Tgrt Haber
15 Şubat 2018 12:12

Öcalan'ın nasıl yakalandığını anlattı! '60 saniyede paketleyip…'

PKK'nın kurucusu, terörist elebaşı Abdullah Öcalan'ın, uzun yıllar korunduğu Suriye'nin ardından kaçmak zorunda kaldığı Yunanistan, Rusya ve İtalya'dan sonra saklandığı Kenya'da düzenlenen operasyonla 60 saniyede uçağa alınıp Türkiye'ye getirilmesinin üzerinden 19 yıl geçti.

Öcalan'ın nasıl yakalandığını anlattı! '60 saniyede paketleyip…'
abdullah öcalan,imralı,abdullah öcalan yakalanma

Dünyanın en kanlı terör örgütü PKK'nın kurucusu ve sözde lideri,  terörist elebaşı Öcalan'ın, Türkiye'ye getirilmesinde Milli İstihbarat Teşkilatı  (MİT) personelinin dışında görev alan birkaç isimden biri olan dönemin Ulaştırma  Bakanlığı Müsteşarı Hasan İşgüzar, AA muhabirine, operasyonun ayrıntılarını  anlattı.

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğretim üyeliği yapan Prof. Dr.  İşgüzar, teröristbaşı Öcalan'ın Türkiye'ye getirildiği süreçte "Sivil  Havacılık"tan sorumlu olduğunu söyledi.

Elebaşı Abdullah Öcalan'ı almaya gidecek uçağın Türkiye'den kalkması ve daha sonra Türkiye'ye inecek olması nedeniyle kendisinin bu operasyona dahil  edildiğini anlatan İşgüzar, Öcalan'ın uçakla getirilmesi için gereken belgeleri  sağlamak üzere bir görev üstlendiğini söyledi.

"CAVİT ÇAĞLAR'IN UÇAĞI KİRALANDI"

MİT'teki operasyonla ilgili görevlilerin kendisine gelip konuyu  anlattıklarını dile getiren İşgüzar, şöyle devam etti:

"Abdullah Öcalan'ı Kenya'dan Hollanda'ya götürmek üzere Yunanistan'ın  Hollanda'dan uçak kiraladığı bilgisi MİT'e gelince onlar da aynı model, aynı  renkteki bir uçağı göndererek Öcalan'ı Türkiye'ye getirmek için bir çalışma  yaparlar. Türkiye'deki resmi ya da özel bütün uçakların kayıtları Sivil Havacılık  Genel Müdürlüğündedir. MİT'in istediği şekildeki bir uçak o dönem sadece iş adamı  Cavit Çağlar'da vardı. Ben de istenilen uçağın Cavit Çağlar Bey'den alınabileceği  bilgisini verdim."

İşgüzar, MİT personelinin de Çağlar ile anlaşarak uçağı kiraladığını  ancak Çağlar'ın operasyondan bilgisinin olmadığını söyledi.

"İKİ PİLOT VE 4-5 MİT PERSONELİ DIŞINDA KİMSE YOKTU"

Daha sonra söz konusu uçağın, Yunanistan'ın Öcalan için ayarladığı  uçağa bire bir benzemesi için boyanıp, kuyruk işareti konduğunu anlatan İşgüzar,  hazırlıkların ardından uçağın Türkiye'den havalandığını aktardı.

İlk etapta Çağlar'ın pilotlarına da "Mısır'a gidilecek" şeklinde bilgi  verildiğini anlatan İşgüzar, uçakta iki pilot ve 4-5 MİT personeli dışında  kimsenin bulunmadığını vurguladı.

Bu arada uçağa, Türkmenistan uçağı gibi işlem yapıldığı ve yolcu  bilgileri için de "muz tüccarları" ifadesinin kullanıldığını paylaşan İşgüzar,  "Hangi uçak olursa olsun personelle birlikte uçacak isimlerin Sivil Havacılık  Genel Müdürlüğüne bildirilmesi gerekir. Özel uçakla bir yere gideceksiniz,  isimler mutlaka yazılı olarak bildirilir. Uçuş rotası çizilir. Onun dışında gitme  şansınız yok. Dolayısıyla o dönemde bizden istenen her türlü hizmeti sunduk."  şeklinde konuştu.

"UGANDA'DA MUZ TÜCCARI GİBİ DAVRANILDI"

Havalanan uçağın, Antalya üzerinden çıkarak Akdeniz, Güney Kıbrıs Rum  Kesimi hava sahasında yaklaşık 18 dakika uçulduktan sonra Mısır ve Uganda'ya  gideceği şeklinde rota çizildiğini aktaran İşgüzar, şunları anlattı:

"Direkt Kenya'ya gidilmemesinin sebebi, Hollanda'dan da aynı tip, aynı  renk uçak gideceği için Kenya'daki havaalanı küçük bir yer, orada herhangi bir  yabancı uçak dikkati çeker diye 10 gün Uganda'da beklendi. Uganda'da muz tüccarı  gibi davranıldı. Operasyon yapılmadan birkaç saat öncesi Kenya'ya gidildi.  Kenya'da hiç kalınmadı. Hollanda'dan Öcalan'ı kaçırmak için gelen uçak havadayken  bizim uçağımız ondan iki saat önce meydana indi."

"60 SANİYE İÇİNDE PAKETLENDİ"

Kenya'daki Yunanistan Büyükelçiliğinde saklanan Abdullah Öcalan'ın,  Hollanda'dan gelmesi planlanan uçağa binmek üzere korumaların yer aldığı bir  konvoyla yola çıktığını söyleyen İşgüzar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"En önde Kenya koruma aracı vardı, arkasında ise Yunanistan  Büyükelçiliğinin koruma aracı. Abdullah Öcalan'ın içinde bulunduğu araç üçüncü  sırada, arkasından da Öcalan'ı gayri resmi koruyan kendi örgüt elemanları ile bir  de yine korumaların olduğu araç vardı. Havaalanına gelirken Kenya polisi,  Öcalan'ın aracı geçtikten sonra yolu keserek arkadan gelen konvoya başka bir  yerden yol veriyor. O da yaklaşık 15-20 dakika kazandırıyor. Öcalan havaalanına  girdiğinde, bineceği uçağın, Hollanda'dan gelen uçak olduğunu zannediyor. Takım  elbiseli, gayet mutlu bir şekilde uçağa yöneliyor. Uçağın kapısı açılıyor ve 60  saniye içinde paketleniyor. Uçağa alındığında kapılar kapanıyor. Uçak  havalanırken diğer konvoy, daha havaalanına yeni giriyordu."

RUM YÖNETİMİ HAVA SAHASINDA GEÇEN KRİTİK 18 DAKİKA

İşgüzar, Türkiye'ye gelirken 18 dakikaya yakın bir süre uçağın, Güney  Kıbrıs Rum yönetimi üzerinden geçmesi gerektiğini ve bu süreçte, Rum yönetiminin  hava sahası üzerinde yaşananları da şöyle anlattı:

"Havadaki rotalar o kadar kesindir ki 'Başka bir rotadan gideyim'  diyemezsiniz. Her uçağın da mutlaka, hava sahasına girdiği ülkeye kendi  işaretini, kimliğini bildirmesi lazım. Uluslararası kuraldır. Rum yönetimi  'Kuyruk işaretinizi bildirin' diyor, biz bir işaret bildiriyoruz, 'Öyle bir uçak  kayıtlarımızda yok' diyorlar. Pilotlar da 'Yanlış anlaşıldı bir dakika' deyip  farklı bir işaret bildiriyor. Yine Rum kesiminden böyle bir bilgi olmadığı  söyleniyor, 'Lisanımız yetersiz' denilerek rol yapılmaya başlanıyor. 'İkinci  pilot İngilizce olarak söylesin' deniyor. Rum hava sahasından geçilirken 18  dakika boyunca böyle bir yol izleniyor. Uçak, Türk hava sahasına girdikten sonra  rahatlıyoruz."

UÇAK, İLK ÖNCE ATATÜRK HAVALİMANINA İNMEK ZORUNDA KALDI

Türk hava sahasına giren uçağın Bandırma'daki askeri üsse yöneldiğini  söyleyen İşgüzar, ancak sis nedeniyle uçağın inemediğini ifade etti. İşgüzar, şöyle devam etti:

"Uçak, başka havalimanına inmeyecekti, çünkü öyle bir uçak  kayıtlarımızda yoktu. Sisin dağılmasını beklerken yakıt azaldığı için zorunlu  olarak Atatürk Havalimanına inip yakıt ikmali yapması gerekti. Atatürk  Havalimanı'ndan iniş izni isteniyor ama izin verilmiyor. O arada bana ulaştılar.  Ben de, FIC denilen sistem vardır, Sivil Havacılık Genel Müdürü emriyle herhangi  bir uçak kaldırılabilir veya izin verilmez. FIC'den Atatürk Havalimanına bu  uçağın hiçbir soru sorulmadan indirilmesi talimatını verdim. Uçak, salimen  inişini yaptı. Askeri meydanın bulunduğu, gözün görmediği bir yere çekildi.  Burada uçağın kapıları açılmadan yakıt ikmali yapıldı. Daha sonra sis dağılınca  Bandırma'daki askeri üsse doğru uçak havalandı."

İşgüzar, dönemin Genelkurmay Başkanı'nın Bandırma'daki askeri üssün  komutanını arayarak "Bir paketin geldiğini ve bizzat giderek alması talimatı  verdiğini" de söyledi.

Hasan İşgüzar, Öcalan'ın daha sonra İmralı Adası'na götürüldüğü  bilgisini verdi. Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan vatandaşların haklarını silahla  engellemeye çalışan terörist elebaşı Öcalan, 1999'dan bu yana İmralı Adası'ndaki  cezaevinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını çekiyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...