Tgrt Haber
12 Kasım 2014 11:04

Başbakan'dan milyonlarca çalışanı ilgilendiren açıklama

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Yaptırımlarda ödül ceza dengesi gelecek. İş kazası olmayan işyerlerini ödüllendireceğiz, iş kazası olan işyerlerine de ekstra mali cezalar getireceğiz" dedi.

Başbakan'dan milyonlarca çalışanı ilgilendiren açıklama
başbakan davutoğlu,yeni iş güvenliği,maddeler,

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Yasal düzenlemeyi mükemmel yapmış olabilirsiniz. Bu yasal düzenlemeye dayalı olarak, son derece detaya inen teftiş yaparsınız, inşaatı durdurursunuz, ama nihayetinde çalışma şartlarının düzeltilmesi her şeyden önce bir zihniyet dönüşümünü gerekli kılıyor. Hükümetimiz çalışma şartlarını iyileştirmek için her türlü yasal tedbiri almaya ve bu yasal tedbirleri hayata geçirmeye kararlıdır" dedi. 

Başbakan'dan milyonlarca çalışanı ilgilendiren açıklama
Davutoğlu, Başbakanlık Yeni Bina'da İş Güvenliği konusuyla ilgili basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz da hazır bulundu.  Hükümetin kurulmasının ardından bekleyen yapısal reformlarla ilgili ciddi adımlar attıklarını dile getiren Davutoğlu, bu çerçevede geçen hafta içerisinde bazı alanlarda yapısal dönüşüm programını ilan ettiklerini hatırlattı.Orta Vadeli Programın açıklandığını hatırlatan Davutoğlu, "62. hükümet programı çerçevesinde atılacak adımlar konusunda bir bu programın kendi sistematiği içinde yürüttüğümüz reform çabaları var ve bütün bakanlıklarımıza sirayet edecek şekilde de bu 2023’e doğru giden çalışma programımızda bu yapısal reformlara özen göstereceğiz" dedi."İki konu bu arada gündemimizde zaten vardı ancak şartlar bu gündemi öncelikli olarak ele almamızı gerekli kıldı" diyen Davutoğlu, "Birisi 6-7 Ekim olayları sonrasında İç Güvenlik Reformu ile ilgili yaptığımız çalışmadır, çok geniş kapsamlı bir istişare sonucunda Türkiye’de kamu düzenin ihdas etmek için iç güvenlik alanında ciddi yapısal çalışmalar içine girdik. Bu hafta içerisinde de bu reform paketini Meclisimize sunacağız" şeklinde konuştu.Hükümetin güvenoyu aldığı gün asansör kazası meydana geldiğini ve bunun ardından ilk Bakanlar Kurulu toplantısında iş güvenliği konusunu detaylı bir şekilde ele aldıklarını hatırlatan Davutoğlu, daha sonra da sektör temsilcileriyle bir araya gelerek iş güvenliği çerçevesinde yapılacak çalışmaları geniş bir istişari zeminde planladıklarını bildirdi.Ermenek’teki maden kazası ve Yalvaç’ta meydana gelen trafik kazasının da dikkatleri iş kazasına yönelttiğini söyleyen Başbakan Davutoğlu, atılması gereken adımlar konusunda da bakanlıklararası çok geniş bir istişare yaptıklarını söyledi.
AK Parti iktidarları dönemine bakıldığında iş güvenliği ve çalışma hayatıyla ilgili çok ciddi yasal düzenlemelerin yapıldığının aşikar olduğunu dile getiren Davutoğlu, ilk defa kendi dönemlerinde çağın gereklerine uygun iş kanununun yürürlüğe konulduğunu hatırlattı.Norm ve standart birliğini sağlayan sosyal güvenlik reformunu hayata geçirdiklerini, yapılan düzenlemeyle dağınıklığa ve çok başlılığa son verdiklerini  anımsatan Davutoğlu, tüm vatandaşları sağlık şemsiyesi altına alan genel sağlık sigortasını hayata geçirdiklerini söyledi.
Küresel kriz dönemlerinde istihdam şartlarını iyileştirdiklerini ve artırdıklarını anlatan Davutoğlu, 10 yıl içerisinde işverenlere 41 milyar prim desteği sağladıklarını, son 5 yılda istihdamda sağlanan artışın 5 milyon 795 bin kişi olduğunu ve 985 bin kişiye mesleki eğitim verdiklerini ifade etti.Davutoğlu,1 Mayıs’ı tekrar tatil ilan ettiklerini, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nu yürürlüğe koyduklarını, kayıt dışı istihdam oranını yüzde 52’den yüzde 36’ya düşürdüklerini söyledi. AB normlarına uygun müstakil iş sağlığı ve güvenliği kanunu yürürlüğe soktuklarını hatırlatan Davutoğlu, “Böylece 91 yıllık cumhuriyetimiz döneminde ilk kez AB normlarına uygun müstakil iş sağlığı ve güvenliği yasasına kavuşmuş oldu ülkemiz” dedi.Yasaya istinaden 36 yönetmeliğin yürürlüğe girdiğini ve mevzuatla birlikte 83 bin iş güvenlik uzmanı ile 23 bin işyeri hekiminin sertifikalandırıldığını hatırlatan Davutoğlu, “Bu daha önceki dönemlerde olmayan bir alandı ve bizim iş güvenliği yasasından sonra takriben iki yılda hem iş güvenliği uzmanlarının sayısını artırdık, eğittik, sertifikalandırdık ve sisteme soktuk. Uluslararası standartlarda evrensel standartlardaki çalışma hayatı kurallarını uygulayabilmek için ILO’nun 167 ve 176 sayılı maden ve inşaatlarda iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili sözleşmeleriyle ilgili yasal süreci hızlandırdık. Ümit ederiz ki bu hafta içinde, en geç gelecek hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’ndan bu yasal düzenleme geçecek ve ILO’nun 167 ve 176 sayılı sözleşmeleri Türkiye’de uygulanır hale gelecek” diye konuştuk.
"Her şeyden önce bir zihniyet dönüşümünü gerekli kılıyor"
Denetim faaliyetlerine de ağırlık verdiklerini ve 2014 yılında 845 maden işyerinin teftiş edildiğini ve bunlardan 134’ünün durdurulduğunu dile getiren Davutoğlu, şunları söyledi:“Maden İşleri Genel Müdürlüğümüz de 94 işletmeyi durdurdu. Çok çarpıcı ‘acaba denetim konusunda eksiklik var mı, aksama var mı’ diye haklı olarak kamuoyumuzda yöneltilen sorulara bir cevap teşkil etmesi bakımından, ekim ayında asansör kazasından sonra 2 bin 79 inşaat denetlendi ve bin 610 inşaat durduruldu. Bunun çarpıcı iki yönü birisi bu kadar yüksek bir denetim yapılmış olması ama maalesef çalışma şartlarının ne kadar namüsait olduğunu gösteren bir istatistik olarak da 2 bin 79 denetimden bin 610 inşaatın durdurulmuş olması. Bu da şunu gösteriyor; yasal düzenlemeyi mükemmel yapmış olabilirsiniz, bu yasal düzenlemeye dayalı olarak son derece detaya inen teftiş yaparsınız, inşaatı durdurursunuz ama nihayetinde çalışma şartlarının düzeltilmesi her şeyden önce bir zihniyet dönüşümünü gerekli kılıyor.”
“Şu hususu özellikle kamuoyumuzla paylaşmak istiyorum” ifadesini kullanan Davutoğlu, şöyle devam etti:“Hükümetimiz çalışma şartlarını iyileştirmek için her türlü yasal tedbiri almaya ve bu yasal tedbiri hayata geçirmeye kararlıdır bu konuda hiçbir tereddüdümüz yok.  Ama bütün bu istişareler esnasında benim fark ettiğim bir husus var ki yasal düzenlemeler süreci yönetmek bakımından yeterli olamayabiliyor. Süreci yönettiğinizde de eğer çalışma kültürüyle ilgili bir zihniyet dönüşümü yaşanmamışsa yine eksik kalıyor. Her şeyden önce işçilerimizin, işverenlerimizin bir zihniyet dönüşümü sürecine girmesi lazım. Bu nedir? Mesele sadece sonunda bir üretim elde etmek değil, o süreç esnasında insanların can güvenliğini temin etmek.”Eminyet kemeri kullanımıyla ilgili zorunluluk olduğunu ve bu kuralın getirilmesiyle siyasi iradenin veya karar alıcıların gereğini yapmış olduklarını söyleyen Davutoğlu, “Ama ‘emniyet kemeri benim belimi sıkıyor’ diye arkadan bağladıktan sonra öne doğru gelen bir sürücü ne kuralı alırsanız alın artık kendi güvenliğini tehlikeye atmış olması bakımından o kuralı geçersiz kılar” dedi.Davutoğlu, özellikle işçilerin ve vatandaşların kendi hakları konusunda bilinçlendirilmelerinin çok önemli olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Bütünüyle 77 milyon kişinin günlük hayatını tek tek kontrol etmek mümkün mü? Önemli olan vatandaşlarımızın işçilerimizin bizzat kendilerinin kendi can güvenlikleri konusunda bilinçlendirilmeleri" diye konuştu.
"Protesto etmek çok kolay"İşçi sendikalarıyla yaptığı toplantıda, 2012’de çıkarılan İş Güvenliği Yasasıyla ilgili ne kadar eğitim faaliyeti yapıldığını sorduğunu dile getiren Davutoğlu, "Ne kadar işçilerimize yeni hakları bildirildi, ‘Eğer yoksa şu asansörde güvenlik şartları ben binmeyeceğim’ deme hakkına sahipken işçimiz acaba böyle bir hakka sahip olduğu bilgisi onlara verildi mi? Protesto etmek çok kolay. Sonunda hepimizin üzüntü ifade etmesi zaten insani bir görev. Muhalefet etmek de kolay ama nihayette hepimizin üzerine düşeni yapmamız gerekir" dedi.
Davutoğlu, yaklaşık iki aydır tüm Bakanlar Kurulu toplantılarında İş Güvenliği Yasası’nı görüştüklerini, bazı işveren sendikalarıyla 4 kez,  bazılarıyla da topluca bir araya geldiğini hatırlatarak, “Önce kendim olayın mahiyetini anlamaya çalıştım sonra da acaba ne tedbir alınır onun üzerinden sonuca ulaşmaya çalıştık" ifadesini kullandı.
"Ödül ceza dengesi gelecek
Başbakan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:"Bundan sonra yaptırımlarda ödül ceza dengesi gelecek. İş kazası olmayan işyerlerini ödüllendireceğiz, işkazası olan işyerlerine de ekstra mali cezalar getireceğiz.Davutoğlu, redevans usulüyle ihale edilen işlerde üretim zorlamalarının engellenmesi için uygun planlama yapılacağını bildirerek, "Kimse üretim zorlamasında bulunamayacak, bulunursa işi durdurulacak ve sözleşmeyi feshedeceğiz. Redevans süresi 15 yıldan az olmayacak. Kamuda redevans olacak ancak bütünüyle bir başka işverene devredilemeyecek. Eğer hizmet alımı söz konusu olacaksa ilgili bakanlıkla görüşerek yapacak. Özel sektörde ise redevans olmayacak" dedi.İş güvenliğiyle ilgili üç aşamalı bir sorunla karşı karşıya bulunulduğunu belirten Davutoğlu, bunlardan ilkinin "zihniyet ve eğitimle ilgili bilinçlenme, sosyal farkındalık" olduğunu dile getirdi. Madende üretim başladığı andan madenin kapanması, kapanmasından sonra rehabilite edilmesine kadar giden dönemi kapsayan "süreç yönetimi"nin ikinci unsur olduğunu belirten Davutoğlu, bu süreçte denetim, yeni projelendirme, sertifikasyon, krize müdahale etme kabiliyeti gibi başlıklar bulunduğuna işaret etti. Üçüncü aşamanın da "yasal süreç" olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Eğitim-denetim-yaptırım dengesini sağlıklı bir şekilde yeniden inşa etmeye ihtiyaç var. Esas itibarıyla bugün açıklayacağım hususlar, bütün bu sürece, ana parametrelere hitap etme hedefini güden bir reform paketi. Sadece şu yasal düzenlemeleri yapalım demekle işi bitirmiş olmuyoruz" dedi.

 

"Yasal eksiklik var" demenin çok kolay olduğuna vurgu yapan Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

 

"İlgili herkesin, işçi ve işveren kuruluşlarının, STK'ların, bu konuyla ilgili duyarlılık hisseden her kesimin eldeki mevzuatı incelemesi ve bize spesifik, somut önerilerle gelmesi lazım. Çok kolay gibi gelen önerilerin sonuçlarını, maliyet ve etki analizlerini iyi yapabilmek lazım. Meselemiz hem çalışma hayatını düzenlemek ama bir taraftan da Türkiye'de sanayi üretiminin durmamasını, aksine artmasını temin etmek. Demokratik standartlarda bir ülke olarak emeğin sömürüsünün önüne geçmemiz lazım. Alınteriyle, zor şartlarda hayatını kazanan kardeşlerimizin alınterlerinin karşılığı yoktur, o emeğin, helal rısk temin etmek için o şartlarda çalışan kardeşlerimizin hukuku her şeyin üstündedir. Ama o hukukun devam edebilmesi için o işletmelerin çalışmaları da lazım. Onun için madenlerle ilgili ayrı bir çalışma size aktaracağım."

 

"Çok tehlikeli işlerde çalışanlar için yeterlilik belgesi zorunlu olacak"

 

Başbakan Davutoğlu, çalışma hayatı ve iş güvenliğiyle ilgili alınması kararlaştırılan tedbirleri şöyle sıraladı:

 

"Çok tehlikeli işlerde çalışan 2 milyon 700 bin çalışanımıza mesleki yeterlilik belgesi alma zorunluluğu getireceğiz. Bundan sonra 'inşaat işçisi, amele veya şuradan gelen işçiler' değil işçilerimizin profesyonel olarak yaptığı işle ilgili mesleki formasyonu, serftifikası olacak. Hepsi tanımlanacak. Bu çerçevede meslek liseleri ve üniversitelerin ilgili fakültelerine zorunlu iş sağlığı ve güvenliği dersi koyacağız. Daha eğitimin ilk aşamalarında öğrencilerimiz, iş sağlığı ve güvenliği alanlarında bilinçlendirilecek, eğitilecek. 

 

Yapı denetim firmalarına iş sağlığı ve güvenliği konusunda sorumluluk getireceğiz. Yapı denetim firmaları sadece işin mekanik denetimiyle ilgilenmeyecek, iş sağlığı ve güvenliği konusunda sorumluluk üstlenecekler. 

 

İnşaatlarda şantiye şefine, madenlerde daimi ve teknik nezaretçilere, 'iş güvenliği uzmanı' olma şartı getireceğiz. Belli vasıfları taşıyarak zaten şantiye şefi olmuştur ama ona bir de 'Şantiye şefi olacaksanız iş güvenliği uzmanı olacaksınız, sertifikanız olacak'. İş güvenliği pratiğini bizzat o yapacak demek değil, yine iş güvenliği uzmanları olacak onun emrinde çalışan ama şantiye şefi bir iş yerine girdiğinde nerelerde iş güvenliği aksamaları var görebilecek bir altyapıya sahip olacak. Entellektüel bilgi birikimine, 'Şurada şu eksiklik var, işçilerimizin hayatı riske girebilir' diye görebilecek durumda olacak. Şantiye şefi sadece işin bir an önce bitirilmesine odaklanmayacak, iş güvenliğine de odaklanacak. Bu sertifikaya sahip olmayanlar şantiye şefi olamayacak."

 

"İdari para cezalarında ciddi artış olacak"

 

Yaptırımlara ödül-ceza dengesi getirileceğine, iş kazası olmayan iş yerlerinin ödüllendirileceğine, iş kazası olan iş yerlerine de ekstra mali cezalar verileceğine vurgu yapan Davutoğlu, "Üç yıl içinde iş kazası olmayan çok tehlikeli iş yerlerinde işsizlik sigortası priminin işveren payını yüzde 2 yerine yüzde 1 olarak tahsil edeceğiz. 'Çok tehlikeli iş yeri' kategorisinde üç yıl hiçbir iş kazası gözükmüyor, her şey kuralına uygun yapılmış, işverende hem sorumluluğunu yerine getirmiş hem de işçilerin canı konusunda duyarlılık göstermiş, işsizlik sigortası primini yüzde 2 yerine yüzde 1 olarak tahsil edeceğiz. Bu işverenlerimize ciddi bir teşviktir. Ancak takip eden yılda, ölümlü iş kazası meydana gelirse aynı primi yüzde 3 olarak tahsil edeceğiz. Ölümlü iş kazasında prim yükselecek" bilgisini verdi.

 

İdari para cezalarında ciddi artışlar olacağını bildiren Davutoğlu, hiçbir bahaneye fırsat vermemek için iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili harcamaların kamu ihale sözleşmelerinde ayrı bir kalem olarak yer alacağını kaydetti. 

 

Davutoğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

 

"Redevans, kiralama veya götürü usulüyle ihale edilen işlerde üretim zorlamalarının engellenmesi için uygun planlama yapılacak. Kimse üretim zorlamasında bulunamayacak, bulunursa işi durdurulacak ve sözleşmeyi feshedeceğiz. Redevans sürelerini 15 yıldan az olmayacak şekilde uzatacağız. Kısa süreli redevanslarda bir an önce üretimi yapmak ve en fazla karı elde etmek için işçilerin namüsait şartlarda çalışmaya zorlanması ihtimali söz konusu, özellikle küçük havzalarda. Bunu engellemek için redevans süresi 15 yıldan az olmayacak. 

 

Kamuda redevans olacak ancak bütünüyle bir başka işverene devredilemeyecek. Kamuda redevansla iş alan, sonra da bu işi bütünüyle bir başka taşerona devredemeyecek. Eğer hizmet alımı söz konusu olacaksa ilgili bakanlıkla görüşerek, yapacak. Özel sektörde ise redevans olmayacak. 

 

Kamuda redevans olacak ama bir kere redevans işlemi yapıldıktan sonra bütünüyle iş, başkasına devredilemeyecek. Dolayısıyla biz kamuda kime o işi vermişsek muhattabımızı bileceğiz, sorumlusunun kim olduğu belli olacak. Özel sektörde ise redevans hiç olmayacak."

 

"Acil durdurma halleri müfettiş inisiyatifine bırakılmayacak"

 

Standartlara uygun kişisel koruyucu donanım sağlamayan işverene idari para cezası uygulanacağını, acil durduma hallerinin müfettişin inisiyatifine bırakılmadan mevzuatta açıkça belirtileceğini kaydeden Davutoğlu, şunları aktardı:

 

"Mesela yer altı maden işletmelerinin en az iki yoldan yerüstüne bağlanmaması durumunda iş durdurulacak. Müfettişlerimize güveniyoruz ancak belli alanlar olacak ki müfettişin takdir yetkisine bırakılmayacak. Müfettiş gelip de 'Şu eksik' diye tespit edebilir ama belli alanlarda o şartlar sağlanmamışsa, tabiri caizse, iş durdurma otomatik olacak. Mesela, maden işletmeleri en az iki yoldan yer üstüne bağlanmamışsa diğer her şey mükemmel olsa bile o iş yeri durdurulacak. 

 

İşverenin, ölümlü iş kazasında kusurlu bulunması halinde... İş kazası olmuş, yasal süreç tamamlanmış, işveren kusurlu bulunmuş, TCK'ya göre alacağı cezaya ilave olarak, onu yargı belirleyecek, biz ona karışmayız, buna ilave olarak iki yıl boyunca kamu ihalelerinden men edilecek ve bu, Kamu İhale Kurumunun sitesinden duyurulacak. Biz de hükümet olarak, 'Madem ki sen buna dikkat etmedin, benim açtığım ihalelere bundan sonra iki yıl katılamazsın' diyeceğiz. Tabiri caizse bir tür sicil olacak. Eskiden esnaf dünyasında, protesto listeleri yayınlanırdı, bunun caydırıcılığı çok ağır olurdu. Protesto edilen senetler listesi geldiğinde her esnaf bakardı, ben de babamın pratiğinden biliyorum, bir anda o esnafın kredisi önemli ölçüde etkilenirdi. Böyle bir kredi kaybına uğramak istemeyen her işveren Kamu İhale Kurumunda bir ihaleye katılacaksa önce kendi işçisinin sağlığına dikkat edecek."

 

"Yeraltı çalışmalarında üç boyutlu plan zorunlu olacak"

 

Başbakan Davutoğlu, yeraltı maden işletmelerinde çalışanların kaydı ve konumlarının eşzamanlı takibi için bir sistem, çip kurulmasının zorunlu olacağını belirterek, TKİ'nin bazı işletmelerinde olan bu uygulamanın yaygınlaştırılacağını söyledi. Madenin 100-200 metre altına inmiş bir işçinin bulunduğu konumun çip sayesinde elektronik irtibatla takip edileceğini vurgulayan Davutoğlu, bunun için ciddi bir modernizasyona ihtiyaç olduğunu, bunun da gereğinin yapılacağını kaydetti. 

 

Yeraltı çalışmalarında hazırlanacak planların üç boyutlu olmasının zorunlu hale getirileceğini dile getiren Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:

 

"Kağıtta baktığınızda iki boyutlu bir şeyde göremiyorsunuz, Ermenek'te gittiğimde brifing aldım, tekrar brifing aldım, içine girdik madenin ama esas kağıt ötesinde o madenin çalışma şartlarının zihninize yansıması için üç boyutlu olması lazım.  Derinliği, hacmi, uzunluğu, yüksekliği hepsinin gözükebilmesi lazım. Nitekim üç boyutlu bir maket üzerinde Bakanlar Kuruluna bilgi verdi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız, çok daha açıklayıcı oluyor çünkü derinlik boyutu ihmal ediliyor bazen planlar üzerinde. 

 

Maden işletme projeleri ile ilgili diğer dokümanlar ilgili kuruluşlar arasında mutlaka elektronik ortamda paylaşılacak. Bunu ben özellikle buraya koydum, bizzat da takip edeceğim, Ermenek kazasında konunun uzmanı olmamakla birlikte benim fark ettiğim husus şu, hepimiz de dikkatlice dinleyince bunu görüyoruz, başta bir izin almış, tamam, güzel. Girmiş alana, bir bölümü bitirmiş yıllar önce, on yıllar önce belki. Sonra orayı kapatmış, başka bir yerde tekrar izin almış devam ediyor, aynı firma. Ama işçi uyarıyor, çok acı bir şeydir, teftişler de yapılıyor, teftiş yapılırken duvarları örüyor, görülmemesi gereken yerleri bloke ediyor. İşçi uyarıyor, oradaki tecrübeli bir işçi, 'Eski yere çok yaklaştık, oradan su basması olabilir' diyor. 50-60 metre yaklaşmaması lazım. Oradan birisi 'Hayır, hayır daha 50 metre var' diyor ve bu olay öyle cereyan ediyor. Orada iki tane işçinin kendi arasındaki müzakereyle belirlenmeyecek bu. O havzada ne oluyorsa elektronik ortama, her aşaması günlük bazda işlenecek, görülecek ve bu bilgiler hem Maden İşleri Genel Müdürlüğümüz tarafından hem de teftiş tarafından takip edilecek, paylaşılacak. 'Şu galeri kapatıldı' bilgisi bilgisayara işlenecek, bu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına irtibatlanacak ve sadece oraya giden müfettiş değil Ankara'daki ilgili müfettiş veya ilgili daire o havzadaki değişimi gözleyebilecek, an be an oradaki durumu takip edebilecek."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...