Başbakan Binali Yıldırım Karabük'te konuştu

MİLLETE SİLAH DOĞRULTMAK NEYMİŞ TEK TEK GÖSTERECEĞİZ

Bu millet çok düşmanlıklarla karşılaştı. Hamdolsun bir olarak beraber olarak o belayı da atlattık. Diz çöktürdük ama diz çökmedik. Bu sefer mert bir düşmanla değil namert hainlerle savaştık. Ümmetin duası, milletin duası bizimleydi. Dik durduk, sağlam durduk o alçaklara cevabını verdik. Şimdi inlerine giriyoruz. Bu ülkeye, bu millete silah doğrultmak nedir onlara tek tek gösteriyoruz. 15 Temmuz gecesinden itibaren MHP bu gerçeği gördü. Türkiye'nin beka sorununu gördü ve AK Parti-MHP olarak biraraya geldik, ülkenin bir daha bu alçakça tartışmalara, darbelere maruz kalmasın diye buradan güzel bir anayasa değişikliği hazırladık. Bu çalışmada bizimle beraber olan MHP'ye ve genel başkanına teşekkür ediyorum.

KARABÜK TÜRKİYE BİRİNCİSİ OLUNCA İLK ZİYARETİMİ YAPACAĞIM

Bu değişiklik sizin onayınızdan geçecek. Ülkücü milliyetçi kardeşlerim. Vefakâr AK Partili yol arkadaşlarım bu tarihi karar sizin onayınızdan geçecek. Karabük rekora gidiyor. 16 Nisan akşamı gözüm ekranda, kulağım Karabük'te olacak. Karabük'ten gelen Türkiye rekoru bizim için büyük bir zafer olacak. Karabük Türkiye birincisi olunca ilk ziyaretimi Karabük'e yapacağım. Ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkaracak, Türkiye'ye çağ atlatacak bir değişimin arefesindeyiz. 80 milyonun birliğini, kardeşliğini daha da güçlendirecek bir değişim yaşayacağız.

MİLLETİ TANIMAYANI KARABÜK TANIR MI?

Bugüne kadar ne yaptıysak size sorduk öyle yaptık. Yap dediniz yaptık, yapmayın dediniz orada durduk. Hazırladığımız bu anayasa değişikliğini Meclis'e getirdiğimizde bu teklif 367 oyla geçse bile biz bunu millete götüreceğiz dedik. CHP ne dedi, isterse yüzde 98'le kabul edilsin tanımayız dediler. Ben de diyorum ki, sen tanısan ne olur, tanımasan ne olur! Millet de seni tanımaz! Milleti tanımayanı Karabük tanır mı? Bunun cevabı 16 Nisan'da kararımız Evet.

BU KADAR KISA SÜREDE KARABÜK-ANKARA YOLUNU NASIL YAPACAKSIN?

17 ayda bir hükümet ne yapabilir? Tebrikleri kabul ederler sonra da vedalaşmaya başlarlar, valizlerini toplarlar. Hizmet hakgetire, başka bahara. Siz 2002'de dediniz ki, artık karar milletindir. AK Parti kurucusu, Cumhurbaşkanımız, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'ın size selamını getirdim. Böyle bir ortamda nasıl iş yapacaksın, nasıl Karabük-Ankara yolunu bölünmüş hale getireceksin. Nasıl iflas noktasına gelmiş Karabük Demir Çelik fabrikasını ayağa kaldıracaksın. İşte bu ortamda bu kadar kısa süreli kurulan hükümetlerde ekonomi büyümez, refah artmaz, ülkenin sorunları da bir başka bahara, sorunlar torunlara havale edilir.

CUMHURBAŞKANI "KIZIM" DEDİĞİ ÇİLLER'E BAŞBAKANLIĞI VERMEDİ 

AK Parti iktidara geldiğinde doğan bebekler bugün 16 yaşında. Geçmişi bilmeyebilirler ama benim yaşımda olanlar Türkiye'nin son 40 yıldır neler yaşadığını, ne büyük sıkıntılarla karşılaştığını çok iyi hatırlarlar. Seçim olur tek başına iktidar olmaz. Partiler kendi aralarında koalisyon kurarlar. Görüşmeler, turlar, pazarlıklar, milletvekili transferleri, iyi kötü bir hükümet kurarlar, Cumhurbaşkanına giderler. Cumhurbaşkanı bazen onaylar, bazen de başka birine görev verir. Rahmetli Erbakan ile Çiller hükümet kurdular, protokol yaptılar, bir sene biri bir sene diğeri Başbakan olacak. Bir sene sonra Başbakan değişecek, Cumhurbaşkanı 'kızım' dediği Çiller'e görevi vermedi. Gitti bir tane adama verdi Yalım Erez diye biri. Ne oldu ekonomi çöktü, sorunlar büyüdü.

BU DEĞİŞİKLİK 20 YIL ÖNCE YAPILSAYDI BUGÜN MİLLİ GELİR...

Rahmetli Ecevit göklere çıkardığı Ahmet Necdet Sezer'i başa getirdi. En önce kendisi bozuştu. Niye? Çünkü bu sistemin yapısında sakatlık var, iki başlılık var. Bu sistem babayı oğluna düşürür sevgili Karabüklüler. Şimdi AK Parti var, aramızda ayrı gayrı yok. Ama sadece AK Parti'ye göre bir sistem inşa edilmez. Recep Tayyip Erdoğan, Binali Yıldırım fanidir, gelir geçer. Ama Türkiye ilelebet bağımsız olarak yaşamaya devam edecek. Bir daha 60 darbesini, 80 darbesini, 28 Şubat'ı yaşamamamız lazım. Bizim şu an Cumhurbaşkanımız başımızda Allah'a şükür, uyumlu çalışıyoruz. Ama geleceği düşüneceğiz, çocukları, torunları düşüneceğiz. Milletimiz için, geleceğimiz için öngördüğümüz bu anayasa değişikliği 20 yıl önce yapılsaydı bugün Türkiye'de kişi başına milli gelir 25 bin dolardı. Avrupa ortalamasındaydı.

BÖYLE BİR MİLLETİN EVLADI OLMAKLA NE KADAR GURUR DUYSANIZ AZDIR

Demokrasiye tanklarla balans ayarı vermeye çalıştılar. Türkiye'nin geleceğiyle, kaderiyle oynadılar. Allah'ın izniyle o eski alışkanlıklar 15 Temmuz'da da tekrar edildi. Ama bu sefer alçaklar tarafından. Millet ne dedi, bir dakika millet varsa zillet olmaz, millet varsa zafer vardır. O gün dünyaya siz demokrasi dersi verdiniz. Dünyaya bayrağın, ezanın, demokrasinin nasıl muzaffer olacağını tankların, tüfeklerin, uçakların nasıl yerle bir olacağını göğsünüzü siper ederek sizler gösterdiniz. İşte böyle büyük bir milletin evladı olmaktan ne kadar gurur duysanız azdır.

GÖZÜNE DİZİNE DURSUN DİYECEKTİM AMA DEMEYEYİM

Bu işi Kılıçdaroğlu yalan dolan, memleket kazan bu kepçe dolaşıp duruyor. Mevcut sistemde diyor ki, Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanına bağlı olacak. Bu kadar yalan olmaz. Cumhurbaşkanı AYM'Ye 14 üye atayacak. Biz bunu değiştirmiyoruz. 17 üyesi var, ikisini çıkarıyoruz, 15'e düşürüyoruz. Çünkü darbe döneminden kalan askeri mahkemeler, askeri yargıtay, askeri yüksek idare mahkemesi vardı. Onları kaldırdığımız için bu değişiklikle onlar gidiyor. Mahkemenin artık askeri, sivi yok. Mahkeme mahkemedir, orada rütbe geçmez, adalet geçer. Yalan söyleyip de ölen var mı? Ne diyor Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanı'na bağlanacak. Gözüne dizine dursun diyecektim ama hadi demeyeyim! Bunlar okumadan üfürüyorlar, üfürükçü bunlar.

YALAN VAR, YALDIZLI YALAN VAR KUYRUKLU YALAN VAR

Bunların yere göğe sığdıramadığı Ahmet Necdet Sezer, üniversiteden bir arkadaşını AYM'ye atadı. Bir de baktık ki, adam CHP'nin üyesi. Bak bak tarafsız CHP'ye bak. Ama bunların eski alışkanlığı. Tek parti döneminde herşey bunlardı. Tek adam arıyorsan geçmişine bak. Geçmişinize bakın. Bunlar bu yalanları, iftiraları kendileri de biliyorlar ama işlerine gelmiyor. Neymiş anayasa değişikliği olunca Meclis'in yetkileri azalacak. Bu da kuyruklu yalan. Yalan var, yaldızlı yalan var, kuyruklu yalan var, envai çeşit yalan var.

SEN DEĞİL MİYDİN TERÖRÜN YANDAŞI İMC TV'DE BUNU SÖYLEYEN?

Bunların işi gücü konuşmak. Okumadan, anlamadan, dinlemeden yorum yapmak. Okuyorlar da tersten okuyorlar. Yine de anlamıyorlar. Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı sistemi gelirse Anayasa'nın ilk 3 maddesi değişecek diyor. Türkiye Cumhuriyet'tir, Marşı İstiklal Marşı'dır, başkenti Ankara'dır, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür, demokratik, sosyal, laik ve hukuk devletidir. Bunlarla ilgili bir değişiklik var mı? Sen değil miydin terör örgütünün yandaş IMC televizyonunda "icap ederse ilk üç madde değişir" diyen. Hiç kimse heveslenmesin Türkiye'nin üniter yapısına göz diken kim varsa bu millet onun gözünü oyar. Bu aziz millet senin terör örgütü propagandası yapanlara o söylediğin sözleri unuttu mu zannediyorsun?

SANDIKTAN EVET KARARI ÇIKACAK SİZ DE BİTECEKSİNİZ

Karabük'ün KARDEMİR fabrikası var CHP'nin de yalan fabrikası var. İşleri güçleri yalan tezvirat. Bu anayasa değişikliğine başka kim hayır diyor. Kandil, PKK, HDP, FETÖ, DEAŞ. Kandil'den üstüste beyanatlar geliyor. Efendim evet çıkarsa biz bittik diyorlar. Karabük'ten söylüyorum; evet çıkacak siz de biteceksiniz. Başka yolu yok. Bu aziz millet terör belasından kurtulacak. Başka kim hayır diyor? Avrupalılar da hayır kervanına katıldılar. Maşallah Almanya, Hollanda, İsviçre. İşi o kadar ileri götürdüler ki gazetelerini Türkçe basıyorlar, hayır diye manşet atıyorlar. Hollanda'nın iki gün önce bakanlarımıza yaptığını gördünüz. Türk göstericilere, kardeşlerimize, gurbetçilerimize gösterdikleri şiddeti gördünüz. Atlarıyla, itleriyle üzerlerine sürdüklerini gördünüz. AB tarihinin en karanlık en talihsiz sayfalarını hep birlikte görüyoruz.

CUMHURBAŞKANI ALAŞAĞI EDİLECEK DİYE ELLERİNİ OVUŞTURDULAR

Kendilerine gelince özgürlük, müslümanlara gelince yasak! Alman devlet televizyonunda Türkçe hayır propagandası var. Yıllardır sizi ırkçılık, islam karşıtlığı hakkında uyarıyoruz. En sonunda Fransa'da başörtüsünü yasakladılar. Bu Avrupa için utanç verici bir şeydir. Türkiye eski alışkanlıkları birer birer ortadan kaldırıyor, yasakları birer birer tarihin derinliklerine gönderiyor, Avrupa tekrar yasakları hortlatıyor. Türkiye demokrasi standartları yükselirken Avrupa'nınki düşmeye başlıyorlar. Seyahat, yürüyüş, ifade özgürlüğünü engelliyorlar. Hollanda o  akşam ne kadar Avrupa değeri varsa ayaklar altına aldı. Bunlar Suriye'de öz kardeşlerimiz katledilince sesleri çıkmaz. 15 Temmuz darbe girişimi olunca sesleri çıkmaz. Başbakan devrilecek diye, Cumhurbaşkanı alaşağı edilecek diye ellerini ovuşturdular