Tgrt Haber

Binali Yıldırım canlı yayında İstanbullulara müjdeyi verdi

19 Şubat 2019 22:58
Binali Yıldırım canlı yayında İstanbullulara müjdeyi verdi
binali yıldırım

AK Parti İstanbul belediye başkan adayı Binali Yıldırım yaptığı açıklamada, "Toplu taşımada raylı sistemi artıracağız. Raylı sistemlerin payını yüzde 48'e çıkaracağız." ifadelerini kullandı.

AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, "Üretici ile perakendeciyi buluşturacağız. Böylece fiyatlar düşecek." dedi.

Binali Yıldırım, NTV'de yayınlanan "Adaylar NTV'de" programında yaptığı konuşmada, İstanbul'un artık göç vermeye başladığını ve nüfus olarak doygunluğa ulaştığını söyledi.

Bundan sonraki bakış açısının çok önemli olduğunu kaydeden Yıldırım, "Bundan sonra dikey yapılaşma yok. Yatay yapılaşmayı da yerinde dönüşümle düzelteceğiz ama bazı bölgelerde mutlaka yeni alan oluşturmamız lazım." ifadelerini kullandı.

Tanzim sebze meyve satışı konusundaki tartışmalara değinen Yıldırım, meseleye bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşılması gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yaşanan bu sebze meyve fiyatlarındaki dalgalanmalar, belirli mevsimsel şartlardan kaynaklanıyor. Siz kışın ortasında yazın sebzesini, meyvesini yerseniz, bunu normal fiyatlarla almayı beklemezsiniz. Karpuz yemek istiyorsunuz, eskiden karpuz yemek isteseniz kışın bulamazdınız. Şu anda sera var, turfanda denilen şey çok yayıldı. Karpuz yiyebilirsiniz ama bunun bir bedeli var değil mi? Yazın da karpuz sebil oluyor, neredeyse bedavaya alabiliyorsunuz. Bu ani fiyatlardaki oynaklığı bir ölçüde mevsimsel şartlara, o üretimin yapıldığı doğa olaylarına bağlamak lazım. Fırtınalar, seller oluyor, hortumlar oluyor. Burada ne oluyor? Tedarik zincirinde bir daralma oluyor, sıkışıklık yaşanıyor veya daha çok ihracata yükleniyor. İhracata yüklenince iç piyasadaki arz azalıyor, fiyat da hafif oynamalar oluyor."

- "Tekelleşme oluşmuşsa, fiyat kontrolü kaybolmuşsa devlet devreye girer"

Esas olanın piyasanın kendi şartlarında oluşması olduğunu vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Devlet ne zaman devreye girer? Devlet bir tekelleşme oluşmuşsa, fiyat kontrolü kaybolmuşsa devreye girer. Halk ekmeklerin oluşmasının arkasındaki düşünce budur ve o tutmuştur şu anda. Sebze, meyvedeki durumu... Şu anki müdahale yerindedir ama bunun daha uzun vadede kapsamlı ele alınması lazım. Hangi alanlarda ne kadar müdahale edilecek? Devlet ticaret yapamaz, uzun vadeli. Bu eşyanın tabiatına aykırı. Çünkü ticaret yapanın amacı para kazanmak, işini büyütmek ama devlet memuruyla bu işi sınırlı yapabilirsiniz. O bakımdan bu işi daha kapsamlı ele alacağız. Amacımız çarşı, pazardaki sebze, meyve satanlara, kuru gıda satanlara rakip olmak değil, orada eğer bir haksız kazanç, bir spekülatif hareket varsa bunları dengeleyecek bir hamle. Bunu şeye benzetin; Merkez Bankası var, dövizde birtakım spekülatif faaliyetler oluyor, ne yapıyor, müdahale ediyor. Müdahale, geçici bir müdahale oluyor ve işleri yoluna koyduktan sonra geri çekiliyor. Devletin böyle bir görevi de var. Bu serbest piyasaya müdahale anlamına gelmez. Onların alt yapısını çok iyi çalışmak gerekiyor. Şu andaki uygulamalar, kısmen rahatlatmış gözüküyor. En azından devletin bu konuda kayıtsız kalmadığını, icap ederse vatandaşı bu konudaki şikayetlerini ortadan kaldıracak adımları atabileceğini gösteriyor. Halk Ekmek bu şekilde başlamış ve bugün bir kalite tutturmuş vaziyette. Bir anlamda da piyasa kontrolünü de yerine getiren bir hale geldi."

Hal Yasası'na göre hallerde bulunan kabzımallıkların yüzde 20'sinin üretici olması gerektiğine işaret eden Yıldırım, "Böyle bir şey yok. Üretici olmayınca ne oluyor? Hepsi işte oradan, buradan tedarik ediyor ve bu da orada sorunu artıran bir konu. Buna dikkat edeceğiz. Yani, mesela Bayrampaşa Hali'nde 764 dükkan var, bunlardan sadece 2 tanesi üretici, diğerleri değil. Üretici ile perakendeciyi buluşturacağız. Böylece fiyatlar düşecek." diye konuştu.

Yıldırım, İstanbul'un Anadolu ve Avrupa yakalarında kurmayı planladıkları gıda üslerinde sebze, meyve, su ürünleri, kuru gıda, et ve süt ürünlerinin aynı yerde olacağını, bunun trafiği de rahatlatacağını, ihtiyaç sahiplerinin tüm ihtiyaçlarını buradan karşılayabileceğini anlattı.

- "Ömrüm bu işlerde geçti"

"İstanbul'da trafik sorununu yüzde 100 çözerim diyene inanmayın." sözlerinin bir gazetede "Trafik sorununu çözerim dersem bana inanmayın" şeklinde çarpıtıldığını söyleyen Yıldırım, "Aynı şeyi söylüyorum, 'Yüzde 100 trafik sorununu çözeceğim.' diye birisi diyorsa, ben de diyorsam bana da inanmayın. Bunu başaran hiçbir büyükşehir yok. New York'ta, Londra'da, Paris'te trafik daha ağır. Onlar hatta çözümü kısıtlama yaparak bulmuşlar, zonelar oluşturuyorlar, o zonelara girişleri paralı, caydırıcı yapıyorlar ya da yasaklıyorlar, tek plaka, çift plaka vesaire..." diye konuştu.

İstanbul'da katlanılabilir, akan bir trafik vadettiklerini belirten Yıldırım, toplu ulaşımda raylı sistemin payını artıracaklarını aktardı.

Yıldırım, "Gelecek 5 yıl içinde, raylı sistemin payını yüzde 48'e çıkaracağız. 518 kilometre toplam raylı taşıma sistemi olacak. Yüzde 48'e çıkarmak demek, kara yolunun payının da yüzde 48'e düşmesi demek. Ediyor 96, geriye yüzde 4 kaldı. O da deniz taşımacılığı. Bazıları 'Deniz taşımacılığıyla İstanbul'un sorunları yüzde 100 çözülür.' diyorlar. Böyle bir şey yok. Ben denizciyim. Ömrüm bu işlerde geçti. Karşıdan karşıya geçişlerin sayısı belli. Eskiden 2 köprü vardı, şimdi 3 köprü oldu. Yetmedi, Marmaray'ı da koyduk, yaptık, Avrasya Tüneli'ni de yaptık. 5 tane geçiş var." ifadelerini kullandı.

Toplu ulaşımda entegrasyonu geliştireceklerini, park alanlarını artıracaklarını ve raylı sistemi yayacaklarını vurgulayan Yıldırım, "Biz şunu taahhüt ediyoruz, 5 sene içerisinde, her yöne vatandaş 750 metre gittiğinde bir toplu taşıma istasyonuna varacak. 750 metre yarıçapında ister doğu, ister batı, ister kuzey, ister güney, burada bir toplu taşıma istasyonu... Bu bir metrobüs, deniz taşımacılığı, bir iskele olabilir veya bir metro durağı olabilir." şeklinde konuştu.

 AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, İstanbul'da 7 ilçede 200 metrede parka ulaşamayan mahalleler olduğunu belirterek, "Bu mahallelerde insanlar 200 metre gidiyor ve yeşil alan da bulamıyor. Park 200 projesi kapsamında buralara parklar oluşturacağız. Bunlardan bir adım sonra semt bahçeleri bir adım sonra ise millet bahçeleri geliyor. Onun tamamlayıcı parçası ise yeşil koridorlar olacak. Böylece bir ekosistem bir çevre projesi ortaya çıkmış oluyor. Mahalle içinde mutlaka her 200 metrede bir yeşil alan olacak." dedi.

Yıldırım, NTV'de yayınlanan "Adaylar NTV'de" programında, İstanbul 'da 55,5 milyon metrekare yeşil ağ olduğunu, kendilerinin de bu koridor üzerine 37,5 milyon metrekare daha ekleyeceklerini söyledi.

Bunu da yeşil ağ sistemi ile oluşturacaklarını dile getiren Yıldırım, "İstanbul'da yapılaşma toplam alanın sadece 5'te 1'inde.TEM otoyolunun güneyi ile sahil arasında yapılaşmanın yüzde 85'i var. İşte sorun da bu. İstanbul'un kuzeyi oldukça yeşil ama bu yeşili insanlar kullanamıyor çünkü erişemiyor. Yeşil koridorların amacı, yeşil ile maviyi buluşturmak. Kıyılarımız var ama karşınıza birden bina çıkıyor kesintiler bulunuyor sahilde. Denizle Kuzeyi buluşturacağız. Böylece yaklaşık 6 milyon metrekare bir yeşil alan kazanıyoruz, 30 mahallenin yararlanacağı bir koridor oluşturuyoruz. Bu çok büyük bir kamulaştırma getirmiyor. Atatürk Havalimanı taşındıktan sonra bu alan İstanbul'un en büyük fuar ve kongre merkezi olarak da kullanılacak. Hem yeşil alan ihtiyacı görülmüş olacak aynı zamanda İstanbul ekonomisine de büyük bir katkı sağlayacak." diye konuştu.

- Park 200 projesi

Yıldırım, yeşil koridorların 15 metreden daha az olmayacağını dile getirerek, Ataşehir, Ümraniye başta olmak üzere şehir içinde "yeşil teraslar" yapacaklarını ifade etti.

Bu alanların da şehirdeki oksijen miktarını artıracağını aktaran Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"İstanbul'da 7 ilçede 200 metrede parka ulaşamayan mahalleler var. Bu mahallelerde insanlar 200 metre gidiyor ve yeşil alan da bulamıyor. Park 200 projesi kapsamında buralara parklar oluşturacağız. Bunlardan bir adım sonra semt bahçeleri bir adım sonra ise millet bahçeleri geliyor. Onun tamamlayıcı parçası ise yeşil koridorlar olacak. Böylece bir ekosistem bir çevre projesi ortaya çıkmış oluyor. Mahalle içinde mutlaka her 200 metre de bir yeşil alan olacak.

Diğer bir proje de Haliç Kesintisiz Yaşam Koridoru. Nüfusun yüzde 30'dan fazlasını barındıran bu bölgede bir ihtiyaç var. Burada birtakım yapılaşmalar var, yollarda kesintiler oluşuyor. İnsanların kendini sahile atıp, iyot kokusunu alabilecekleri, çocuklarıyla yürüyebilecekleri bir alana ihtiyaçları var. Bu kesintisizliği deniz teleferiği ile sağlayacağız yerine göre yüzer platform, yüzer yaya yollarıyla köprü ve yaya geçişleriyle sağlayacağız. Bunların üzerinde bazen ekolojik köprü dediğimiz bin köprü de olacak. Köprüyü değil de sanki yeşil bir bahçenin içinde yürüyormuş hissi verecek. Biz bunu genellik otoyollarda hayvanların geçişini sağlamak için yaparız. Burada da insanların kullanacağı ama görsel güzelliği de olan bir köprü olacak."

- İstanbul 4.0

Yıldırım, "İstanbul 4.0"ın "Endüstri 4.0"dan çağrışım yaptığını dile getirerek, şunları söyledi:

"Bir yönüyle İstanbul'a 'dört dörtlük hizmet' diye tanımlayabiliriz ama diğer bir anlamı teknolojik araçlarla İstanbul'un yönetimi, teknolojiyle yönetimi. Akıllı ulaşım sistemleri, 7/24 interaktif trafik yönetimi... 94'te Sayın Cumhurbaşkanımız iktidara geldiğinde İstanbul 1.0 vardı. Niye? O zaman İstanbul'un konuşulan konuları neydi? Toplanamayan çöpler, çamur, çukur ve hava kirliliği, Haliç'in kokuları. Bunlar konuşuluyordu. Bunlar gündemden kalktı. Daha sonra İstanbul 2.0'a geldik. İstanbul 2.0'da sosyal belediyecilik başladı. Yavaş yavaş kavşaklar, köprüler, raylı sistemler yapılmaya başlandı. O da tamamlandı. İstanbul 3.0'a geldik mega projeler oldu, Avrasya Tüneli, Marmaray, 3. köprü, hızlı tren gibi. Yenilikçi teknolojileri kullanarak, bunu trafik alanında yapabiliriz, turizm alanında yapabiliriz, fuarcılık alanında yapabiliriz, yani İstanbul'un altyapısını kullanarak, İstanbul'a katma değer sağlayacak birtakım hizmetleri, işleri yapmak. İstanbul 4.0'dan anlamamız gereken bu."

Soru üzerine Yıldırım, hayvan haklarıyla ilgili kanunun yetersiz olduğunu, birçok konunun Kabahatler Kanunu'nda düzenlendiğini ve cezalarının anlamsız, küçük kaldığını belirterek, "Günün ihtiyaçlarına göre hayvan haklarını düzenleyen bir kanuna ihtiyaç var. Ayrıca başıboş hayvanlar da bir sorun. Onlara da çözüm getirecek bir düzenlemeye ihtiyaç var. Hayvanlara karşı işlenen suçlara verilecek cezaları da içerecek bir düzenlemeye ihtiyaç var." dedi.

Yıldırım, bütün bunları içeren kapsamlı bir yasa yapmayı istediğini ancak yapamadığını ifade ederek, "Bu konuda çok fazla dernek var ve bu derneklerin de yaklaşımları birbirinden o kadar ayrışık ki bir ortak noktaya getirmek mümkün olmadı. 'Biz bu konuyu bir meclis araştırma konusu yapalım.' dedik. Dün itibarıyla diğer bazı milletvekili arkadaşlarımızla birlikte meclis araştırma komisyonu kurulması için önerge verdik. Bu önerge işleme girdi. Bu hafta içerisinde bu komisyon kurulacak. Hayvan hakları, hayvanlara yapılan kötü muameleye ilişkin kapsamlı bir meclis araştırması... Bu çalışmayı esas alarak yapılacak bir yasal düzenleme bütün kesimlerin ihtiyacına cevap vermiş olacak." diye konuştu.

Binali Yıldırım, ileriki günlerde teknoloji bağımlılığıyla ilgili bir meclis araştırma komisyonu kurulacağını bildirdi.

Şehrin altyapısı, kaldırımları, binaların içerisindeki erişimlerin kanun ve kural olmasına rağmen engellilerin ihtiyaçları karşılamaktan uzak olduğunu dile getiren Yıldırım, "Birkaç sefer süre konuldu, maalesef bitmedi süre uzadı. Bunu behemehal bundan sonra öncelikli konu olarak ele almamız gerekiyor. " ifadelerini kullandı.

- "9 başlıkla projeleri takdim edeceğiz"

Yıldırım, İstanbul'un 39 ilçesinin bazılarını belirli bir kimlik tanımıyla geliştirmek istediklerini vurgulayarak, "Örneğin Fatih, 'Kadim İstanbul', Eyüpsultan 'inanç turizminin merkezi' gibi... Bir temayla geliştirdiğiniz zaman ilçenin bilinirliği de artacak ve ciddi anlamda bir katma değer elde edilecek." diye konuştu.

"Toplamda İstanbullulara kaç projeyle geliyorsunuz?" sorusuna Yıldırım, "Bin 400- bin 500 proje var ama asıl 9 başlıkla projeleri takdim edeceğiz. Üreten İstanbul, Kolay İstanbul, Yaşayan İstanbul, Yeşil İstanbul, Güvenli İstanbul -deprem dönüşümü, şehrin güvenliği-, Dinamik İstanbul -daha ziyade spor alanlarının çoğaltılması- Çevreci İstanbul -atık yönetimi, yenilenebilir enerji gibi konular, İstanbul'un havasının kirlenmesini önleyecek her türlü projeler- Herkes için İstanbul ve Akıllı İstanbul şeklindeki ana başlıklar altında yüzlerce proje var." karşılığını verdi.

Binali Yıldırım, "Projelerin tamamı 5 yılda hayata geçer mi?" sorusu üzerine, "Tamamı geçmez ama önemli fark oluşturur." dedi.

Kendisini en çok yoran projenin Marmaray olduğunu belirten Yıldırım, şunları anlattı:

"Marmaray, sadece bir toplu ulaşım projesi değil, aynı zamanda bir tarih projesi. Marmaray sadece kazılardan dolayı 5,5 yıl gecikti. İnsanlar bizi acımasızca eleştirdi. Bir yandan da İstanbul'un 2 bin 500 yıllık bilinen tarihi 8 bin 500 yıla çıktı. Eğer müsaade etseydik, artık 7'nci yüzyıl belki 6'ıncı yüzyıl belki milattan önceye kadar gideceklerdi arkeologlar. 'Artık insaf edin, yeter.' dedik. O dönemde beni en çok yoran projeydi. 2004'te temel attık. Fiilen 2009'da başlayabildi. Proje Japon ve Türk firmalarının ortak yapımı. Normal şartlarda onları verdiği tarihe göre 2018'de bitecekti. Biz, Cumhuriyet'in 90. yıl dönümünde açtık. Onun adı, Türklerin son dakika harikası" 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...