Sakarya'da ölümü beklerken Van'da şifayı buldu

Sakarya'da eşi ve çocuklarıyla yaşayan 47 yaşındaki Ayşe Öztaş, 2007 yılında dünyada eşine ender rastlanan Multipl Endokrin Neoplazi (MEN) Tip 1 hastalığına yakalandı. Hastalığı nedeniyle sürekli kilo almaya başlayan ve kısa zamanda 70 kilogramdan 200 kilograma ulaşan Öztaş, vücudunun çeşitli bölgelerinde oluşan tümörlerle de çeşitli sağlık sorunları yaşadı. Eşi Ali Nihat Öztaş'ın da desteğiyle sağlığına kavuşmak için gerek Sakarya'da gerekse farklı kentlerde gitmedik hastane bırakmayan Öztaş, ameliyatın büyük oranda ölüm riski taşıması nedeniyle tedavi edilemedi.
Tüm çabası sonuçsuz kalan Öztaş, bir müddet sonra tüm ümidini yitirerek Sakarya'daki evine döndü. Bu sırada eşi için girişimlerini sürdüren Ali Nihat Öztaş, yaptığı başarılı ameliyatlarla basında sıkça yer alan Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Dursun Odabaş Tıp Merkezi Obezite ve Diyabet Cerrahisi Merkezi Başkanı Doç. Dr. Aziz Sümer'e ulaştı. Doç. Dr. Sümer'e eşinin hastalığını anlatarak yardımcı olmasını isteyen Öztaş, doktordan olumlu yanıt aldıktan sonra eşiyle Van'a geldi. Yaklaşık 3 hafta süren tetkiklerin ardından Doç. Dr. Sümer ve ekibi tarafından ameliyata alınan Ayşe Öztaş'ın, vücudundaki tümörlü bölgeler temizlendikten sonra midesi küçültüldü. Başarılı geçen ameliyatın ardından her geçen gün sağlığına kavuşan Öztaş, kısa sürede verdiği kilolarla 160 kilograma gerileyerek iyileşme evresine olumlu yanıt verdi.
Dünyadaki tek örnek hasta
Merkez başkanı Doç. Dr. Aziz Sümer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ayşe Öztaş'ın kendileri ve tıp dünyası açısından önemli bir hasta olduğunu belirterek, Öztaş'ın, MEN Tip 1 hastalığı nedeniyle organı kaplayan tümörlere bağlı bir obezite hastası olduğunu ve bu hastalığın tüm belirtilerini vücudunda barındırdığını söyledi. "Literatürümüze baktığımızda şu ana kadar böyle bir hastanın olmadığını gördük" diyen Sümer, hastanın bu özellikleri itibarıyla dünyada literatüre girecek tek vaka özelliği taşıdığını ifade etti.
Sümer, şunları kaydetti: "Hastamızın obezitesi, pankreasındaki insülinoma adını verdiğimiz bir tümöre bağlı olarak gelişmiş. Bu görülmeyen bir hastalık. Bu hastalığın özelliği, hastanın tümörüne bağlı insilünün çok salgılanması, hastanın hipoglisemi dediğimiz şeker düşüklüğü komalarına girmesi ve bu nedenle sürekli şeker alımı ihtiyacı hissetmesi, şeker aldığında da hızlı şekilde kilo almasıdır. Bu özelliklerine baktığımızda literatürde insülinomaya bağlı obezite vakası bulunmuyor. MEN Tip 1 dediğimiz özellikle hipofiz bezi, paratoit bezleri, pankreas, böbrek üstü bezleri ve deri altı yağ dokularında tümörü olan bütün kompenentleri vücudunda barındıran tek hasta ve şu ana kadar da en kilolu insülinomaya bağlı hasta olarak duruyor."
Hastanın ölüm riskinin yüksek olduğunu, bu nedenle de ameliyatının da büyük tehlike oluşturduğunu anlatan Sümer, yapılan operasyonla hastanın midesini küçülttüklerini ve tümörün yayıldığı pankreasın kuyruk kısmını başarılı şekilde aldıklarını dile getirdi. Öztaş'ın daha önce yapamadığı birçok hareketi ameliyatın ardından verdiği kilolara bağlı olarak gerçekleştirebildiğine değinen Sümer, iki haftalık tedavi sonrası hastayı taburcu edeceklerini sözlerine ekledi.
"Yeniden hayata bağlandım"
Hasta Ayşe Öztaş da 2007 yılında geçirdiği rahatsızlık sonrası hayattan koptuğunu belirterek, "2007'den beri çektiğim sıkıntılar nedeniyle adeta hayata küsmüştüm. Aldığım kilolar nedeniyle çok zorluk çekiyordum, yürüyemiyordum. Sosyal hayattan tamamen uzaktım fakat şimdi yeniden doğmuş gibi hissediyorum. Çok mutluyum" dedi.
Türkiye'de hastane hastane gezdiğini vurgulayan Öztaş, şöyle konuştu: "Doktorlar ameliyat olamazsın, kilolarından dolayı 'ölebilirsin' dediler. Sonra Aziz hocamızla tanıştık ve ne olursa olsun ameliyat olmak istediğimi söyledim. O da beni kırmadı. Ona ve ekibine çok teşekkür ediyorum. İyiki de ameliyat olmuşum. İnşallah hocamın sayesinde hayallerime kavuşacağım." Öztaş'ın eşi Ali Nihat Öztaş da 7 yıl içinde çok sıkıntı çektiklerini bildirerek, eşinin sağlığına kavuştuğunu gördükten sonra yaşadığı tüm zorlukları unuttuğunu söyledi.