Tgrt Haber
22 Temmuz 2017 12:24

'Erdoğan'ın ziyareti eşik olacak'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 23-24 Temmuz'da Suudi Arabistan, Kuveyt ve Katar’a yapacağı ziyaret, krizin çözümünde önemli bir eşik olarak değerlendirildi. Uzmanlar, Erdoğan'ın ziyarette bölgenin güvenliği ve Araplar arasındaki birliktelik gibi konuları vurgulayacağını belirterek, krize yönelik bir uzlaşma zemininin yakalanabileceği yorumunda bulundu.

'Erdoğan'ın ziyareti eşik olacak'
cumhurbaşkanı erdoğan,erdoğan,gezi,suudi arabistan

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 Haziran'da Suudi Arabistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır'ın Katar ile diplomatik ilişkilerini kesmeleri ve bu ülkeye ambargo başlatmalarının ardından ilk kez Körfez'e ziyaret düzenleyecek.

Erdoğan, 23 Temmuz’da önce krizin taraflarından Suudi Arabistan’ı ziyaret edecek, ardından krizde Türkiye gibi arabuluculuk rolü üstlenen Kuveyt’e geçecek. Erdoğan, daha sonra 24 Temmuz’da Katar’a gidecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kritik ziyareti öncesi AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, ziyaretin Katar krizinde önemli bir eşik olmasını bekliyor.

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Ahmet Uysal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin ilgili ülkeleri ziyaret ederek yapay bir krizin kimseye faydası olmayacağını anlatmaya çalıştığını ve bu çerçevede ziyaretin çok önemli ve yerinde olduğunu dile getirdi.

Türkiye’nin Körfez'deki krizde yürüttüğü arabuluculuk rolünün önemli olduğunu söyleyen Uysal, "Sorunları bizim çözmeye uğraşmamız ABD lideri Donald Trump ya da bir başkasının çözmesini beklemekten çok daha iyi." diye konuştu.

Krizin başından itibaren Katar’ın ambargoya yenik düşmemesi noktasında Türkiye’nin gerek siyasi açıdan gerekse oradaki askeri üssü dolayısıyla ciddi destek verdiğini hatırlatan Uysal, şöyle devam etti:

"Türkiye, bölgede ülkelerin birbiriyle uğraşması yerine birlik olması gerektiğini vurguluyor. Bu konuda ne kadar haklı olduğu da ortaya çıktı. Şimdi maalesef Sisi, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan gibi bölgede demokrasi istemeyen güçler, özgürlük ve açılımı savunan Katar’a ciddi baskı  yapmak istiyor. Ayrıca Katar'ın özellikle doğalgazdan kaynaklanan ekonomik gücü  nedeniyle rakip olarak görülüyor. Ancak Katar hem askeri hem de ambargodan  boğulacak duruma gelme riskini atlattı. Artık askeri müdahale çok zorlaştı. Aynı  zamanda şu haliyle ambargonun Katar’ı çok fazla zorlamayacağı ortaya çıktı."

Ziyaretten somut sonuçların çıkmasının özellikle Suudi Arabistan'daki  yeni veliaht prense bağlı olduğunu söyleyen Uysal, kritik bir dönemde göreve  gelen veliahtın yerini sağlamlaştırmak amacıyla güçlü bir lider imajı vermeye  çalışacağının altını çizdi. Bu noktada Türkiye'nin "Seninle bir sıkıntımız yok  şeklinde bir mesaj vermesinin sorunun normalleşmesine yardımcı olacağına yönelik  inancını dile getiren Uysal, "Türkiye ve Suudi Arabistan, Katar konusunda  birbirlerine karşı olmalarına rağmen, saygı ortamında ve bir anlamda jest  sayılabilecek bir söylem kullandı. Buradan iki ülkenin de birbirini önemsediği  mesajı çıkar. Bu anlamda bence bir iş birliği olabilir. Bir uzlaşma zemini var."  ifadelerini kullandı.

"Krizin dondurulması, çözümü için de bir eşik olacak"

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi  Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Ataman da Katar krizinin patlak vermesinden  sonra Türkiye'nin net bir şekilde bu ülkenin yanında yer aldığını açıkladığını ancak karşı tarafı da ötekileştirmemeye çalıştığını hatırlattı.

Süreç içinde ABD ve Batı'nın ikircikli tavrının Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve destekçilerinin Katar'a karşı talepte bulundukları siyasi değişiklik projesinin başarılı olamayacağını ortaya koyduğunu anlatan Ataman, bu noktada da bölgede Türkiye ile ilgili olumsuzlukların ortaya çıkmaya başladığına dikkat çekti.

Ataman, gerek bu olumsuzlukları ve gerekse Katar'ın tecride maruz kalmasını engellemek amacıyla bu ziyaretin yapılacağını vurguladı. Ziyaretin iki önemli amacı olduğunu dile getiren Ataman, şunları söyledi:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm tarafların bu krizden telafisi zor hasarlara maruz kalacağını vurgulamak için gidiyor. İkinci olarak da Suudi  Arabistan ve BAE yönetimindeki giderek artan Türkiye karşıtı havanın dağılması amacıyla Türkiye'nin pozisyonunu biraz daha net şekilde açıklamaya çalışacaktır.  Zira, bu durumun ekonomik boyut üzerindeki etkisi çok önemli çünkü Türkiye'nin bu  ülkelerle ciddi ekonomik ilişkileri var. Bunun devam etmesini tüm taraflar istiyor. Dolayısıyla ilişkilerin siyasi krizden etkilenmemesi için ne tür tedbirler alınabileceği konusunda görüşmeler yapılacaktır. Krizin ne kadar süreceği diğer bölgesel gelişmelerin seyrine göre değişecektir ama bu ziyaretle  beraber en azından krizin tırmanmasının önüne geçileceğini düşünüyorum. Krizin dondurulması, çözümü ve yönetimi için önemli bir eşik olacaktır."

"Erdoğan bölgedeki birlikteliği vurgulayacaktır"

Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası  İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Şahin ise bölgede yaşanan krizde Türkiye'nin durduğu yerin başından itibaren belli olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaret sırasında muhakkak krize ilişkin bir mesaj vereceğinin altını çizen Şahin, "Daha çok Körfez'in güvenliği ve Araplar  arasındaki birlikteliği vurgulayacaktır diye düşünüyorum. Hem Suudi Arabistan hem de Katar’a gidecek olması bunu gösteriyor." şeklinde konuştu.

Körfez ülkelerinin Katar’a karşı hareket ederken çok yüksek perdeden işe girdiğini belirten Şahin, Körfez ülkelerinin Katar'dan hiçbir egemen devletin yapamayacağı isteklerde bulunduğunu ve Katar'ın da zaten bunu yapamayacağını dile getirdiğini anlattı.

Şahin, yaptırımlarla bir yere gidilemeyeceğinin anlaşıldığını ve bu  nedenle krizin uzun bir zamana yayılarak çözüleceğine yönelik tahminini dile  getirdi ve "Krizin fazla derinleşmeyeceğini düşünüyorum." dedi.

İlk durak Suudi Arabistan

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır'ın  başını çektiği koalisyonun 5 Haziran'da Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini  kestiklerini ve Katar'a ekonomik ambargo kararını açıklamasının ardından çok  sayıda devlet ve hükümet başkanıyla telefon görüşmeleri yaparak sorunun çözülmesi  için aktif şekilde sürece dahil oldu.

Erdoğan, krizin hemen ertesinde gelişmelere ilişkin Katar Emiri Şeyh  Temim bin Hamad Al Sani, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kuveyt Emiri Şeyh  Sabah el-Ahmed es-Sabah, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Endonezya Devlet  Başkanı Joko Widodo, Bahreyn Kralı Hamad bin İsa El Halife, Ürdün Kralı 2.  Abdullah, Lübnan Başbakanı Saad Hariri, Malezya Başbakanı Necip Tun Abdürrezzak  ve Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ile telefonda görüştü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif'in 9 Haziran,  Bahreyn Dışişleri Bakanı Şeyh Halid bin Ahmed bin Muhammed Al Halife'nin 10  Haziran ve ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın 9 Temmuz'da Türkiye'ye yaptığı  ziyaretlerde krizin çözümüne yönelik görüşmelerde bulundu.

İlk olarak 23 Temmuz’da krizin taraflarından Suudi Arabistan’ı ziyaret  edecek olan Erdoğan, Cidde’de Kral Selman bin Abdülaziz Al Suud ile görüşecek,  Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Muhammed  bin Selman bin Abdülaziz Al Suud’u da kabul edecek.

Erdoğan, ardından, krizde Türkiye gibi arabuluculuk rolü üstlenen Kuveyt’e geçerek, Emir Şeyh Sabah El Ahmed El Cabir El Sabah’la bir araya gelecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan son olarak da 24 Temmuz’da Katar’ı ziyaret ederek Emir Şeyh Temim bin Hamed Al Sani’yle görüşecek.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre,  görüşmelerde, ikili ilişkilerin tüm yönleriyle ele alınması, ayrıca, bölgesel ve  uluslararası gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunulması öngörülüyor.

Bu çerçevede, Körfez ülkeleri arasında Katar bağlamında yaşanmakta olan ihtilafa ilişkin son gelişmelerin ve sorunun çözümüne yönelik atılabilecek adımların ele alınması planlanıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...