. Türkiye dünyada önemli bir aktör haline geldi. Ama içeriye bakıyorsunuz "yok" diyorlar. Tek başına bir ülkenin liderliği tüm sorunların çözümü için yeterli değil. Dünyadaki ve bölgemizdeki sorunların çözülmesi için uluslararası sistemin güçlü olması lazım. Türkiye, savunma sanayi alanında parmakla gösterilen ülkelerden biri oldu. Kendi ihtiyacının %70'ini karşılayacak duruma geldi. Ülkelerin savunma sanayisini güçlü olması lazım. Türkiye insani konularda da dünyanın tepesinde olan ülkelerden birisi. Sorunları çözmeye beklersek insani konular konusunda, dünyadaki liderlik pozisyonunuz pekişmez sizin. Bunların hepsinin bir arada gitmesi lazım.

DÜNYA 5'TEN BÜYÜKTÜR

Bu slogan değil. Adeta bir bayrak oldu. Fakat sadece bunu söyleyip sistemi eleştirmemek lazım. Öneriler getirmek lazım, adım atmak lazım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...